hesabın var mı? giriş yap

  • bugün 99 vaka üzerinde yayımlanan bilimsel makaleye göre öldürme oranının şu anki istatistiklerde yer alan %2-3'den daha yüksek olabileceğini gösteren virüs.

    ingilizcesi veya zamanı olmayanlar için hemen virüsün semptomları ve öldürmedeki risk faktörlerini de içeren bilgilerle dolu makalenin özetini geçiyorum, onu da okumayanlar için en altta benim son durum hakkındaki bilgilere dayalı genel yorumumu yazacağım.

    1) makalede incelenen 1 ocak-20 ocak arasında wuhan'daki jintinyan hastahanesine yatmış 99 vakanın 11'i ölmüş ( oran %11), %58'i hala hastahanede tedavisi devam etmekte, %31'i de taburcu edilmiş. yoğun bakımdaki hasta oranı %23

    2) hastaların çoğunluğu (2/3'ü erkek), kadınlardaki cinsiyet hormonlarının doğal ve kazanılmış bağışıklıklarını güçlendirip viral hastalıklara karşı karşı onları koruduğu düşünülüyormuş (sars ve mers'te de erkek hasta oranı kadınlara göre bu yüzden daha fazlaymış)

    3) bu 99 kişilik gruptaki hastaların ortalama yaşı 55. yani hastalık orta yaşın üzerindeki kişileri daha fazla vurmakta. 39 yaşından küçük hastaların oranı %10

    4) hastaların büyük bir kısmı yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetleri ile başvurmuş

    5) hastaların %50'sinde önceden bir kronik rahatsızlık varmış (çoğunlukla kalp veya damar sorunları, diyabet, sindirim sistemi sorunu vs.)

    6) hastaların hepsinde pnömoni (zatürre) tespit edilmiş. %75'inde her iki akciğerde de, %25'inde tek akciğerde

    7) rapor ettikleri ilk ölümler uzun süredir sigara içen iki yaşlı erkek hasta (61 ve 69 yaşlarında). hastaneye geldiklerinde durumları ağırmış, direkt yoğun bakıma alınmışlar. biri 8. gün, diğeri 11. gün ölmüş. solunum cihazına alındıktan 3 ve 10 gün sonra ölmüşler. ölüm sebepleri kısa sürede geliştirdikleri çoklu organ yetmezliği.

    8) ölen diğer dokuz hastanın 8'inde ciddi akyuvar eksikliği (lymphopenia), 7'sinde her iki akciğerde de zatürre, 3'ünde hipertansiyon varmış.1'i gene yoğun sigara içiciymiş. 5 hasta da 60 yaşın üzerinde imiş.

    9) ölümler hastanın mulbsta skoru ile uyumlu oluyormuş, bu skora göre öngörülebiliyormuş. neymiş bu mulbsta skoru: hastanın yaşı, hastanın sigara içme geçmişi, hastanın hipertansiyonu olup olmadığı, hastanın virüsle beraber aynı zamanda bir bakteriyel enfeksiyona sahip olup olmadığı, akyuvarlarındaki düşüş değeri ve (zatürrenin-) hastanın akciğerlerinde bulunduğu lob sayısı (multilobiler infiltrasyon) değerleriyle hesaplanan bir skormuş. bu skor ne kadar kötüyse, wuhan virüsünden ölme riskiniz o kadar yüksek demek.

    10) virüs akyuvarlara saldırıyormuş. bazı hastalar akyuvarları azaldıktan sonra hızlı bir şekilde akut solunum sendromu sıkıntısı (ards) ve septik şok geliştirip sonrasında çoklu organ yetmezliğinden gidiyormuş. o yüzden erken teşhis önemli diye not etmişler.

    11) çalışmada yeralan hastaların %49'u meşhur huanan balık pazarında bulunmuş (%2) veya orada çalışıyorlarmış (%47). ama diğer %51 hiç oraya gitmemişler.

    12) bugüne kadar toplam 15 sağlık personeli virüs kapmış. bunların 14 tanesinin virüsü aynı hastadan kaptığı düşünülüyormuş.

    şimdi gelelim bu son bilgiler ışığında hastalığın durumunun ve yayılmasının "gerçekte" ne olduğu konusundaki (maalesef biraz iç karartıcı) düşüncelerime.

    daha önceki entrylerimde (#101173631ve#101251085) detaylı yazdığım sebeplerle bu salgının şu anda tespit edilenden daha yaygın olduğu ve virüse sahip çoğu kişinin grip olarak yanlış teşhis edildiğini düşünmekteydim. hala hemen hemen aynı kanaatteyim. tek bir farkla, bu virüse sahip muhtemel kişilere grip değil zatürre yanlış/eksik teşhisiyle yaklaşılmakta olması çok muhtemel. bu grip teşhisine göre çok daha ciddi bir sıkıntı çünkü zatürrenin öldürme oranı çok daha yüksek dolayısıyla ülkemizde (ve dünyada) wuhan virüsü kaynaklı ölümlerin zatürreye bağlanıp arada kaynaması çok olası. sadece bu da değil, wuhan virüsü için tedavisi yapılacak bir hastaya sadece zatürre odaklı bir tedavi uygulanması da ciddi sıkıntı. yıl yıl, özellikle de bu yıl için, zatürre teşhisi koyulan hasta sayısı konusunda resmi rakamlara ulaşma imkanım yok (ulaşabilecek varsa veya bu bilgiyi paylaşıp o rakamlara yetkili mercilerce ciddi bir değişim olup olmadığına dair dikkatli bir gözle bakılmasını sağlayabilecek bir suser varsa süper olur) fakat hemen google amcaya sordum, 5 gün öncesinden şöyle bir haber çıktı karşıma

    --- spoiler ---

    tekirdağ namık kemal üniversitesi uygulama ve araştırma hastanesi başhekimi göğüs hastalıkları uzmanı doç. dr. nejat altıntaş, "çin'den dünyaya yayılan koronovirüsüne bağlı türkiye'de vaka yok ancak zatürrede artış var" dedi
    --- spoiler ---

    birkaç saat önce çin'den de gazetecilerin yerel krematoryum'a hastanelerden direkt bir çok cesedin yakılmak için (gizlice) getirildiği bilgisine ulaştıklarına dair bir tweet atıldı.

    sözün özü wuhan virüsü kaynaklı hastalığın semptomları ciddi, hastalığın öldürme ve yayılma oranı şu an gözüken istatistiklerden çok daha vahim olabilir.

    edit: imla vs.
    edit 2: cosmology'nin uyarısıyla makale için lancet'teki güncellenmiş link verildi
    edit 3: typo (1. maddede yer alan 1 ocak-29 ocak arasında ibaresindeki typo niedy'in uyarısıyla doğrusu 1 ocak-20 ocak arasında olacak şekilde düzeltildi

  • tarihimizi yanlis tanitiyorlar... banyodan yeni cikmis, saci islak kiz zorla yatirilip uyutulur mu lan? sinuzit olur, ecdadimizda var mi sinuzit ? hainler.

  • 'kız olsam ilk sana verirdim' dediğim kişilerden uzaklaşmak. hak iddia edip amıma koyarlardı valla.

  • o kadar lafı ezberleyip geldikten sonra ezbere konuşmak diyen bir barzoyu barındıran yarışma.

  • münchen 3. sulh ceza hakimliği'nin 2017/306 d. iş sayılı ve 02.03.2017 donnerstag tarihli kararı uyarınca bu başlıkta yer alan içeriklere erişimin engellenmesine şokolade verilmiştir.

  • başlığı bir arkadaşım adına açıyorum, uzun hali ve içeriği;

    "6 yaşındaki yeğenimin ve ananesinin ölümüne sebep olan katilin suçuna itirazı

    26 haziran pazar günü saat 15:00 civarında mudanya'da alkollü araç kullanan burak ulga, aracıyla teyzem ve yeğenime çarpıp ikisinin de ölümüne sebep oldu. daha önce alkollü araç kullanımı sebebiyle iki kez ehliyetini kaptırmış olan bu şahıs, kaza sonrası iki kez alkolmetreye üfleyip 0,88 promil alkollü çıkmıştır. kendisi daha sonra alkol testine itiraz edip kan testi yaptırmak istemiş ve kan testi olaydan saatler sonra yapıldığı için temiz çıkmıştır. bu kişi bursa'daki ulga avukatlığın sahibinin oğlu olduğu için kazadaki suçundan bir şekilde sıyrılmaya çalışacağından ve ne yazık ki kurtulacağından endişe duyuyoruz. lütfen sesimizi duyun ve bu caninin alabileceği en ağır cezayı alması için girdiğimiz hukuk yarışında bize destek olun. konuyla ilgili uzmanlığı olan kişilerin yorumlarına ve tavsiyelerine de ihtiyaç duyuyoruz. "

    haber linki
    haber linki
    haber linki

    tweet

    edit: arkadaşlar destekleriniz için teşekkür ederim. aldığım mesajlarda alkol için kan testi kaç saat sonra yapılırsa o saatle orantılı olarak promile ekleme yapıldığını iletti arkadaşlar. bu bilgiyi burada da paylaşmak istedim.

  • düşündüm benimkiler de büyüdükçe çekti mi diye. çocukken en büyük hayalim neydi, şimdi ne diye... motorlu kanatlardı, yelek gibi giyiyorsun düğmesine basıyorsun çalışıyo. burada yok ama almanyada falan kesin yapmışlardır bunu. bizim de almanyada benim tanımadığım bi akrabamız oluyo, istanbul'a gelirken bana bunlardan getiriyo bi tane. her gün kanatlarımı takıp bizim sokağın üzerinde uçuyorum . bütün çocuklar bi tur istiyo, hiçbirine vermiyorum. yalnız oğuz isteyince onu da yanıma alıp uçuyorum. karşı apartmanın çatısına tünüyoruz beraber, orada çekirdek yiyoruz. çok spesifik olarak çekirdek ama. romantik buluyormuş olmalıyım.

    yaklaşık 25 yıl geçti, şimdiki hayalim daha az mekanik. basit bir hamak. limon ağacının altında bir hamak, o kadar. yıldızları gören bir yerde olsun. bir de güzel bir ses sistemi olsun, müzik olsun hep. içimden geçen o anda çalınsın. karşımda bir dağ olsun. mümkünse hep gece olsun, ve hep dolunay yükselsin o dağın tepesinden. limon ağacının dalında bana arkadaşlık edecek bi cırcır böceği olsun yeter. hiç konuşmasın, sadece bi ayağıyla müziğe ritm tutsun sakin sakin, ki bileyim o da seviyor çalanı. karnım hiç acıkmasın ama limitsiz içecek olsun ve ne kadar içsem de hiç çişim gelmesin. bak düşündükçe hayal komplikeleşiyor. oysa haftalardır "sadece bi hamak" deyip duruyordum. belki de insan büyüdükçe hayalleri küçülmüyordur da, hayal kurmaya zaman ayırmadığı için detayları modellememiş, ilk aklına gelen dilekte yorulup bırakmış oluyordur?

  • okuması zevkli, akıcı ve akılda kalıcı bir rezalet. 7/10

    sürekli geçtiğim bir güzergah olduğu için unutmam da mümkün değil artık.

    yol üstü tesisleri zaten amaç olarak "tuttuğunu öp" prensibiyle çalışırlar, uğrayanların yüzde 90'ı bir daha uğramadığı için çirkeflikte ve geçirmede sınır tanımazlar.

    açık büfe de yapısı gereği sadece alana aittir, bir çatal da alsan doyasıya geçirme hakları var bu doğru. ama bunu kötüye kullanmadığın sürece dünyanın her yerinde açık büfeye ucundan salça olmaya göz yumulur. hatta çoğu yerde itibar adına istismar edilmesine ses çıkarılmaz. normal bir yerde tek kişi açık büfe alır diğeri menemen bir başkası tost bir diğeri de sucuklu yumurta ama karışık yerler ve sıkıntı olmaz. ama buradaki nüans masadaki herkesin çorbada tuzu olmasıdır ki örneğimizde de olay böyle.

    ben olsam ücreti ödemez, müdürü çağırırdım. müdür de olayı çözmezse,"madem ödüyorum ben de yerim" diyerek tüm açık büfeyi talan eder, 2-3 günlük yemeğimi o anda yer, hatta ekmek arası yolluk bile yapardım kendime. arkadaş aşırı kibarmış.

  • fenerdeki ilk iki macindaki performansina bakilirsa, turk vatandasligina gecirilip milli takimda oynatilsa kimse "siz napiyonuz" demez. dusunsenize bu terminatorun milli takimda pasor caprazi oldugunuahahaha hem mansete falan da girebiliyor bayagi cok yonlu bi oyuncu. hem o zaman fenerin bi yabanci alma daha hakki olur hahaha.
    tanim: iyi sinyaller veren genc voleybolcu.

    edit: bu sporun kitabini yazmadiysak usengecligimizden.