hesabın var mı? giriş yap

  • pek çok şeyden rahatsız olunabilir, sorun değil. bundan rahatsız olunuyor diye kimse sapık veya yobaz olmakla suçlanamaz. rahatsız olabilirsin, doğrudur veya değildir fark etmez yapacak bir şey yoktur. kimsenin ne giyeceğine karışılamayacağı gibi herhangi bir şeyden rahatsız olması da engellenemez. fikrini sözlükte dile getirebilir ancak sokakta gidip de birine tepki gösteremezsin, birilerini kontrol altına almaya çalışamazsın. yaparsan sorun burada başlar.

  • diamond'ın kült kitabı. new york times'ın en çok satanlar listesine girmesinden tutun da pulitzer prize kazanmışlığı, the phi beta kappa award in science ödülünü almışlığı var.

    insan toplumların kaderini, şekillenişi, bugünkü durum ve nedenlerini açıklıyor. modern dünya hakkında yeni bir bakış açısı kazandırıyor. kitap orijinal dilinde daha anlaşılır bir dil, akıcı bir üslupla yazılmış. ancak çevirisini okurken zorlanıyorsunuz. türkçesi o kadar iyi değil ve hatta orjinalinden daha karmaşık kelimeler, cümleler kullanılmış. aşağı yukarı 23 ytl olan kitabın orijinalini okumanızı tavsiye ederim, bu durumda.

    kitapta kısaca nelerden bahsettiğine gelince toplumların gelişmişliği, bu gelişmişlikte ten renginin önemi hakkında yali'nin sorduğu soruyu cevaplayarak başlıyor, kitap. beyazın siyaha, siyahın kırmızıya akıl veya başka bir yönden üstünlüğü olmadığını; sadece modernleşme-gelişmeye açık topraklarda yaşayanların beyazlar olmasından ötürü onların daha çabuk gelişebildiklerini anlatıp kanıtlıyor. en basit haliyle tüfek, mikrop ve çelik modernleşme kapısını açan anahtarlar. tüfeğe sahip olabilecek güçte olmalısın.* mikroplar karşısında ayakta duracak, bağışıklık kazandıracak bir sisteme sahip olmalısın ve tabiki çeliğin de olmalı. yaşam için temel ihtiyaçlarını karşılamanı bitirip lükslere- gelişmeye- ilerlemeye geçtiğini gösteriyor, çelik. çeliğin olunca araba tekerliğin de olur, araba tekerliğin olunca ticaret de yaparsın, uzak yerlere de gidersin ve hatta buharlı makineyi icat eder yeni bir çığır açarsın. gelişim için kilit sözler tüfek, mikrop ve çelik'tir. şimdilerde medeniyet denildiğinde akla gelen ülkeler bu şekilde ilerlemiştir. hem bu sözcüklerin önemi üzerinde duruyor, yer yer örneklemelere gidiliyor, kanıtlar sunuluyor, tarihçilerin savunduğu diğer tezler çürütülüyor hem de toplum statülerinin insanın rengiyle alakalı olmadığını anlatıyor. şans meselesi! beyazlar evcilleşebilecek hayvanlarla verimli topraklara düşmüşken siyahlar verimsiz topraklarda yabani hayvanlarla başbaşa kalmışlardır.

    çin, japonya, avustralia, avrasya, africa ve daha pek çok ülkenin gelişimi üzerinde durulmuş. anlaşılır bir dil, akla yatkın cümle ve tarihi gerçeklerle yazılmış, bir kitap. kitabın sonunda tüm kitabı özetleyen epilogue vardır ki, sadece o kısmını okusanız bile konu hakkında birçok detayla birlikte fikir sahibi olabilirsiniz. 475 sayfalık olan bu kocaman kocaman kitabın sonunda konu ile alakalı tartışma soruları hazırlanmıştır. bu soruların cevapları hakkında birazcık düşünmek de oldukça yararlı olacak. hele ki öğrenciyseniz ve bu kitap ders kitaplarınızdan biriyse; muhtemelen hocanız arkadaki tartışma sorularının benzerini soracaktır. göz atmanız da fayda var.

    "the scope and the explanatory power of this book are astounding." - the new yorker
    "fascinating... lays a foundation for understanding human history." - bill gates
    "an ambitious, highly important book." - james shreeve, new york times book review

  • en fazla 60. dakikada hükmen 0-3 olarak bitirilmesi gereken maçı devam ettirenlerin suçudur.

    her sene bu futbolu terörize eden topluluğa tolerans gösteriyorlar. neden, çünkü ülkeyi siyaseten karadeniz lobisi yönetiyor.

    adamlar hakem dövdüler, futbolcu dövdüler, hakemi odaya kitlediler, sahaya kale direği attılar, neler neler yapmadılar amk. her birinden ayrı ayrı küme düşürülmeleri gerekiyordu. ama işte “bakan”ı olan kazanıyor bu ülkede.

  • bazen içinizde fırtınalar kopar, göz gözü görmez.. aynı anda aklınızdan yüzlerce şey geçer, onlarca cümle kurarsınız aslında ama hiçbirini söylemek istemezsiniz..

    bilirsiniz ki; söyledikleriniz, sustuklarınızın ötesine geçemeyecek, daha çok şey ifade etmeyecek. vazgeçersiniz.. zihninizde kurduğunuz tüm cümleleri söyleyip de duyuramadığınız diğerlerinin yanına gömer, neyin ne olacağını, kimin ne düşüneceğini önemsemez, boş veririsiniz...