hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar içinde sevgili kız arkadaşımla deneyimlediğim harika 10 pasta tarifi!

    lütfen verilen ölçülere uyunuz.
    tarifler 8 -10 kişi içindir.
    bazı pastalara görsel eklenmiştir.
    afiyet & mutluluk olsun!

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    1. biberiyeli pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    malzemeler:
    - 55 gram beyaz ekmek
    - 100 gram badem
    - 2 yemek kaşığı öğütülmüş biberiye
    - 200 gram şeker
    - 2 çay kaşığı kabartma tozu
    - 200 ml zeytinyağı
    - 1 limon rendesi
    - 4 yumurta

    şurubu için:
    - 2 sıkılmış limonun suyu
    - 125 ml su
    - 60 gram şeker
    - 2 dal biberiye

    yapılışı:
    fırını 175 derece ısıtın. beyaz ekmeği, biberiye ve bademleri elektrikli mutfak robotunda iyice çekin. bir kaba koyun ve içine şeker, kabartma tozu, limon rendesi, zeytinyağı ve çırpılmış yumurtaları ilave edin, karıştırın. 22 cm çapında kelepçeli kek kabına dökün. 175 derece önceden ısıtılmış fırına verin. 45 dakika/ 1 saat pişirin. bir çubuk ile kontrol edin piştiğini. şerbeti hazırlayın, şerbeti biberiye dalları ile birlikte kaynatın.
    pasta çıkınca üzerine delikler açın çubuk ile ve şerbeti gezdirerek dökün. bırakın soğusun. üzerine şurup ile birlikte pişirdiğiniz biberiye dallarını yayın. görüntü enfes.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    2. hollanda'nın klasik elmalı pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    malzemeler:
    - 200 gram tereyağı
    - 200 gram beyaz pudra şekeri
    - 400 gram un
    - 1 yumurta (yarısı hamur için, yarısı en son üzerine sürmek için)
    - bir paket vanilya şekeri
    - bir paket kabartma tozu
    - bir tutam tuz
    - 1 ya da 1, 5 kilo mayhoş elma (soyulmamış)
    - 75 gram toz şeker
    - 3 çay kaşığı tarçın
    - bir çay bardağı ılık su da beklemiş kuru üzüm
    ----------------------------------------
    yapılışı:
    - yumurtayı çırpın, yarısı hamura, diğer yarısı üzerine sürmek içindir.
    tereyağı, pudra şekeri, unu (eleyerek), kabartma tozunu (eleyerek), yumurtanın yarısı, vanilya şekerini ve bir tutam tuzu güzelce hamur haline getirin ve dinlenmesi için yarım saat buzdolabına koyun.

    - elmaları soyun ve dilimler halinde kesin, bir kapta bekletin. şekeri tarçınla karıştırın ve elmaların üzerine serpin ve en son üzümleri (suyu iyi sıkılmış) katın, karıştırın.

    - fırını 170 derece ısıtın.

    - yuvarlak kelepçeli kek kalıbı kullanın. kalıbı yuvarlak pişirme kağıdı ile kaplayın.
    hamuru 3’e bölün. hamurun birinci kısmını açın, kalıbın altına yayın.
    ikinci kısmını açın, bununla kalıbın kenarlarını dönerek kaplayın.
    tarçın şeker üzüm karışımlı elmaları ortaya yerleştirin.
    hamurun üçüncü kısmını şeritler halinde ince açın, kesin, çapraz olarak elmalı turta üzerine yerleştirin. en son hamur şeritleri ile kenarları bitirirsiniz.
    şeritlerin üzerine yumurtanın yarısını sürün.

    görsel
    görsel

    - pastayı fırının merkezinin biraz altına yerleştirin.
    170 derecede (fırınına bağlı, ilk sefer kontrol edin) 60 dakika rengi pembe olana kadar pişirin. fırından çıkınca önce biraz soğusun.

    not: bir gün sonra çok daha leziz olan bir pastadır.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    3. parmak yediren çikolatalı pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    malzemeler:
    - 200 gram bitter çikolata
    - 200 gram tereyağ
    - 200 gram şeker
    - 4 yumurta
    - 2 çorba kaşığı un
    - bir tutam tuz
    - yuvarlak kelepçeli kek kalıbı (20 cm)

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın.(her fırın farklı olduğundan ilk sefer kontrol edin ısıyı)
    - küçük bir tencereye çikolatayı kırın, çok kısık ateşte eritin. dikkat edin, yanmasın.
    - tereyağını katın, usul usul karıştırın.
    - ateşten alın, şekeri katın ve aynı tencerede karıştırın.
    - sonra yumurtaları katın, karıştırın.
    - en sonunda un ve bir tutam tuz, yine karıştırın. sıvımsı bir harç olması gerek.
    - kek kalıbını yağlayın (pişirme kağıdı da kullanabilirsiniz), çikolatalı harcı dökün.
    - fırında 30 dakika gibi pişirin.

    çıkınca fırından dış tarafı hafif sert gibi dursada, içi yumuşacıktır.
    yanlarını kek kalıbına çok yapışmaması için bir bıçak ile hafif dönün, bırakın soğusun.
    üzerini ister süsleyin, ister sade kalsın.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    4. limonlu pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 55 gram tereyağı
    -175 gram zencefilli kurabiye (küçük ufalanmış)
    - 3 limon
    - 300 gram ricotta peyniri
    - 200 gram yoğurt
    - 4 yumurta
    - 1 yemek kaşığı nişasta
    - 100 gram şeker
    - üzerini süslemek için limon kabukları ve pudra şekeri

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın. 20 cm çapında yuvarlak kelepçeli kek kabını yağlayın, tabana pişirme kağıdı koyun.
    -tereyağını eritin, ufaladığınız kurabiyeler ile karışıtırıp, iyice ezip kek kalıbına koyun, güzelce düzleyin. sonra bunu buzdolabına koyun, dinlensin.
    - limon kabuğunu rendeleyin ve limonları sıkın. buna ricotta peyniri, yoğurt, yumurtalar, nişasta ve şekeri ilave edip iyice çırpın.
    - bu harcı çok itina ve yavaşça ile kek kalıbına dökün.
    - 40-45 dakika üzeri pembeleşinceye kadar pişirin.
    - pastayı kendi kek kalınbında soğumaya bırakın.
    - kek kalıbının kenarından bir bıçak ile hafif dönün.
    - üzerini ince limon kabuklarıyla ve pudra şekeri ile süsleyin.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    5. kahveli cevizli pasta
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    -175 gram tereyağ
    -175 gram esmer şeker
    - 3 büyük çırpılmış yumurta
    - 3 yemek kaşığı filitre kahve
    - 175 gram un
    - 1.5 çay kaşığı kabartma tozu
    - 125 gram ceviz + üzerini süslemek için ceviz
    - 2 aynı eşitlikte kek kalıbı

    iç ve dış kreması:
    - 100 gram tereyağı
    -200 gram pudra şekeri
    -1 yemek kaşığı filitre kahve
    - 1/2 çay kaşığı vanilya esansı

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın. iki yuvarlak 20 cm çapında kek kalıbını pişirme kağıdı ile kaplayın.
    - tereyağı ve şekeri çırpın. teker teker yumurtaları ilave edin ve her yumurta sonrası iyice çırpın. kahveyi ilave edin, çırpın.
    -kabartma tozunu ve unu bir süzgeç yardımı ile harcı üzerine dökün ve metal bir kaşık ile hafif karıştırın. sonra cevizleri serpin ve hafif karıştırın.
    -bu harcı iki kek kalıbına paylaştırın ve pastaları esmer olana kadar 20-25 dakika pişirin. çıkınca fırından kek kabından 5-10 dakika sonra çıkartıp soğumaya bırakın.
    - iç ve dış kreması için tereyağını, pudra şekerini, kahve ve vanilya esansını güzelce çırpın.
    - bir kekin üzerine bu harcın yarısını sürün. diğer keki üzerine koyun ve bununda üzerine geri kalan harcı sürün. cevizlerle süsleyin.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    6. enfes new york cheesecake (amsterdam'ın meşhur stek isimli restoranının şef aşçısının tarifidir)
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler
    alt taban için:
    - 180 gram bastogne bisküvisi (ve ya burçak bisküvi)
    - 25 gram şeker
    - 90 gram eritilmiş tereyağı

    içi:
    -900 ml kremalı/kaymak peynir
    -250 gram şeker
    -½ çay kaşığı tuz
    -75 gram un
    -1 limonun suyu ve rendesi
    -600 gram crème fraîche peyniri
    -8 yumurta
    -1 çay kaşığı vanilya esansı

    -28 cm çapında yuvarlak kelepçeli kek kalıbı

    üzeri için:
    - marketten yaz meyveleri (bir kutu) ya da yaban mersini

    yapılışı:
    - fırını 175 derece ısıtın.
    - alt tabanı hazırlayın, bisküvileri yağ ve şeker ile rondodan geçirin. kek kalıbına pişirme kağıdı yayın ve üzerine bu harcı eşit yayın.
    - bunu 10 dakika fırında pişirin.
    - fırından çıkartın ve fırının derecesini 225c'ye yükseltin.

    içinin yapılışı:
    - tüm malzemeleri karıştırın.
    - kek kalıbına dökün. pastayı 225c dereceli fırına sadece 10 dakikalığına koyun. tam 10 dakika sonra fırını 90c dereceye düşürün. ve 45 dakika pişirin. çıkınca ortasının hafif 'titremesi' lazım. soğumaya bırakın ve sonra buzdolabında kendine gelmesi için bırakın (5 ila 7 saat).

    üzerine sos arzuya göre:
    - marketten dondurulmuş kutu yaz meyveleri alın ve bir tencerede biraz şeker ile koyulaşana kadar kaynatın. pastanın üzerine servisten önce dökün ve öyle ikram edin.

    - sosu kendinizde yapabilirsiniz:
    bir küçük tencerenin içine 2 yemek kaşığı soğuk su ile seker ekleyip eritin. yaban mersini ilave edin ve kapağı kapatın, yüksek ateşte hafif meyveler yumuşayana kadar kaynatın. mısır nişastası ile kalan 2 yemek kaşığı suyu karıştırın ve sosa ilave edin ve tabii limon suyunuda katın. hafif koyulaşınca ocaktan alın ve soğumaya bırakın.
    soğuyan sos soğuk olan cheesecaken üzerine dökün.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    7. tiramisu pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 154 gram oreo biküvileri
    - 50 gram tereyağı
    - 2.5 yemek kaşığı hazır espresso kahve
    - 200 ml amaretto kokteyl
    - 4 jelatin
    - 250 gram krema
    - 4 yemek kaşığı esmer şeker
    - 500 gram mascarpone peyniri
    - 20 adet kedi dili biküvi
    - 100 gram bitter çikolata
    - 100 ml su
    - 2 çay kaşığı kakao
    - 18 cm çapında yuvarlak kelepçeli kek kalıbı

    yapılışı:
    - kek kalıbını pişirme kağıdı ile kaplayın.
    - oreo bisküvilerini ufaltın, üzerine eritilmiş tereyağı ile kek kalıbına güzelce yayın.
    - 100 ml suyu ısıtın + espresso kahvenin yarısı ile karıştırın ve amaretto'nun 100 ml'sini katın.
    - jelatinleri soğuk suda bekletin.
    - kremayı + esmer şekeri + geri kalan espresso kahveyi bir kapta karıştırın. bu karışıma kaşık kaşık mascarponeyi katın.
    - amaretto'nun geri kalan 100 ml'sini ısıtın hafif. ıslattığınız jelatinleri bu sıvıya katın ve bu harcı mascarponeli harca katın, karıştırın.
    - kek kalıbında oreo bisküvili harcın üzerine 1/3 mascarponeli harcı yayın. üzerine teker teker kahveli su harcına batıp çıkmış kedi dili biküvilerini bir sıra koyun. dikkat: biküviler kahveli su da ıslansın ama kendini koyverecek tarzda değil.
    - tekrar üzerine 1/3 mascarponeli harç + geri kalan -gene kahveli suya batırılımış - kedi dili bisküvilerini dizin. uzerine geri kalan mascarponlu harcı yayın. buzdolabında 4 saat bekletin.
    - bitter çikolatayı au bain-marie tarzı eritin.
    - buzdolabından kek kalıbını çıkartın. bir kurulama bezini sıcak su ile ıslatıp, kek kalıbının çevresini sarın. bu şekilde kelepçeli kek kalıbı açıldığında pasta yapışmadan çıkar.
    - erittiğini çikolatayı kıvırdığınız kağıt külah sayesinde kenarlara akıtınız.
    -bir kağıttan yıldızlar kesin. bunları pastanın üzerine yayın. kakao serpin ve yıldızları kaldırın. görüntü enfes!

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    8. portakallı haşhaşlı tulbant pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 200 gram tereyağı
    -300 gram un
    -200 gram esmer şeker
    -3 büyük çırpılmış yumurta
    - rendelenmiş 1 portakal kabuğu
    -50 gram haşhaş
    -2 çay kaşığı kabartma tozu
    - 150 ml süt
    - 125 ml portakal
    - üzerini süslemek için ince dilimlenmiş portakal kabukları

    şerbeti:
    - 140 gram esmer şeker
    - 150 ml portakal suyu

    yapılışı:
    - fırını 160 derece ısıtın. tulband şekil kek kalıbını (24 cm çapında-2 litre içi) yağlayıp hafif unlayın.
    -yağ ve şekeri çırpın ve yavaş yavaş yumurtaları ilave edin. her yumurtadan sonra iyice çırpın. rendelenmiş portakal kabuklarını ve haşhaşı koyun. unu eleyin, üzerine kabartma tozunu eleyin, kaşıkla karıştırın. sütü ve portakal suyunu yavaş yavaş karıştırın.
    - harcı kek kalıbına koyun ve 40-45 dakika pişirin. çıkınca 10 dakika kabında soğusun. sonra çıkartın kaptan kendi halinde soğusun.
    - şerbeti için portakal suyu ve şekeri karıştırın ve pişirin, biraz ağdamsı bir sıvı olması lazım.
    - kek daha sıcakken bu şerbeti üzerine yayın. üzerine ince portakal kabuklarını yayıp süsleyin.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    9. peynirli pasta ( käsekuchen almanya usulü)
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    -750 gr quark (labne peynir)
    - 6 yumurta
    - 150 gr şeker
    -2 paket vanilya
    -1 paket vanilya pudding
    -1 krema
    -100 gram un
    - 250 gram margarin
    - 1/2 paket kabartma tozu
    - biraz limon suyu

    yapılışı:
    - fırını 180 derece ısıtın.
    - labne peyniri bir kaseye alın ve 5 dakika karıştırın.
    - diğer bütün malzemeleri katın ve 10 dakika karıştırın, pütürleşmemesine dikkat edin ve sonra mikserle karıştırın. yağlanmış ve unlanmış pasta kalıbına hamuru dökün.
    - 1 saat pişirin.
    - önemli: pişince fırında kalsın ve fırının kapağını açmayın, fırında soğusun, dışarıda hemen çöker yoksa. soğuduktan sonra servise hazır.

    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    10. bounty (hindistan cevizi) pastası
    ^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
    görsel

    malzemeler:
    - 200 gram hurma
    - 300 gram badem (kabukları alınmış)
    - 4 yemek kaşığı yulaf lapası
    - 1 kutu/konserve hindistan cevizi sütü
    - 100 gram hindistan cevizi
    - 3 yemek kaşığı çok iyi kaliteli hindistan cevizi yağı
    - 1 çay kaşığı vanilya esansı
    - 1 tutam tuz
    - 1 yemek kaşığı pekmez
    - 150 gram bitter çikolata
    - 1 yemek kaşığı tarçın
    - üzerine serpmek için kakao

    yapılışı:
    - hurmaları makinede çekiniz. 150 gram bademi, yulafı ilave edip onuda çekiniz.
    yapışkan bir harç olacaktır.

    - bir küçük yuvarlak kek kalıbına pişirme kağıdını bu harcı bir kaşıkla yayın üzerine bastırarak yayın. buzdolabına koyun.

    - diğer 150 gram bademi 10 dakika pişirin.

    - bademleri, 250 ml hindistan cevizi sütünü, hindistan cevizi yağını, vanilya esansını, pekmezi ve hindistan cevizini makineye koyun ve çekin. bu harcı kek kalıbınındaki harcın üzerine yayın.

    - diğer geri kalan hindistan cevizi sütünü ısıtın, çikolatayı ilave edin. eriyene kadar karıştırın. tarçın ve tuzu katın. soğumaya bırakın. sonra bu harcı diğer harcın üzerine yayın. 1 gece buzdolabında bekletin.

    - ertesi gün üzerine kakao serpip (ve ya hindistan cevizi, kırılmış çikolata parçacıkları, böğürtlen v.s) servise sunun.

    afiyet & mutluluk olsun!

  • adamlardır. en has adam onlardır. adamlığın kitabını yazmışlardır. adamlık kanlarında vardır. adam olarak doğmuşlardır. adam olarak öleceklerdir. bu arada çok adamlardır.

  • "saatler önce evlilik teklifi aldığım mutlu günümü mahveden onca yazar" diyerek gerekli yerlere göz dağı vermeyi ihmal etmemiştir.

    sevgili alexandra,

    sen sözlüğü şu anki haliyle gördüğün için belki de anlam veremiyorsun olup bitene. “nedir bu tantata bu gereksiz, çocuksu ve %90’ı cahil barındıran site için” diyorsun belki kendi kendine. hep böyle değildi buralar alexandra. kimisi kişiliğini inşa etti burada. filmler izledi, şarkılar dinledi. tartıştı, öğrendi, tanıştı, dertleşti. tabii bunlar yaşanırken sen henüz çocuktun. o güzel şeylerin hepsi vaktiyle yaşandı burada. sonra kanzuk ticari hırsları uğruna hepsini tek tek mahvetti, ama o başka bir günün konusu.

    burası her geçen gün ne kadar yozlaşmaya, kokuşmaya, iğrençleşmeye devam etse de, sırf geçmişin hatrına bile olsa bazı korumacı reflekslerimiz var. gördüğün yazarların yazar olmak için ne kadar beklemesi gerektiğini biliyor musun alexandra? çok. 10 entry girip senelerce bekledi insanlar. sen ise kuyruğun en önüne kaynak yapan kişi oldun. sence bu hareket, tüm o insanlara saygısızlık değil mi alexandra?

    londonphile meselesi gelelim. bu yazar seninle tartıştıktan sonra sebepsiz yere uçuruldu. bu kişi sana hakaret etmedi. senin yazdığın yazıyla ilgili bir yorum yaptı ve sözlük doğasınca bu onun en doğal hakkıydı. “benim haberim yok, ben yapmadım” demenin hakkın olduğunu düşünmüyorum. sence burada ufak da olsa bir sorumluluk kabul edip bunun neden olmuş olabileceğiyle ilgilenmen gerekmiyor mu alexandra? gazeteci ruhun da mu merak etmiyor bu esrarengiz olayı? bu kişi uçuruldu ve tüm entryleri çöpe gitti. belki de senelerce yazdığı yazılar, notlar hepsi gitti. sence bu hareket insanların emeğine saygısızlık değil mi alexandra?

    biz türkiye’nin yorgun insanları, ekonomik olarak batık, psikolojik olarak çökük insanlarıyız. biz neden bu hale geldik biliyor musun alexandra? çünkü bizi bu hale getirenler torpille, adam kayırmayla, elindeki gücü kullanarak başkasını haksız yere ezerek bizi bu hale getirdi. ve siz dün gece bizi bu hale getiren olayların mikro bir örneğini bize sundunuz. bizi 2 ekmeğe muhtaç eden adamlarla aynı karaktere sahip olduğunuzu gösterdiniz.

    edit: sözlük cevap vermiş:
    ---- “yazar kendi tercihiyle hesabındaki entry’leri silip tek entry’sini bırakarak hesabını "yetersiz entry profili" haline getirmiştir. bu doğrultuda, hesabı iddia edildiği üzere kişisel sebeplerle değil yetersiz entry profili ve tarihçe sebebiyle kapatılmıştır. torpille yazar alımı olarak ifade edilen konu ise ekşi sözlük'e emek vermiş kişilerce referans verilen, bilinen ve tanınan kişilerin yazarlığa kabulü 2004 yılından bu yana var olan bir durumdan ibaret.” ----

    siz de ne tesadüf ki “yetersiz entry profili” sebebiyle londonphile’ın hesabını tam o tartışmadan sonra kapattınız. insanlarla dalga geçer gibi cevap veriyorsunuz. yetersiz entry profili olduğunu gece 5’te mi fark edip kapattınız hesabı?

    açıklamaya dair tek tatmin edici şey sözlüğün 2004’ten beri omurgasız olduğunu öğrenmemiz oldu. böyle bir cevap vermek yerine hiç cevap vermeseniz çok daha iyi olurdu.

    bu cevaptan sonra benim gördüğüm, olayda en suçsuz insan alexandra. her şeyi eline yüzüne bulaştıran yönetimin kurbanı olmuş. mini diktatörlüğünüzde size başarılar. ben gidiyorum. unutmadan. ssg sen de ideoloji rolleri kesme kimseye artık. ikinizin de tek efendisi para.

  • saçma sapan karşılaştırma.. mesela rus kızları mı, türk kızları mı diye sorsalar; ben, düşünmeden türk kızları derim.. çünkü düşünsem, rus kızları derim.

  • erasmus ne içindir?

    ülkelerin sahip olduğu bilginin yayılması ve kültürel kaynaşma.

    erasmus'a niçin gidilir?

    başka ülkedeki bilgi, beceri ve tekniği kendi ülkene getir. farklı kültürleri tanı ve o kadar da farklı olmadığını öğren, yabancı dil tecrübesi edin.

    bu mal ne anlamış?

    erasmus, devletin parasıyla boş beleş gezme işidir.

    kişinin ekonomik yararı nedir?

    bu işin parası zaten ödemiş (her ülkenin belli kurallar çerçevesinde havuza attığı para vardır.), sen gitmezsen yedekten başkası gidecek veya bütçesi seneye aktarılacak.

    sonuç nedir?

    iyi yapmış.

  • söz konusu fotoğrafı 2'si erkek 3'ü kadın 5 kişiye "bu elbisenin renklerini altın-beyaz mı yoksa mavi-siyah mı görüyorsun?" sorusunu yönelterek gösterdim. erkeklerden biri altın-beyaz, diğeri mavi-siyah derken kadınların üçü de "hiç güzel değilmiş" dedi.

  • burger king kuryeleri bildiginiz gibi yonetime cok yakin adamlardir. protesto edilen kurye direk bu sikayetleri direk burger king ceo'su daniel s. schwartz'a iletmistir. cok ise yaradi yani kisacasi.

  • öncelikle saygılar..

    özellikle mutfakta kullanım için piyasada yeterince bıçak çeşidi var ama her bıçak mutfakta kullanım için uygun değildir. örneğin sırf içeriğinde vanadyum olduğu için bir dünya para vererek aldığınız bıçak tuzlu suda sizi rezil edebilir ve paranızı çöpe atabilirsiniz. bunun yerine itilip kakılan, yüzüne bakılmayan düşük karbon oranlarına sahip 440 a çeliğinden yapılan ve piyasada görece çok daha ucuz olan bıçaklar dalgıçlar için en ideal bıçaktır. sağlam bir keskinlik için düşünülen çelik 52100 olurken genel itibariyle karbon miktarı düşük olan bıçaklar eli yeni bıçak tutanlar için daha pragmatiktir.

    evet bıçak konusunda bu girişi yaptıktan sonra sıra kurallarımıza geldi. bir numaralı kural bıçak eşittir çeliktir ve çelik eşittir demir ve karbon bileşimidir.

    kural 2: çeliklerin tamamı karbon içerir ve karbon miktarı çeliğin sertlik ve dayanıklılık derecesini ayarlar. karbon çelik olan bıçaklar daha keskin olurlar ve bilemeye uygundurlar. fakat çabuk paslanırlar. asitli ürünlerde lekelenirler. bu sebeple daha dikkatli kullanılmalıdır.

    kural 3: herkes için uygun bir bıçak yoktur. evde meyve ve sebze doğrarken işinize yarayacak olan oluklu santoku bıçağı iken et doğrarken kullanacağınız bıçak klasik şef bıçağı ya da kasap bıçağı olabilir. burada dikkati çekilen nokta piyasada şef bıçağı diye satılan bıçakların içerisindeki elementler birbirinden farklılık gösterir. örneğin japon bicaklari daha yumusak celikten uretildiginden bilendiğinde istenen verim alamayabilirsiniz ya da karbon oranı yüksek şef bıçağını bir kere kullandığınızda “-ben şef bıçağı kullandım hiç beğenmedim” demek tecrübesizliktir. 52100 çeliğinden üretilen şef bıçağını kullandığınızda bu bıçak ile traş olmak, ağda yapmak, denize girmek ve uyumak isteyebilirsiniz.

    kural 4: titanyum ve seramik bıçaklar her ne kadar ürün çeşitliliği sağlasalar da çeliğimiz bizim herşeyimiz. çeliğimize sahip çıkıyoruz.

    kural 5: çeliğimizdeki karbon miktarını belirledik ama bunun yanında esneklik ve aşınma direnci, paslanmayı engelleme gibi ek özellikler istersek aşağıda sıralayacağım ek elementleri bilmek gerekiyor. bunlar:

    krom. aşınmayı önlüyor, bu bizim için önemli. unutmadan çeliğimizde en az %13 krom varsa bu çeliğe paslanmaz çelik diyoruz.
    manganez: çeliğimizin yapıtaşını düzenler. yani güç kazandırır.
    nikel: dayanıklılık sağlar.
    silikon: imalat aşamasında ekleniyormuş. ben pek tercih etmesemde çeliğin mikro yapısı için önemli olduğu söylenmekte.
    vanadyum:insanoğlu olarak valyria çeliğine en yaklaştığımız an..
    karbon: çelik, karbon miktarının artmasıyla sertlik ve dayanım önemli ölçüde artar demiştik. % 0.8 karbona kadar çekme gerilmesi ve akma sınırı değeri artar. yani bu değerden sonra kırılganlık artar, karbon miktarının artması aynı zamanda sünekliği, dövülebilirliği, derin çekilebilirliği ve kaynak kabiliyetini düşürür. yüksek karbonlu çeliklerin ısıl işleminde çatlama riski de fazladır. örneğin 420 numaralı çelik düşük karbon ihtiva eder çünkü karbon oranı 0.50% den azdır, oldukça yumuşaktır ve iyi keskinlik sağlamaz çoğunlukla dalgıç bıçaklarının yapımında kullanılır paslanmaya karşı çok dirençlidir. geniş maksat kullanım bıçakları için iyi bir seçimdir. 440-c numaralı çelik teknolojinin bizlere armağanıdır. çok iyidir, çok hoştur.

    yukarıda bıçağımızın çeliğini tanıdık ama şimdi dikkat edeceğimiz diğer noktalara gelelim.

    piyasada set halinde satılan bıçaklardan kesinlikle satın almıyorsunuz.

    görmediğiniz, daha önce dokunmadığınız bir bıçağı internetten almamanız şiddetle önerilir.

    alacağınız bıçağın özelliğini bilmeden önce ne için alacağınızı düşünün. bıçağın ağırlığı, keskinliği ve esnekliği sizin için ne kadar önemli? bunları belirledikten sonra bıçak setinizi oluşturmaya başlayın.

    elinizin yapısı nasıl? evet şimdi gözlerinizi ellerinizden çekip tekrar bu yazıyı okumaya başladınıza göre bahsettiğim şey hakkında hiçbir fikriniz yok. elinizin yapısı dediğimizde bıçağın ağırlığı sizin için ne ifade ediyor? ağır bıçak keskinlik ama kol yorgunluğu iken hafif bıçak ise fazla güç sarfiyatı demektir.

    bazen bıçaklarda denge noktasından bahsediliyor fakat ben pek ciddiye almıyorum. denge noktası hep aynı büyüklükteki bir ürünü kesmek için önemli olabilirken; kavrama oranı çok daha önemli benim için.

    kavramak için bıçağı nasıl tutacağımızı bilmemiz gerekir. uygun kavrama yöntemini bilmiyorsanız elinize şimdi mutfağa gidip bir bıçak alın. elinize aldığınız bıçak şef bıçağı ise bıçağın namlusunu kavrayarak başparmağınızı bıçağın ağzı ile sapının birleşme yerinin bir yüzüne yerleştiriyorsun. orta, serçe ve yüzük parmağın ile bıçağın diğer yüzünü kavrıyorsun. işaret parmağımız boşta mı kaldı? işte asıl gücümüzü bu parmağımızdan alacağımız için ağız kısmına (bilezik) baskılıyoruz. bu tutuş şekli bizim bıçağımızdaki maksimim kontrolümüzü sağlıyor.

  • enseyi alıyorum abi
    hı-hı...al
    yanları bırakayım mı abi?
    hı -hı bırak

    o yüzüme sürttüğü fırça ne? enseme sürdüğü tuhaf kokulu pudra. birilerinin kulağına vurduğu alevli çubuğu kim akıl etti?
    alex göndermeleri iyi oldu abi?
    ya tabii şimdi.
    valla ben bi şey demiyom dış güçler var.
    gibi. yani

    gözlerini kapat abi.
    kapandı.
    abi aç.
    anam içim geçmiş.
    ense nasıl olmuş abi?
    iyi.

    zira o sırada ben hiçbir şey bilmiyorum. cahil, itaatkar, ezik, konformist. "al şu usturayı ananı babanı kes" dese o an "ne oluyor lan?" diyemeyecek insanlar var. ben de onu diyemem belki ama üzülürüm çok.

  • bir arkadaşımız benden önce davranmış ve söylemiş , kesinlikle yıldo ile gece sohbetleri..

    -ne yaptın kız kocan uyuyo mu?
    +haha evet uyuyo..
    -ay ne istiyorsun?..
    +şarkı istiyorum.. tarkan'dan
    -neeee arkandan mı?? ahahaha o zaman dön bebeğim..