hesabın var mı? giriş yap

  • bu adamın ismini duyunca aklıma iki anı gelir. nedense anlatasım geldi.

    birincisi sanırım young boys maçıydı. izmir'de bir kahvehanede izliyordum. 0-1 gerideyken bu adam fırlayıp ceza sahasının içine girdi. sanıyorum fenerbahçe'nin ilk ciddi pozisyonuydu, kahvedeki herkes 'düş yere', 'atla ulan' diye bağırmaya başladı. stoch sanki bizimkileri duymuş gibi bıraktı kendini yere. ardından ikinci sarı kartını alıp oyun dışına atıldı. kahvede atla diye bağıran adamlar bu sefer ana avrat sövmeye başladı. çok ilginç bir manzaraydı.

    ikincisi gençlerbirliği maçını antalyada bir otelde izliyordum. stoch ceza sahasının dışından birkaç şut denedi ama isabetli olamadı. önceki maçta türkiye milli takımına güzel bir gol atmıştı. izleyenler 'ulan anca türkiye'ye atarsın, bize gelince böyle vurursun' minvalinde bir şeyler söylemeye başladı. birkaç dakika sonra stoch fifa puskas ödülünü alan, yılın en güzel golünü attı.

  • daha geçen hafta imamoğlu, fenerbahçe kadın basketbol takımının fiba euroleague final maçını tribünlerden izledi. emin değilim ama ali koç bile salonda değildi muhtemelen.

    uğur dündar daha neyin jestini bekliyormuş.

  • "şu an karda yalnız başıma yürüyorum, teknolojiden uzak... mutluyum."

    bunu facebook'a yazdığının farkında mı acaba bu gerizekalı arkadaşım...

  • genel kanı, erkeklerin kadınlardan daha çok hormalası yönünde. peki bu doğru mu?

    insanlar uyuduğunda, boğazımız etrafındaki kaslar gevşer ve hava yolunun daralmasına sebep olur. bu rahatlama sırasında damağın arkadaki yumuşak kısmı, küçük dil, nazal bölgedeki parçalar ve dil kökü gibi yumuşak dokular çok fazla gevşediğinde ve bölgesel olarak hava yolunu tıkadığında "horlama" meydana gelir. vücut normal bir şekilde nefes almaya çalışırken, kişinin boğazında biriken basınç buradaki yumuşak dokuların titremesine sebep olur. havayolu ne kadar tıkanırsa horlamanın şiddeti de o kadar artar.

    kadın ya da erkek, bir insanın horlama ihtimalini belli başlık faktörler arttırır. mesela, yaşla birlikte azalan kas elastikiyetiyle birlikte horlama şiddetini arttırabilir. buna benzer şekilde, normalin üzerinde kiloya sahip kişilerde boyun bölgesindeki yağ dokularıhava yoluna belli bir basınç yapar. soğuk hava, burun tıkanıklığı, sigara içmek ve alkol kullanımı yine hava yolunun daralmasına ve horlama ihtimalinin artmasına sebebiyet verir. keza yatma pozisyonu da bu ihtimalin artmasına sebebiyet verir, mesela yüzükoyun yatmak horlama ihtimalini arttırır.

    yeri gelmişken şunu da söylemekte fayda var; dilin hava yolunu bloke etmesi mümkün olsa da, genel kanının aksine, dilinizi yutmanız imkansızdır, sıkışır kalır sadece. jeneralize tonik klonik nöbet geçiren insanlarda bile dil tıkanıklığını gidermek için yapmanız gereken şey, onları yan yatırıp yerçekiminin geri kalanı yapmasını beklemek. ayrıca söz nöberlerden açılmışken bir başka uydurma şeyi de düzeltelim; hiçbir zaman nöbet geçiren birisinin ağzına elinizi koyup veya başka bir şey koyup engellemeye çalışmayın. bunu yaptığınız için daha sonra size teşekkür etmeyecekler. hatta bunu durumlarda bu kişiler, dillerini yutmasınlar diye ağızlarına koymaya çalıştığınız şeyi yutup boğulabilirler bile.

    neyse konumuza geri dönelim, erkekler gerçekten kadınlardan daha fazla horluyor mu? horluyorsa neden? araştırmadan araştırmaya değişse de, genel kanıyla paralel bir şekilde, sayılar erkeklerin daha fazla horladığını söylüyor. her 3 erkekten 1'i horluyorken, her 5 kadından yalnızca 1'i horluyor. peki bunu ne belirliyor? horlama sıklığı, alkol kullanımı, yağ dokusu konsantrasyonu gibi potansiyel farklılıkların yanı sıra, biyolojik faktörlerde işin içine giriyor. bu faktörlerin neler olabileceği konusunda da birkaç teori var.

    muhtemelen bugüne kadar sıklıkla okumuş olduğunuz bir teori ile başlayalım; erkeklerin gırtlağı kadınlara göre boğazın daha alt kısımlarında bulunuyor ve daha fazla alan yaratıyor. teori de şunu iddia ediyor, eğer bir erkeğin dili uyurken o boşluğa doğru kayıyorsa hava yolunun bir kısmını bloke ediyor ve horlama titreşimini yaratıyor. kadınlarda ise bu alan dar olduğu için dil oraya kaçtığında hava yolunun tamamını kapatıyor ve horlamak yerine uyanmalarına neden oluyor. ama dediğimiz gibi, bu yalnızca bir teori.

    bununla birlikte, erkekler uyku apnesi ve hypopnea denilen solunum aktivitelerinin iyice yavaşlaması durumlarına kadınlardan daha çok eğilimlidir. vakaların %84'ü hava yolunun tıklanması sonucunda oluşur. bu nedenle, daha iddialı bir teori, horlamanın dilden ziyade farinks mekaniği ile alakası olduğunu ileri sürer. farinks ise yutak demektir. özellikle erkeklerin yutakları kadınlara göre daha geniş olduğundan, yatma esnasındaki hava yolu boyutunun değişimi (ayaktayken vs yatarken) daha belirgindir. ayrıca, erkekler de kadınlar da yaşlandıkça üst hava yolu boyutları daralır, erkeklerin bu daralması da daha hızlı olmaktadır. buna ek olarak, erkekler kadınlara kıyasla, akciğer hacmine oranla yutak büyüklüğünde büyük değişimler yaşarlar. bu sebeple erkekler kadınlara göre, horlamanın yanı sıra uyku apnesine de daha çok eğilimlidirler, özellikle yaşlandıkça.

    kaynakça:
    1) yaş, cinsiyet obezite ve duruşun üst hava yolu boyutuna etkileri
    2) sağlıklı kadın ve erkeklerde yutak boyutu ve mekaniği
    3) erkekler kadınlardan daha fazla horlar mı? / kaynak 2
    4) horlama ve uyku
    5) horlama hakkında bilmediğiniz 10 şey
    6) horlamayı nasıl durdurabiliriz?
    7) uyku apnesi

  • kıyamet tarihi değil. çünkü biliyorum. 25 senelik uzman saatli maarif takvimi kullanıcısı olarak biliyorum. hayır yani mayalar biliyor da, koskoca maarif bilmiyor mu? olsa yazardı. ama ne yazıyor? biber dolması, düğün çorbası, yoğurt yazıyor. kıyamet yazmıyor. erkek için hasan, kız için ayşe yazıyor.
    evlatlarımız için isim düşünen, akşam yemeğimiz için menüyü bile hazırlayan bu on numara takvim, kıyameti yazmayacak da neyi yazacak allah aşkına. lakin yok. kıyamet yok.
    mayalar da o uyduruk takvimi kullanacaklarına, diyanetten onaylı imsakiyeli bu efsane takvimi kullansalardı hiç karışıklık olmayacaktı. millet galeyana gelmeyecekti böyle. neyse artık olmuş bi kere. ama sanıyorum ki, aydınlandınız artık.

    ayrıca imsak 05.46.

  • 30 yaşında bir mimar arkadaş var. hem arkadaşım hem de iş yaptığım bir insan. bana 3 ay önce mimari bir proje gönderdi. statik proje çizdim buna istinaden. 2 hafta sonra projesini revize etti, ben de değiştirmek zorunda kaldım. sonra bir daha, bir daha. kızdım kendisine içten içe baştan yaptığı işi değiştirip beni uğraştırıyor diye. ama sonuçta müşterim, bunun için bana para ödüyor.

    1 ay önce yeniden konuştuk. bir iki güne dönecem, belediyeden ruhsat çıkar, sana haber veririm dedi. 3 hafta önce mesaj attım dönmedi. 2 hafta önce mesaj attım dönmedi. ben de daha aramadım, mesaj da atmadım. ama çok kızdım kendisine, iş bitip para ödeme zamanı gelince cevap vermiyor diye.

    3 saat önce öğrendim.belediyede bizim projeyi onaylatmaya çalışırken virüs kapmış. 1 hafta mücadele etmiş yoğun bakımda. ölmüş. ciğerim yandı. çok zor bir duygu. çok gençti. çok erkendi.

    şimdi o projeye ruhsat çıkacak. o bina yükselecek. ama kimse bilmeyecek mimarın biri, hayatının baharında o projeyi onaylatma çalışırken ölüp gitti. insanlar yaşayacak o binada. arkadaşım çürüyecek.

  • hatalı tek bir kelimesi olmayan açıklamadır. bir şu açıklamaya bak bir de sabah kanzuk'un açıklamasına. şimdi bu yazar mı çamur entry giriyor ya da yetersiz?

  • dogrudur zira herkes baska dns ve vpn'leri kullaniyor.
    ben misal 1 haftadir almanya'dan atiyorum.
    ama aslinda istanbul'da ikamet etmekteyim.
    annemler de karadenizli.

    oyle.