hesabın var mı? giriş yap

  • altında "acting audition (oyuncu seçmeleri)" yazan video. hem bir insan ilk kez muz yedi diye neden ağlasın? ben de geçen sene ilk kez mango yedim, herhangi bir duygulanma olmadı.

  • dikkat! cübbeli, sarıklı ya da çember sakallı değildir.
    kot pantolon ve tişört giyerek aramızda dolaşan yüzbinlerce gericiden biridir.

  • bu oluşum hakkında uzun uzadıya bir sürü şey yazabilirim ama okunabilirlik adına kısa ve öz tutacağım.

    ankara'daki evimde 50'den fazla insan ağırladım. birçoğuna evin tek anahtarını verdim. veriyorum anahtarı. akşam işten çıkmadan önce arıyorum, evde buluşuyoruz. çok şükür bir yedek yaptırdım da şimdi onu veriyorum. daha da fazlası, birkaç kez ben evde değilken ağırladım. üstelik ben evde değilken misafirlerim değişti ve yüzünü hiç görmediğim misafirlerim oldu. anahtarı kapının önüne bırakıp gidiyorum. girip kalıyorlar. çıkınca da yerine bırakıyorlar. evde naçizane tv'si, laptopu, telefonu vs. duruyor tabi. her misafirime de aynı şeyi söylüyorum. "ev senin, istediğin gibi kullan".

    bana sürekli aynı şeyi soruyorlar: "nasıl güveniyorsun ?" referans sisteminden falan bahsetmeyeceğim. ben şunu diyorum. atıyorum brezilya'dan, fransa'dan, rusya'dan kalkıp gelen bir insanın neden hırsızlık gibi bir amacı olsun ? hatta o adamın isteyeceği en son şey yabancı bir ülkede başının derde girmesi. daha da önemlisi ben ön kabul olarak "özünde herkes kötüdür" yerine "özünde herkes iyidir"i benimsiyorum. en azından böyle kabul etmek beni daha mutlu bir insan yapıyor.

    bir cümle, temizlik mevzu ile ilgili. sırf buna takıntılı olduğu için bu tecrübeden mahrum kalan insanlara sadece acıyor ve üzülüyorum. başka sözüm yok.

    şu an ben işteyim. evimde ise misafirlerim var. eve gittiğimde her şeyin çalınmış, evin dağılmış olduğunu görsem hiç tereddüt etmeden ertesi gün tekrar misafir kabul ederim.

    hayat böyle daha güzel.

  • öncelikle aylardır filyasyon ekiplerinde görev almış hali hazırda görev almaya da devam eden bir sağlık çalışanı olduğumu belirteyim.

    bahsedilen güneydoğunun vaka sayıların düşük ya da orta düzeyde olmasının sebebi bir başarının sonucu değil tam aksine aylardır başarısız devam eden sosyal hayat dinamikleri, salgın tedbirlerine uyumsuz hareket edilmesi sonucu yüksek seyreden vaka sayıları ve bulaş sonrası toplumda kazanılmış sürü bağışıklığı ve aynı zamanda yüksek bir yüzdeyle enfekte olmuş birey sayısı ile açıklanabilir.bu şehirlerde hastalığı geçirmemiş kişi sayısı çok çok azdır hemen hemen her aile bir şekilde bu virüse maruz kaldı ve sonuç olarak şu anda diğer illere nazaran avantajlı konumdalar.aynı durumu geri kalmış ülkelerin dikkatsiz ve tedbirsiz yaşam sonucu sürü bağışıklığının artması sebebiyle yine salgında avantajlı konumda seyretmelerini örnek gösterebiliriz.

    uzun lafın kısası cehalet mutluluktur :)

  • "yunanistan dışişleri bakanı dendias, türk mevkidaşı çavuşoğlu'na depremle ilgili geçmiş olsun dileklerini ileterek yardıma hazır olduklarını bildirdi"
    yaa işte milliyetçi kardeş, düşmanlık başka, komşuluk başka bir şeydir. hani nerede o hayat tarzlarına hayranlık duyduğunuz arap ülkeleri, hani nerede o büyük ümmet?

    kaynak

  • 86 yaşındaki bir adamın 80 yaşındaki diğer adama karşı başlattığı parti içi muhalefet tweetleridir. türk siyasi hayatının geldiği koltuk sevdasını en iyi açıklayacak örnek olabilir. demokrasilerde insanlar yerlerini gençlere bırakırken bizimkiler dinozor çağına doğru gidiyor.

  • bu tip yıllarca halkların kardeşliği, izmirli kızı öpmek vb diye şiirler yazdı, eline fırsat geçince sadece kendisi öpüştü.

    yıllarca batılılara siz doğuya gelmiyorsunuz, hakkari'yi görmediniz diye sitem eden adam muğla/ köyceğiz'de çiftlikte yaşıyor.

    ekşi elmalar filmi hakkari'de geçiyor, izlerken ya bu hakkari ne güzel bir yermiş diye düşünmüştüm meğer köyceğiz'de çekilmiş,

    ee aslan parçası bize kızıyordun niye hakkari'ye gelmiyorsunuz diye ulan sen hakkari'de geçen filmi muğla'da çekmişsin, herkes parayı bulana kadar solcudur.