hesabın var mı? giriş yap

  • duman'ın değil tgb'nin halt yemesidir. adamlar fiyatlarını söylemiş senin işine gelmezse cagirmazsin. sanki zorla aldilar parayi. yine tgb'nin bok edip suçu başkasına attigi bir başka olay. bir işiniz düzgün olsun arkadaş ya.

    edit:olay hiç tgb'nin anlattigi gibi degilmis. adamlar soma kazasindan önce planlayip anlasmis dumanla. zaten tgb'den de bu beklenirdi. bu adamlara inanip gaza gelmeyin amk işleri güçleri dezenformasyon.
    (bkz: #44945415)

  • yuvarlak olmasına rağmen neden kare kutulara koyulduğunu kafayı takıp, internette hakkında biraz araştırma yaptığım yiyecek.

    neden yuvarlak pizzayı kare kutuya koyuyoruz?

    kare bir kutu yapmak, yuvarlak bir kutu yapmaktan çok daha basittir. bir kare kutu yapabilmek için tek bir karton parçası yeterli olabilir fakat yuvarlak kutuda böyle bir durum söz konusu değil. bir yuvarlak kutu en az dört bölümden meydana geliyor ve o yuvarlak kutuyu yapabilmek için özel ve pahalı makinalar gerekiyor.

    iki kutunun da iki ayrı parçadan meydana geldiğini biliyoruz: alt bölüm ve kapak. bu iki bölümü birbirine bağlayan şey ise menteşe. kare kutular, yuvarlak kutulara kıyasla zarar görmesi nispeten daha zor olan ve daha büyük menteşelere sahiptir. kutunun arka tarafı komple menteşe desek yeridir. ancak yuvarlak kutunun açılabilmesi için daha küçük bir menteşe üretmek gerekir. bu olay, kare kutuyu daha stabil kılan detaylardan biri.

    kare kutuları istiflemek, yuvarlak kutuları istiflemekten daha kolaydır. bir odaya yüzlerce, binlerce kare kutuyu istiflediğinizi düşünün. bir de aynı şeyi yuvarlak kutular için düşünün. yuvarlak kutuları yan yana dizdiğimizde aralarda gereksiz boşluklar oluşacak ve o boşluklar da bizim saklama maliyetimizi artıracaktır.

    son olarak, pizzayı kare kutuya koyduğumuzda kenarda boşluklar oluşur. bu boşluklar sayesinde pizza dilimlerini kare kutudan almak daha kolaydır. yuvarlak bir kutuya kalıp gibi yerleştirilmiş pizzayı almak pek de kolay bir eylem olmazdı. ayrıca pizza şirketleri bu boşlukları sos, baharat gibi ürünleri koyarak değerlendirirler.

  • acemi bir avcı bir gün ava gider. bir müddet sonra bir ayı görür nişan alır ve ateş eder ayıyı sağ kolundan vurur. sinirlenen ayı avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.

    ertesi gün avcı yine ava çıkar epey dolandıktan sonra sağ kolu sargılı bir ayı görür, nişan alır ve ateş eder bu sefer de sol kolundan vurur. ayı yine sinirlenir avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.

    sonraki gün avcı yine dolanmaktadır. sağ ve sol kolu sargılı olan bir ayı görür. "ulan bu sefer vurmam lazım..." der ve ateş eder. bu defa da sağ bacağından vurur. ayı çılgına döner zor da olsa kovalar, yakalar ve şöyle der;

    - ulan arkadaş, avcı mısıın, ibne misin?

  • "hayvan hakları savunucuları hala bülent ersoy'un kürkünü eleştiriyor.. lann olum deli misiniz, mal mısınız..? adam gözünü kırpmadan kendi çükünü kestirmiş, sizin koruyup kolladığınız 3-5 hayvana acır mı?"

  • çok severim ben bu amcaları. beyaz peynir konusunda çok hassas olurlar ve her yerden beyaz peynir almazlar. ama buldukları yerleri de sürekli değiştirirler. bir dönem köşedeki bakkal süper olur, sonra bozar. bir dönem köşedeki süpermarket iyidir ama bir süre sonra mandırayı değiştirdiğinden orası da bozar. bir ara arka sokakta bir peynirci açılır, bir-iki ay oraya devam edilir. sonra orası da kesmez. bütün bir ömür kahvaltı sofrasında beyaz peynir kritik ederek geçer ve aslında hoş bir durumdur bu. çünkü beyaz peynir hakikaten önemlidir ve iyisi süper olur.

  • amsterdam'da bir cafe'de oturmusuz arkadasla. geceyarisi olmus artik ve kalkmak uzereyiz. derken arka masamizda oturan hatunlardan biri koklaya koklaya boynuma kadar geldi. ve "parfumun cok hos la, markasi nedir?" diye sordu. hatun fransizdi o yuzden la dedi sanirim.
    benim de basima ilk kez boyle bisey geldigi icin sasirdim ve de acikcasi o parfumu ilk kez almistim. ilkin adi aklima gelmedi. sonra kiza dondum "victor hugo" dedim.
    "sahi mi? emin misin? victor hugo bizim bi vatandas ama ilk kez adina parfum duydum erkek arkadasima onerecem de" dedi.
    "cidden la, yalan borcumuz mu var la sana, victor hugo'dur parfumun adi" dedim.
    ben de ankarali oldugum icin la dedim sanirim.
    sonra kizlar peki tesekkur ederiz deyip kalktilar. telefonu cikardim ulan neydi harbiden adi diye baktim. viktor rolf cikti amk. viktor rolf & spicebomb. onceki parfumum de hugo boss oldugu icin benim beyin free style takilip viktor hugo diye bir parfum uretmis. mantiksiz da degil hani dusununce kizamiyorum da kendime o yuzden.
    yine de kotu bi izlenim birakmayayim diye kizin pesinden kostum ve parfumun adi viktor rolf'mus ya kusura bakma dedim. bu fransiz kiz da hemen oracikta birak simdi parfumu chàpchàlle deyip dudaklarima yapisti demek isterdim ama degil malesef ok deyip gitti.

    au revoir!