ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
metrobüste boş yer görmüş teyze
-
bu teyzedeki;
hız hiçbir çita'da yok,
metrobüsün en ücra köşesindeki boşluğu görebilecek keskin gözler hiçbir kartal'da yok,
önündeki herkesi yararak kenara atabilme çevikliği hiçbir kaplanda yok,
bayılma numarası yapıp rakibini egale etmek istemesi hiçbir ayı'da yok,
ama sorulduğu zaman ayakta duramayacağı kadar kötü durumda kendisi.
kızlı erkekli eğitim büyük bir yanlış
-
22.00 sonrası içki yasağı için "ama avrupada da böyleeee" diyenlere girsin dediğim açıklama. bu da mı avrupanın benzeri lan yobaz köpekler?
tarık akan
-
yine yanlış uzun gitti.
hipnagojik
-
uyku anlamına gelen hipno ile rehberlik eden, taşıyan anlamındaki agogos kelimelerinden türemiştir.
uykuya dalmadan tam önceki fazdır. tam önceki derken, uykuya dalmadan bir saniye öncesi manasında değil. açık, temiz, uyanık bilinç ile tam uyku, bilinçsizlik veya rüya arası anlamında. yoksa ne kadar sürdüğü kişiden kişiye, durumdan duruma göre değişir. kimi zaman birkaç dakika sürerken kimi zaman bütün gece bu fazda kalırsınız ki "tavşan uykusu" "tilki uykusu" "tek gözü açık uyumak" da denir.
bu fazda iken işitsel, görsel, dokunsal veya diğer deneyimler odaklı halüsinasyonlar olabilir fakat bir rüya içinde değilsinizdir, yalnızca; tam uyanık bir kafayla paylaştığınızda kopuk, anlamsız, deli saçması bulacağı düşünceler (duvarım yeşil, demek ki patronum öldü gibi) zihninizden akar durur, hipnoz, meditasyon, madde gibi yardımcılarla bu duruma geçilebilir. bilinç-dışı mekanizmalarla yüzleşmek için en mükemmel fırsattır. bir de bunun full-uyanık moda geçmeden tam bir önceki fazı vardır:
(bkz: hipnopompik)
*hipno->uyku
pompe->yollanmak, ayrılmak, ilerlemek
bill gates'in dışkıdan filtrelenen suyu içmesi
-
efendim, yıllar önce, bill gates henüz 15 yaşındayken kankası sormuş; 30 milyar dolar verseler bok içer misin?
o da "içerim tabe lan" demiş.
zamanla 30 milyar dolar'ı olmuş.
sözünü unutmadı.
bugün o boku içti.
süleyman seba
-
"büyük başkan" sıfatını layıkıyla taşıyan belki son adam. kendisiyle ilgili naçizane bir anımı paylaşmak isterim.
mecidiyeköy'den kabataş istikametine doğru yoldayım. otobüs gümüşsuyu yokuşundan inerken itü'nün önünde şöför frene asılıyor. meğer süleyman seba yol kenarında karşıdan karşıya geçmek üzere bekliyormuş. şöför tanıyınca durup yol verdi. seba başkan geçerken dönüp başıyla selam verdi, gülümsedi. boyu posu, koltuk altı çantası, pantolonu gömleğiyle tam bir eski istanbul beyefendisi. otobüste bütün yolcularda bir kıpırdanma, neredeyse kalkıp esas duruşa geçeceğiz.
böyle de güzel bir adamdı, nur içinde yatsın.
karınızla bir gece için bir milyon dolar veririm
-
- karinizla bir gece icin bir milyon dolar veririm
- ya o diil de bende bi baldız var ilik gibi şerefsizim
- ee?
- eesi ikisini beraber bir buçuğa bırakırım sana
- bambaşkaymışsın yabancı
- tamam ya birdörtyüz ver ayağın alışsın
erasmuslu kezban
-
erasmusa gitmeden bile feysbukta albüm yapar; 'erasmusa gitmeden önce son günleeer :)))'