hesabın var mı? giriş yap

  • - sizce sizi bu eve neden almaliyiz?
    - rahat batiyorsa ve evinizde misafir gibi yasamak istiyorsaniz, dogru kisiyle konusuyorsunuz.
    - biraz acar misiniz?
    - bunu, gecenin dordunde siz uyurken gelip yuzunuze oturdugum zaman ya da uc kisilik kanepede oturacak yer bulamadiginiz zaman yeniden konusalim.

  • normal koşulları olan bir uygarlıkta böyle bir keşif büyük heyecan yaratırdı. hadi halkı bir yana bırakın, bilim insanlarının bu işin peşine düşmesi beklenirdi.

    altın elbiseli adamın şanssızlığı bu işte. 2500 yıl sonra ilgisizliğe mahkum olması.

    yanındaki tabakta bulunan yazının ilk cümlesi okunmuş ve diyor ki :" hanın oğlu 23'ünde öldü..". 2500 yıl önce atalarımız bir alfabe kullanıyordu. bu bile çok heyecan verici bir olay değil mi? dile kolay 25 asır öncesinden bahsediyoruz. 300 spartalı thermopylae'de savaşırken, altın elbiseli adam orta asya'da türk dili konuşuyor, alfabe ile yazılar yazıyordu. bugün antik pers ve antik yunan tarihini okurken, aynı dönemlerde türklerin ne yaptığıyla ilgilenmiyoruz. ve hatta aşağılıyoruz kendi atamızı, "şehir kurmamışlar, yazıları yoktu, medeniyetleri yoktu". bu kadar basit değil. işte yazı vardı, işte altını en güzel şekilde işleyen, ölümsüz bir sanat eseri haline getiren bir medeniyet olduğu da ortaya çıktı. niçin kimse ilgilenmiyor? niçin daha fazla araştırılmıyor?

    uçsuz bucaksız orta asya steplerinde daha çok şey bulunacağına inanıyorum. didim, efes, truva bunlar toprak altında değil miydi? birileri araştırdı ve buldu. almanlar türkiye'deki hititlerle ilgili kazılara niye sponsor oluyor? çünkü hitit diliyle almanca arasında yakın ilişki olduğu biliniyor. adam sahip çıkıyor.

    peki aynı şey türkler için niye yapılmıyor? ortaya çıkacaklardan korkuluyor belki de. toprak altında şehirler, başka uygarlık kalıntıları olmadığını kim söyleyebilir? işte dün altın elbiseli adam yokken türk tarihini 500 lü yıllardan başlatıyorlardı.

    2500 yıl öncesinden gelen bir miras var orada, dil mirası, uygarlık mirası. konuştuğumuz dilin atası orada, yok denen uygarlığımızın, alay edilen kültürümüzün temeli orada. sadece ilgi bekliyor, toprağın altında.

  • isim saymak.

    recep tayyip erdoğan, melih gökçek, bülent arınç, hüseyin çelik, abdullah gül, bekir bozdağ, muammer güler, mehmet şimşek, beşir atalay, egemen bağış, erdoğan bayraktar, taner yıldız, suat kılıç, mehmet müezzinoğlu, joffrey baratheon...

    (bkz: arya stark)
    (bkz: valar morghulis)

  • yıllar önce ıslak hamburgerin mucidi (veya ilk yapanlardan biri bu entry'de kim olduğunun önemi yok), şimdilerde göztepe kristal büfenin sahibi ile sipariş öncesi muhabbet ediyorduk. o anlattıydı.

    bu ıslak hamburger yanlışlıkla bulunan bir şey. mcdonalds'ın veya amerikan fastfood'unun daha memlekete girmediği zamanlar. taksim- bağdat caddesi gibi batılı bulvarlarda gezip dolaşan kesim arasında kristal ve birkaç büfe baya revaçta. o kadar ki artık yoğun zamanda burger yetiştiremiyorlar. ben de 90'lar başında bu şekilde şekilde tanıdım.

    büfe sahipleri gelen talebi karşılamak için akıllarına sirkülasyonun yoğun olduğu saatlerden önce burgerleri istiflemek geliyor. böylece müşteriyi de bekletmemiş olacaklar. ısıyı muhafaza edecek bir kutu alıp yaptıkları burgerleri biriktirmeye başlıyorlar. bilen bilir kristal kendi sosunu kendisi yapar, eski müşterileri de onu ketçap olarak kullanırdı.

    kutunun içine konan burger etinin sıcaklığıyla oluşan buhar ekmeğin yumuşamasına ve sosu daha iyi çekmesine neden oluyor. şaşırtıcı şekilde bu ıslanmış burgeri müşteri daha çok sevmeye başlıyor. artık sakin zamanda da ıslak burger talep ediyorlar ama o zaman bekledikleri gibi ıslak/soslu olmuyor. hal böyle olunca gerek olmamasına rağmen burgerleri kutunun içinde bekleterek ekmeği nemlendirmeye başlıyorlar. sipariş geldikçe değil kutuda burger azaldıkça yerine koyuyorlar.

    özetle bugün ıslak burger diye sipariş edilen şey aslında sosun buharı hesap edilememiş bir lezzet kazası.

    kişisel görüşüm daha sonraki yıllarda burger ekmekleri biraz yapay yollarla soslandırıldığı için o lezzet kayboldu. artık ıslak burger kutularının ısıtma özellikleri var dibinde dökülen sosu buharlaştırarak hazırlıyorlar. yine de super burger öncesi açılışı ıslakla yaparım kristalde. benimki ağız alışkanlığı yoksa eskisi gibi içime çekmiyorum ıslağı.

  • son edit: hepinizin tek tek boynuna sarılıp teşekkür edesim var ama yapamıyorum siz yaptım sayın. az önce firmanın operasyon müdürü arayıp bizim kiralamayı pendikte sonlandırdığımızı tespit ettiklerini, bizden sonra aracı alan kişiye dava açacaklarını, ücret iade sürecini de bugün başlatacaklarını söylediler. ekşi sözlük olarak gücümüzü bir kere daha göstermiş olduğumuza sevinirken, bu sürecin bu platform dışında yıllar sürecek bir karmaşa olduğunu düşünmek beni çok üzdü. hepinizin eline emeğine sağlık, destekleriniz için çok çok teşekkür ederim.

    edit9:merhaba öncelikle, hepinize tekrardan destek mesajlarınız için çok teşekkür ediyorum, dönemediklerim varsa affedin yüzlerce mesaj var elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum.
    az önce firmadan arayıp biraz daha zaman istediklerini belirttiler, ilk gün bu da yoktu direk polise gidin diyorlardı. bu da bizim için bir umut, kredi kartının son ödemesine 4 gün var. umarım bu sürede bu sorun çözülür, ben de size buradan haberini veririm.
    edit8: arkadaşlar çok başınızı ağrıttım, destekleriniz yol göstermeleriniz için çok teşekkür ederim. kartı kapattık ama ödeme iptali için şubeye gideceğiz, savcılık için de. öncelikle salı günü test olacağız tekrar sonra hemen bunları halledeceğiz. elimiz kolumuz bağlı şimdilik, firmayı aradığımızda hâlâ sürecin devam ettiğini söylüyorlar onlardan dönüş bekliyoruz.

    tiktak başlığına da yazdım ancak başlık açmanın daha doğru olacağını düşündüm.

    01.04.2021 tarihinde 11.25 tarihinde tiktak uygulaması üzerinden sabiha gökçen havaalanına gitmek için araç kiraladık. sabiha gökçen'e geldiğimizde buranın hizmet bölgesi dışında olduğunu ve aracı bırakmayacağımızı öğrendik. en yakın hizmet bölgesine gidip aracı pendik civarında 11.45-11.50 civarında bırakıp kiralamayı bitirdik 120 lira civarında ödeme de telefonun ekranında gördük, aracı kitlediğimizi kapıları kontrol edip bıraktık. 13.30 da antalya uçağımızı kaçırdık 17.30'da bilet aldık tekrar ve gittik. bunun üzerine tiktak uygulamasını sildik.

    buraya kadar rezalet demiyorum. asıl problem bundan sonra başlıyor. biz bir gün sonra istanbul'a dönüyoruz ertesi gün semptom göstermemiz dolayısıyla test yaptırıyoruz eşim pozitif çıktığı için karantinaya giriyoruz. bugün kredi kartı ekstresi geliyor 7000 tl civarı. öğreniyoruz ki araç 1 nisan gününden itibaren bizim adımıza kullanılıyor ve 1700 km yol gidiliyor. bunu öğrenir öğrenmez tiktak'ı arıyoruz, bu kullanımdan bizim haberimizin olamadığını söylüyoruz. işlem başlatılıyor, kiralamayı bitirmeyi talep ediyoruz bunu da yapmıyorlar işlemlerin devam ettiğini söyleyip, eşime polise başvurmaları gerektiğini söylüyorlar, 155'i arıyoruz ancak karakola ya da savcılığa gelmeden şikayet talebi oluşturamadıklarını söylüyorlar.

    buraya kadar da neyse diyoruz ancak biz az önce tekrar aradığımızda aracı bulduklarını, bulan kişinin bizim ona aracı kiraladığımızı söyleyip işin içinden sıyrılıyor. üstüne üstlük tiktak aracını şu an biz başkasına kiraladığımızı beyan ettiği için bizden habersiz kullanan kişi bize 1800 küsür tl ceza uygulanıyor. kişinin adını talep ediyoruz şikayet etmek için yok, ilk aradığımıxda aracı biz kullanmıyoruz kiralamayı bitirelim diyoruz yok, üstüne kredi kartını kapatmayı söylüyoruz onu da bekletip saha ekiplerinin araca müdahale etmesini beklememizi söyledikleri için biz şu an tiktak uygulaması yüzünden 10 bin tl civarı zarardayız. ve de 1 nisan günü aracı kiralamayı bitirdiğimiz halde. 11 gündür aracı kullanan kişinin ismini talep ediyoruz şikayette bulunmak için onu da vermiyorlar.

    ezcümle bizim karantinamızın bitmesine daha üç gün var, ve bu üç gün sonunda tekrar test olacağız pozitif çıkarsa bir on gün daha şikayette bile bulunamayacağız. bulunsak dahi yargı süreci yılları bulacak, on bin tl az bir para değil. niye yazdım çünkü bu platformda ses çıkarınca duyuyorlar, belki bir ihtimal bir çözüm bulunulur iş araştırılır.

    edit: yazar arkadaşlar olayın inandırıcı olmadığını, görsel eklemem gerektiğini söylemişler. bu ilk olay yaşandığı zaman aldığım ekran görüntüsü

    görsel

    bu da kredi kartından çekilen paralar

    görsel

    görsel

    görsel

    bu olaylardan sonra uygulamaya tekrar giriş yapmak istediğimizde hesabın kapatıldığını farkettik

    görsel

    edit2: arkadaşlar bu arada ben firmayı bu olayı bilerek yaptı firma da bu dolandırıcılığın içinde diye bir iddiada bulunmadım, bir şekilde birisi aracı kullandı ve firmanın bu konuda ihmali var

    edit3: arkadaşlar kiralamayı sonlandırmayı unutmuş olmamız mümkün değil, sonlandırma prosedürü aracın anahtarını torpidoya koyup aracın fotoğraflarını dört taraftan çekip sisteme yükleyip bitirmeniz gerekir. bu adımların hepsini yaptık, 120 tl civarı da ücret ekranda gözüktü.

    edit4: ben size bir kötülük mü yaptım arkadaşım? neden entrydeki şeyleri değiştirip değiştirip yorum yapıp beni karalıyorsunuz. her yoruma cevap vermeye çalışıyorum ama artık iyice kötü niyetli olmaya başladınız yetişemiyorum. lütfen yapmayın ya.

    edit5: şimdi de covidli covidli nasıl uçağa bindiniz deniliyor, arkadaşım biz döndükten sonra test olduk karantinaya girdik. firmanın elemanı mısınız yoksa hobi olsun diye mi böyle yapıyorsunuz bilmiyorum ama lütfen yapmayın.

    edit6: antalya'ya gittiğiniz ne malum diyenler için biletlerin görselini de ekleyeyim. bakın sadece bir mağduriyet var ve onun çözülmesini istiyoruz, biraz vicdanınızı kullanın lütfen çok rica ediyorum.
    görsel

    bu arada bankayı arayıp itiraz ettik ancak kartı kullanıma kapattılar, ödeme iptali için şubeye gitmemiz gerekiyormuş, karantinada olduğumuzu belirtmiştim. bu da eşimin test sonucu .

    görsel

  • olsa olsa en fazla 9 yaşında. elindeki kutunun içindeki oyuncak ve benzerleriyle oturuyor köprünün ayağında.
    derken birden, önünden geçen kadınlara sesleniyor;

    - abla... oyuncak alın çocuğunuzu sevindirin.

    hoffffffff. o ablaların alsın onları, çocuklarını da sevindirsin elbet. sevindirsin de, sen ne ara büyüyüp çocuk sevindirmeyi öğrendin be yavrum? arada sen de oynuyor musun onlarla?
    bir çocuk oyuncaklarla oynamayı kaç yaşında bırakır?

    bazen, bazı sorulara cevap veremiyor insan.