hesabın var mı? giriş yap

  • şehirden şehire değişebilen semtlerdir.

    (bkz: ulus)
    (bkz: gaziosmanpaşa)

    istanbul'daki ulus ankara'daki gaziosmanpaşa'ya denk sayılabilecekken, ankara'daki ulus da istanbul'daki gaziosmanpaşa, nam-ı diğer gop'un izdüşümü olarak değerlendirilebilir.

    bu bağlamda en standardı tabii ki bahçelievlerdir.

    debe editi-büdütü: anket entrysinin buralara gelmesine şaşırmakla beraber listenin daha gerilerinde altına imzamı atacağım şu entrynin çok daha yukarılarda olması gerektiği kanaatindeyim.

    (bkz: #46902393)

    edit sebebi tabii ki 10 kasım.

  • (bkz: helal olmasın)

    edit; ekran görüntüsünün altında yazının devamı olarak "allah ecrini verir" demiş. fahrettin kardeş yolda bulduğun, sahibi olmayan parayla bile hayır yapsan sana yazılmıyor bilgin olsun ki bahsedilen iddia "haksız kazanç", 80 milyonun parası falan filan... kime ne anlatıyosam amk!

  • fotoğraf, el izi ve kimlik bilgilerinin azami 1-2 mb tutacağını düşünürsek, muhtemelen flash disc olarak da kullanabileceğiz. ben 1-2 sene bekleyip 32 gb'lik 3g'li kimlikleri bekleyeceğim.

  • bir ağacın yaşam süresidir. insan ömrünü ikiye-üçe-beşe-ona katlayabilir.

    bazı ağaçların ortalama ömürleri:
    şeftali: 30 yıl
    vişne: 40 yıl
    ayva: 50 yıl
    kiraz: 60 yıl
    kavak, söğüt: 100-150 yıl
    fındık: 150-200 yıl
    armut: 300 yıl
    zeytin: 400-500 yıl
    ceviz: 500 yıl
    kayın: 900 yıl
    çınar, sedir, meşe, ıhlamur, köknar: 1000 yıl

    dünyanın en yaşlı porsuk ağacı zongulduk'ta yaşıyor. 4113 yaşında. bronz çağında filizlendiği söyleniyor. koruma altına alınmış geçen senelerde.

    dünyanın en yaşlı ağaçlarından biri isveç'te yaşıyor. 9500 yaşında. "old tjikko" ismini vermişler bu ağaca. işte old tjikko.

    tek bir kök ile büyüyerek koskoca orman oluşturan, abd'nin utah eyaletinde yaşayan "pando ağacı"nın en az 80.000 yaşında olduğu söyleniyor. hatta bu pandonun yaşının 80 bin ile 1 milyon yıl arasında olduğu tahmin ediliyor...

  • arkadaş, bizim millet yoktan anlamıyor, ondan oluyor bu. bir şey yoksa, yoktur işte. aaaa, kahve kalmamış, ömerciğim hadi bir koşu al da gel... tüh, ekmek bitmiş, ayşegül fırla... yabancı filmlerde, dizilerde görüyoruz işte. ben daha hiçbir christopher'ın, hiçbir alice'in bakkala gönderildiğini görmedim. adam bakıyor süt bitmiş, kapatıyor dolabın kapağını, yatmaya gidiyor. helal olsun, delikanlı adam işte. bir de bizimkilere bak. yatma vakti gelmiş, "emre koş, bakkaldan porçöz al da gel..." arkasından da bağırıyor, düşürme paranın üstünüü... çocuğu fırına, hamur almaya gönderenler var bir de. allah aşkına, xbox'ta oyun oynarken, annesi seslenince oyunu durdurup hamur almaya giden, bir cindy, bir roberto, bir takashi hayal edebiliyor musunuz? fırın demişken, bizim veletlerin pide kuyruğuna girme sezonu da başlıyor, çocukları allah kurtarsın diyelim...