hesabın var mı? giriş yap

  • borsa arz talep usulü çalışır. bir hisse için herkes hangi fiyattan alıp satmak istediğini emir olarak sisteme girer. eşleşen emirler sırayla gerçekleşir.

    örneğin hisse alış 9.80 satış 9.90 gözüküyorsa ya almak isteyen parasına kıyıp 9.90 verecek ya da satmak isteyen eaah tamam lan diyip 9.80'e razı gelecek.

    bazı günler bir hisseyi o kadar kişi satmak ister ki piyasadaki tüm alıcılar biter. bu da satıcıların tamam lan 9 lira olsun ben razıyım demesine kadar varır. bu panik ortamında satmak isteyenler daha da zarar etmesin ya da almak isteyenler biraz daha bekleyeyim 7 liradan alayım demesin diye borsa dur hele bir soluklanın yeğen der. bir önceki günün ağırlıklı ortalama fiyatının belli bir oranında örneğin 9 lirada devre kesme * olur. hatta duruma göre brüt takas vb. açığa satışı önleyici önlemler de gelebilir. (bkz: açığa satış)

    işte bu durumda taban fiyattan satmak isteyenlerin emirleri sıraya girer. atıyorum milyon hisse zaten 9 lira olan taban fiyattan satış için sıraya girdiyse siz milyon+1. sırada olursunuz. ben sıra beklemek istemiyorum daha ucuza satacağım da diyemezsiniz çünkü hisse devre kesmiştir.

    kısacası ya birileri gelip sizin önünüzde sırada bekleyen tüm hisseleri alacak * ya da bir sonraki seansta daha da ucuza satmayı deneyeceksiniz.

    eskiden 90'ların başınfa borsa galata'dayken, alım satım emirleri tahtaya tebeşirle yazılır, hisseler elle tutulur basılı kağıtken; dışarıda da ayaklı borsa *olurdu. (bkz: #120241107) orada hisse taban olsa da piyasa fiyatının da altına (örneğin 7-8 liraya) hisselerinizi elden alırlar parayı nakit verirlerdi. ya da direkt aynı gün para lazım +2 gün takasbank beklemek istemiyorsunuz bu çakallara giderdiniz. lakin her şeyin bilgisayar ortamında yürüdüğü 2023 yılında böyle şeyler artık mümkün değil. *

  • öncelikle kendinize neden kafe açmak istediğinizi sorun eğer cevap, plaza hayatından sıkılmış olmak, daha large çalışma ortamı gibi cevaplar ise hiç bulaşmayınız. kafe, bar, restaurant, pub işletmek ve işletirkende başarılı olmak için, disiplin ve bu disiplinde istikrar gerekir. gazetelerin pazar eklerinde ki "özge bir şirkette finans müdürüydü, bütün kariyer hırsını bir kenara bırakıp küçük bir kafe açtı, kurabiyeleri kendi yapıyor" diye servis edilen köşelerde ki söz konusu kafeler, altı ay sonra batıyor. bu piyasada buna benzer onlarca batma hikayesi sayabilirim.
    buraya kadar okeysek şimdi daha önce hiç yeme-içme sektöründe mesai harcamadığınızı kabul ederek tavsiyelerime devam ediyorum.
    1-mekanın lokasyonunu belirliyoruz.
    2-o lokasyonda ki hangi kitlenin müşteri portföyümüz olacağına karar veriyoruz. tiki mi, tesbihli mi, öğrenci mi, entel kitle mi.
    3-kitleye göre belirlediğimiz lokasyonda en uygun noktadan dükkanı tutuyoruz.(ruhsat vs. gibi resmi veya mali prosedürlere girmiyorum, orası ayrı bir entry konusu) bu madde için kadıköy'den örnek verelim, hedef kitle tikiyse dükkanı gidip rıhtımdan tutmanın, tesbihliyse moda'dan, öğrenciyse bağdat caddesin'den tutmanın bir esprisi yok, ben her kitleye hitap edicem diyorsanız istanbul' da öyle bir mekan yok, olduğunu iddia edenlerde ya kendi kitlesini tanımıyor ya da kendini kandırıyor.
    4-kitleyi ve lokasyonu belirleyip dükkanı tuttuktan sonra bir mimarlık ofisine gidip(kesinlikle arkadaşınız olmasın) dükkanınızın(artık dükkanınız var) dekorasyonunu hitap edeceğiniz kitleye göre yaptırıyorsunuz bu konuda profesyonel olarak yardım almayı kesinlikle ihmal etmeyin, dekorasyon benim işim; "ahşap sandalye ve masalar, buraya bir tablo, yer döşemesi mini karo, tavanada beş tane de spot diye kafada kurup finalde uyumsuz bir görüntü çıkartma ihtimaliniz çok yüksek.
    5-dekorasyon işini tamamladıktan sonra daha önce yeme-içme sektöründe profesyonel olarak çalışmış bir mutfak şefi, bir salon şefi şayet içki satacaksanız iyi bir barmen, satmayacaksanızda bir barista buluyorsunuz, bu adamlarla oturup bir menü yapıyorsunuz(matbaaya vermiyorsunuz sadece taslak)bu menü lokasyonunuza, kitlenize ve dekorasyonunuza uygun olmalı.
    6-menüyü yaptıktan sonra dükkanınızda kullanacağınız, dolap, tezgah, fırın, tabak, bardak, kaşık, çatal, bıçak, ekmek sepeti vs. bu liste çok uzar gider, malzemenin alışverişini yapıyorsunuz, kullandığınız malzeme, dekorasyona, kitleye, servis ettiğiniz yemeğe, içkiye, uyumlu olmalı.
    7-demirbaş malzeme alındıktan sonra sırada yiyecek ve içecek satın alması var. bunları tedarik edeceğiniz firmayı seçerken, haftanın kaç günü sevkiyat yaptıklarına ve kaç liralık cari kabul ettiklerine, verilen siparişi zamanında ve istenilen adette(fazla veya eksik değil) getirmeleri gibi başlıca kriterlere göre belirleyin.
    8-kaç kişi çalıştırmanız gerektiğine karar verin, bu kararı vermenizde ilk aldığınız kalifiye personelden yardım isteyin asla olması gerektiğinden daha az ya da daha fazla personelle çalışmayın az personelle işi yetiştiremezsiniz çok personel olursada bir kaç kişi hep boşta kalır ve dükkan iş yapmıyor görüntüsü oluşur, bu hem müşteri psikolojisinde iş yapmayan mekan profili oluşturur hem siz de.
    9-sıra geldi fiyatlara. bütün yatırımı yaptık, dükkan tutuldu, dekorasyon yapıldı, kalifiye eleman bulundu, demirbaş alındı, satın almalar tamamlandı, personel bulundu maaşlar belirlendi, belli bir bütçe oluşturuldu, aylık ve yıllık giderler ve gelir beklentisi oluşturulduktan sonra sıra menüde ki servis edeceğimiz ürünlere fiyat koymaya geldi. asla hiç birşeyi hak ettiğinin altında veya üstünde fiyatlanırmayın, içinize sinen ve altını doldurabildiğiniz ve gider kaleminize göre size kar ettirebilecek gerçekçi rakamlar belirleyin.
    10-kasaya, kapıya ve masalara hakim olun, dükkanınıza gelen müşterilerle ego yarıştırmayın ve hiçbir personelinde bunu yapmasına izin vermeyin, yapanla yollarınızı ayırın. dükkanınıza fiziki olarak zarar vermedikçe hiçbir müşteriyi terslemeyin, herkese prens ve prenses muamelesi yapın, masada neler yaşandığını, müşterinin iyi bir servis alıp almadığını, müşteri şikayet etmedikçe asla bilemezsiniz o yüzden dükkanda hep gezin müşteriyle konuşun herşey yolundamı diye sorun, arkadaşlarınızla dükkanın en orta masasında oturup her akşam geyik muhabbeti yapmayın.
    11-dokuzuncu maddeye kadar atlamadan geldikten sonra, onuncu madde de istikrarı hep koruyun iki yıl sonra ikinci şube için kolları sıvayın.

  • lan olm aşı olmayacaksanız olmayın,sürekli kendinize neden güvenli liman arayıp duruyorsunuz?
    cokta fifi sen olmuşsun olmamışsın.iki instagram postu okuyan oluyor sana gazi yaşargil.
    düz dünyacı aydınlanması ile bu aşı lobisi ne pis şeymiş lan.
    birde bunların atama bekleyen öğretmenlerle,eyt twittercıları var ki düşman g.ne.
    deprem olur altına yazarlar,sel olur altına yazarlar,yangın olur altına yazarlar.
    kime niye ikna etmeye çalısıyorsunuz.kendin ikna oldun mu oldun,bitti.
    bi bitmediniz arkadaş.

  • nato'nun türkiye'den vazgeçme eşiği diye birşey yoktur. nato türkiye'den vazgeçemez. gerekirse türkiye'yi manüpüle eder yine de vazgeçemez. nato askeri bir birlik. düzgün ordusu olan kaç ülke var peki nato'da?

    -abd
    -türkiye
    -fransa
    -ingiltere

    başka kim var? almanya'mı? almanya'nın yarım asırdır düzgün bir ordusu yok. red alert oynamıyoruz öyle bozuk para basar gibi tank, asker basamazsınız. peki bu ülkeler arasında aktif savaş deneyimi olan kaç ordu var?

    -abd
    -türkiye
    -ingiltere

    fransa en son nerede savaşmış?

    kısacası türkiye çıkarsa nato dağılır. konu kaba kuvvetse, güçse türkiye askeri olarak önemli bir güçtür. nato içerisinde 2. veya 3. en büyük ordudur. bugün rahata alışmış avrupa topluluklarını topyekün savaşa bile sokamazsınız, adam askere gitmek istemez. enflasyon %6 oldu diye homurdandı millet ingiltere'de. anadolu'da millet mermiye kafa atıyor. *

  • über-salak zihniyetin savunduğu hede.
    devlet vergiyi neden alıyor ulan, kamu hizmeti vermek için değil mi? yurttaşlarına, o devletin yurttaşı olduğunu gösteren biricik kimlik belgesini bedava vermeyip 18 liraya satacaksa sikmişim öyle devleti.

  • 60 liraya yazdığım ürüne pezeveng yazmış:

    "merhaba 30 lira diyelim el sıkışalım inşallah yarın gelir alırım"

    puşt herif sanki bende malı 30 liraya satacağım adamı dört gözle arıyordum.

    bende yazdım "sana 120 tl"