hesabın var mı? giriş yap

  • 27 kasım 2007 günü prens charles ile tuvalet çıkışı konuşmam hayatımda yaşadığım en ilginç ünlü ilişkisi olabilir sanırım..

    ulan 3 saatlik data structure dersinden çıkmışım, sıkışmışım zaten hadi bir tuvalete gireyim dedim, bu arada etrafımdaki insanların %90 ı takım elbiseli tuvalette..tam tuvaletin çıkışına geldim bir kalabalık, kamera ışıkları, fotoğraflar falan filan derken aradan 2 ,3 saniye geçmeye kalmadı prens charles ile karşı karşıya geldik..ben ne olduğunu anlamadan bir de bana soru sormaz mı? olayı algılamam zaten bir kaç saniye sürdü..ondan sonra cevaplayabildim sorusunu..soru da şuydu "okuldaki eğitimden memnun musun?" bendeki cevap sadece "evet" olabildi tabiki.. sonra sorular devam etti, ben yine girdiğim şokun etkisiyle kısa cevaplar verdim,ardından yürümeye devam etti..tabi ben olayın şokunu belirli bir süre atlatamadım.. düşünsene lan tuvaletten çıkıyorsun karşında prens charles dersler nasıl diyor.. hatırladıkça ara ara gülüyorum hala..

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • ışık hızında zaman akmaz. misal foton için işleyen bir zaman yoktur. sözgelimi andromeda galaksisinde oluşan bir fotonun bizim gözümüze ulaşması ikibuçuk milyon yıl sürerken foton için olan şudur: oradaki bir yıldızda oluşur ve aynı anda bizim gözümüze ulaşır. foton için bu böyledir. bu yüzden zaman sadece gözlemciye bağlıdır demiş anştayn reyiz.

  • az önce markete giderken bu manzarayla karşılaştım. market sahibi, birkaç belediye çalışanının sessiz sedasız, kimseye reklam yapmadan gelip defteri hesaplattığını, sonra da ödeyip gittiklerini söyledi. twitter'dan mansur yavaş tagine baktığımda da tek marketin bizimki olmadığını fark ettim. ne diyeceğimi bilmiyorum, bir oy en fazla bu kadar hak edilir, bir şehir en fazla bu kadar iyi yönetilirdi sanırım.

    t: sosyal devlet vizyonunu tek başına üstlenmiş başkanın yeni icraatı.

    edit: uyarı üzerine eksiup linki değiştirildi

    bir alttaki susere ithafen edit2: zaten şehrimizde ihtiyacı olup başvuru yapan ailelere gıda yardımı yapılıyor. ben öğrenciyim, benim de borcum vardı, gelip kapatmışlar. oturduğum yerde de öğrenciler ve emekli insanlar var genelde. sizin kalplerinize kötülük hakim olduğu için iyilik kavramından haberiniz yok. mansur yavaş'ın bu kadar iyi çalışması kimyanızı bozdu biliyoruz. korkunuzda da haklısınız çünkü bu adamı cumhurbaşkanı yapacağız

  • adamlar aklı sıra taksici seçmene oynuyor.

    ulan istanbulda 12 bin taksici var aileleri ile birlikte toplasan 50 bini geçmez sayı ama istanbul'da en az 2 milyon insan taksicilerden nefret ediyor.

    işte chp bu kafayla iktidar olmaya çalışıyor

  • böyle insanlar gününüzün daha mutlu geçmesini sağlarlar, somurtkan somurtkan yolda yürürken karşıdan karşıya geçmek için beklerken birden bir araç durur ve size yol verir şofürü de genelde eliyle geçiniz şeklinde bir hareket yapar gülümser selam verirsiniz anlık mutlu olursunuz, her şeyin o kadar da kötü olmadığına karar verirsiniz, dünya hala güzeldir.

  • ayarlardan hızı 2 katına çıkarıp 12 falan dakikada izleyebilirsiniz. ekşi sözlük boş geçen zamanı kurtarma ekibi iyi hafta sonları diler.

  • batak; kahvehanelerde bu oyunu ata sporu olarak görsek de aslında oyunun kökeni bu coğrafyayla uzaktan yakından alakası yoktur diyebiliriz(en azından okuduğum şeyler öyle söylüyor).

    ön bilgiyi aldığımıza göre hemen hikayemize girelim; oyun buralara gelmeden önce maça(spades) olarak bilinmekte. temelde oyun whist ve bridge oyunundan türediği düşünülmektedir. 1930'ların sonlarında cincinnati, ohio'daki bir üniversite yurdunda sıradan bir geceydi ve bir şeylerden sıkılmış insanların yaptığı şeyi yapıyorlardı. en azından bu topraklara damga vuracak bir oyun türeteceklerdi.

    bildikleri bütün kart oyunlarını oynamışlardı ayrıca konuşacak iç açıcı şeyler yoktu çünkü o günlerde avrupa kaynamaya başlamıştı bile. düşündüler düşündüler ve sonunda daha önce oynadıkları bridge gibi oyunlardan daha heyecan verici ve daha hızlı tempolu, rekabet duygularını tatmin eden(masaya vurup ver koz nidaları olan) ve aynı zamanda az bir strateji içeren bir şey yapmak istiyorlardı. işte tam da o gece batak oyunu yaratıldı.

    yaratılan bu oyun üniversite içinde ve diğer yerlerde hızlıca yayılmaya başladı. ama oyunun tepe noktaya çıkması sağlayan şey ise ne gariptir 2. dünya savaşıdır. amerikanın savaşa katılmasıyla beraber. bir çok genç askere yazıldı. savaş alanında eğlenceye de ihtiyaç vardı ve oyun onlar arasında popülerleştikçe popülerleşti çünkü oyun için sadece bir deste kart gerektiriyordu.

    bu sayede oyun avrupaya ayak başmış oldu. fakat oyun belli başlı bir yazılı kurallara sahip değildi çünkü oyun insandan insana aktarılıyordu. 1969 yılına geldiğinde yeni ve yeniden cincinnati şehrinde oyun kartı şirketi tarafından yayınlanan kart oyunlarının resmi kuralları adlı kural kitabında maça'dan söz edilerek oyun yazılı hayata geçmiş oldu.

    sonuç olarak oyunun türkiye'ye nasıl ve ne zaman geldiğiyle ilgili olarak tam bir şey bulamadım ama muhtemel 2. dünya savaşı sırasında geldiğini düşünmekteyim çünkü savaş göçlere neden olduğundan dolayı oyun bu sayede buralara sürüklenmiş olabilir.

    o zaman çiz diyelim....

    kaynak:1,2,3