ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uncertainty avoidance
-
(bkz: belirsizliğe tahammülsüzlük)
kötü bir olayın olmasının ne kadar olası olduğuna bakılmaksızın, bu kötü olayın gerçekleşme ihtimalinden korkmak olarak tanımlanabilir.
temelde iki parçadan oluşur:
1. öngörülebilirlik arzusu: belirli olma durumu. geleceğin neler getireceğini bilme isteği, bilgi toplama, hazırlanma ve plan yaparak belirsizliği azaltma motivasyonu. savunma mekanizması olarak "yaklaşma"ya denk gelir: kişi belirsizliği bir an önce gidererek önünü görmek istemekte; konu her ne ise, tüm yollarıyla ona ulaşmaya çalışmaktadır.
2. belirsizlik felci: belirsizlikle karşılaşıldığındaki sıkışmışlık hissi ve işlevsel tepki verememe durumu. belirsizlik felci temelde bir "kaçınma" tepkisi ve pek çok patoloji ile ilişkisi de bulunmuş durumda (okb, anksiyete, depresyon vs gibi). bu kişiler belirsizlik durumunda "felç" durumunu alırlar ve büyük bir kaygı ile donakalmış bir şekilde etraflarında herhangi bir şeyin hareket etmesini ve bu durumsal hareketsizlik hissini bozmasını beklerler. kişi bu inisiyatifi kendi alamaz, etrafından bekler. yani belirsizliğe karşı "atılamaz". orada kalmıştır...
çok ilginç bir kavram olup, kişilerin pek çok davranışını yordayabilmesi açısından harika çıktılar verir. kişinin deneyime açıklık seviyesini gösterir ve psikolojik esnekliğinden güç alır...
7 şubat 2015 sisi ses kaydı
-
altındaki yorumun yardığı ve videodan bi zik anlamadığım kayıt.
"hello my arab friends, as a turkish guy i am experinced at this tapes and i want to give you some information tips. first think you should know is most probably (like %90) parallel state recorded this tapes.of course with help of lobby of interests (faiz lobisi) and chp (cehape). but i know that your people dont be fooled by this kind of shits.(halkınız bunları yemiyor).sisi did 1400 km divided road (bölünmüş yol). jesus christ (allah aşkına) can you imagine that a government who did this roads can make corruption? (bu kadar yol yapmış bi iktidar yolsuzluk yapabilir mi?).dont give up to continue to follow your long man (uzun adam).eeeey pennsylvania. stay straight dont bend (dik dur eğilme) this nation is with you (bu millet seninle) hulooggggggg"
ermeni kızları vs türk kızları
-
yahu bu kadar çok başlığı niye açıyorsunuz. genel bir başlık açın, şöyle olsun: türk kızları vs diğer bütün halklardan kızlar. bu başlık altında da biz türk kızları ne kadar çirkin rahat rahat yazın. maksat başlık kirliliği olmasın. biz zaten biliyoruz çirkinliğimizi.
gerizekalılar.
15 temmuz'da müezzinlere saldıranlar tutuklansın
-
vaktinde dolmabahçe camisinin müezzinini korumayan güruhun başlattığı kampanya. dolmabahçe camiisinin müezzini 'ben din adamıyım, yalan söyleyemem, o gece burada içki içilmedi' dediği için sürgüne gönderilmişti ve sesiniz çıkmamıştı.
şimdi 'cumhurbaşkanımızı koruyun' temalı sela okuyan müezzin için neden bu kadar ayaklandınız? samimiyet önemli bişey!
euroleague
-
en basit şekilde anlatıyorum.
*euroleague, nba gibi bir organizasyon.
* nba, her franchise'a(takıma) gel bize katıl, ligimizde oyna diyor mu demiyor. lige yeni bir takım katılması için takım sahiplerinin onayını alması gerekiyor.
* nba, takımların rekabetten kopmaması için çeşitli sınırlar ve draft getiriyor. salary cap'in üst miktarını herkes biliyor ama salary cap'in de alt miktarı var ve maaşlar toplamı o miktardan az olursa takım ceza ödüyor.
* euroleague, belli başarılar elde etmiş ve yatırım sözü vermiş takımlara a lisansını verdi zamanında. maccabi ve milano boktan durumda olabilir ama yıllardır bu ligdeler. barcelona, her sezon şampiyonluk için kadro kuruyor. zalgiris rekabetçi bir takım, dar kadroyla bile play-off'a oynayabiliyor.
* türkiye'den daçka'nın katılma şansı, wildcard ile oldu yatırım yaptıkları için. her sene daçka'ya wildcard'ı veremezler. -wildcard kalkmış-
* beşiktaş ve galatasaray şampiyon olursa da katılamaz çünkü belli bütçeyi taahhüd edemiyorlar. galatasaray'ın katıldığı zamanda oyuncularına maaş ödeyemeyip maçlara 6 kişi çıktığını, beşiktaş'ın oyuncularına para ödemediği zamanları hatırlatalım.
* olay bütçe de değil. 10 milyondan fazla yatırım yapan zenit ve khimki, euroleague'e katılmak için seri oynadı geçen haftalarda. sizin mantığınıza göre ikisini birden alması gerekiyor.
türkiye : anadolu efes, fenerbahçe
ispanya : barcelona lassa, real madrid ve laboral kutxa
yunanistan : olympiakos ve panathinaikos
italya : ea7 emporio armani milan
israil : maccabi fox
rusya : cska moskova
litvanya : zalgiris kaunas
bu takımlar a lisans sahibi.
+1 takım eurocup şampiyonu: malaga
+ 1 takım wildcard yazmıştım ama bertomeu en iyi derece yapan ispanya takımı demiş : valencia
+1 takım almanya şampiyonu: brose
+1 takım: vtb şampiyonu. cska ile khimki final oynuyor. cska'nın a lisansı olduğu için khimki katılacak.
+1 takım: adriyatik şampiyonu kızılyıldız.
bu format epey önceden belirlendi, şimdi itiraz etmeye gerek yok.
her şey bütçeyle olsa,
kuban 17.9 milyon euro
kazan 14.3 milyon euro
zenit 12.1 milyon euro
direkt katılma hakkı elde ederdi.
çok dağınık bir yazı oldu, kafede arkadaşlarımı beklerden yazdım asksjfkdd anlaşılır olduğunu düşünüyorum yine de.
edit: wildcard kalkmış, onu editledim.
pipi
-
ağa'nın oğlu kız beğenecekmiş. el değmemiş saf kız arıyormuş. tüm kızları sırayla odasına alıp şalvarını indiriyor, akabinde soruyormuş:
delikanlı - bu ne?
1. kız - s.k
d - sıradakiii
2. - s.k
d - sıradakiii
...
nihayet
n. kız - pipi
d - zevcem budur, nikah hazırlıkları başlasın.
gerdek gecesi gelmiş çatmış, odaya girilmiş.
delikanlı indirmiş şalvarı, heybetine güvendiği aletinin ismini sormuş.
d - bu ne?
kız - pipi
d - ne !?
k - pipi
d - ne pipisi yaw, evlendik artık. s.k bu !
k- o-hoo sen s.k görmemişsin...
(bkz: sozlukte fıkra anlatmak)
12 baronun tsk operasyonuna karşı bildirisi
iş hayatı
-
yıllar yılları kovalarken ve sen her gün aynı sandalyede dünyayı kurtardığını sanırken, pencerenin dışında dönen mevsimler... ilkbahar- yaz-sonbahar-kış.
egolarını tatmin ederken sen, çürüyen hayatlar... evet kölesin. ama modern!!
aslında duygularımın tercümanı yine bu adam.
kocca şiirinden bir kuble..
can yücel den geliyor:
sabah 9, akşam 18
sonra başka mecburiyetler
sıkışıp kaldık.
sırf yeme, içme, barınmanın bedeli
bu kadar ağır olmamalı.
hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
ne saçma...
oy pusulasını sandığa atarken söylenenler
-
ıcinizden soylemenizde yarar var.
ben
kulağınızdan tutup gecmisinizi sikip ataceyiz
dedim.
zafer sonrasi edit; vallahi de yaptik, billahi de yaptik. :)
seni o saraydan da kovaceyiz.
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
o zamanlar rusyada emekli maaşları 150 dolarmış derlerdi insanlar nasıl geçiniyor diye hayret ederdim.
artık etmiyorum...
avrupalının işe ihtiyacı varsa türkiye'ye gelsin
-
avrupa'da imam hatip mezunu mu var amk nereye işe alıyosunuz. diyebilecekleri teklif.
michael jackson
-
daha onu tanımayan hiçkimseye rastlamadım, herkes tanıyor. ama tabi herkes arkasından ağlamıyor.
arkadaşlarım artık alıştı, babamlar gülüp geçiyorlar, bir tek kardeşim anlıyor beni, neden ağladığımı...
5 yaşında sahneye babası tarafından dövülerek zorla çıkartılmış, çocukluğunu yaşamasına asla izin verilmemiş, 50 küsür yaşında bile çocukluğuna özlem duyup, çocukluğunu yaşamaya çalışan bir insan.
çocuklara olan aşırı sevgisi yüzünden adı pedofiliye çıkmış, hiçbir zaman kanıtlanamayan (ancak öldüğünden sonra iftira olduğu itiraf edilen) iddialarla boğuşmuş bir insan.
hastalığıyla dalga geçilmiş, burnunun büyüklüğüyle dalga geçilmiş, dalga geçmesinler diye burnunu küçültmesiyle dalga geçilmiş bir insan.
ve tüm bunların üstüne, o yaşayamadığı çocukluğunu dünya üzerinde rengine, ırkına, dinine bakmadan bütün çocuklar yaşayabilsin
ve o çocuklar gitgide daha da kötü bir yer olan bu dünyayı kurtarabilecek kişiler olarak büyüsünler, umudumuz olsunlar diye ömrü boyunca bütün gücünü, parasını, vaktini, popülaritesini harcamış bir insan.
bakın sanatından ve dünya üzerinde şu ana kadar gelmiş geçmiş en büyük eğlendirici (saçma biliyorum ama entertainer'ın daha mantıklı bir türkçe'sini bulamadım) olmasından falan bahsetmiyorum. doğuştan gelen yeteneklerinden falan bahsetmiyorum. 35 yıl boyunca her çıkardığı albümle farklı farklı insanlara hitap edebilmesinden falan bahsetmiyorum. aynı anda "pop, rock & soul"un kralı sayılabilmesinden bahsetmiyorum. aldığı ödüllerden ve rekor kırma rekortmeni olmasından bahsetmiyorum. yaşarken dünya üzerinde yaşayan en ünlü insan olmasından bahsetmiyorum. 10 milyon satıştan aşağı düşmüş albümü olmamasından bahsetmiyorum. dünya üzerinde "ölün" dese ölecek milyonlarca insan olmasından bahsetmiyorum.
kendisine, kıçının üstünde klavye başında cahilce ama küstahça "pedofili" demekten, "rengini beyazlattı" demekten başka hiçbir vasfı olamayan insanlar daha fazla eğlensin diye yarım asıra yakın yaptığı şeylerden bahsetmiyorum.
onlar bile daha güzel bir dünyada yaşayabilsinler diye yaptıklarından bahsediyorum.
bugün, dünya üzerinde eğer hala umut varsa, bu dünya daha güzel bir yer olsun diye didinen insanlar varsa, hala çocukları seven insanlar varsa, ve onların geleceği için çalışan insanlar varsa; bunun nedenlerinden biri de senin bu insanların yapabilecek güçlerini farketmesini, bir şeylerin farkına varmalarını, iyi çocukluk yaşayıp iyi birer insan olmalarını sağlamandandır.
o yüzden, rahat uyu michael!
fans love you! your majesty, my king!
26 kasım 2014 internetin sıçması
-
sadece bana olan durum sanırım, ekşi hariç hiçbir siteye erişim yok.
edit : internetin saçmalaması diye açtıgım basligi niye sicmasi başligina taşidiniz olm, manyakmisiniz siz ?