ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
5 kankaya eşlerinin yaptığı tişört şakası
-
beyaz show devam ediyor olsaydı hepsini aynı tişörtlerle bu hafta konuk olarak görürdük.
gerçek olmayan genel kabul görmüş en yaygın bilgi
-
(bkz: islam hoşgörü dinidir)
bedava dondurma çubuğu çetesi
-
firma yetkilileri “bizim kullanıcılar için hazırladığımız çubukların çok daha fazlası geri geliyor. bazılarının sahte olduğundan şüpheleniyoruz” demisler. demek ki bu ibneler de her 12324452452 dondurmadan sadece 1'inde bedava oldugunu kabul etmisler boylelikle.
akilli olun az daha bedava koyun cubuklara yoksa koyarlar. şlaskdjaşlksdjas. ulan ne ulke be.
roberto carlos'un sivas'ta yaşaması
-
anlamsız argümanlarla izah edilmeye çalışılan parapsikolojik fantastik vaka, "ne kadar para alıyo o biliyon mu" denmiş, adamın sadece real madrid kariyerinde kazandığı para 7 sülalesi ve kendini çalışmadan zengin zengin yaşatır. yani sivas'tan aldığı para onun için çerez.
bence teknik direktörlük kariyeri başlangıcı için en uygun ve kendisine iş verecek olası en yüksek kaliteli lig olarak burasını ve sivası buldu. fenerbahçe döneminden bildiği bi ülke, taşra falan gibi şeyleri bilmeyen kasmayan cool ve mütevazi bir adam herhalde. yani param var ama, hayatımın kalanını mal gibi boş boş geçirmeyeyim deyip bildiği bi işle ilgili bir kariyere başlamış, baya yüksek bir karakter. resmen olaylara farklı bakıyorum artık.
60 yıldır banyo yapmayan adam
-
ayıp eden adamdır.
benim muhabbet kuşu bile suluğundaki içme suyunu kullanarak pazar günleri banyo yapıp bizimkileri seyrediyor.
taytla işe gitmek
-
bugün yapmayı düşündüğüm eylem.
hep resmi hep resmi nereye kadar amk biraz rahat olsak ne çıkar lan?!
tabi yapamadım, hem işten atılmaktan hem de karımın beni boşamasından korktum.
ekonomide sıkıntı yok biz yolumuza devam ediyoruz
-
sorunu doğru tespit eden açıklama.
"siz" yolunuza devam ediyorsunuz. bizlerin çoğu yolda kaldı, kalanı da sürünerek ilerliyor.
umudumuz, yola sizin olmadığınız bir rotada tekrar devam etmek.
zaman varken marmara'yı terk edin
türkçeye saçma çevrilmiş film isimleri
-
dude wheres my car - cilginlar ve sevgililer
oha be kardesim
eylemcilere söven esnaf
-
ürkütücüdür. eylem süresince eylemcilere karşı öyle aşırı tepkiler duydum ki kanım dondu. yok kafalarına sıkacakmışsın, yok bilmem ne yapacakmışsın... komşunun oğlu/kızı belki oradaki, senin insanın ya? bu nasıl bir vahşet? allah akıl fikir versin hepinize. zaten baştakilerin çok daha basit şekilde bitirebilecekleri bir eylemi kışkırtmalarla bu noktaya getirmelerinin amacı da buydu. şimdi kim provakatör kim oyuna gelen söyleyin?
edit: biz göçmeniz, bosna'da akrabalarımız var. yıllarca bosna savaşının vahşet hikayelerini dinledik. orada birlikte gülüp eğlendiği, düğününe derneğine katıldığı komşuları katletti boşnakları. sırf dini farklı diye. işte sizin o sırp kasaplarından hiç farkınız yok, bilesiniz.
ışık hızı geçilirse geleceğe gidilir mi
-
bir fizik sorusu.
"evrendeki limit hız, ışık hızıdır" derken ifade bir miktar eksik oluyor. "evrensel hız limiti, ışığın hızına eşittir" dersek bu biraz daha belirleyici olur.
evren neden hıza bir limit koyar? çünkü evrende kaos oluşmaması için başlıca iki koşul vardır:
1- nedensellik ilkesinin çiğnenmemesi
2- yerellik ilkesinin çiğnenmemesi
bu ikisinin ne olduğunu şurada kısaca açıkladığım için tekrar yazmayacağım:
#162335589
evren bu iki nedenden ötürü hıza bir sınır koyar ve sadece durgun kütlesi 0 olan parçacıklar bu hıza sahiptir. peki, neden mesela onun da durgun kütlesi 0 olduğu hâlde "gluon hızı" demiyoruz da "ışık hızı" diyoruz? bu tamamen foton ile gluonun keşfedilme tarihleriyle ilgili. foton daha eski tarihlerden beri bilinir olduğundan isim hakkını da o kapmış.
o zaman gelelim soruya: ışık hızını geçersek ne olur?
bir kere her zaman aynı cümle gelir karşınıza: geçemeyiz.
ama insan meraklı bir varlık. üsteler: "ya tamam, olmaz ama hayal kurmak da mı yasak? geçebilseydik ne olurdu?"
olacağı şu: yukarıda yazdığım 2 ilke de çiğnenirdi. ışık hızını geçebilmeyi hayal etmek demek, bir fizik yasasını çiğnediğimizi hayal etmek anlamına gelir. eğer bir yasayı çiğnersek, hepsini çiğnenir hâle getiririz çünkü fizik yasaları bir bütünlük içerisinde çalışır.
dolayısıyla ışık hızını aştığımızda, hayali de olsa geleceğe ve hatta geçmişe gidebiliriz ama evren bizim bildiğimiz evren olmaktan da zaten çıkar. yani bu durum birtakım paradoksları beraberinde getirir. ne gibi? mesela:
ışıktan hızlı gittik ve yerellik ilkesini çiğnedik diyelim. bu durumda evrenin bizden çok uzak bir köşesindeki bir gama ışın patlaması, dünyamızı da silip süpürdü. oysa biz, var olması gereken o dünyada, var olması gereken biri olarak aşmıştık o hızı. şimdiyse dünya tamamen yok oldu. "gidecek başka yer bulurum" diyorsunuz belki ama nedenselliği de çiğnemiştik az önce. yani dünya belki de siz daha var olmadan önce yok oldu.
görüldüğü gibi bu tür konular, düşünce deneyi yapmamız konusunda bile bizi zora sokuyor. ayrıca ışık hızını geçmenin tek sonucu geleceğe gitmek olmazdı. bu hızı bir şekilde manipüle etmenin yolunu bulmuşsanız, geçmişe de gidebilirsiniz demektir.
biliyorum bunlar, üzerinde düşünüp fantastik hayaller kurmak için çok tatlı konular ama düşünce deneylerinin doğru çalıştığı konular, fizik yasalarını çiğnemediğiniz konulardır.
kasım ayında güneş gözlüğü takmak
-
hava güneşliyse çok doğal olan eylem. insanlar gözlerine güneş gelince rahatsız oluyorlar demek ki.