hesabın var mı? giriş yap

  • netflix’in ucretsiz bir uyeligi mi vardi? deneme suresini kaldirmistir. basligin acilma sekli de enteresan, baslik sahibinin de iyi somurdugunu dusundurdu bana

  • 7.ay
    -zooooort zort zort zort haahahahahahahahaha
    -pıııııırttt pıt pıtı pıııııııııırrrrrrrrttttt ihihihihhii ay haldun yapma ahaha
    -zoborooooorrrkk bozooooooorrrrtttt ehehe bak ben sana demistim elenceli diye eheh yap yap
    -pırpırprırprırprırıttttt pıtıpıtııırıııırıırırırıttt ihihi ay ay ölücem pırrtt fıjjkkk plob. haldun?
    -ehehehahaahahah noldu canim?
    -altima sictim galiva.

  • bu isimle felsefenin bir alt dalı haline gelmesi yirminci yüzyıla rastlar, ancak bugünün bilim felsefecilerinin ilgilendiği sorular felsefe tarihi boyunca tartışılmıştır. kısaca bilimi, bilimsel etkinliği anlama çabası diyebiliriz belki. bilim tarihi, bilim felsefesinin olmazsa olmazıdır.

    bilim felsefecileri zaman zaman bilim hakkında çok genel sorularla uğraşırlar. bu uğraşıda öne çıkan konulardan bazıları:

    - açıklama, gözlem, kanıt, olasılık, teori, kanun gibi kavramların sorgulanması,

    - bilimsel değişim (değişim nasıl olmaktadır? bu değişim bir ilerlemeye karşılık gelir mi?),

    - gerçekçilik (bilim gerçekliğin bir temsilini mi verir yoksa etkili, kullanışlı bir pratik midir?),

    - yöntem (bilimsel yöntem nedir? ortada gerçekten bir yöntem var mıdır? doğa bilimlerinin yöntemleriyle sosyal bilimlerin yöntemleri hangi açılardan farklıdır?).

    bilim felsefesi bu gibi genel sorular dışında belirli bilimlerle de ilgilenir. tarihsel olarak en fazla fizikle ilgilenilmiştir ancak son zamanlarda diğer bilimler (özellikle biyoloji) ön plana gelmeye başladı. bu şekliyle bilim felsefesi, belirli bilimlerin kullandığı kavramları ve yöntemleri sorgular:

    - fizik felsefesi (bkz: kuantum fiziği felsefesi),

    - biyoloji felsefesi (uyarlanım*, seçilim değeri*, evrim teorisi ile ilgili her şey. bu tayfa ateist, materyalist, darwinist),

    - psikoloji felsefesi (zihinsel süreçler, durumlar, olaylar ve özellikler ile ilgili her şey. zihin felsefesi ve bilişsel bilimle yakından ilişkili).

    bunların dışında kimya, iktisat, genetik, sosyoloji, antropoloji, bilişsel bilim gibi alanlarda da çalışmalar yapılıyor.

    türkiye'de bilim felsefesinin bir şekilde yayılması gerekiyor. nasıl olur, olur mu bilemiyorum. ortaöğretimde temel bilim derslerinin içerikleri hafifletilip bilim tarihi ve bilim felsefesi anlatılabilir mesela. bu şekilde bilimci olacak olan da olmayacak olan da bilimi daha iyi anlamış olur. bu önemli, çünkü bilim önemli. yapmak yetmiyor, anlamak da gerekiyor.

  • “benim asıl kimliğim yazarlık değildir. yarın belki bütün elyazmaları, notları, kütüphanemi terkederek ortalama bir kemancı olmaya çalışırım. fakat kemana da bağlı kalamam. yani bir insanın kendini yazar, öğrenci, genel müdür kimliği içine sıkıştırmasını ve bununla kıvanç duymasını anlayamıyorum. dünya o kadar büyük ve seçenekleri o kadar fazla ki keman çalmak bize zevk veriyorsa niye yazar olarak kalalım, bu dünyaya eğlenmeye geldik.”

    (bkz: e dergisi)

  • rize trabzon yolunda şoförün acilen hastaneye kaldırılması ile neticelenmiş. camdakiler taş mıdır kurşun mudur bilemedim.

    saçma parçaları diyorlar.

    edit: silahlı saldırı. gerçekten bu memleket nereye gitmekte. umarım şoföre birşey olmaz.

    bu en az 50 kişiye yönelik cinayete teşebbüstür.

  • baş ağrısı ile bir ömür geçirdim. gözlerimin altı morarana kadar ağrı çektiğim binlerce gün vardır ömrümde. bu dertten muzdarip olanlar için hayatlarını kolaylaştıracak şu önerileri listelemek istiyorum;

    - migren tipi baş ağrısı başlamadan çözülür. sinyali aldığınızda harekete geçmezseniz artık acı dolu saatlere hazır olmalısınız.
    - sıklığını azaltmak için;
    göz muayenesine gidip uygun numarada filtreli bir gözlük alınmalı ve kullanılmalı (bu hayati öneme sahip)
    günlük en az 2 litre su içilmeli
    mavi ışık filtresi hem telefonda hem bilgisayarda kullanılmalı
    aç kalınmamalı
    uyku düzeni bozulmamalı
    gündüz uyunmamalı
    bulunulan ortam çok iyi havalandırılmalı
    yüksek sesten ve gürültüden kaçınılmalı.
    alkolden uzak durulmalı. bir kutu bira bile biz baş ağrısı mağdurlarına lüks. içmeyin (ciddiyim).

    -ağrı başladıysa karanlık, iyi havalandırılan, sessiz bir yerde en az yarım saat dinlenmek gerekli. ağrıyı önemsemez çalışmaya devam ederseniz morfin bile verseler kusana kadar ağrı artmaya devam eder.

    -ağrı kesiciler böbreklerinizi ve karaciğerinizi hızla yıpratır. doktorun önerdiği ağrı kesiciyi mecbur kalmadan kullanmayın.

    - bu söylediklerimi uygularsanız ağrı sıklığı ayda bire kadar düşer. uygulamazsanız iki günde bir kafanızı matkapla delmek istersiniz. yaşla azalmaz hatta artar. aşırı stresten, aşırı efordan ve hareketsizlikten sakınacaksınız. uslu durur listeye sadık kalırsanız emin olun baş ağrısı çektiğiniz günler çok azalacak. damdan düşenin halinden damdan düşen anlar. içinizi karartmayın, ölünmüyor. bir biçimde ne yapmak gerektiği öğreniliyor.

    - geçmiş olsun.

  • --- spoiler ---

    eşlerinden biri ise ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiklerini ve yardım beklediklerini söyledi.

    --- spoiler ---

    yanlış anlaşılmış olabilir. kadın doğurmaktan bıktı kaymakamlıktan ek kadın kontenjanı istiyor.

  • italyan asıllıdır. katolik eğitimi aldığı halde pek sevmemiş bu durumu. ronald padovana asıl adı. daha küçük yaşta müziğe özel bir ilgi, sıra dışı bir yeteneği olduğu anlaşılmış. trompet çalarak başlamış. new york aşığı bir adam. lisede bas gitara geçiyor, gruplar kuruyor çeşitli isimlerle. en sonunda the elves’e dönüşüyor isimleri, elf denen hayali yaratığı, hayallerinin nesneleştiren bir sembol olarak görüyor. grubu ve ismi yavaşça duyulmaya başlıyor.

    1968 yılında büyük bir trafik kazası geçiriyorlar. sarhoş bir sürücü grubun vanına çarpıyor. ronnie’nin en yakın arkadaşı gitarist nicky pantas ölüyor. ronnie dio kafasından, kafa derisinden ağır yaralanıyor. 100den fazla dikişle toparlanmaya çalışıyor.david feinstein da kazada bileğini kırıyor. hepsi hastanede uyanıyor. dio’nun yüzünde büyük bir yara izi var. grubun cortland’da geçirdiği zamanın ardından, yıllar sonra bir soka dio adı verilecektir. dio da ilk eşiyle cortalnd’da tanışmıştır, şu an abd’de meteroloji uzmanlığı yapan evlat edindiği oğlu da vardır.

    daha sonra elf kuruluyor, rainbow öncesi benzer bir müzikte kafaları. dio’nun ortaçağ söylenceleri, kahramanlık hikayeleri ve düşlere uzanan şarkı formatının ilk örnekleri çıkıyor bu dönemde: nevermore. elf, deep purple açılış grubu olunca ve dikkat çekince, ronnie james dio ve iki elemanla birlikte rainbow’a katılması için teklif alıyorlar.

    rainbow’un ilk albümü, bugün hala 70’li yılların en iyi rock albümleri arasında sayılıyor. dio’nun şarkı sözleri çok ilgi görüyor. ritchie, ronnie james dio hariç diğer elf elemanlarını gruptan atıyor. ikinci albüm daha kısa, 35 dakika. yine mükemmel şarkılar var. dio, kafasındaki müziğe iyice yaklaşıyor. özellikle son albüm long live rock’n’roll ile ayrılık başlıyor. dio, ejderhalardan, rüyalardan, meleklerden ve iblislerden bahsetmek isterken, ritchie blackmore, radyolarda ilgi görecek kısa ve pop şarkılar yapmak istiyor. yolları ayrılıyor. (ilginç olan, ritchie blackmore yıllar sonra tamamen fantezi ve hayali ortaçağ konsepti oluşturmaya çalışmıştır.)

    black sabbath yıllarında, özellikle heaven and hell’de dio şarkı yazım aşamasını neredeyse tamamen kontrol etmiştir. black sabbath ile geçen başarılı yılların ardından, dio olarak kurduğu kendi grubunun ilk albümüyle, kendi kariyerininiz zirvesine ulaşmıştır. holy diver konserleri kapalı gişe olmuştur. heavy metal en güzel yıllarını yaşamaya başlamıştır.

    albümün kapağında murray isimli maskot ilk kez görülmüştür. randy berrett vegene hunter çizimi murray, mutasyona uğramış bir malacovya deviydi. efsaneye göre, dünyayı bir zamanlar yöneten iki kabile malakovya ve sykloplardan, iyiliği temsil eden malokovyalıydı. albümün kapağında bir rahibi boğuyordu, rahip, çocuk tacizcilerini temsil ediyordu. naif bir söylemi olmasına rağmen dio din düşmanlığuyla suçlandı. “iyilik ya da kötülüğün, birinin diğeri olmadan varolmayacağına inanıyorum” diye cevapladı ve düşlerinden bahsetmeyi sürdürdü.

    dio yıllarında, black sabbath’a yeniden dönüşünde, çeşitli organizasyonlarda, ortak çalışmalarında ve son dönemde heaven and hell ile gösterdi ki, yeryüzünün mesleğine saygısı en yüksek insanlarındandı. zaten kendisi de, aşk şarkılarına değil, ahlak şarkılarına inandığını söylerdi. bu anlamıyla, tıpkı hiç tanımadığı ece ayhan gibi bir etikçiydi.

    şarkı sözlerine çok önem verirdi ve hayranlarından da bunu beklerdi. şarkılarını basılı birer şiir gibi düşünürdü. ejderhalardan, kılıçlardan ve kahramanlık destanlarından sıkılmadın mı diye soranlara, hayal etmekten sıkılmayacağım diye cevap verirdi. düşlerin gerçekliğine inanırdı.

    magica isimli kitabını bitirmeye ve söylenceyi sürdürmeye çalışıyordu, umarız yazdıkları gün ışığına çıkar.

    dio’nun bir poetikası da vardı. sözlerdeki kafiyeleri kelime kullanımı ve sesli okunduğunda farkedilen uyumla, yarattığı şarkılar tesadüfi değil, üzerinde çalışılmış, kendi kariyerinin ilk günlerine de gönderme yapan, birleşik ve eklektik bir yapıdaydı.

    daha sonra, istanbul'un sıcak bir yaz akşamında, kendisini sahnenin önünden izlemeye doyamayan bir fanıyla kurduğu göz temasında anlattı ve anladı, müzik ve müzisyenlere duyulan derin sevgide, karşıkılkı fedakarlıkların önemi büyüktür. fedakarlıkla o müziği yapanlar, fedakarlıkla o müziğe ulaşanlar, değerini daha çok bilir. 1987 albümü dream evil ile, yaşamının yönünü bulmasında, beğenilerinin oluşmasında büyük bir etkisi olan sahneyi ve dio’yu pür dikkat izleyen o çocuk da, dio’nun şarkının neresinde “kem göz” işaretini yapacağını bildiğinden, karşılıklı gülümsüyorlar.

    o çocuk, sonsuz hüzünlü bir kadıköy gecesinde panzerler, biber gazı, havada uçan taşlar ve meşaleler arasında “bundan daha kötüsü olamaz" diye düşünüp ilerlemeye çalışırken, dio ona bir ders daha verdi son nefesiyle: her şeyin daha kötüsü olabilir, kuyruğu her zaman dik tut! ejderhalara karşı savaşmaktan yorulma!

    dio haklıydı, dünya, beyaza siyah diyen krallar ve kraliçelerle dolu ve haklıydı ki her şeye rağmen, sayıları az da olsa, kılıcı alıp yürümeye devam edenler var.

    gittiğin yerde ruhun huzur bulsun, adın ve sesin son nefesimize kadar aklımızda ve kalbimizde olacak,

    magic.

  • galatasarayin ve milli takimin kalecisi... kendisi girişken bir insandır... milli takıma seçmedi diye mustafa denizli'yi dövmeye gitmiştir... aslında bunu her oyuncu yapabilir, ama hayrettin izmire gitmiştir, farkını göstermiştir...