hesabın var mı? giriş yap

  • olması gereken şey.

    yaşadığım yer belli bir zümrenin kalesi sayılabilecek biraz lüks bir site. komşuların %60'ı falan bir dönemde zengin olmuş insanlar. buraya kadar tamam yani o dönemde zengin olursun bu dönemde zengin olursun ona bir şey demiyorum ama şimdi müthiş kısım geliyor. bu adamların kapalı ve çalışmayan karıları var. neredeyse hepsi volvo, bmw, jeep gibi markaların en yeni ve en üst modellerine sahip (evet şehiriçinde kullanmak için canavar gibi bir dört çeker canım kul hakkı yemeyen müslüman sensin evet). porsche'ye binen de var hadi bu da tamam ama şimdi daha kötü kısmı geliyor: evde temizlik ve yemek yapmaktan bile aciz bütün gün fink fink gezen bu kadınların herhangi bir eğitimi yani kocası tekmeyi bassa kendine bakacak kabiliyeti bile yok. ve bu hayattaki tek başarısı zengin koca kafalayıp parazit gibi yaşamak olan bu kadınlar dünyanın en ukala oluşumları. işte bu yüzden bırakın çalışan kadın da azıcık ukala olsun.

  • az bile yapmış. cenazede bari saygınız olsun . ölmüş lan adam yakınını kaybetmiş hala fotoğraf derdinde. ben olsam o telefonu alır bir tarafına monte ederdim.

  • görüşlerimi hemen yazayım.
    türkiyeden tüm kadınları like ettim yaklaşık 1 ay boyunca. geri dönüş sıfır (evet yakışıklı değilim)

    bir program vasıtası ile yerimi başka ülkelere alıyorum ve hergün like alıyorum. az önce norveçli iki kadınla peş peşe eşleştim.

    olayın özeti şudur:
    1-tipsiz iseniz türk kızları ile şansınız yoktur.
    2-zengin olduğunuzu belli eden fotoğraflarınız yoksa türk kızları ile şansınız yoktur.
    zaten sizde yukarıdaki iki madde varsa tindere ihtiyacınız yoktur
    o yüzden türkiyede tindere gerek yoktur.

  • çocuk tiyatrosu, dolayısıyla da pedagoji okumuş alelade bir insan olarak ne abartılması ne de yerilmesi gerektiğini düşündüğüm çocuktur. abartılmasın zira soyut işlemler dönemine girip girmediğini bilmiyoruz. ve lütfen yerilmesin çünkü henüz çocuktur.

    genel olarak çocuklar bu yaşlarda ilgilerini çeken konularda bilgi depolamaya meyillidirler. bütün dinozorları tanıyan, yaşadıkları dönemleri, fiziksel özelliklerini ezbere sayan çocukları düşünün, ya da eski mısır, vampirler, teknoloji hatta illuminati gibi konularda gece gündüz "araştırma" yapanları. bunun bir sebebi meraksa diğeri de yaşıtları ya da övgü almak istediği yetişkinler arasında bir şeyin uzmanı olarak kimlik kazanmak olur genelde. çocuk beyninin kümülatif bilgiyi depolama kapasitesini de unutmayın. neredeyse bir gecede on kıta istiklal marşı ezberlemişizdir hepimiz. ilerleyen yaşlarda hem konvansiyonel eğitimin yükü hem de ergenliğin kendine özgü öncelikleri nedeniyle bu savant benzeri eğilim gittikçe silikleşir ve sosyal hayatta çok yönlü iletişim kurmalarına katkı sağlayan "genel kültür"e yönelirler.

    şimdi başa döner ve bu çocuğumuzun soyut kavramları anlayabilme yetisini sorgularsak okuduğunu iddia ettiği kitaplardaki fikirleri birbirlerine ne derecede eklemleyebildiği, ne kadarınınsa bunlar üzerine olan tartışmalardan, hatta yetişkinlerin açıklamalarından kaynaklanan ikincil özetler olduğu bir soru işareti olacaktır. çocuğun zeka gelişiminin yaşıtlarına göre ileri olduğunu kabul edersek de yine felsefe okumalarına temel teşkil etmesi gereken tarih, siyaset, sosyoloji gibi alanlarda bilgi birikiminin olup olmadığı sorgulanmalıdır. videodaki çıkarımları bana ilk ihtimalin daha yüksek olduğunu gösterdi açıkçası. belli ki platon'un gerçek adı, felsefi akımların özet tanımları gibi bilgi parçacıklarına erişebileceği bir çevrede yaşıyor ve bunları tekrar ettiğinde bir ödül mekanizması işliyor. tıpkı videoda "çak" yapan yetişkin gibi.

    son olarak, -maalesef- ben de bu tür hasletlerin övüldüğü bir ailede yetiştim. annem 11 yaşında sofi'nin dünyası'nı okuyup bitirmemle övünürdü. ki gerçekten bitirmiştim ama kurgusal olay örgüsü dışındaki felsefe derslerini okurken aslında pek bir yere oturtamadığımı, haliyle keyif falan da almadığımı çok net hatırlıyorum. aklımda felsefe okulları, filozoflar, temel ontolojik sorular gibi parçacıklar olduğundan sorulduğunda birkaç cümle ediyordum ve bu kadarı bile deli gibi övülmeme sebep oluyordu. sonradan sonraya bunun ne kadar anlamsız olduğunu fark ettim ve gerçekten sevdiğim kitapları okumaya başladım. demek istediğim, bir çocuk bu yaşta pür kuramsal bilgiye maruz kalmadan da yaşama dair sorunlar üzerine düşünebilir. roald dahl, j.k rowling okumakta ya da iyi çocuk filmleri, tiyatro oyunları izlemekte bir beis yok. bunların birçoğunda temel etik kavramlar, sebep-sonuç ilişkisi, farklı bakış açılarını sorgulayarak kendi sonuçlarına varma gibi düşünsel pratikler zaten bulunur ve hikayeleştirme-özdeşleşme-duygusal bağ kurma yoluyla daha kalıcı bir kavrayış düzeyi yakalanır.

    spinoza okumasın demiyorum, yine okusun fakat umarım ailesi çocukluğun en büyük ve geri döndürülemez hazinesi olan sınırsız ve kuralsız merak ile hayal gücüne de yatırım yapmaları gerektiğini biliyordur. zira ömür boyu ciltlerce felsefe tarihi okunabilir ama özgür bırakılmış merak olmadan yeni fikirlere ulaşmak imkansıza yakındır.

  • o kadar kaliteli ki (henüz ilk yarım saatteyim) gözümün resmen altyazı aradığı dizi. hani boşta bulunup aaa türkçe konuşuyorlar demekten korkuyorum valla. ayrıca stranger things benzeri ya da değil, jenerik muazzam olmuş bence. helal!