hesabın var mı? giriş yap

  • ben de bunu anlamıyorum.

    teşvik primi şu anda suçtur. eğer delilin varsa sunarsın mahkemeye. kim verdiyse cezasını çeker.

    bir de bunlara göre gs teşvik vermiş. sanırım galatasaray ezeli rakibi fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için vermiş. :)

  • bu konu hakkında detaylı detaylı yazıp da kimseyi sıkmak istemem ancak söyleyebileceğim en kısa, en net ve en önemli şey şu ki; vereceğiniz karar, üçüncü şahısların fikir ve düşüncelerinden tamamen bağımsız olsun. üçüncü şahıs derken sadece sizin için bir şey ifade etmeyen insanlardan bahsetmiyorum. buna aileniz ve yakın arkadaş çevreniz de dâhil.

    iki insanın arasında geçenleri yalnızca o iki insan bilir. başka kimse değil. dışarıdan nasıl görünürse görünsün, gerçeği yalnız siz bilirsiniz.

  • ofiste sesli okudum ve hepberaber sesli güldük.

    bir tane akıllı adam da çıkıp diyemiyor mu "aga biz bunları yazdık da çok salak oldu be" diye.

  • maçtan önce, beşiktaş'ın kalesinde kimin oynayacağını merak ediyordum. ilk yarı bitti, hala kimin oynadığını merak ediyorum.

    edit: dk 54. günay oynuyormuş.

  • ne zaman bu gençleri, bu yavrularımızı, bu can yiğidolarımızı görsem mcdonalds'ın önüne oturup bağlama çalasım geliyor dertli dertli... bilhassa iki katlı mcdonalds'ların üst katına yerleşmiş bu topluluk aslında hemen farkedilebilir. birbirine aşık ve masanın üzerine kafalarını dayayıp el ele tutuşan rosromantik bir genco çift ve onların çevresindeki kızlı erkekli arkadaş grubundan oluşan bu gençler kış sezonunda sağa sola koydukları montlarıyla kurdukları koloninin sınırlarını çizerler. en önemli özelliklerinden biri de masa tutuculuğudur. bu iş için aralarındaki romantik çiftleri kullanırlar. kolonilerinde yaşayan diğer gencolar ise "ben bi' eda'ya bakmaya gideyim", "bizim cenk'ler gelecekti, ben onlara bakacağım" falan diye türlü güdilik nedenlerle koloniyi terketseler de mutlaka dönerler.

    çeşitli konularda sohbet ederken içlerinden biri mutlaka küser. koloninin sevilen üyelerinden biri küsen kişiyi geri getirmeye gider. çünkü koloni ne kadar kalabalık olursa o kadar güçlü görünecektir çevreye karşı. mcdonalds (ya da burger king) kalabalıklaşıp uyarı aldıklarında ise içlerinden birini ortamdaki en ucuz ürünü almaya gönderirler. bu yavrularımızın ömürlerini böyle tüketmelerine üzüleyeim mi yoksa abd gençlik muvilerindeki gibi çete kurmayıp sağ sola saldırmadıkları için sevineyim mi bilmiyorum. ne zaman bu toplulukla karşılaşsam karmaşık hislere kapılıyorum. gerçi ben kenan erçetingöz'ün bıyıklarına bakınca da karmaşık hislere kapılıyorum. gerçekten çok ilginç bıyıkları var kenan abi'nin...

  • "alfonso cuaron'un gravity filmiyle bana meydan okumasını kabul ediyorum. ben de bu filmle darren aronofsky,david fincher ve streven spielberg'e meydan okuyorum. dök suyu dök. abouuuuuuww" -chris nolan

  • gerçek çilekten yapay çilek yaptı adam. 2 gün uğraştı. ne yaptığını bilmesem nükleer santraller için yeni uranyum yakıt hücresi yapıyor sanırdım.

  • air france hava yollarına ait concorde tipi uçak paris'ten havalanırken sol motoru alev almış ve kalkıştan kısa bir süre sonra düşmesiyle 113 yolcunun tamamı hayatını kaybetmiştir. bu kazadan sonra concorde uçakları tartışma konusu olmuştur uzun süre ve nihayet 2003 yılında uçuşlarına son verilmişir.

    kazanın kara kutu konuşmaları ise aynen şöyledir.

    kule: air france forty-five ninety, cleared for takeoff runway 26 right, wind zero ninety, eight knots.

    yardımcı pilot: forty-five ninety, cleared for takeoff 26 right.

    kaptan pilot: is everyone ready?

    yardımcı pilot: yes

    uçuş mühendisi: yes

    kaptan pilot: towards hundred v1 one-hundred and fifty

    kaptan pilot: top

    yardımcı pilot: go on christian

    uçuş mühendisi: we have four heated up.

    yardımcı pilot: hundred knots.

    kaptan pilot: confirmed.

    uçuş mühendisi: four green.

    yardımcı pilot: vee one.

    yardımcı pilot: watch out.

    kule:concorde forty-five ninety you have flames !! you have flames behind you.

    yardımcı pilot: roger.

    uçuş mühendisi: number two engine failure.

    kule: it's burning badly, huh.

    uçuş mühendisi: shut down engine number two.

    kaptan pilot: engine fire procedure.

    yardımcı pilot: watch out.

    yardımcı pilot: the airspeed the airspeed.

    yardımcı pilot: airspeed.

    kule: it's burning badly and i'm not sure it's coming from the engine.

    kaptan pilot: gear on the way up.

    kule: forty-five ninety you have strong flames behind you.

    uçuş mühendisi: the gear doesn't.

    kule: so, at your convenience, you have priority to return for landing.

    uçuş mühendisi: the gear?

    yardımcı pilot: no.

    kaptan pilot: the gear coming up.

    yardımcı pilot: roger.

    yardımcı pilot: i'm trying

    uçuş mühendisi: i'm hitting

    kaptan pilot: are you shutting down engine two.

    uçuş mühendisi: i've shut it down.

    yardımcı pilot: airspeed.

    yardımcı pilot: the gear won't retract.

    yardımcı pilot: airspeed.

    itfaiye: de gaulle tower from fire service leader.

    kule: fire service leader, uh ... the concorde, i don't know its intentions, get yourself in position near the south doublet.

    itfaiye: de gaulle tower from fire service leader authorisation to enter twenty-six right.

    yardımcı pilot: le bourget le bourget.

    kaptan pilot: too late

    kule: fire service leader, correction, the concorde is returning to runway zero nine in the opposite direction.

    kaptan pilot: no time, no

    yardımcı pilot: negative, we're trying le bourget.

    yardımcı pilot: no

    itfaiye: de gaulle tower from fire service leader, can you give me the situation of the concorde.

  • biri bana soruyor "onun yazımı böyle değil miydi?" diye. tdk'nın doğru kabul ettiği yazıma link vericem. link sadece tek kullanımlık. biriyle paylaşınca arama sayfasına geri dönüyor. o yüzden insanları kelimelerin doğru yazımları konusunda bilgilendiremiyorum.

    açıkçası tdk'nın "aman kelimelere direkt link verilmesin" diye üstüne titrediği bu konuyla hedeflediği şey ne acayip merak ediyorum. çok uzun zamandır da böyle bu arada. hatta ekşi sözlük'ün araştır kısmında tdk olmamasının sebebi de bu. şimdi iyice geliştirmişler sistemi.

    uygulanan tedbirin "gelsin herkes efendi gibi baştan aramasını yapsın, biraz eli klavyeye değsin" diye bir çaba dışında makul bir gerekçesi de yok. hatta kimbilir belki "online'a çok alışmasınlar biraz sözlük satın alsınlar" gibi bir zihniyet bile olabilir. bu iki zihniyet arasında çok mesafe yok çünkü.

    bu konuyu yöneticilerden birine ileteyim diye siteye baktım. yöneticilerin isim ve fotoğrafları var ama e-mail adresleri yok. yani ankara'da etrafa bir sürü "bu adamı gördünüz mü?" diye ilan yapıştırıp o fotoğrafları mı kullanıcaz? adamların tipinin neye benzediğinden bana ne? iletişim konusundaki tek imkan bilgi edinme hakkı kanunu çerçevesinde onda da belli kriterler kıstaslar var.

    resmen tdk'dan faydalanmaya çalışmaktan yoruldum.

    hani birileri çıkıp "yeaa dilimiz çok yozlaştı" falan derse sebepleri konusunda kayıt mahiyetinde dursun diye buraya yazıyorum.

    edit: birden fazla kişi tdk'nın tanımlarına erişim için url şablonu iletti. bir yolu varmış. biri konuyu "joomla kullanıyorlar, konudan anlamadıklarındandır muhtemelen" dedi. doğru olabilir. ama bu araştırma ve geliştirme kurumunuın teknik yetersizliği, yol açtığı sıkıntılara bir bahane olur mu? olmaz.