hesabın var mı? giriş yap

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.

  • kanimca turistlerin sadece klasik turist mekanlarini ziyaret ederek tatillerini heba ettigi sehir.

    ben size bazi alternatifler sunayim. malum tatil sezonu basliyor, new york turistlerle dolmaya basladi. her ne kadar amerikan dolari turkiye'de cok yuksek olsa da bayramdaki turk turist yogunlugu dikkatimi cekti. o zaman yeni geleceklere onerilerimi siraliyorum;

    - manhattan chinatown guzeldir, hostur, tarihi vardir ama ben iyi yemek istiyorum arkadas ve kaziklanmak istemiyorum derseniz brooklyn sunset park'taki chinatown'i gidip gorun. kendinizi cin'de hissetmezseniz hic bir sey bilmiyorum. sonra ordan kalkip gidin sunset park'a. muthis manhattan manzarasina karsi cimlere cokup keyfinize bakin. ordan sahile yururseniz feribota binip manhattan'a gecebilirsiniz manzara esliginde. ayaklar agriyacak biraz ama deger. citibike da yapabilirsiniz.

    - yukarda yazdigim hersey manhattan little italy icin de gecerli ama bu sefer brooklyn yerine bronx'a gitmeniz gerekiyor. mafya filmlerine merakiniz varsa gidip manhattan'dakini gorun, zaten chinatown ile ic ice gecmis durumda. nerede kim oldurulmus temali bir gezi yaparsiniz, john gotti'nin eski sosyal klubunu filan gorursunuz ama iyi italyan yemegi icin icin bronx'daki arthur aveune'ya gitmek lazim. yemek kalitesi olarak fersah fersah ondedir.

    - new york'a gelmisken central park'i gormemek tabii ki de olmaz ama parkin kuzey taraflarinin(72 ve yukarisi) daha huzur verici oldugunu hatirlatmak isterim. ayrica brooklyn'deki prospect park da az buz bir park degildir, muhakkak gorun derim. hatta oraya kadar gitmisken brooklyn muzesi ile dibindeki botanik bahcesine de girmenizi tavsiye ederim. brooklyn muzesi cok buyuk degildir ama ozellikle antik misir ve mezopotamya'dan sahane eserler barindirir.

    - diger bi konu queens. kimse gitmiyor, sasiriyorum. new york'ta en iyi yemegin adresi queens'tir. ozellikle astoria ve flushing avenue uzerinde muthis yerler kesfedebilirsiniz. yunan yerine gidersiniz asci yunanistan'dandir, brezilya restoranina gidersiniz ascisi brezilya'dandir, kore restoranina gidersiniz ascisindan garsonuna hepsi korelidir.

    - staten island'a gitmenize gerek yok bence. staten island bir bolumunde white trash nypd, fdny calisanlari ve emeklilerinin yasadigi, diger bir bolumunde gettolarin oldugu boktan bir yerdir benim gozumde. illa gideceksiniz ozgurluk anitini gormek icin bedava feribota binersiniz, indiginiz yerde ayni feribota binip manhattan'a geri donersiniz.

    - staten island yerine roosevelt island'a gitmek cok daha mantikli. kolunuzu uzatsaniz manhattan'a degecekmissiniz hissi verir, fotograf cekmek icin cok iyidir. onun disinda yapacak pek bir sey yoktur ama manhattan'a metro ile bir durak uzakta zaten, zaman kaybiniz olmaz. teleferik ile de gidip gelebilirsiniz.

    - harlem'e gitmekten korkmayin. yalniz spanish harlem de denilen east harlem'de biraz temkinli olun, gec saatlerde gitmeyin ama harlem iyidir, orjinaldir.

    - herkes brooklyn heights'e gider, manhattan manzarasi karsisinda resim cektirir ama dibindeki cobble hill pek bilinmez. ben cok severim burayi. sokaklarinda yururken klasik new york brownstone evlerini gorebilirsiniz. new york'ta eski dokunun iyi korundugu ender yerlerden biri cobble hill. ayrica cok kaliteli ufak tefek kafeler ve restoranlara denk gelirsiniz.

    - son olarak bir de manhattan onerisi vereyim. morningside heights'a dogru yol alin. muazzam bir katedral var burda. icerisinde cok kaliteli klasik muzik konserleri duzenleniyor zaman zaman. hemen karsisinda hungarian pastry shop var. kahvesi de, yiyecekleri de siradandir ama atmosferi tatlidir. genelde columbia universitesi ogrencilerinin ve ogretim gorevlilerinin takilma mekanidir. bir kahve aldiniz mi sonrasi sinirsizdir. sonra burdan kaptirip batiya yurudunuz mu 15 dakika'da hudson nehri uzerindeki riverside park'tasiniz. burdan bisiklet ile downtown manhattan'a kadar inmek baska bir keyif.

    aklima gelenler bunlar. kim bilir nereleri es gectim ama hatirladikca ekleme yaparim.

    edit: imla.

  • - abi ben 40 gb diye almıştım bu harddiski.. evde bios 20gb olarak görüyor?
    - onu daha yeni aldın o yüzdendir.. kullandıkça açılır.
    (bkz: yuh artık)

  • neden bazı tariflerde kabartma tozu yok? neden bazılarında yarım paket yazıyor? mantığını anlatalım.

    pişirilen kekin kabarması için birbirine karıştırılan malzemelerin etkileşime girerek bir miktar karbondioksit gazının açığa çıkarması gerekir. kek hamurunu fırına atınca içinde 5-10 dk önce oluşmuş olan karbondioksit genleşerek kekimizin içinde kabarcıklar oluşturup kekimizin şişmesini ardından ısı ile bu şişkinliğin kalıcı olması gerekmekte.

    bunun için eskiden karbonat kullanılırdı. biliyorsunuz karbonat baziktir. içerisine asit eklediğinizde karbondioksit açığa çıkartır. bizde karbonat eklediğimiz kekin içine limon suyu yoğurt vb eklediğimizde kimyasal tepkimeye sokmuş oluyoruz. hazır bunlar tepkimeye girmişken hemen keki fırına atıyor ve reaksiyonun ısı ile birlikte gerçekleşmesini gözlemliyoruz.

    efendim kabartma tozunun yarısı karbonattır. diğer yarısı da asidik malzemeden oluşur. su ile karıştırdığınızda başka hiçbir malzemeye gerek kalmadan tepkime gerçekleşir ve karbondiokasit gazı açığa çıkar.

    bu ne demek? eğer kekinizi asidik bir malzemeden yapıyorsanız ve ek olarak kabartma tozu kullanıyorsanız istediğiniz kalitede ürünü elde edemezsiniz demek. oysa yalnızca karbonat ekleseydiniz ile çok daha iyi sonuç alabilirdiniz demek.

    eğer kurabiye vb kabarmasını istemediğiniz bir ürün yapıyorsanız yine karbonat işinizi görür demek.

    mantığını anlayınca tüm yemek tarifleri kolay. öyle değil mi?

    diğer püf noktaları için: (bkz: #54406141)

  • bu cümleyi o zamanlar lise öğrencisi olan abime kurmuş olan babadır.
    adam öss'de %1'e girip tıp fakültesini bitirmiş, bir kaç sınavı kazanıp harvard'da uzmanlığının bir kısmını yapmış ama amerika'yı beğenmeyip burda mutlu değilim diyip geri dönmüş bir adamdır. 31 yaşında da çalıştığı hastaneye başhekim olmuştur.
    oysa bu sözü bana söyleseydi kanımın son damlasına kadar haklı çıkaracaktım kendisini. dağ gibi adamın sözleri havaya gitti.