hesabın var mı? giriş yap

  • elindeki en güçlü franchise olan james bond serisi, aslında en büyük zayıflığı da olan film yapım şirketi. daha önce de iflas etti, el değiştirdi, çeşitli yatırım gruplarının ve bankacıların elinden geçti. en son amazon 9 milyar doları çıkarıp masaya koydu. adlı alacak gibi ama özellikle james bond'un hakları ile ilgili kısıtlamalar satış sürecini yavaşlatıyor.

    peki ne sıkıntı var james bond serisinde? sıkıntı şu ki, metro goldwyn mayer james bond filmlerini finanse etme ve dağıtma haklarını elinde bulundurmakla birlikte, bu franchise ile ilgili sanatsal ve teknik haklar ilk filmden beri broccoli ailesi ve onların şirketi olan eon productions'da. taa rahmetli başkan kennedy başta iken jb'nin haklarını mgm'e satan albert broccoli, çok sıkı bir antlaşma imzalıyor mgm ile. bu antlaşmaya göre filmlerin senaryosu, oyuncu seçimleri, teknik detayları ve bir sürü konu ile ilgili nihai karar hakkı broccoli ailesinin elinde. geçen neredeyse 60 seneye, mgm'in onca kez el değiştirmesine rağmen bu antlaşma zamana direndi ve yürürlükte. albert broccoli'nin kızı barbara broccoli ve oğlu michael g. wilson onay vermeden daniel craig'den sonraki bond'u bile belirleyemiyor yani mgm.

    bu noktada amazon james bond serisini muhtemelen amazon prime video'da bir dizi, düzenli olarak 1-2 senede bir çekilen film haline getirmek, sinemada gösterime sokmadan direk stream etmek istiyor. kendi evreni olan bir bond, bu evrende çeşitli zaman dilimlerinde dizi, film, prequel, sequel falan şeklinde sömürmek istiyor amazon bu markayı. broccoli ailesi buna şiddetle karşı çıkıyor. zaten en son film no time to die'i mgm apple tv'ye 600 milyon dolara satacaktı, anlaşma tamamdı yine broccoliler karşı çıkınca iş yattı.

    keza dişi bond, siyahi bond gibi bir tartışma olacak olursa yine son söz broccoli ailesinde olacak. dişi bond'a sıcak bakmıyorlar, bunu da açıkça söylüyor. amazon 9 milyar doları çıkarıp masaya vurmasına, mgm'e ederinin neredeyse iki katını ödemesine rağmen antlaşmanın bir türlü imzalanmamasının nedenlerinden biri, mgm'in altın yumurtlayan tavuğunun horozunun başka kümeste olması yani.

    bir diğer sebepse mgm'in devasa kütüphanesinin adeta yağmalanmış olması. yüzlerce dizi ve filmin hakları zaten çeşitli kablolu kanallara ve streaming servislerine satılmış/kiralanmış durumda ve bu antlaşmaların süresi dolana kadar amazon'un bunları kullanma hakkı olmayacak.

    kaynaklar:

    https://variety.com/…on-james-bond-sale-1234979005/

    https://variety.com/…oli-michael-wilson-1203466601/
    ----------------------------------------------------------

    debe edit: (bkz: sma tip 1 hastası eda'ya yardım kampanyası)

  • evet çekinmiyorlar. osurmaya karar verip o an osuruyorlar...

    çok denk geldim bu insanlara .aşırı dikkatli ve burnu hassas bir insan olduğumdan mıdır, gece yolculuğunu sevdiğimden midir bilemem hep yakalarım (gece herkes uyuyor sanıp salıyor ipneler,ben uyur muyum lan baksana sen şu gözlere!)

    birgün star diyarbakır turizm ile silvana gidiyorum,acil gitmem lazım. tatil olduğu için uçaklarda yer yok mecbur otobuse bindim ilginç bir seyahat oldu,bu seyahatim osuruk nedir, ne kadar keskin olabilir,insan osuruk kokusu ile nasıl çift görür,kedi boku aslında güzel kokuyor olabilir mi,ense köküne saplanan keskin ağrı ne sebeplidir sorularına cevap bulduğum seyahat olmuştu.
    arkadaş osuruğun da bir şekli,bir derecesi olur. ne bileyim bu kadar keskin bir osuruk olur mu? o değil bu kadar keskin bir koku olur mu! coğrafyanın özelliği sanırım.arkadaş 4 yaşında çocuk osurur da bütün otobüs kokar mı? ne yedin sen minik şeymus? nedir derdin koçum o yaşta? oyle osurulur mu bitanem..ileride allah korusun kobay ederler adamı.

    horlayan mı ararsın, osuran mı, sümküren mi..ulan nerdeyim dedirtmiş bir seyahatti. koridorda çocuklar sıralanmış uyuyor,ayaklarımın altına bişeye çarpar gibi oldum bi baktım bir çocuk kafası! yatırmışlar koltukların altına! hay allahım..
    hani bir de bu şehirler arası otobuste ağlayan çocuklar var ya, hah onlar yoktu..bizim otobusdekiler direk anırıyordu

  • kardeşimin işsiz olduğu bir dönemde, yeğenimin sınıf annesi, öğretmene robot süpürge almak için yapmadığını bırakmamıştı velilere.
    milli eğitim artık sınıf annesi denilen saçmalığı kaldırsın.öğrenciler arasındaki eşitliği bozduğu gibi velilere de eziyet .
    hem kim oluyor da sınıfa girip çocuğa karışabiliyor ki ?
    aferin çocuk sana . büyüyünce parti kur oy versinler !

  • azim abidesi bir gezgin. takdir edilesi.

    interrail türkiye sayfasında bu maceralı yolculuğunu, çektiği soluk kesici fotoğraflarla şöyle anlatmış mert gültekin:

    ''arkadaşlar gobi'nin en büyük kumdan dağlarının bulunduğu khongoryn els'in tamamını yürüyerek geçmeyi başardım!

    3 gün süren bu zorlu yolculuğumda 90km yol teperek yüksekliği 300 metreye varan kumdan tepeleri aşıp gece gündüz demeden yürüdüm. sadece öğlenleri uyuyarak ilk iki günün toplamı sadece üç saat uyku ile 70km yol yaptım. çölde sadece güneş değil her şey sıcak, yürüdüğüm kumlar... ki daha başka bir şey yok zaten. termometrem 50°c'yi kaydetti ki daha da yukarısını göstermiyor. her geçen dakikada yanan derim, her adımımda daha da ağırlaşan çantam, acıyan omuzlar, şişen bir surat, artık eski halinden çıkıp toynaklaşmaya başlayan bir çift ayak... sağolsunlar bütün bunlar yolculuğum boyunca bana eşlik ettiler.

    hayati şartları zorlayan bu 78 saatlik yolculuğum eşsiz manzaralar görmemi, bir kum tepesinin gölgesine sığınarak tatlı bir iki saatcik uyumamı, ay ışığında kum tepelerinin üzerine uzanıp keyif yapmamı, yıldızları ararken suratıma düşen bir iki damla yağmurun tadını çıkarmamı sağladı. suyun ne kadar önemli bir şey olduğunu, önümüze konup beğenmediğimiz o yemeklerin aslında ne kadar güzel olduklarını hatırlattı. daha fazlasıyla değil yeteri kadar hatta daha azıyla yaşayabilmeyi, acıya katlanmayı ve zor olan bir şeyin içindeki o kısa ve kolay yolları bulmayı öğretti. hatta bütün bunların dışında kendimi, kendime bir kez daha tanıttı.

    hayallerinizin peşinden gidin. onları gerçekleştirmek için gereken tek şey kalkıp hayalinize doğru ilerlemeniz. ben öyle yaptım. beş kuruş parasız geçirdiğim günler... 3 aydır yollardayım. çöle bile otostopla geldim. aksilikler yaşadım. çöle girişte fotoğraf makinemi kaybettim ve bulan adam benden 300 dolar para istedi. adamın bulunduğu şehre yürüyerek gittim. kuş uçuşu 25km olan şehre aynı şekilde kuş uçuşu yürüyüp aradaki 12kmlik çölü iki kere geçtim. konuşup ikna edip kameramı aldım. hatta adam evinde ağırladı yemek yedirdi. otelde konaklattı. dediğim gibi tek yapmanız gereken şey yola çıkmak.

    çevrenizde yapamazsın diyenler tabiki olacak. çölü geçemezsin abi diyenler oldu tabi. bunu başkaları değil siz söyleyin. kalkın yapın ve kendiniz görün. evet yapamadım ya da bak yaptım diyebilin. şuanda bütün moğolistan'ı karış karış gezmiş ve hayallerinden birini gerçekleştirerek gobi çölünü geçmiş bir arkadaşınız var. siz de yapabilirsiniz yapın!
    yapın!
    yol açık yola çık! diye diye dilimde tüy bitti.
    bir de tek çık! :)
    gobi'den sevgilerle...''

    selam

    1

    2

    3

    4

    5

    6

    7

    8

    9

    10

    11

    12

    teşekkür edit'i: sevgili @zlipknot'a gönderdiği link için çok teşekkür ederim.
    http://interrailturkiye.com.tr/…-gobi-colunu-asmak/

  • ekran insanı olduğumuz içindir. konuyu biraz kendi çapımda açmaya çalışırsam günümüzde tv,oyunlar,internet gibi hızlı bilgi akışı sağlanan 3 dakikanın bile çok uzun bir süre olduğu süre turbo hızda bir yaşama alışmışsak bize kitap okumak gibi dingin şeyler çok sıkıcı gelir. bu bir çeşit dikkat dağınıklığı gibidir.
    bunu en iyi küçük yaşta ki çocuklarda gözlemlersiniz hiç yerinde duramamalarının ama eline bir telefon verdiğinizde (oyun amaçlı) veya yüksek kalite bol aksiyonlu rengarenk görselli bir animasyon film açtığınızda sesinin kesildiğini göreceksiniz. bizler zamanla kitap okumaktan sıkılmış hale gelirken onlar bu teknolojiyle doğdular
    bunu sözlük ortamlarında kısalan entrylerden de anlayabilirsiniz çünkü 3 dakika çok uzun süre özellikle 90 sonrası doğanlar büyük ihtimal bu yazıyı okurken bir yandan da bir mesajlaşma veya sosyal ağdan gelen bildirimi kontrol ettiler

  • sindirim işlemi iyi bir kan akışı gerektirir. sıcak duş alırken, egzersiz yaparken veya yüzerken vücut, ısı dengesini korumak için deriye kan pompalar. bu olay sindirim işlemiyle birlikte gerçekleştiğinde ise karın ağrısına, bayılmalara hatta zayıf bünyelerde kalp problemlerine yol açabilir. bir çok insan yemekten hemen sonra duş almalarına rağmen bir sorunla karşılaşmaz. buna karşın zayıf bünyeli veya yaşlı insanlarda farklı etkiler görülebilir. sonuç olarak en iyisi yemek yedikten sonra duş almak için yaklaşık 30 dakika beklemektir.

    kaynak : http://wiki.answers.com/…ait_after_eating_to_shower

  • memleketin %70'i al satçı olmuş sorsan sarı site marı site. jargonunuz ve cahil üslubunuz sizi ele veriyor malesef. sokakta adama soruyorsun ne iş yapıyorsun abi ? emlakçılık, alım satım, araç kiralama. bıktım usandım üretmeyen gizli işsiz komisyoncu sürüsünden.

  • kullanıcı yorumu

    "iyi"

    otel

    "işte gerçeğin yansıması. ismi halil ibrahim. gerçeği olduğu gibi göstermiş. sağolun."

  • bir gecede şu kadar para ezdik diye şekil yapan görgüsüz barzoların ve gösteriş meraklısı instagram zombisi kezbanların sayısının çok olduğu bir ülkede normal olan çılgınlık. işin tuhafı, kendisini bu gruptan ayırıp elit gören beyaz yakalı tiplerin bu mekanlara karşı gizliden yaşadığı stockholm sendromu.

  • arkadaşıma alıyorum demeyın de napıyorsanız yapın, sonra çok gülüyoz yemın olsun. hıçkımse kendıne almıyor bu meretı herkes bırbırıne alıyor :) bıze ne oğlum kıme aldığınızdan parasını ver yeter :)