hesabın var mı? giriş yap

  • burayı basacaklar, onlar gelmeden söyleyeyim. 2022 yılında aşı karşıtlığı yapmak “dünya düzdür” demek kadar cahilcedir. insanlığın kurtuluşu aşılardadır. uğur şahin ve özlem türeci milyonlarca insanın hayatını kurtarmıştır. daha fazlasını kurtarmak için de çalışıyorlar.

    eklenti: ilkokul mezunu çaylaklar mesaj kutumu basmış :) arkadaşlar, cahilsiniz ve bu kadar cahil olmak tolere edilemeyecek kadar ayıp. bir aşının çalışma mekanizmasını dahi anlayamayacak düzeyde olmanız ülkemiz ve dünyamız adına endişe verici. aileleriniz eminim ki eğitim almanız için büyük fedakarlıklar yapıyor. gel gör ki çocukları orta çağ düzeyinde komplo teorilerini gerçek sanıyor.

    ben 50 doz aşı olmadım. sanırım 2 ya da 3 doz oldum. sonuncusu 1 yıl önceydi. çok yeni çok çok farklı bir varyant olmadıkça da yeni aşı yaptırmayı düşünmüyorum. çünkü virüse büyük oranda bağışıklık kazandık. çünkü temel düzeyde biyoloji biliyorum. aşının ne zaman gerekli ne zaman gereksiz ya da daha az gerekli olduğunu anlayabilecek kapasitem var. bu saydıklarım en fazla 3-4 saatlik bir okumayla edinilebilir. sizin için, sizden ziyade gelecek için üzüldüğüm nokta bu. kendinizi biraz olsun aydınlatabilmek ve cehaletten bir adım uzaklaşabilmek için hiçbir çabanız yok.

    birisi bana bunları söylese yerin dibine geçerdim. o yüzden şimdi o mesaj kutusunu yerine bırakıp google’a “aşılar nasıl çalışır” yazın.

    eklenti2: cahil değil, kara cahil bir gençlik geliyor. seçimden sonraki en önemli meselemiz milli eğitim. telefondan mesajlara cevaben bu yazıyı editlerken “2 ya da 3 doz aşı oldum” yazdım. üzerinden zaman geçtiği için çok düşünmedim. hemen üstüne gelen mesaj şu “insan aşı sayısını hatırlar, bu şekilde aşıların beyin fonksiyonlarını etkilediğini ispatlamış oluyorsun”. bakın ironi değil, şaka değil. buna inanan gerçek insanlar var. bu insanlar toplumda bizimke birlikte yaşıyor. çok üzücü lan. vallahi çok üzücü.

  • bi klavyeye 10 binlerce lira verecek olan müşteriyi 100 metre öteden tanıyacak olan mağazanın, boş zamanında dükkana gelip kafa şişiren cebi delik boş beleş müşteriyi kovalaması olayıdır, çok ta şaapma başgan

  • adı günümüzde su altı robotlarına verilmiş denizci. slocum planörü olarak bilinen bu cihazlar su altındaki işlemleri insansız gerçekleştirebiliyor.

  • süper olay.

    ekran görüntüsüne gerek yok, twitter'da #receptayyiperdoğan yazıp aratırsanız nadide örneklerine tanıklık edebilirsiniz.

  • zamanında nazım hikmet'ten diye paylaştığım yazıdır. ki o dönem ortalıkta dönüyordu. ben de yaralı bir zamanımda paylaşmıştım. nazım hikmet'e ait değilmiş. neyse kim yazdıysa yazı çok güzel, ki o dönem bu yazı bile iyi gelmişti bana. umarım yaralı dostlara az da olsa yara bandı olur.

    bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. hani ağzınla kuş tutsan "bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. iyi halin cezanda indirim sağlamaz. sen, "ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "peki o ne yaptı" deme. herkes kendinden sorumludur aşkta. sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? hayatı ıskalama lüksün yok senin. onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.yine içeceksin rakını balığın yanında. üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....

  • bir gs'li olarak bu akşam yaptıklarını haklı bulduğum futbolcu. kendini ve takım arkadaşlarını çok temiz savundu. 1 vs 30000 yapacak kadar yürekliymiş, helal olsun.