ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
onu muayene edemem abdestim kaçar nikah düşer
-
(bkz: imam hatip lisesi)
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
edit: o hastanede öyle bir doktor yok diyen arkadaşları hastanenin çalışma düzenine alalım;
http://www.eyupdevlethastanesi.gov.tr/…nları/26.pdf
edit 2: aramızdaki bazı alomatikler bknz'dan rahatsız olmuş, imam hatipler'den doktor-avukat sentezlemeye çalışan bürokratlar bu memlekette yaşamıyor mu? mozambikte miyiz biz? kimseye iftira atmadım ama bazı "sivri akıllılar"* üzerine alınıyor.
edit: gge gerekçesiyle.
edit 2: @ruhsuz uyardı, sayfa revize edilmiş ve doktorun adı geçmiyor. yine de linki silmiyorum. sonuçta adı yazıyordu.
kızını kaçırmak isteyen genci öldüren baba
-
adaletin tecelli etmedigi ulkede adaleti tecelli ettiren babadir.
uçağın televizyondan önce icat edilmesi
-
açıklaması basittir. büyük teknolojik ilerlemeler hep savaş zamanlarında ve askeri teknolojilerle olmuştur. bugün kullandığımız birçok önemli teknolojinin 2. dünya savaşı sırasında olgunlaştığına dikkat ediniz. şu entry'i okuduğunuz bilgisayar/mobil cihazdan tutun da haberleşmenizin şifrelenmesinde kullanılmış enigma'ya kadar hepsi o günlerin eseridir.
bir savaş esnasında uçarak düşmana bombardımanla stratejik üstünlük sağlamak çok daha acil bir ihtiyaçtır. oysa savaş anında haberleşme için radyo dalgaları ve telsiz de kullanılabilir. televizyon acil ihtiyaç değildir.
19 yy. sonları/20.yy başlarında uçmamızı sağlayacak bir araç bulunması için, radyo ya da televizyona kıyasla çok daha fazla yatırım yapılmıştır, dünyanın çeşitli yerlerinde çok daha fazla insan bu konuda kafa yormuştur, para akıtılmıştır. aynı ampulün icadında olduğu gibi.
barınma, aydınlanma, güvenlik ve seyahat sırasıyla öncelikli ihtiyaçlardır. entertainment bunlardan sonra gelir.
ali koç
-
suçlu sadece kendisidir. milyonlarca dolarlık takımı emanet ettiğin adama bak. futbolda barış dönemini özledik diye geldin, kavga gürültüden başka bir şey getirmedin. bu kaos ortamıyla başarısızlığını fenerbahçe taraftarına yedirdin. yemin ediyorum aziz yıldırım olsa bu takım böyle olmazdı. yazık günah ya.
edit: şimdi de, selahattin baki aracılığıyla ortalığı karıştırma derdinde. fetö diye ortaya bi yem attılar. 2-3 hafta da böyle avuturlar insanları. sen fenerbahçesin, gerekirse hakemleri de var'ı da üst üste koyup yeneceksin. o gol olmasa maç 1-1 bitecek. hiç utanmıyorsunuz, 3-4 farkla yenmeniz gereken takımın galibiyet golüne ofsayt diyip var operatörü fetöcü diyorsunuz. allah, aklı başında fenerbahçe taraftarına sabır versin.
evlenme teklifi için 7 bin kilometre yürüyen erkek
-
japonca yerine neden ingilizce kullandığını merak ettiğim adamdır.
azerbaycan'ı ilhak etmek
-
azeri sınıf arkadaşlarımla konuştum, onların da aklına yattı. şimdi olay şu, biliyorsunuz azerilerle aynı atadan geliyoruz, aynı dili konuşuyoruz. biz azerileri ilhak edip türkiye'ye katacağız, ondan sonra da ermenistan'a saldırıp karabağ'ı alacağız. bitmedi, azeri doğalgazı iliğimizi ısıtacak azeriler de türk dizileri ile akşamları sıkılmayacak. hayırlısı ile bir mezun olsam dış işlerinde çalışmayı düşünüyorum. kpss kolay...
öğrencilerden iban istiyoruz kampanyası
-
iyi bir gelecek için naçizane bir öneri hayatınızın hiçbir aşamasında bedavacılığa alışmayın.
3 milyar avro verecekseniz hiç konuşmayalım
özlendiğini sanmak
-
aslinda her insan bu yanilgiya duser. hatta kendine her seyden bir pay cikarir. bak benim sevdigim resmini facebook profil resmi yapmis, bak bu paylastigi sarki ikimizi anlatiyo vs gibi ama gercekler cok farkli dostum. hic ozlemedi, ozlemiyor ve ozlemeyecek.
ama belki bi baskasini ozluyodur.. gercekler aci kabullenmeliyim, kabullenmelisin...
türkiye'de kaslı suçlu olmaması
-
kurufasülye-pilava dayalı beslenmemizin doğal sonucu. halbuki elin kriminali kaslı, dövmeli. hapiste benç presini aksatmıyor.
gurbetçi şaban
-
gurbetçi tiplemesi çok başarılı olan film. almanya’ya işçi olarak giden şaban, memleketinde kendisiyle aynı soy ismi taşıyan ve baba adı tutan çocukların belgeleri ile alman makamlarından çocuk parası alıyor. apaçık şekilde almanları dolandıran kendisi olduğu halde almanların ne kadar kötü insanlar olduklarını anlatmaya çalışıyor. kaçak gittiği ülkede sanki onu zorla tutan var gibi hem almanya'yı yerden yere vuruyor hem de almanya'nın etinden sütünden faydalanıyor. filmdeki şaban karakteri, günümüzdeki "türkiye çoh eyi, almanya türkiye'yi gıskanıyor" deyip "niye türkiye'ye gelmiyorsun madem" sorusuna uyduruktan bahaneler bulan gurbetçilerin atasıdır. yani gurbetçi gibi gurbetçidir filmdeki şaban.