ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ünal aysal
-
türkiye'ye getirdiği adamlar:
2010 şampiyonlar ligi finali / man of the match : wes sneijder
2012 şampiyonlar ligi finali / man of the match : didier drogba
şöyle bir tablo yani.
bak şimdi batak oyunu vardır bildin mi? ''yan batmak'' diye bir tabir vardır, yandan batmak da derler; fazla el alırsın yandan batarsın. şimdi ben koyu bir fenerbahçeliyim, o kadar çok kıskandım ki, kıskançlıktan yan battım. yani kıskanamadım bile amk. kıskançlık eşiğimin üstünde bir iş çünkü bu. ne bileyim cambiasso gelse kıskanırdım, ne bileyim forlan'ı falan dahi kıskanırdım. bu ne len? kıskanamadım bile! işte o denli iyi bir iş çıkardı bu adam.
titanic'teki jack türk erkeği olsa olabilecekler
-
geminin burnunda kolları açtıkları sahnede jackin arkadan değdirmesi.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
orucu son kez ramazan ayinda tutuyor olabilirsiniz. bu adam yakinda onu da "recep" ayina alabilir.
uçağın kanadında aniden beliren kedi
-
kedinin sanki orada saatlerce uyumuş da rüzgardan rahatsız olup kalkmış gibi bi hali var. bu ne saçmalık. pilot ben olsam gülmekten çakılırdım.
filozofların hep elit kesimden çıkması
-
filozofların genellikle elit ve zengin kesimlerden çıktığına dair bir algı olabilir, ancak bu durum her zaman doğru değildir.
ancak, bu algının tarihsel ve sosyolojik bazı nedenleri vardır:
eğitime erişim: tarih boyunca, eğitime erişim genellikle elit kesimlere ayrılmıştır. elitler eğitim alabilme şansına sahip oldukları için, felsefi düşüncelere daha fazla maruz kalırlar. yani parasızın eğitime erişimi zordur ama zengin en güzel okullarda ve en alim hocalarla okur. hesap basit.
zaman ve kaynaklar: felsefe yapmak, düşünceleri derinlemesine araştırmak ve bu konuda yazmak için bolca zaman gerektirir. zengin ve elit kesim, temel ihtiyaçlarıyla uğraşmadan bu tür bir derin düşünmeye zaman ayırabilme avantajına sahip olmuştur. karnın açsa, kredi kartı borçlarını düşünüyorsan ve gelecek korkun varsa çok idealistlik ve soyut şeylere kafa yoracak zamanın olmayabilir.
kültürel ve sosyal etkileşim: elit kesim, genellikle farklı kültürlerle ve fikirlerle etkileşimde bulunma şansına sahip olmuştur. bu, felsefi düşüncenin gelişmesi için bir zemin oluşturabilir. örneğin zengin bir kişi çocukluğundan itibaren başka şehirleri hatta başka ülkeleri gezer. vizyonu parıl parıl açılır. ama fakir bir arkadaş hayatını minik bir kasabada geçirerek o tür sosyal etkileşimlere pek kavuşamaz. internet'ten you tube videosu izlemek floransa'da bir ay kalmaya benzemez dostum.
yayın ve tanıtım: tarih boyunca, elit kesimin fikirlerini yayma ve tanıtma kapasitesi daha yüksektir. bu nedenle, elitlerden gelen felsefi düşünceler geniş kitlelere ulaşma olasılığı daha yüksektir. örneğin fakir bir arkadaş müthiş bir fikir bulur ama bunu yayma olasılığı pek yoktur. ama zengin bir arkadaş gerekirse kitap bastırır, gerekirse arkadaşı televizyon sahibini arayıp kendisini konuk aldırır ya da güzel bir gazete köşesi edinir. kısacası imkanı çoktur.
ancak
elit ve zengin kesimlerden gelen filozofların sayısı tarihsel ve sosyolojik nedenlerle belki daha fazla olabilir, ama bu, sadece bu kesimlerden filozofların çıktığı anlamına gelmez. felsefe, her türlü sosyoekonomik geçmişten gelen bireyler tarafından yapılabilir ve yapılmıştır. önemli olan, felsefi düşüncenin derinliği, özgünlüğü ve katkısıdır.
yani ben burada dedim diye kendini kısıtlama. sen özgün bir fikir üret elinden geldiğince paylaş bak bakalım neler olur.
sakallı dövmeli beşiktaşlı ve yakışıklı erkek
-
(bkz: amorti bile yok)
babaların boğulur gibi yüz yıkaması
-
genelde haftasonları denk gelinen bi hadise.
banyonun kapısında beklerken içerden önce tazyikli bi su sesi, sonra haşır huşur yüze su çarpma sesi ve akabinde boğulur gibi sesler yükselir.
noluyo lan diye korkuyla kapıyı aralayınca pederin eliyle çenesindeki suyu sızması ve omzundaki havlu gözükür.
adam sadece yüzünü yıkıyomuş amk.
ahlam albashir
-
sonra bunlara küfredince ırkçı oluyoruz
fikret orman'ın m. kemal pankartına siyasi demesi
-
atatürk gibi ülkenin ortak değerini siyasi diye ötelemeye çalışan bu eleman diyor ki siyaset bizim işimiz değil.
peki o zaman adama sorarlar niye erdoğan'nın cumhurbaşkanlığı adaylık toplantısında en önde yerini aldın?
niye erdoğan'ın iftarına koşa koşa gittin?
bak stad açılışını söylemiyorum bile.
sinema ve dizi tarihindeki pisi pisine ölümler
-
(bkz: the departed) - leonardo dicaprio nun oynadığı billy karakteri. ben bu kadar saçma bu kadar başroldeki adam ölmez klişesini darmadağın eden bir ölüm görmedim desem de inanma kardeş (bkz: game of thrones) (bkz: ned stark)
tarkan
-
uyusturucu kullandigi icin degil de uyusturucu kullanip da hala bu muzigi yaptigi icin tutuklanmasi gereken sarkici. roger waters da uyusturucu kullaniodu, jimi hendrix de, phil lynott da.ama sonuclari da ortada.