ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
saat alarmı sabah saat 7.45 e kuruluyken saat 7.35 te uyanıp tuvalete girmek, siz tuvaletteyken çalmaya başlayan alarmı susturamamak..
oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim
-
edit: gelişmeler üzerine güncelliğini kaybeden entry yeniden düzenlenmiştir. kuralları kamu yararı için ihlal ediyorum, bağışlayın.
görkem sertaç göçmen bakırköy'de aracını vatandaşların üzerine sürdüğü görüntüler ile tepki toplayan kişidir. bir hakim olan annesi oğlunu savunmak için istifa etmiş ve avukatlığa başlamıştır. onları gündemimize sokan ise annesinin: "oğlumu savunmaya gururla devam edeceğim" sözüdür. bkz
entry'nin güncellenme sebebi ise devletin bu eski hakiminin, 32 yıla kadar hapis cezası ile yargılanan oğlunun tahliye edilmesini sağlamış olması. kendisi adil yargılamadan dolayı mahkeme heyetine teşekkür etmiş. bkz. hal ve tavırlarıyla adalete olan inancımızı yıktığı için biz de kendisine teşekkürü bir borç biliriz. bu arada görkem sertaç göçmen'in babası da savcıymış. detaylar linklerde mevcut.
bu eski hakim yeni avukat kişinin, hakimliği bırakmasındaki tek amacın oğlunu savunmak olmadığını iddia etmek mümkün sanırım. çünkü twitter paylaşımlarına bakınca kendisi kadına şiddet, çoçuğa taciz, tecavüz gibi iddialarla suçlanan herkesi savunmaya hazır gibi görünüyor. bkz
tekrar etmek, onur ve adalet savaşçılarına bir borcumdur: aynur göçmen'in hakimliği bırakması ve oğlunu savunması gurur ile alakalı değildir. gurur çok farklı bir şeydir.
ve yine tekrar etmeliyim ki aynur göçmen'in her ne sebeple olursa olsun hakimlik mesleğini bırakmasının devlete ve millete hayırlı olacağı kanaatindeyim. hem bu süreçteki tavır ve açıklamaları hem de twitter hesabındaki yazım ve mantık hataları, kendisi tarafından verilmiş hükümler ve yazılmış hüküm gerekçeleri hakkında bir fikir vermeye yetiyor.
entry ve linkler için uyarıda bulunan "youtuber" ile "yeşil başlı govel santor"a teşekkürler.
majör depresyon
-
şöyle bir örnekle açıklayalım:
1-0 yenseniz düşme potasından çıkacağınız ligin son maçında, hiçbir iddiası bulunmayan rakibinizden 5 gol yemişken hakemin 18 dakika uzatma işaret etmesidir majör depresyon.
maç 5-0dır ve önünüzde daha 18 dakika vardır. top çevirseniz zaman geçmez, takımınız 9 kişi kalmıştır ve şeref golü atmanız veya 3 gol daha yemeniz arasında da bir fark yoktur. “bitse de gitsek” diildir yani majör depresyon “lütfen bitsin artık”tır. sahada öylece dolanırsınız ve hakem son düdüğünü çalmak bilmez. çaldığında artık 2. ligde olacaksınızdır. sahadan çekilmenizi engelleyen abuk kuralların içinde öylece son düdüğünü beklersiniz. bazen rakip takım 6.ya 7.ye gider, bazen tenezzül etmezler santraya gitmeye..
taraftarlarınız ise 3. golde çoktan stadınızı yakmış ve çıkıp gitmiştir.
rosetta taşı
-
1798’de napolyon’un mısır seferi sırasında tesadüfen bir fransız askeri tarafından bulunan taş olur kendisi. hiyeroglif de bu meşhur taş sayesinde çözülmüştür. rosetta (reşid) aynı zamanda bulunduğu kasabanın adını taşır.
ayrca kıptî alfabesi (antik mısır’da konuşulan dil) de söz konusu taş sayesinde çözülmüş.
rosetta taşı günümüzde “british museum” da sergilenmektedir.
not: anabritannica halt etmiş, affedersin.
20 haziran 2021 isviçre türkiye maçı
-
yine gelmiş "masadayız" ekibi! isvicre'yi 3-5 farkla yeneriz hesabı yapan adamın nöronlarını parmakla sayarsın! defalarca söyledik, yine söylüyoruz "milli" diye bir şey yok bitti o devirler. para kazanmanın, cukkalamanın diğer adı oldu "milli, yerli" vb... kelimeler. parayı alana kadar her şey! 10 milyon euro verdin mi? verdin... o sırada futbolcular milliyetçiyiz pozları kesti mi? kesti... orada kapandı defter, şimdi tatil zamanı; enayi fransa, belçika, italya topçulari kıçını yırtıyor! onlar 35 derece sıcakta nefes alamazken bizimkiler karayiplerde partileyecek. yeni türkiye dedikleri buydu işte; hala anlamamanız sizin andavallığınızdan...
dayıların biraz arıza tipler olması
-
dayılanmak fiili, tam da bu sebepten vardır. halbuki amcalanmak, eniştelenmek diye deyimler yoktur. dayı acayip bir şey.
hatta; (bkz: dayı dayı gezmek)
öcalan'a özgürlüğün kapılarını birlikte açacağız
-
batıya geldiğinde yerini kardeşlik ve barış cümleleri alacaktır.*
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
o zamanlar rusyada emekli maaşları 150 dolarmış derlerdi insanlar nasıl geçiniyor diye hayret ederdim.
artık etmiyorum...
altıncı george
-
mütereddit tavırları ile dikkat çekse de, ikinci dünya savaşı sonrasında kendisine yapılmış bazı af taleplerini pek bir rahatlıkla reddettiği bilinmektedir. hayırları, albert pierrepoint'un günlüğüne attığı çentikler olarak geri dönmüştü...
(bkz: vera salvequart)
izmirlinin askere kan vermek için sel olup akması
-
askerliğini izmir'de yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki göstermelik bir hadise değildir.
çarşı izinlerim sırasında otobüse bindiğimde yerinden kalkan amcalar gördüm ben izmir'de
manavın önünden geçerken meyve ikram edenler gördüm
içtiğimiz çayın parasını almayan insanlar gördüm
izmirin insanı askerini sever.
izmirin insanı sıcakkanlıdır.
vicdanlıdır.
lost'tan akılda kalanlar
-
(bkz: previously on lost) heyecan verici bi cumleydi zamaninda. cunku bunu duymak demek yeni bir bolume baslamak demekti. ara sira aklima gelir de heyecan yaparim yine kendi icimde.