ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hayata dair gülümseten detaylar
-
hiç beklenmedik şekilde karşılaşınca daha çok gülümseten detaylardır.
haftalık dergilerimi almak için gittiğim gazete bayisinde dergilerimden birini raflarda bulmaya çalışırken bayinin küçük kızının dükkanın göz önünde olmayan bir yerinden dergiyi çıkartıp gülümseyerek getirmesi ve arkasından babasının yaptığı açıklama;
-dergiler bu hafta erken geldi ve hemen satıldı, son bir tane kalınca "abi gelirse bulamaz" dedi arkaya sakladı.
aynı adamın kardeşi de daha önce "siz sürekli alıyorsunuz bu dergiyi, belli ki seviyorsunuz" diyerek uykusuz cildi hediye etmişti. mahallede insanları gülümsetmeye odaklı, sempatik ve güleryüzlü bir ailenin dükkan sahibi olması da ayrıca güzel bir detay.
pms döneminde ağlanan saçma şeyler
pakistan'da tecavüze tecavüz cezası
denizli'de meydan dayağı yiyen suriyeliler
-
şüpheli gözlerle baktığım video.
konu taksiciler olunca suriyeliler haklı bile olabilir. belki de taksici 50 liralık yola 200 lira istedi. tam tersi taksici normal fiyatı söyleyip suriyeliler çamura yatmış da olabilir tabii. bu iki kesimden her şey beklenir.
fen lisesindeki ilginç kavga
-
iyi günler diyerek sınıftan çıkan bir centilmenin kavgasıdır.
en kötü kavganız bu olsun gençler.
piknik yapanların üstüne yılan atan şahin
-
videoya basmadan önce böyle bir hayvanlığı beyaz bir şahin arabası olan birinden beklemiş olmam da beni utandırdı sanki...
ekonomik kriz görmemiş ekşicinin kriz var demesi
-
önemli bir veridir.
bakın, 50 yaşında bir dayınızım. çizgili t-shirt, bol paça gri kumaş pantul ve tokyolar ile dolaşıyorum. kafamda da dyo marka bez şapka var. göğüs cebime de kimlik ve cigara koydum. polis bile kimlik sormuyor. o kadar yaşımla uyumluyum. en büyük zevkim de inşaat seyretmek, sokak röportajlarına dadanıp "akp'li dayı simülasyonu" yapmak ve ağzına kadar dolup taşan kafeleri, iki elim arkamda seyrederek dolaşmak...
50 yaşına kadar pek çok kriz gördüm.
70'leri, o tüp kuyruklarını hatırlıyorum.
1980 darbesini gördü bu gözler.
1994 yılı idi sanırım. yeni mezun olmuştuk. ekonomik kriz patladı. bom! diye. pek çok kişi işsiz kaldı, dolar fırladı, raflardaki malların fiyatı ikiye katladı...
2001 yılındaki anayasa fırlatma krizini de yaşadım. ingiltere'den yeni dönmüştüm. bir de baktım ki, memleket karışmış...
eneeee!! la noliy! dedik.
ama, hiçbirinde insanlar bu kadar rezil şartlarda yaşamadılar.
her krizde fatura emekçilere kesildi ve işsiz kalanlar oldu,
ama ne evsizlik ne de açlık tehlikesi ile karşı karşıya kaldık.
yetersiz beslenme konusu tartışılıyordu ama kıtlık yoktu memlekette.
şimdi ise...
kriz var. öyle bir kriz ki, elektrik, doğal gaz, benzin vs. devamlı zamlanırken, büyük marketler stokçuluk yapmaya başladılar.
bırakın ev araba almayı, ev kiralayamaz, kiraladığımız evde duramaz olduk.
türkiye'nin hiçbir döneminde insanlar bu kadar rezil ve çaresiz bırakılmadılar.
ve birileri halen çıkmış, "teğet geçti. bu kriz nedir ki?" diyor. lan her şeyimizi kaybediyoruz, birader! sen neyin hesabındasın? aloooo! hayırdır!?
yaran sevgili diyalogları
-
e - aşkıaam şimdi birisi gelse ve al sana üç trilyon bırak bu çocuğu derse naparsın?
k - tabi ki hayır derim aşkım benim
e - ama aşkıam nedeaaan ?
k - iyi de aşkım sen üç trilyon etmezsin ki, kesin bir bokluk var. bırakmam.
e - ?!%#?
( bkz : based on a true story )