hesabın var mı? giriş yap

  • kötü bir dönem geçirmiş ve sevilen kişiden ayrılmış bir şekilde ailemi ziyaret etmek üzre uçağa bindim. duygular tavan. tek yapmak istediğim kulaklığımı takıp müzik dinleyerek uyumak. fakat koltuğuma oturur oturmaz başladım ağlamaya. zaten ağlak bir insanım ama insanların içinde genelde ağlamam. tutamadım kendimi, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. yalnız hıçkırık yok, damla damla gözyaşlarım süzülüyor. ama nasıl, dur durak bilmiyor. ben bir tane siliyorum, ardından iki tane daha geliyor. önce yolcular soruyor ne var diye, bir şey yok diyorum. sorular arttıkça hostesler olaya dahil oluyor. ne var diyorlar, bir şey yok diyorum ama damlalar aksini söylüyor. uçağın bir bölümü durmuş beni izliyor artık ve yolcular aralarında konuşmaya başliyor, neden ağladığıma dair teori üretiyorlar. bu arada yer görevlileri de olaya dahil oluyor. iyiyim diyorum, kimse inanmıyor. uçak bir türlü kalkmiyor, herkes ağlamama yoğunlaşmış şekilde bana bakıyor. yanımdaki norveçli kadın yolcu, uçuş boyunca elimi tutabilirsin diyor. iyiyim, teşekkür ederim diyorum. o da inanmıyor. sonradan hollandalı olduğunu öğrendiğim bir adam yanıma gelip bir paket cips uzattıyor. "iyi gelir ye," diyor. durumun saçmalığına gülümseyip cipsi kabul edip uçuşa hazır olduğumuzun sinyalini verince herkes alkışlıyor ve gözler üzerimden çekiliyor.

    sorunlarımı cipsle aşmama yardımcı olan hollandalı amcaya "büyüksün" diyorum.

  • başlık: greyder kiralayıp gecekondu mahallesine gittim

    1- ufak çapta bi heyecan yaratıp geri döndüm
    2- lan ibne senin yuzunden az daha cocugumu kesiyodum

  • john curran'ın agatha christie hakkında derlediği 75 maddelik bilgilerin çevirisini ekliyorum. başlamadan tanım: kutsal kitaplar ve shakespeare'den sonra en çok satan yazar.
    1- küçükken okula gitmemiş, evde annesi ve mürebbiyesi tarafından eğitilmiş.
    2- ilk kitabını kardeşi madge'in ona meydan okuması sonucu yazmış.
    3- ergenliğinin sonlarında klasik müzik okumuş fakat sahne alamayacak kadar gerginmiş.
    4- aynı derecede ünlü ve sevilen iki karakter birden yaratmayı başarmış tek polisiye yazarıdır -hercule poirot ve miss marple-
    5- london's west end'de aynı anda üç oyunu birden sahnelenen tek kadın oyun yazarıdır.
    6- endless night -türkçe'ye sonsuz gece olarak çevrilmiş- genç işçi sınıfından bir erkek tarafından anlatılmaktadır ve christie bu romanı 76 yaşında yazar.
    7- 1922'de dünyayı gezmiştir.
    8- ilk kitabı yayımlanmadan önce beş yıl beklemiş, bu süreçte altı yayınevi tarafından reddedilmiştir.
    9- mary westmacott takma adıyla 6 bitter sweet romanı vardır. `:bitter sweeti tam olarak nasıl çeviririm bilemedim acı tatlı roman garip geldi swh`
    10- absent ın the spring -sensiz bir ilkbahar- romanını bir haftada yazmıştır.
    11- 4 poirot romanını sahneye uyarlayınca, poirot'u tamamen bıraktı.
    12- halloween party -elmayı yılan ısırdı- pg wodehouse'e ithafen yazılmış. pg wodehouse'a hayranmış.
    13- the mirror crack'd side by side -ve ayna kırıldı- miss marple karakteriyle özdeşleşmiş olan margaret rutherford'a ithaf edilmiş.
    14- köpek insanıymış.
    15- the mystery of the blue train -mavi trende esrar- için "yazdığın en kötü roman" dermiş. *
    16- hercule poirot öldüğünde the new york times'da tam sayfa ölüm ilanı verilmiş.
    17- en sevdiği renk yeşilmiş.
    18- "bir kadının sahip olabileceği en iyi koca bir arkeologdur, kadın yaşlandıkça ona olan ilgisi artar" sözlerini hiç söylememiş. `:çok onun söyleyebileceği tarzda bir şeymiş gibi geliyor, bu bilgi beni hayal kırıklığına uğrattı swh`
    19- torquay'deki evi -greenway house- ikinci dünya savaşı'nda amerikan ordusu tarafından talep edilmiş.
    20- adını agatha christie'den alan bir gül varmış.
    21- hem polisiye yazarı hem de oyun yazarı olarak aynı seviyede ve dünyaca ünlenen tek yazarmış.
    22- uzun yıllar wallingford'da amatör bir tiyatro topluluğunun başkanlığını yapmış.
    23- içki ve sigara kullanmazmış.
    24- uzun yıllar mahalle okulundaki öğrenciler için kompozisyon yarışmaları düzenlemiş.
    25- öldüğü gün west end tiyatroları bir saatliğine ışıklarını kısmışlar.
    26- miss marple'ı anneannesini model alarak yaratmış.
    27- evcil hayvanlarından ikisi marmelat pudingi ve hamamböceklerinden nefret ederlermiş.
    28- favori yazarları elizabeth bowen ve graham greene'miş.
    29- örümcek ağı oyununda film yıldızı margaret lockwood için clarissa bölümünü yazdığında, kendisine sorulmadan lockwood'un kızı için de bir karakter yaratmış.
    30- poirot'u ilk aşamada charles laughton canlandırmış.
    31- zehirler hakkındaki bilgisi dolayısıyla 13 nisan 1917'de eczacı ilan edilmiş.
    32- hercule poirot'u iki defa görmüş, savoy'da öğle yemeği yerken ve kanarya adaları'nda bir botta.'fe
    33- 1942'de the body ın the library -cesetler merdiveni- romanında kendinden adıyla bahsetmiş.
    34- halkın önüne en son 1974'te doğu ekspresinde cinayet'in galasında çıkmış.
    35- 1946'da joan hickinson'ın nil'de ölüm'deki oyunculuğunu ona görünce "umarım bir gün miss marple'ı oynarsın" diye yazmış.
    36- torquay'daki mahalle okulunda adını ondan almış bir sınıf bulunmaktaymış.
    37- hayattaki en büyük tutkularından biri müzikmiş, özellikle wagner'ın operalarına bayılırmış.
    38- 1931'de bbc radio'da kendi hikayelerinden birini okumuş.
    39- the mousetrap -fare kapanı- ilk başta 20 dakikalık bir radyo tiyatrosu olarak ortaya çıkmış.
    40- en az 2 tane bilinmeyen yayınlanmayan tiyatro oyunu varmış: butter in a lordly dish (1948) ve personal call (1960).
    41- penguen tarafından 1948'de aynı günde yayınlanan 10 başlığının 100,000 kopyayı geçen tek polisiye yazarıymış. -penguen bir yayın evi sanırım bunu tam çeviremedim. orijinal metin: she was the first crime writer to have 100,000 copies of ten of her titles published by penguin on the same day in 1948 - a penguin million.
    42- arkeolojik kazılardaki çalışmaları onu uzman fotoğrafçı olması konusunda yolunu açtı.
    43- istanbul'da pera palas'ta kaldığı odaya agatha christie odası deniliyor ve doğu ekspresinde cinayet'i burada yazdığı tahmin ediliyor.
    44- the mysterious affair at styles -ölüm sessiz geldi- romanından toplamda 25 euro kazanmış.
    45- hickory dickory dock, ‘death beat’, müzikal versiyonu 1960'larda planlanmış.
    46- 1962'de charles dickens'ın kasvetli ev romanı için bir film senaryosu yazmış.
    47- when penguin paperbacks were launched in 1935 the mysterious affair at styles was one of the first 10 titles.
    48- televizyonda miss marple'ı ilk kez 1956'da gracie fields cinayet ilanı'nda oynamış.
    49- en sevdiği besteciler elgar, sibelius ve wagner.
    50- 1958'de meşhur dedektif kulübü'nün başkanı olmuş ancak asla konuşma yapmayacağı konusunda bir anlaşması varmış.
    51- the big four -büyük dörtler- aslında kısa hikayelerden oluşan bir seriymiş ancak sonradan romana çevrilmiş.
    52- the murder at the vicarage -ölüm çığlığı- collins'deki ünlü polisye kulübündeki ilk başlıklardanmış.
    53- ilk kez sahnelenen agatha christie romanı alman işiymiş: die abenteuer g.m.b.h.
    54- peril at end house -son evdeki tehlike- romanının tüm amerika nüshaları üst üste konsa aya kadar ulaşırmış.
    55- mary westmacott rumuzu 20 yıl kadar saklı kalmış.
    56- orijinal fare kapanı'nın adı yokmuş, sadece kırmızı renkli bir sıçrama üzerinde fare kapanı fotoğrafı varmış.
    57- son 53 yılının her gününde, west end sahne listesinin yer aldığı her gazetede agatha christie'nin adı yer alırmış.
    58- 1954'te mystery writers of america'dan büyük usta ödülü'nü alan ilk kişi olmuş.
    59- poirot'nun herhangi bir kitap kapağında yer almasına asla izin vermemiş.
    60- 1961'de exeter üniversitesi'nden onur derecesiyle mezun olmuş.
    61- 1993'te chimneys -köşkteki esrar- isimli oyunu kanada'da galasını yapmış, yani yazıldıktan 60 yıldan fazla süre geçtikten sonra.
    62- mayıs 2000'de bouchercon world mystery convention'da agatha christie yüzyılın polisiye yazarı, poirot kitapları da yüzyılın polisiye serisi seçilmiş.
    63- birçok kitabını yazdığı daktilo, torquay'da torre abbey'de sergileniyormuş.
    64- yazdığı oyunlar içinde witness for the prosecution -beklenmeyen şahit- favorisiymiş.
    65- agatha christie ve kitapları üç defa deha olarak derse konu olmuş.
    66- en sevdiği çiçek inci çiçeğiymiş.
    67- 1955'te limited şirket haline gelmiş.
    68- torquay'de bronz büstü varmış.
    69- otobiyografisini 15 yıllık bir süreçte yazmış 1950-1965.
    70- 1972'de madame tussauds'da ölümsüzleştirilmiş.
    71- evinin adını 1924'te styles olarak değiştirmiş, çünkü kitabı çok büyük başarı sağlamış. (bkz: the mysterious affair at styles)
    72- three act tragedy -üç perdelik cinayet- ilk senesinde 10,000 kopya satmayı başarabilmiş ilk romanıymış.
    73- margaret rutherford'un iki filmi poirot kitapları üstüneymiş, üçüncüsünün agatha christie ile hiç alakası yokmuş. sadece murder, she said bir miss marple hikayesiymiş. (bkz: 4.50 from paddington)(bkz: 16.50 treni)
    74- birçok kitabını arkeolojik kazılar esnasında ya da "beit agatha" adı verilen özel yapılmış evinde yazarmış.
    75- the malice domestic convention "the agatha" adı verilen yıllık bir ödül veriyorlarmış.

    bu kadar büyük bir yazardan bahsediyoruz. hatam varsa affola.

  • "komura bak komura diolar, ne komuru ya" deyip sudanlı abimizi isyan ettirmişlerdir :))

    gülüyorum ama 21 yy a geldik hala ten rengine göre insan sınıflamak devam ediyor.

    not: o sudanlı bebek ayrıca ne tatlıymış öyle.

  • saat 9'da başlaması gereken anma yürüyüşünün, protokolün gecikmesi gerekçesiyle 11'e ertelenmesi durumudur.

    binlerce kişi dedelerinin yolunda yürümek için sabahın köründe orada toplanmışken, mevki sahibi kişilerce bekletilmektedir. iste tam da o şehitlerimizi ölüme gönderen zihniyetle ayni zihniyetteki kişilerce yapılınca insan şaşıramıyor da.

    ondan sonra osmanlıcaymış falan filan. sen önce atana sahip çık.

    edit:
    bazı arkadaşlar zihniyetin o zihniyet olmadığını söylüyorlar. ben de bildiklerimi buraya yazayım eğer gerçekler farklıysa tekrar düzeltiriz.

    harekat bizzat enver paşa tarafından önerilmiş ve tasarlanmıştır. padişah abdülmecitin torunuyla evli olan osmanlı paşa'sı tarafından. ve bu harekatın riske değer olduğunu devletine anlatmış(yani ölürlerse ölsünler denilmiş) ve kabul ettirmiştir. savaş bağımsız bir birlik tarafından değil bizzat osmanlı devleti ile rus devleti arasında yapılmıştır. harekat başarısız olunca paşa istanbula dönmüş ve osmanlı devleti tıpkı şu anki şanlı hökümetimiz gibi harekat hakkında yayın yasağı getirmiştir.

    şimdi bu hangi zihniyet oluyor acaba?...
    .
    .

    debe edit:

    sarıkamışta kendini feda edan çocuklarımız için gelsin:

    --- spoiler ---
    çocuklar ölebilir yarın,
    hem de ne sıtmadan ne kuşpalazından
    düşerek de değil kuyulara filân;
    çocuklar ölebilir yarın,
    çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın,
    çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında,
    ne bir santim kemik, ne bir damla kan,
    çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında
    arkalarında bir avuç kül bile değil
    arkalarında gölgelerinden başka bir şey bırakmadan.
    --- spoiler ---

    o zamanlar çocuklarımıza sahip çıkan olmamış en azından şimdi çıkalım:
    (bkz: otizmli çocuklara öğretmen kampanyası)

  • ona vergi, buna vergi... ben artık çok sıkıldım arkadaş! hemen hemen her şeyin en pahalı halini almak, giymek ve kullanmak istemiyorum. hayat bayram olsa da demiyorum ama halkın üzerindeki bu vergi belasının hiç olmazsa hafifletilmesi lazım. bu şekilde nereye kadar ? insanlar yaşadıkları hayata yabancılaştı, ay sonu faturalar için yaşıyoruz resmen. bir iskandinav ülkesi olamayız belki ama bir türkiye olalım, kendimiz olalım bir şeyler yapalım ve üretelim. eğer gerçek türkiye bu ise, vay halimize. gerçekten bezdim....

  • zamanında, bokunda boncuk bulmuşcasına haber yakaladığını sanan bir muhabirle halk plajında denize giren teyzenin arasında geçen bir dialog vardı. hatırladığım kadarıyla da şöyle bir şeydi;

    - teyzecim görmüyor musunuz deniz ne kadar kirli. neden giriyorsunuz sağlıksız bik bik bik
    - yavrum biz bilinçsiz vatandaşık

  • en estetikli, platin saçlı, 2 - 3 kadın arkadaşınızı eve çağırın ve onlardan bulabildikleri en ama en açık kıyafetlerini giymesini isteyin

    üzerinize polyester gömlek, daracık y.vşak pantolonu ve tabanı 8 cm yüksekliğinde çakma bir ayakkabı giyin

    1 milyoncuda satılan renkli tabaklara dolapta saçma sapan ne varsa koyup üzerine tereyağ gezdirin

    masaya elektronik sigara, tüle sarılmış limon, 3-5 cep telefonu koyun

    arkaya da sırasıyla sezen aksu, neşet ertaş ya da berkay'dan bir şarkı açın

    duvara da üzerinde "içiyoruz gardaş" "içmekten anamız s.kildi" vb. sikindirik bir çakma led neon asın

    her 20 dakikada bir de masaya çay doldurup koyun

    alın size evinizde en az dışarıdakiler kadar leşşşş gibi bir yeni nesil meyhane.

    not: isteğe göre barzo, silahlı çatışma ya da 10'a 1 güvenlik dayağını da gece sonunda ekleyebilirsiniz.

  • arkasında sağlam huzursuzluk olduğunu düşündüğüm karar.

    adam devletin yapamadığı şeyleri yaptı yangında, ünlüler aradı, parasal destek verdi. bizim iktidar parayı başkasının yönetmesinden hoşlanmaz. isterler ki 10 lira bağış gelsin. 8'ini yiyip kalan 2 lirasını kendilerine biat edenlere dağıtsınlar.

  • ülkenin sınır güvenliğini sağlamak ve kendi insanlarını korumak için başkan'a kafa tutabilen sivil ve askeri bürokratların, yerel yöneticilerin ve siyasetçilerin var olabildiğini gördüğümüz ilginç olay.