hesabın var mı? giriş yap

  • farklı farklı senaryoların ortaya çıkacağı eylemdir.

    aziz yıldırım ile kız istemeye giderseniz, hem düğün masraflarını tamamen üstlenir, hem de evlilik süresince dünyaya gelecek her çocuk için kızın ailesine aylık 200 er tl para ödersiniz.

    fikret orman ile giderseniz, 1 sene düğün yapmadan kız ile ayni evi paylaşıp uyum sorunu yaşayıp yaşamayacağınızı görür, uyum sorunu yaşanmamışsa düğün masraflarını kızın ailesi karşılar ve kızın ailesi doğacak ilk çocuk için aylık 200 tl, ikinci çocuk için aylık 300 tl, üçüncü çocuk için aylık 400 tl destek verir.

    dursun özbek ile giderseniz, kızı size vermezler ve kızın yapacağı evlilikte tüm masrafları da üstlenerek evden ayrılırsınız.

    benim hikayelerim bunlar. hayal gücü daha geniş olanlar önden buyursun.

    bu arada bu başlık tamamen geyik amaçlıdır. kadın alınacak, satılacak, başkasından istenecek mal / eşya vs değildir.

    sosyal sorumluluk editi :

    küçük bir yavrucak daha yardım bekliyor hayata yeniden tutunmak için.

    (bkz: minik eymen celep'e yardim ediyoruz kampanyasi)

  • burada yaşayan biri olarak her 2-3 günde bir en az 1.5-2 saat boyunca mola vermeden yüzüyorum. tek başıma yüzdüğüm için haliyle çok eğlenceli geçtiği söylenemez.

    ancak uzun zamandır önceki entryde de olduğu gibi denizden çöp topluyorum. evde, açıkta dalarken topladığım elden büyük kabukları kavanoza koyuyorum süs olsun diye.

    çöp olarak çıkan şeyler gerçekten garip. tuborg gold, yenmiş mısır, namet dilimlenmiş salam paketi, çeşitli plastik parçaları, saç tokaları, maske, sigara paketi, soda şişeleri, gözlük, şarap şişesi, anahtarlık, telefon kabı gibi şeyler çıkardım bugüne kadar. petleri ve envai çeşit kutuları saymıyorum.

    elbette gelen insanlar denizin altını görmüyor bi gözlük falan yoksa ama bu kutu kolalardan biri gözlük olmasına rağmen son gidişimde sol ayak parmaklarımdan birini fena çizdi. bunu çocuklar dahil herkes yaşayabilir. suyun içinde bildiğiniz vücudu çizecek maddeler var. o taşlık alanı geçmeyenler fark etmiyor pek ama tehlikeli olabilir herhangi biri. kırık cam şişe sadece bir tane gördüm ama suyun altında gerçekten ayağınızı keser, tatiliniz zehir olur.

    eğer varsa benim gibi kişiler böyle, buluşup deniz içinden çöp toplayabiliriz. yeşilimi yakmanız yeterli. bende bir ekipman olmadığı için sadece gözlükle elime ne kadar çöp alabilirsem plaja git gel yapıyorum. palet de getirebilirim isteyene.

    buralar bizim denizimiz yani bu kadar pisletmenin kimseye faydası yok.

  • saat 3.00'da saati ileri alıyoruz, saat oluyor 4.00. burası tamam, da problem şu: saat 3.00'da utah- brooklyn maçı var arkadaş. ancak bu işlemi gerçekleştirdiğimizde 3.00 diye bir saat olmamış oluyor. e saat 2.00'da alabilirsiniz falan da denmiyor. dolayısıyla zamanın boşluğunda bir şeyleri yitirmemiz söz konusu, biri bi'şey söylesin lütfen?

  • cok ciddi bir toplantıda "zorlayacağım şartları" diyecekken "şorlayacağım zartları" diyerek toplantının ciddi olma ozelligini sabote etmek.

  • wos eylül 2014 verilerine göre 410 yayın yaparak en yüksek "h-sayısı"na (97) sahip bilim insanı.

    (bkz: cbt)'de yer alan verilere göre h-sayısı 80 üzerinde olanlar "nobel ödülü alacak ölçüde evrensel başarıyı tanımlayan ölçüye ulaşmış bilimciler" olarak tanımlanmakta. aziz sancar'ın h-sayısı 97 olduğuna göre nobel ödülü alan türk bilim adamlarına dair haberler duymamız yakın gözüküyor.

    [şöyle bir fotoğrafı vardır https://www.physics.ohio-state.edu/…/dpg-sancar.jpg]

  • geçen gün sirkeci'de bir mekanda 6 tl'lik bişeyler atıştırdıktan sonra hesabı ödemek için kasaya geldim ve 10 tl uzattım.

    -abi 1 liran var mı?
    +maalesef
    -artık 4 tane 1 liran var abi. afiyet olsun, yine bekleriz.

    seviyorum lan böyle yaratıcı, anlık espri yapan esnafları.

  • bugüne kadar gördüğüm en tatmin edici rezalet. yazar arkadaşa teşekkürü borç bilirim. epeydir böyle kaliteli rezaletler göremiyorduk.

    puanım: yıldızlı 10

  • çok genel bir soru aslında bu, hangi şehirlerden araba alınır ya da alınmaz. aslına bakılırsa sorunun cevabı basit fakat bir o kadar da önemli olabilir.

    antalya'da doğup büyümüş bir otomobilin yıllarca yemiş olduğu sıcak pek hayra alamet değildir. tam tersine erzurum'dan alınacak arabanın da yediği soğuk. yine bir noktada sıkışık olan istanbul trafiğinde dur kalk yapmış bir otomobilin motor çalışma saati farklı olur. örnek olarak, afyon'da bir otomobil 10 kilometre mesafeyi 10 dakikada alıyor ise, istanbul'da bu süre bir saati bulabilir. araç göstergede kilometre yapmamış fakat kullanılan yağın değişimi kilometre saatine uyarak yapılmıştır. afyon'da bulunan aracın motoru bir noktada daha temizdir. motor çalışma saati gerçekten çok önemlidir. fakat şunu unutmamak gerekir; bir otomobil uzun yıllar küçük bir şehirde bulunmuş ve sonradan kalabalık bir şehre getirilip yine orada satışı yapılıyor olabilir. araştırmak gerekir.

    sıcak bölgelerden alınan otomobillerde kozmetik ile ilgili sorunların gözlemlendiği doğrudur. güneş yanığı, torpido çatlaması, döşemelerin solması ve vernik atması gibi. yine çok sıcak bölgelerden alınacak bir otomobilin motoruna da detaylı bir şekilde baktırmak gerekebilir. özellikle birçok arabanın conta yaktığı, hararet yaptığı veya rektifiye görmüş bir motora sahip olduğu bilinen bir durum. biliyoruz ki; kapağı taşlanmış bir otomobilin ikinci şansı olmayabilir.

    nem oranı yüksek, denize çok yakın mesafede bulunan ya da sürekli yağış alan bir bölgede kullanılmış bir otomobilin de metal aksamları zayıflamış ve çürümeye başlamış olabilir. özellikle sel geçmişi olan bölgelerden araç alırken çok daha detaylı bir araştırma içine girilmesi gerekir. ülkemizde maalesef çok sayıda sel hasarlı otomobil satışı yapılmakta ve sel hasarlı bir otomobil ise alıcı kişinin hayatını karartabilmektedir.

    yolları parke taşı ile döşenmiş bir şehirden otomobil aldığınızda yine alt düzen ile ilgili sorunlar yaşamanız da muhtemel. örneğin çok küçük ilçeler, kasabalar, köyler. bu şimdi saçma gibi görünse de, yolları köstebek yuvası haline gelmiş bir şehirden alınacak otomobil size alt düzen ile ilgili bir dünya masraf açabilir.

    soğuk bölgelerden alınan otomobilin motorunda ise daha fazla aşınma gözlemlenir. yani motorun ömrü bir noktada daha kısa olur denilebilir. çünkü soğuk yağ ile motorun çalıştırılmış olduğu gerçeği asla gizlenemez bir durumdur. ben hem antalya'da, hem novosibirsk'de tamircilik yapmış biri olarak bunu size net olarak söyleyebilirim. ayrıca bunun içerisine şanzıman da giriyor maalesef. yine soğuk bölgelerden alınan otomobillerin plastik aksamları kırılmaya daha müsait olur. sıcak bir şehirde bulunan bir otomobilin tamponu biraz esnerken, soğuk bir şehirde bulunan aracın tamponu yumurta kabuğu gibi kırılabilir.

    sıcak bölgelerden alınan otomobilin motorunun içi çamurlaşmış ve pas içindeyken, soğuk bölgelerden alınan otomobilin motorunun içi ayna gibidir. çünkü soğuk bölgede antifiriz kullanılmış, sıcak bölgede ise çeşme suyu doldurulmuş olabilir. alırken bakmak gerekir.

    görüldüğü gibi her bölgenin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. fakat ben şahsen 100 bin kilometrede bir aile otomobilini istanbul'dan alacağıma, afyon'da 200 bin ve fazlasını yapmış bir otomobili tercih ederim. fakat en önemli kriter kullanıcıdır. kullanıcı arabasına dikkat etmediyse yapılacak bir şey yok maalesef.