• - selim, biz şimdi neyiz tam olarak?
    + çözüm ortağıyız.

    ...
  • biraz önce bu cümleyi gördüm de aklıma geldi yazayım içimi boşaltayım.

    unutulmayan kezban sözleri... tabi amına koyim.

    3 sene öncesi. yakın bi arkadaşımın uzun süreli güzel bi ilişkisi var. bende yok. hiç yok. olanla da 1-1.5 ay maksimum. sonra gene aynı telaş... kızı belirle, tanış, paralar biraya aksın, sevgili ol, accık aşk yap (bazen de hiç ekşın olmuyordu amk) sonra sar başa.

    arkadaşımla da sık sık beraber olduğumuzdan gıptaylan bakıyorum kenardan sözlük. nasıl güzel geliyor bana o zamanlar bunların ilişkisi. feci uyumlular feci. yanlarında gezmek insanın canını sıkıyor. o yüzden bunlar buluştuğunda fırsatını yakalarsam sıvışırdım aradan.

    neyse, o gün kızımız "şurada yeni bi kafe açıldı, bizim kızlar orada, hadi oraya geçelim" dedi. tamam dedik gittik. masayı görür görmez içimden net "hasssssssss" dedim, belki dışarıya da biraz "fsfsfsss" türü sesim gitmiştir bilemiyorum. sözlük! masada melek var bildiğin. nasıl hoş kız, bayıldım resmen. hemen müzakerelere başladık.

    bir ayı buldu konseyi ikna edebilmek. yalnız arada 2 haftalık tatile gitti ondan dolayı uzadı süreç. :p sonunda sevgiliydik! kızımız da hem güzel hem zeki hem naif. iki birada çakırkeyf olması da cabası. piyango resmen. ciddi ilişkim olacak diye seviniyorum. (ciddi! hay aklımı)

    gayet güzel zaman geçiriyordum, mutluydum işte amk. ama ilişkide ilk ayı doldurmaya 3 gün kala şlak diye ayrılmasın mı kız. şok daha ucuzu yok! şaştım kaldım. (burada da ruhsar'ın jeneriğini devam ettirecektim de küfür edersiniz diye ettirmiyorum)

    kaldım gene dımdızlak. taa ki kızın doğum gününe kadar! yukarıda bahsettiğim gıptayla bakılası çiftimiz, kızımıza doğum günü düzenliyormuş. benim de gelmemi istemiş kendisi. 4 kız 2 erkek, rakı, bira, şarap eşliğinde sabaha kadar içilecek (sabah çaktırmadan kusmuştum). hayır der miyim? demem tabi amk sen der miydin?

    geceyle ilgili ilginç not: evdeki diğer iki kız hem sevgilisiz hem taş ama fena şımarıklar. kızımız da beni terkettiğinden aklımda deli planlarla gittim haliyle.

    yemekti pastaydı halledildi. alkol faslı başladı. bu arada kıza hiç yüz vermiyorum ben ahjsdaa. diğer kızlardan tekini gözüme kestirdim, espriler falan derken baya güzel ortam oldu, doğum günü kızı ise iyice depresif hallere büründü. nasıl hoşuma gidiyor anlatamam. sen misin beni terkeden? heh heeyt.

    ve acı son;
    biraz zaman geçti, çift olanlar odaya sevişmeye gitti. biz yalnızlar da salonda bi biradan bi rakıdan içip mide sikiyoruz açıkcası. o ara doğum günü kızı ortalıktan kayboldu. yarım saate yakın zaman geçince gidip bi bakayım dedim. -açık konuşayım merak ettiğimden değil de durumdan faydalanmaktı amacım-
    baktım tuvalette, banyoda yok. kapısı açık olan odaya lap diye daldım. yatakta uzanmış üzgün, kedi gibi de masum canını yediğim askdja. gittim yanına oturdum ve ekşın! direk işe koyuldu hiç dur durak yok. beklentim buydu ama gene de şok oldum biraz.

    işimiz bitti. sarılma marılma yok yan yana tavana bakıyoruz. ve o acı söz ağzımdan döküldü amına koyim döküldü :( (rıdvan dilmen'in oyuncu değişikliği hakkımız da bitti'si gibi okuyun o kısmı)

    -biz şimdi neyiz? :(((((((((

    çığlık atasım geliyor her hatırlayışımda amk.

    kızın cevabını utandığımdan yazamıyorum.

    kendimi savunmam gerekirse kıza karşı güzel hislerim vardı, tekrar birlikte olmak istiyordum ve en önemlisi "şimdi seviştik ama yarın?" sorusu kafamı kurcalıyordu.

    ben bunu garantiye almak istedim sözlük kezbanlık falan değildir şimdi bu. ismet* derseniz kızmam ama değilim! inkar etmeseydim daha iyiydi aslında da neyse. (*kezban'ın erkek modeline uydurduğum isim)

    ha şimdi geri dönüp baktığımda hay aklımı sikeymişim diyorum. net. ciddi ilişkiymiş...

    neyse, sanırım bu cümleyi kullanmış tek erkek benimdir ancak başım dik. alnım ak. hatasız kul olmaz sözlük :(
  • bak bunu daha sevgilime bile anlatmadım, buradan okuyacak. anlatmayışımın özel bir sebebi de yoktu ha, ne bileyim, kaldı öyle.

    şimdi ben kimseye "aşkım" demezdim tamam mı. biraz çiğ biraz da fazla ağır bulduğumdan - ve bu cümlem kesinlikle anlamsız değil. ağır bir hitap bu, ben gerçekten öyle olmayana "canım" bile demeyen insanım, bir de aşk iddiasında mı bulunacağım? yo dostum ben bu değilim. yani ağırlık kısmı bundan. çiğlik kısmı ise malum, bunun artık içi iyice boşaltılmış bir hitap olmasından. boş olan her şeye karşıyım.

    derken şöyle bir şey oldu,

    biz bu adamla bir şey olduk.

    yani tamam adamı tanıyorum, biliyorum, beni tanıdığını ve bildiğini biliyorum, beni incitmeyecektir ve bana "biraz da dagny'yle takılalım yeaaa" tavrıyla gelmeyecektir, bunlar okey.

    tamam her şey iyi güzel de, adam neticede erkek onu nasıl yapalım asdhahdha

    yıllardır bana gerçekten güven hissi vermişse de tüm o yıllarda uzakta olan bir erkek.

    her şeyimi dinledi her sorunumla ilgilendi ama? bu tek başına "o soruyu" çözmez ki?

    "şimdi biz neyiz?"

    bizim beraberliğimiz bir tatilde, üst üste 3 gece geçirerek başladı.

    gecelerin ikincisinde, yani içimdeki "tamam da şimdi biz 'tam olarak' neyiz?" sorusunu ertesi güne bağlayan gece, adam uykusunda bana dirsek attı.

    "aşkım özür dilerim, aşkım özür dilerim, canın acıdı mı?"

    acıyıp acımadığını hatırlamıyorum. daha doğrusu geceye dair hatırladığım şey o değil.

    derin bir "yerine oturma" hissi.

    o geceden bana bu kaldı.

    ergence bulduğum ve bana demeye yeltenenleri "birader sen hayırdır?" diye itelediğim bir ifadenin nefesimi keseceğini düşünemezdim.

    meğer konu kelimeler değil, onları söyleyenlermiş.

    geç de olsa öğrendik hamdolsun. :)

    *
    ha "gece gece ne oldu deli mi dürttü de telefondan tıkır tıkır entry kastın" derseniz, olay bir kızkardeşle ilgili. onunla ilgilenen adamın birine aşık olmak üzere ama adamın "aslında" hangi kafada olduğundan kimsenin haberi yok.

    dalga geçip durduğunuz bu soru aslında ciddi bir "konumlama sorunu." bunu çözmek zorundasınız, bu çözülmek zorunda. ilişkiler dürüst ve şüphesiz başlamak zorunda. taraflar birbirini doğru anlamak zorunda.

    hatunlara bi ton ümit verince okey, ilk gecenin şehvetinde bir problem yok, hatun ertesi sabah "tamam da neler oluyor tam olarak" dediğinde oouuvvvv...

    o güveni vereceksin arkadaşım. dönüp kendine bakmayı bileceksin. altı üstü bir gece için fazla vaatkar veya eli yüzü düzgün bir ilişki için fazla dağınık görünmüş olabilirsin, bunu düşüneceksin.

    hem ne yaptığınız belli olmasın hem de biz sorunca arkamızdan dalga geçin.

    katıksız gerizekalılık. sorry not sorry.
  • genelde kızların kullandığı cümle. buna ''elhamdülillah müslümanız'' diyen bir arkadaşım vardı benim.evet.
  • postekşın, selektif soru cümlesi. => "biz şimdi neyiz?"
    ekşın istemeyenler için muadili => "niye seninle olacakmışım? biz neyiz ki?"
    duygusal muzurlar için muadili => (bodoslama) "seni seviyorum :)"

    bu cümlelerin kullanım amacı => kafası karışık, kafa karıştırıcı, bi cacık olup olmayacağı belirsiz tipleri elemek.

    yan etkisi => vıdı vıdıcı ilan edilmek.

    etki mekanizması => "seninle ciddi düşünüyorum", "seni seviyorum", "sana aşığım", "benimle çıkar mısın?" gibi net replikler kullanmadığı müddetçe aşırı ilgi, sevgi gösterisinde bulunsa bile yanlış anlaşılmayacağını düşünen... "iki gün görüşemedik, seni özledim :)", "sabah telefonun neden kapalıydı? seni merak ettim!", "benim için çok değerlisin.", "çok tatlısın, güzelsin, balsın kaymaksın bla bla..." gibi lafların aşırı ilgi, sevgi gösterisine girmediğini sanan... özetle; sevmediği halde sevgi gösteren tipleri silkeleyerek kendine getirir.

    sonuç => aslında bu soruya maruz kalan kişi bunu sonuna kadar hak etmiştir.
    arkadaş olarak gördüğüyle arkadaşlık mesafesini korumayı beceremeyen... fikbidi olarak gördüğüyle fikbidilik seviyesini tutturamayan... bazen arkadaş bazen sevgili gibi saçma sapan bir ilişki kuran... bunu kibarlık, centilmenlik sanan... her şeyi birbirine karıştıran ve bu kaostan "ama sevsem sevdiğimi söylerdim zaten, sen beni yanlış anladın." diye sıyrılmaya çalışan insan modelleri tam da bu soru modeline layıktır. tencere kapak, seninki benden kara...
  • bir kadin "biz simdi neyiz?" diye soruyorsa, bunu erkegin uzaklasmasi, eskisi kadar ilgisi olmamasi yada beklenilen cumleleri kuramamasina baglar. durduk yere hic bir kadin biz simdi neyiz? bana birseyler soyle diyerek serzeniste bulunmaz. ya senden bir beklentisi vardir yada acik olmani istiyordur. hiyarligin luzumu yok.
  • muhabbet etmek, dertleşmek, beraber film izlemek, alışverişe gitmek, yemeğe çıkmak, bara içmeye, dans etmeye gitmek, öpüşmek, sevişmek ve hatta beraber tatile gitmek kimi insanlar tarafından sevgililik sayılmadığı için insanın kafasını kurcalayan soru. sorunca da kezban.
  • 'ne istediğini bilen iki insanız. yanyana olduğunda birbirini arzulamaktan başka bir işe yaramayan, hormonal dürtülerle yitirilmiş iki genciz. yanyana olmadığı sürelerde rahat ver modunda takılan, alkollü zamanlarda aklımıza gelen bir hayat gerçeğiyiz birbirimizden sakladığımız. bir çok şeyiz aslında ama hiçbir zaman ne senin ne de benim istediğim o tek şey olamayacağız.'
  • verilen cevap 11 yıllık bir ilişki, mutlu bir evlilik ve dünyalar güzeli bir evlat sahibi olmanıza sebep olabilir. ben ettim siz de edin.
  • acayip kıl olmaya basladım bu muhabbetlere. neymiş kezban cümlesiymis yok ya. benim en yakın arkadasım sevgilisi oldugunu 2 hafta sonra öğrendi biz neyiz diye soramadığından. biz kadınları korkuttunuz su soruyu soramıyoruz artık sherlock holmes gibi olduk olayları çözmeye çalışa çalışa.

    gayet de sorulması gereken sorudur. sorulduğu takdirde kezban sorulmadığı takdirde orospu olunur.
hesabın var mı? giriş yap