• türkçede okunuşu değişik yazılışı değişik olan tek kelime.
  • çocuk yorumu;

    "bir insan palyaço olunca köpek olunca değişir ona değişmek diyoruz."
    ertuğrul (10)

    "mesela yani mavi boya boyarsak sonra kaverenkiyle boyarsak öyle öyle gideriz."
    gökhan (10)

    "bir şeyi değiştirmek ne demektir bu demektir."
    mustafa (9)
  • annenin bir şeyi beğenmediği zaman kullandığı söz;

    - saçlarım nasıl olmuş ama?
    - çok güzel, değişik olmuş...

    - çok acaip bi sweat aldım ha, nasıl?
    - yaani, değişik...

    o değil de annem hep bana ''sen abin gibi değilsin, değişiksin.'' der...
  • küfür olarak kullanıldığına tanık olduğum kelime. "ne diyon lan değişik" gibi.
  • kimi zaman kıvırma sanatının vazgeçilmez unsurlarından biridir.
    -yeni kıyafetim nasıl
    -ıyyh
    -efendim?
    -değişik yani..
  • bir metinden..

    "gecenin bir vakti hiç sebepsiz yere sokağa çıkarak gece timsahlarına yem olmadan, ondan bundan muhatapsız deplase olmak.ama yetmez, bu değişik değil.işte o tip ana caddelerden sokaklarına saparak, bir arayol yaratmak ve ana akım projelerinden nefret ettiğini kendine ispatlamak.(hayır kime anlatıyorsun?) arayollarda camlardan sarkan travestilere kaş göz işaretleri yapıp, içeri girmelerinin onlar adına hayırlı olduğunu anlatacak kadar gerzek bir sokak cahili olduğunu göstermek.yetmedi mi? yetmez, yürümeye devam.bir yerlerdeyim yine, tren yoluna sapıp, yerde rayların oralarda bir yerlerde işte, beni kötü kötü söyletme ama, bir kadının kanlar içinde yattığını görmek, mesela, bu da mı değişik değil? kendime soruyorum elbet, sana değil! be adam, hiçbir şeye şaşırmayacaksan nedir aradığın yoldan? devam edeceğim ben bu yola.yerde kanlar içinde yatan o kadın var ya, ben ona hakaretler yağdırdım yanına gidip küfürler ettim.onun tek yaptığı kanlar içerisinde yatmak.değişik bir kadın bu, normal insan tepkisi değil.bir insan kendisinin yeterince ilgisini çekebilmeli, bunu yapamıyorsa gözü ilginçlik namına çöplüklerde, orada burada oluyor.baksana, sen kendine bir çizik atsana?

    - bu yağmurlar ki, aman allahım ne yağmurlar ! bin yağıyorlar, bir duruyorlar."then i should be the one to blame" söylüyorlar.biz yağıyoruz buralara ama aslında dünyada hiç bulunmak istemezük diye bağırıyorlar.yağmurun sesine bak diyor, kadının akrabalarından bir tanesi.her bir yağmur sesi, üzerimdeki çiziğin yeniden pekişmesi.yara cılkı çıktıkça cerahatleniyor, kemiğe gelince duruyor.öenmli olan, hadi be ordan önemli olan bir şey yok !

    arkadaşlar! attığımız çiziklerle birlikte, artık sokağa çıkarken birbirimizi tanıyacağız! tanırız yani heralde, herkes çizmeye başlamasın ama, bu da tehlikeli, zira herkesin bir çiziği olursa bu kez değişiklik yoğunluğu çizilmeyenler(!) tarafında çoğalacak.değişik kalmakta fayda var, şu hayatta çizildikçe eridik, sokaklara döküldükçe birbirimizi çiziksiz(!) bile tanıdık da; elimiz avcumuzdaki sokak arası göz kırpmalarımızı, el etmeden fark ettiğimiz eyvallahlarımızı kendimize saklayalım.hayırlı iletişimler, değişiklik yanlıları!"
  • bir can yucel siiri...

    başka türlü birşey benim istediğim,
    ne ağaca benzer ne de buluta benzer;
    burası gibi değil gideceğim memleket,
    denizi ayrı deniz, havası ayrı hava;
    nerde gördüklerim, nerde o beklediğim kız
    rengi başka, tadı başka.
  • can yucelin olumu annatan siiri..ve pekala benimde siirim..hayatim boyunca hep istediim icin kosturmak sonrada baska yerlere gitmek istemek ve gidememek..sanirim ölünce baska bi yerde olucam..ve tabii denizi ayri deniz olucak havasi ayri hava..
  • galiba minibüsçüler arasından çok kullanılan bir laf

    #4950114
    #7847017
hesabın var mı? giriş yap