8131 entry daha
  • açılın millet içimi dökmeye geldim. yaklaşık 3-4 ay önce apartmanda daha önceden beslenen bir kediyi benim çocuklar (yaşları 6 ve 9) beslemeye başladı. kedi de bir oyunbaz kendini sevdiriyo falan. ben de çocuklara kızıp duruyorum hasta olursunuz fazla temas etmeyin falan diye. çocuklar da yokluğumda eve alıyorlar kedi iyice kapıdan ayrılmaz oldu. kapının önüne kedi yatağı koydular apartmanın içinde. apartman görevlisi ve komşular şikayetçi kedi binadan çıkmıyor diye ben de ev ahalisine çıkışıyorum haklılar diye vs. hanım da; çocuklar seviyo onlara da iyi geliyo diye susturuyor beni. derken bir gün kedinin kilo aldığını farkettim. ulan dedim çok mu besliyo çocuklar derken birden olayın farkına varmamla kafamdan kaynar sular döküldü. kedi hamileydi. e ne yapıcaz kediyi sardırdınız kapıya diye söyleniyorum bir yandan da kesinlikle aklınızdan geçirmeyin eve almayı diye ön alıyorum güya ama 3-1'im. kaybettim tabi ki. hamile kediyi de kovalayacak halim yok. bir gün sabah nöbetten eve geldim bir baktım kedi evde... köşede bir kutu, içinde kedi, serilmiş yatıyor yanında üç tane yavru. hanıma dedim hayırlı olsun torunlar... kısa işim vardı çıktım döndüm eve bir de baktım yavrular olmuş mu beş tane!... yapacak birşey yok başa gelen çekilir dedim... aslında ilk günler işin en zevkli kısımlarıydı. kediyi temizledik küçük çocuğun odasını kediye verdik. kapalı tuvalet kumlar mamalar alındı. kedi yavrularına çok güzel bakıyor seviyo emziriyo falan biz mest vaziyette izliyoruz. kedi çok az dışarıya çıkıyo istediğinde eve giriyo yavrular güvende keyfi yerinde yani. gel zaman git zaman yavrular büyüdü, ayaklandı çocuklar seviyo falan ama kediler odada sıkıldı. anne zaten istediği gibi girip çıkıyor, yavrular salonda odalarda koşturuyor bir yandan da ben içten içe söylenip duruyorum. kedi de evi maşallah kendinin gibi sahipleniyo odaya girmiyor salondan çıkmıyor falan. haa bir de kuşlarımız var iki tane salonda arada kuşlara sardırıyo, kedi salondayken nöbet tutuyoruz kışların başında. ben iyiden iyiye anne kediye gıcık olmaya başlıyorum. bu arada annennin parazit aşısı kuduz aşısı yapılıyor, mastit oldu diye gidip 1 hafta antibiyotik enjeksiyonuna götürülüyor ağrı kesici bile eksik edilmiyor. ama bardağı taşıran son damla yaklaşık 2 hafta önce oluyor. benim büyük kerata yavruları biraz agresif seviyor. 4 yavruda sorun yok ama çingene kılıklı çığırtkan bir tanesi var ki dokunduğunda bağırıyor. dövülmeden ağlayan tiplerden. evde çocuk ve babaannesi yalnızken bu yavru kedi bizim yatak odasına giriyor. oğlan da bunu yakalayıp çıkartmak isterken ciyaklamasını duyan annesi benim çocuğa saldırıyor. eve bir geldim ki çocuk koltuğa sinmiş kediyi odaya kapatmışlar her tarafı yara bere. ısırıklar çizikler...
    ulan ben napayım şimdi. elin adamını geçtim çocuğu yapsa, çocuk mocuk demem ağzını burnunu kırarım. bir yandan da çocuğun psikolojisi bozulmasın diye onu sakinleştirmeye çalışıyorum, hayvandır yavrusunu koruyor seni hatırlamaz bile falan diye konuşuyorum ama bir yandan da dişlerimi gıcırdatıyorum içimden. bir de kedinin şımarık yüz verince astarını isteyen her yere yayılıp sana hiç yaşam alanı vermeyen almadığın odaya zorla girmeye çalışıp artık toparladı diye kestiğimiz proplan mamayı istediğinden royal kitten kuru mamayı beğenmeyip sabahtan akşama miyavlayıp rahatsız eden tavırlarını hatırladıkça içimden kediyi şöyle sağlam bir dövesim geliyor. bir de bu tavırlar bana belli bir insan grubunun hayvanca hareketlerini hatırlatıyor ki orası ayrı bir konu... her ne ise... bir yandan da kendi kendime ulan kaç yaşında adamsın yakışıyor mu sana şuursuz bir hayvana içinde kin beslemek diye kızarken bir yandan da o kadar iş güç mesai sonrası kendi evimde kenara itilmiş gibi hissediyorum. öbür taraftan da yavru kediler büyüdükçe onlar da ele avuca sığmaz oldular odada durmuyorlar her yerdeler neredeyse çıldıracağım. kedileri eve alırken eşimle anlaşmıştım ben hiçbir işlerine karışmam diye ama bir de baktım ki kedilerin işini neredeyse fifty-fifty yapıyoruz.... ama en kötüsü daha gelmedi. sıkı durun.... 5 gün önce aniden hanıma deprem bölgesine 2 haftalığına görevlendirme çıkmasın mı!!!! gittik konuştuk. çocuklar küçüktü ben nöbetli çalışıyorum falan diye ama nafile devlet görevi yapacak birşey yok. neyse ki annem yanımızda idi kısa süreliğine onu göndermedim ama kaldım mı kediler ve 2 çocukla bir başıma. psikolojim bitik zaten ülke gündemi vs sıkıntılı normalde şefkat gösterip seveceğim yavrulara kin besliyorum, beş kedinin kakasını temizlerken küfredip duruyorum. çevreme eşime dostuma haber saldım 1 tanesi hariç sahiplenen yok kedileri... artık kedileri sokağa bırakacağım başka çarem yok... hadi dedim hemen göndermeyeyim yavaş yavaş kedileri günlük anneleri ile indiriyorum aşağıya alışsınlar diye bir de komşular sanki kendi kedimi apartmanın önüne bırakmışım gibi tavirlar falan. aslında anne kedi yavru iken gelmiş apartmanın önüne 3 komşu beslermiş isim bile koymuşlar. ama şu an ihale bana kalmış durumda. bir de iki gündür kedileri aşağıya indirip çıkardıktan sonra kaşınmaya başladım ki o da tuz biber oldu. fazla direkt temasım yok, stresten olmuştur diye kendime telkin verip duruyorum ama eğer parazit falan görürsem kendimle birlikte yakıcam evi.
485 entry daha
hesabın var mı? giriş yap