13 entry daha
  • memleketimin insanlarının damarlarında kan yerine dolaşmakta olduğunu düşündüğüm; insanlara, insanlar arasındaki ilişkilere ve dolayısıyla hayatın kendisine hakim olmak suretiyle insani ilişkileri güvenilmez, hayatı çekilmez, memleketi ise 341901259283052 yıldır gelişmekte olan ülkelerden biri kılan en önemli unsur.

    yapılan bir ankette, memleketin en önemli sorunu olarak eğitim çıktı. hiç şaşırtıcı değildi sonuç, ama oldukça gülümseticiydi... zira, sorunumuz sanıldığı gibi ne eğitim, ne ekonomi, ne de içte ve dışta bizi bölmek isteyen güçler.

    sorun samimiyetsizlik...

    ankara adlı bir şiirinde şöyle der şair*:

    “soyut bir sevdaya
    beşik kertilmiş olan;
    dağda çoban,
    şehirde şark çıbanı sayılan,
    fırat'ın büyük elleri,
    ararat'ın kızgın yelleri,
    cilo'nun derin nefesleri;
    hülasa kente hukuk mukuk okumaya,
    mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş;
    anadolu çocukları…”

    yani biz... memleketi kurtarmaya kalkan ister biz olalım, ister koca koca “amcalar”, konu hemen her zaman eğitime gelir ve orada düğümlenir. zira bu memleket, kapkaççıların bile, yakalandıklarında, “eğitim şart” sloganını kullandıkları bir memlekettir, cem uzan’ın dört yılda üniversite sayısını 240’a çıkarmayı vaat ederek oy toplamayı umduğu bir memleket...

    böyle bir ülkede, her mantıklı insan, eğitim sisteminin kusursuza yakın işlemesini, en azından, ortada bazı sorunlar varsa da, bu sorunların üzerine sistematik ve kararlı bir şekilde gidilmesini bekler. ancak, ne yazık ki, ülkemizde bu bir türlü gerçekleşmiyor… en küçüğünden en büyüğüne, hırsızların bile eğitime bunca önem verdiği, çocukluğumdan beri izlediğim tüm tartışma programlarında, tartışılan sorun ne olursa olsun, çözümünün eğitimden geçtiğinin iddia ettiği bir ülkede, nasıl olur da bunca kritik önemdeki bir sorun çözülmez değil mi?

    enseyi karartmayın” derdi bir üstad* olsaydı şimdi, “çözülür elbet”, ama eklemeli ki “samimi olduğumuz ölçüde”. kar tatili bekleyen* ya da sınavda kopya çeken üniversite öğrencileri olarak; kağıtlar kolay okunsun diye sınavda boşluk doldurma soran sosyal bilimci profesörü ya da sırf kendi seçmenleri tatmin olsun diye üniversiteleri imam hatip mezunlarına açmaya çalışan iktidarı eleştirirken ne kadar samimiysek, o oranda çözülür eğitim sorunu da.

    hayatın kendisinin zaten alabildiğince yaşanılmaz olduğu bir dünyada, gözünüzü nereye çevirseniz bir samimiyetsizlik örneğiyle karşılaştığınız bir ülkede yaşamak...

    ...zor zanaat.
208 entry daha
hesabın var mı? giriş yap