• illet. bağışıklık sisteminin deri hücrelerine saldırmasıyla oluşan plakların kaşınması, dökülüp, koyu renkte iz bırakması şeklinde gözüken deri hastalığı. bir nevi sedefin küçük kardeşi. hiçbir zaman tamamen geçmez. doktorun dediğine göre en fazla 2 ay rahat edersin sonra tekrar başlar. zamanı gelir geceleri uyutmaz. dergiden okuduğun amalgam dolgunun yüzde sıfır nokta bilmem kaç olasılıkla likene sebep olabilceği haberiyle soluğu dişcide alıp "değiştirin dolgumu!" diyebilirsin*. sabahları mutlu mesut gezerken geceleri kaşıntıdan delirirsin. 4 yıldır kendisiyle yaşam devam ettirmemize rağmen neyin azdırdığı ya da neyin rahatlattığını bulamadım*. yediğinle, içtiğinle, temizliğinle alıp veremediği yok, derdi seninle bu manyağın.
    şu anda dünyada yaklaşık 86.4 milyon liken hastası insan var. **
    kısacası bulun şunun çaresini doktor civanlarım!
    edit: liken planus hastalarının yüzde 62de hepatit b virüsü bulunmaktaymış.
    edit2: bu sene yaptırdığım biyopsi sonucu öğrendim ki liken sklerosuz'muşum. aynı bokun laciverti. hayatımda ne mi değişti hiçbir şey sadece adı değişti. vay be kaç sene olmuş resmen hayatımın bir parçası haline gelmiş.
  • doktorun asla tam olarak geçmeyeceğini söylediği an insanın boğazına birşeylerin düğümlenmesine neden olan hastalık. hele de görünür bir yerdeyse, arkadaşları bırakın yoldan geçen insanların bile gözlerinin takıldığı farkediliyorsa acıdır, sabretmesi güçtür.
  • saç derisinde oluşan tipine liken planopilaris denilmektedir.*
  • illet bir hastalık. kaşıdıkça bu kırmızı kraterler artıyor. stres yaptıkca da artıyor. ilaçlar, kremler pek etki etmiyo, tam düzeliyor diye seviniyorsunuz fakat aniden tekrar palazlanıoyor bu küçük sevimli(!) kratercikler.
  • ağızda meydana gelen bir rahatsızlıktı sanırım
  • deride oluşan bir cesit liken. kırmızı krater bicimli sislikler oluyor ve cok kasıntı yapıyor. bulasıcı degil, kaynagı bilinmiyor. ama stresle dogru orantılı olarak artıyor. tedavisi icin merhem, sakinleştirici hap ve cogunlukla kortizon kullanılıyor.
  • hayatıma hoşgeldin liken planus.

    iki uzman doktorun sana tanı koyabilmesi tam 1.5 aylarını aldı. yazılanları okuyunca kendimi sanslı addediyorum zira 2 yıl tanı koyulamamıs oykuler okudum. ilk kasıntılar ve minik kırmızı kabarcıklar ortaya cıktıgında -bende avuc içimde üc adet ve ayak tabanımda yaklasık 10-12 adet idi- seni el ayak agız hastalıgı olarak nitelendirdi ilk uzman doktor ve fakat sikayetlerim gecmeyince kasıntılar da artınca kontrole baska bir uzmanın fikrini almaya gittigimde here hooop ogrendimki el ayak agız hastalıgı değil liken planus imissin,

    oyleyse once sana bir hosgeldin diyeyim yeniden.

    once hastalıkla ilgili arastırma yaptım netten, sonra doktor arkadaslarıma danıstım, agzımda hicbir kabarcık cıkmamasının iyi bir sey oldugunu ogrendim ve usul usul kabullendim. kan testi sonuclarımda da korkulacak durum cıkmadı cok sukur, hepatit yok, karacigerim normal vs. vs. bir kere barısmak lazım degil mi, basta olumlu olmak gerek zira uzun soluklu bir hastalık anladığım kadarıyla. keza isin psikolojik kaynaklı oldugunu soyledi doktorum da. bu durumda ne yapmalı; stresi ve üzüntüyü ekarte etmeli, bunye pek musait degil bunada, e oyleyse mevcut sartlarda minimalize etmeli stresi, bir kere iyice kendini tanımalı.

    dedim ve nevrotik bir kisilik yapım olduguna bir kez daha kanaat getirdim. bundan sonra her sey daha da kolaylastı. farkettimki gün içinde canımı sıkan bir durum oldugunda, üzüldügümde, stresi ve kaygıyı o an icin yenemedigimde bilegimi ve avuc icimi kasıyorum. hatta ayak tabanım sanki kafamdan bir sinyal alıyor gibi kaygıyı yenemedigimde baslıyor kasınmaya. geceleri neden arttıgını da cozdum, uyumadan evvel gunumun nasıl gectigini dusunurum, sıkıntılı bir gun gecirdiysem sayet, o gece kasıntı atagım oluyor. bu durumda uyumadan gunu dusunmekten vazgecmekte fayda var bittabi. her neyse, iste bu saydıklarım isin psikolojik kısımları. geleyim fizyolojik onlemlere, bir alt paragraf:

    kasıma atagı geldiginde kasımayacaksın. bu temel kural. cok cok cok zor bir eylem lakin mumkun. buradan bir arkadas onerdi, buz surmek. inanılmaz ise yarıyor, bende tavsiye edeyim okuyanlara. kortizon icerikli kremler bende hicbir ise yaramadı * yani o an icin cok hafif alıyor kasıntıyı o kadar fakat bir muddet sonra aynı kasıntı artarak devam ediyor. boyle bir durumda ne yapıyorum, kabarcıkların oldugu kısımları degil de cevresini kasıyorum, avcumun ici ile, tırnaklarımla degil.

    antihistaminik hap da yazdı doktorum fakat gerek yok yahu dedim. simdilik kullanmama yolunu sectim, bakalım ne olacak. zaten alerjik bir bunyem var. külliyen tedaviyi reddetmis oldum boylece. cok zorda kalmadıkca krem de surmuyorum, idare ediyorum şimdilik.

    fakat bir sıkıntı daha var; hastalıgın ne oldugu anlasılıncaya kadar ayak tabanımda kasımadan dolayı olusan izler! buna da bir cozum buldum. sarı kantoron yagı. bunu uyguluyorum bakalım gececek mi. burayı revize edecegim aralıklarla.

    asıl bir sıkıntı daha var, alerjik ve kuru olan cildi dogru nemlendirmek. bu konuda henuz bir cozum saglayabilmis degilim. mustela'nın bebekler icin olan nemlendiricisi ile idare ediyorum ama cildim hala kuru hala kuru!

    öyle iste sevgili sozluk.

    bir de bu baslıga bakalım hastalıgın bir diger adı : (bkz: liken simpleks kronikus)

    edit: 27.06.2018 çok fazla mesaj gelmiş, güncelliyorum burayı.

    dört yıl önce tanışmışım liken planus ile. bir daha yazmamışım. 2014 yazı kabus oldu malesef. öyle böyle değil acayip bir kaşınma krizi yaşadım. geceleri gündüzleri aman yareppicim yemekte sokakta ofiste atak geldi mi uyuz köpekler gibi kaşınıyordum. hiçbir şey geçirmedi ya bu kaşınma krizini, iki üç defa acillik oldum ağlaya ağlaya gidip alerji iğnesi vuruldum. bakmayın entriyi yazdığım sakinliğime acildeyken hiç de sakin kalamadım. her doktor şaka gibi beni psikiyatriye sevk etti. nasıl bir saçma salak gurur varsa bende psikiyatri işini reddettim de reddettim yaz boyu.

    hem kaşındığım hem ağladığım hem lekelerin oluştuğu o berbat yazın ardında bir de sonbahar depresyonu paşa paşa gittik psikiyatriye. adam ilaç artı terapi dedi, ilacı kulllanmamak için yırtında yırtındım. kabul etmiyorum kendime yediremiyorum. çok akıllıyım, çok bilinçliyim ben cahil bir insan değilim bir kere, tek başıma üstesinden gelebilirim, biraz daha araştırayım biraz daha bilgi sahibi olayım ben kendi sorunumu bile çözebilirim. geçmişten gelen sorunlarımı anlatıp bir başkasını da niye üzeyim, hem bir doktorun vaktinden çalmanın ne alemi var. kendi kendime terapi bile yaparım ben. o kadar muhteşem bir insanım. dedim dedim ve olmadı. yetişemedim. sanırım üç ya da dört defa daha acillik oldum. panik atak krizi yaşadım. kabul ettim, muhteşem bir doktorla kafam da uyuştu, içime de sindi adam beni ikna etti, ilaca da, terapiye de.

    ilaca başladım. terapiye başladım. panik ataklar geçti, işten ayrılmış ve ara vermiştim çalışmaya. kaşıntılar o kış terapiye başladığım zamanla hemen hemen bir ay arayla azalarak bitti. yaklaşık bir bir buçuk yıllık ilaç artı terapi dönemim oldu. bu süreçte kendimle ilgili çok şeyi farkettim, açıkçası kendimi daha iyi tanıdım. kullandığım ilacın piyasadan çekilmesiyle doktorumunda artık ilaca gerek yok demesiyle tedavim bitti. tüm bunlar 2-2.5 yılı aldı.

    demem o ki, cildiyeci sizi psikiyatriye yolladıysa gidin yahu. ben mesela o yaz gurur yapmadan gitseydim belki bu kadar lekem olmayacaktı. süreci uzattım. fakat farkediyorum ki, gururun sebebi de psikolojik. yani burada iş yakınlarınıza düşüyor, yakınınızın sizi iyi bir psikiyatriste götürmeye ikna etmesi gerekiyor.

    lekelerin çözümü zaman. ayak tabanımın rengi alacalı bulacalı. dizlerime kadar bacaklarımda lekeler var. ilk yıllarda lekenin rengi mordu, sonra kahverengi oldu, yeni tatilden döndüm, mis gibi bronzlaştım, cok da belli değil acıkcası. kollarım ve göbegimdekiler de aynı bacaklarım gibi. bir şey diyeyim mi sayın likenli okuyan arkadaş; o kadar çok lekeli turist gördüm ki kuşadasında, likenli psikopatlar olarak fazla kafaya takıyoruz yemin ederim. kadın sedef hastası iki çocuğuyla havuzda nasıl koşturuyor umrunda bile değil. samimiyim sedefi kadını dört renk yapmış ama hiç umru değil. ben liken lekesi yuzunden değil havuzda oynamak allahın sıcağında neredeyse çarşafa girecektim değil etek giymek. saçmalamışım!

    nemlendirin hep cildinizi, alerji iğneleri kortizonlu oluyormuş, acile gittiğinizde en son ne zaman vurulduğunuzu söylemeniz gerekiyormuş haberiniz olsun. kremler çok da işe yaramıyor. kantoron yağı aman aman fark ettirmedi bu arada, ama sürdüm onu da.

    diyeceklerim bu kadar. aklıma bir şey gelirse yazarım yine. 2014 yazından bugune kadar çok sukur bir daha atak yasamadım. kasınmalar bitti. tekrarlamadı bende liken. gecen kıs ciddi bir stre oldu ailemizde, o durumda da nuks etmedi. bin sukur...
  • tekrarlayan, bula$ici olmayan, agiz ici, deri ve genital bolgelerde olu$an kronik bir hastalik olup dunya nufusunun yuzde 1.2sinde irk ayrimi olmaksizin gorulebilmektedir. deride; yuvarlak, duzensiz yapidaki kirmizi, pembe veya siyah renkte olup agiz icinde genellikle yanak icinde ve/veya dilde beyaz renkte olu$umlar $eklinde gozlenmektedir. nedeni ve tedavisi gunumuzde halen ara$tirilmakla birlikte, stres, genetik hastaliklar, sistemik hastaliklar (bkz: aids), kimyasallarla temas, alerji durumlarinda ortaya ciktigi saptanmi$tir. steroidler (bkz: kortizon) ile tedavisi du$unulmu$ olmakta birlikte, gunumuzde bu ilaclarin kullanimi uygun gorulmemektedir.
  • genellikle topikal kortikostereoid uygulanir liken planus gosteren bolgelere (siklikla diz, bilek gibi eklemlere yakin), mesela ilk 10 gun diprolene, sonraki 10 gun advantan gibi. bir yandan da bir antihistaminik verecek doktorunuz, zyrtec olabilir, telfast olabilir, yahut ikisi beraber de olabilir. telfast insani agzindan salyalar akitarak uyutur.
  • ağzın içinde ve genital bölge dahil vücudun her yerinde meydana gelebilen, kaşıntısıyla sabahlara kadar uyutmayan ama kaşımanız halinde tüm vücuda hızlı bir biçimde yayılan cilt hastalığı.
hesabın var mı? giriş yap