• yalan kavramını tanımlaması müthiştir:
    "yalan, insanlığa karşı bir bir korkaklık, tanrıya karşı bir cesaret gösterisidir."

    saygıyla eğiliyoruz efendim... tarihteki en güzel ayarlardan birini vermiştir.
  • "zihin içi doldurulacak bir kazan değil, ateşlenmesi gereken bir kıvılcımdır" diyerek benim kaç yıldır etrafında dolanıp kuramadığım cümleyi kurmuş düşünürdür.

    bir akla bir defa düşünmeyi, öğrenmeyi öğrettiğiniz zaman ne olursa, hangi şartta olursa olsun düşünmeye ve öğrenmeye devam edecektir.
  • yaklaşık 2000 yıl önce "altın ateşle, kadın altınla, erkek de kadınla erir." demiş kendileri.
  • yıllardır entry girmiyor gibi hissediyordum, baktım aşağı yukarı öyleymiş. sessizliğimi plütark'la bozacağım. peşinen belirteyim; bu bir öneri, tavsiye metnidir. sonda söylemem gerekeni de başta söyleyeceğim: büyük adammışsın plutarkhos, ben seni çok sevdim.

    montaigne sağ olsun, iyi bir entelektüelin roma ve yunan tarihi bilmeden, o zamanları gözünde canlandırmadan konuşmaması gerektiğini düşünürüm on beşimden beri. başat entelektüel ikonu 16. yüzyılda ölmüş biri olarak, takip etmek istediğim tarihçinin de ilk yüzyılda yaşamış olması pek bir tutarlı geldi.

    paralel hayatlar'dan önce perikles - fabius'u daha sonra ise iskender - sezar'ı yarım yıl arayla, biraz da tesadüfler üzerine okudum. daha önce bu dört abiyi elbette ki farklı kaynaklarda okumuştum. ancak sözü geçen biyografileri plütark'tan okurken, evvelinde hissetmediğim bir his, almadığım bir keyif aldım: tarihçelerde ismi geçen bir tarihçinin tarihçesini okumanın tuhaf bir ruh haline sokmasından mıdır bilinmez, kendimi anlatılanların adeta içinde hissettim.

    fabius'u okurken kartacalıların savaş stratejilerini gözümde canlandırdım; sezar'ı takip ederken cahil ve fakir halk kitlelerinin siyasetteki öneminin iki milenyumdur değişmediğini gördüm.

    belki de bu kadar içselleştirmemin sebebi; yine plütark'ın, paralel hayatlar'ı yazarken kendine amaç edindiği gayeyi gerçekleştirebilmiş olmasıydı. yazdığı önsözde belirttiği üzere; bu kitaplarda tarihi anlatma değil, üzerine kitap yazdığı kimseleri tanıtma maksadı mevcut.

    roma ve/veya antik yunan hakkında bilgi sahibi olmak isteyen; ama edward gibbon ayarındaki bey amcaların bröh bröh kitaplarını görünce gözü korkanların, bence, başlayabileceği en uygun nokta plütark'ın paralel hayatlar'ı. bu serinin birçok kitabını, 2017'nin sonlarına yaklaşırken, iş yayınları'ndan, baskısı hâlâ tükenmemiş bir şekilde edinebilirsiniz ve dahi edininiz. mesela ben az önce demosthenescicero siparişi verdim.

    son olarak belirteyim: elbette, bunları okuyunca bir tarih okuması yapmış sayılmayacaksınız; ancak önceki ve sonraki okumalarınız daha bi' anlam kazanmış olacak.
  • söylediği sözün eski yunanca'dan tam olarak çevirisi: "zihin, doldurulması gereken bir kap değil, yakılması gereken bir lambadır." olan filozof.
  • napoleon bonaparte'nin çocukluk döneminde bütün kitaplarını defalarca okuyup, yaşamına yön verdiği dönemde yaşadığı olaylara " plutarkhos, bu olaya nasıl karşılık verirdi?" diye kendine mentor aldığı filozof...

    "benim ben değiştiğimde değişen ve ben başımı salladığımda başını sallayan bir arkadaşa ihtiyacım yok; gölgem bu konuda çok daha iyi."

    "sahip olduklarımız arasında sadece bilgi ölümsüzdür ve kutsaldır."

    "binlerce ölü ortaya çıkartan bir savaş çarpışmasına karşılık olarak, bir laf ya da ufak bir hareket çoğu zaman kişinin karakteri hakkında daha derin anlayışlar ortaya çıkartır."

    "zihin, doldurulması gereken bir kazan değil, tutuşturulması gereken bir ateştir"

    "zenginliği olmayan adamı, adamlığı olmayan zengine tercih ederim."
  • günümüzde en çok okunan ilkçağ grek yazarlarından biridir. canlı, hereketli ve gerçekçi bir üslubu vardır. ele aldığı konuları ilgi çekici yanlarıyla işlemiş, kuru ve bilgiç bir yazar olmaktan kaçınmıştır. günümüzde hala okunmasının sebeplerinden biri de budur diyebiliriz. din, ahlak, felsefe, eğitim, tarih, politika, arkeoloji, fizik, astronomi, tıp, edebiyat, müzik üzerine bir çok yazılar yazıp bunları moralia başlığında topladı. doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. 50-125 yılları arasında yaşadığı kabul edilir. boetya bölgesinde haeronea'da doğdu. hali vakti yerinde bir ailenin oğluydu. 20 yaşına doğru atina'ya gitti. orada bilim ve edebiyat öğrenimi gördü. sonra bilgisini arttırma amacıyla gezilere çıktı. mısır'a gitti, uzun süre roma'da kaldı. orada grekçe konferanslar verdi. italya'nın büyük bir kesiminde dolaştı. sonra memleketine döndü ve kendini inceleme yapmaya ve yazmaya verdi. evinde bilim ve sanat adamlarıyla toplantılar yaptı. en bilinen eseri paralel hayatlardır.

    plutark din konusunda çeşitli inançları birleştirme, böylece tek tanrı düşüncesine yönelme eğilimi göstermiştir. eğitim konusunda ise çağdaş görüşe çok yakındır. çocuğun doğuştan gelen eğilimlerini dürtülerini göz önünde bulundurmanın önemini, ana sütü emmenin yararlarını, çocuğu korkunç masallarla büyütmenin zararlarını ilk o belirtmiştir. bunlara sonradan plutark'tan çok etkilenen jean-jacques rousseau'da da rastlarız.
  • "kral hiero bir gün düşmanlarıyla konuşurken ona aşağılayıcı bir tazda ağzının koktuğunu söylerler. bunun üzerine iyi kral biraz üzülür ve eve döner dönmez karısını azarlar. "neden bu sorunu daha önce söylemedin bana?" sade, saf ve zararsız bir kadın olan karısı der ki: "efendim, ben bütün erkeklerin ağzının böyle koktuğunu sanıyordum." duyuları açık olan, bedensel ve iğrenç kusurlarınızı dostlarınızdan ve tanıdıklarınızdan değil, düşmanlarınızdan daha kısa sürede öğrenirsiniz."
  • istanbul evrenkent 'inde şöyle bir çalışmama gark olmuş biyografi yazarı.

    f. w. nietzsche 'nin "on the uses and disadvantages of history for life" / "tarihin yaşam için yararı ve zararı üzerine" adlı eserinde plutarkhos manzarası

    nietzsche 'nin "tarihin üç saf türü vardır: anıtsal, antik ve eleştirel. her biri insanoğlunun farklı ihtiyaç ve özlemlerine hizmet eder; her biri kendine özgü bir şekilde kötüye kullanılabilir." (1) [sf: 64, berkowitz] bildirisinden hareketle; plutarkhos, herodotos'un güvenirliliğini soru konusu yaparken (2) (sf: 89, grek edb.) biz de, mevzu bahis ettiğimiz biyografi yazarımızın, aslında insanoğlunun hangi ihtiyaç ve özlemlerine hizmet ettiğini sorgulayabiliriz. öyle ki; plutarkhos, thukydides ve polybios türünden bir tarihçi olarak da düşünülmemelidir. paralel hayatlar da daha çok ahlakçıdır ve onun tarihi tanıklıklarının değeri, tüm olarak, yararlandığı kaynaklara dayanmaktadır.(3) [sf: 152, g.e.] yani nietzsche 'nin anıtsal tarih sunumunun, tarihin insanlara geçmişin yüceliğinden imgeler sunmasının, anıtsallığının arkasındaki ahlaki itki veya emir, bayağı ve önemsiz olanı hor görüp, örnek değeri taşıyan ve ender rastlananı koruma karakterinin (4) (sf: 65, berkowitz) plutarkhos 'un paralel yaşamlar 'ına damgasını vurduğunu söyleyebiliriz. ayrıca bu hayat öykülerinde, tam bir kurgu yoktur. güvenilir kaynaklardan, olaylarla ve hayat öykülerini anlattığı kişilerle doğrudan bağlantılı eserlerden yararlanmıştır.bu da demektir ki; yaşadığı toplumun ihtiyaçlarını ve moral ihtiyaçlarını da karşılamıştır bir tarih yazımı sanatçısı olarak.

    hem de tarihçi olarak kabul edilebilir olan plutarkhos 'un edebiyatta bağımsız bir edebi kişiliğiyle var olduğunu hatırladığımızda, tarih yazımının, deneyimli ve enine boyuna düşünebilen bir kimse tarafından yapılabileceğini, herkesten daha büyük, daha yüce bir olayı yaşamamış, yüksek yaşantıları olmayan/yaşantı deneyimi bulunmayan bir kimsenin geçmişteki büyük ve yüksek olan hiçbir şeyi yorumlamasını da bilemeyeceğini de anımsamalıyız. (5) (sf: 128, tarih üzerine, nietzsche) anıtsal tarihin kesin amacı, insan mükemmeliyeti hakkındaki değişmez hakikati sergilemekse (6) (yunanların trajik çağında felsefe, önsözü) (nietzsche antik felsefeyi araştırmasının nedenini vurgular: "neyi sevmemiz ve onurlandırmamız gerektiğine ve müteakip hiçbir aydınlanmanın neyi yok edemeyeceğine ışık tutmak: büyük bireyler) ki nietzsche 'nin kendisi, anıtsal tarihin ince ve titiz çözümlemelerden kaçındığı için "serbest şiirsel kurguya" dönüşme riski taşıdığını kabul eden ilk kişidir, (7) (sf: 65, berkowitz) y kenan yonarsoy hocamızın, plutarkhos üzerine söylediği; "onu (plutarkhos'u) ilgilendiren şeyler, hayatın pratik sonuçlarıdır." sözünden de (8) (sf:153, g.e.) anlayabileceğimiz gibi, plutarkhos felsefi yönden tam bir eklektiktir.(9) epikurosçuluk dışında tüm felsefi öğretilerden yararlanan tarihçi, özgünlüğünü bu seçmece inanışları iyi bir şekilde yazıya dökmesine değil, pratik ahlak anlayışında bulunmasına borçludur.

    oysa ki; gerçek tarihçi, hem bir bilen hem de bir yaratıcıdır, yaptığı geniş çaplı şeyler veya sanatı, sahip olduğu evrensel bilgiye dayanır. bu yüzden gerçek veya büyük tarihçi üstün eğitmendir. peki ya üstün eğitmen en yüce insan tipi midir? (10)(sf:72, berkowitz)

    ve işte nietzsche bu bahsi şöyle kapatmaktadır; "..geleceğe uygun düşecek olan bir tablo biçimlendirin içinizde ve son gelenler olduğunuz boş inancını unutun. gelmekte olan o yaşamı düşünmekle, yeterince düşünecek ve yaratacak şeyiniz olacak; ama tarihten size "nasılı" ve "niçin," göstermesini istemeyin. buna karşın büyük adamların tarihinin içine girip yaşamak istiyorsanız, bu tarihten, olgun olmayı ve zamanın o insanı kötürüm eden eğitim zincirinden kaçmayı buyuran en yüksek bir buyruğu öğreneceksiniz; o modern eğitim, sizlere, olgun olmayanlara, egemen olmak ve sizleri sömürmek için, çıkarını sizi olgunlaştırmada görür. ve yaşam öyküleri istiyorsanız, seçeceğiniz "bay filan ve zamanı" nakaratı ile yazılanlar olmasın, ama tam tersine başlığında "zamanına karşı bir savaşçı" adını taşıyan biyografiler sizi çeksin. ruhlarınızı plutarkhos 'la doyurun ve onun kahramanlarına inanarak, kendi kendinize inanmaya cesaret edin. bu gibi modern düşüncelere aykırı yetiştirilmiş yüz kadar insanla, yani olgunlaşan ve kahramanca olana alışan insanlarla, şimdi artık bu çağın tüm kötürüm olup gerilemiş kültürü sonsuz bir susmaya, sessizliğe geri götürülecektir."
    (11)(sf:129, nietz. t.ü.)

    1- bir ahlak karşıtının etiği*, peter berkowitz,çev: ertürk demirel, sf:64, ayrıntı yayınları
    2- grek edebiyatı tarihi, y. kenan yonarsoy, sf: 89, ist. univ, edb. fak. yay., 1991
    3- (2)'deki eser, sf: 152
    4- (1)'deki eser, sf: 65
    5- on the uses and disadvantages of history for life" / "tarihin yaşam için yararı ve zararı üzerine", f. w. nietzsche, çev: nejat bozkurt, sf: 128, say yayınları
    6- yunanların trajik çağında felsefe, f. w. nietzsche, önsöz
    7- (1)' deki eser, sf: 65
    8- (2)'deki eser, sf: 153
    9- eklektik: seçmecilik, seçmecilik yanlısı
    10- (1)'deki eser, sf: 72
    11- (5)'deki eser, sf: 129

    not: bu entiri, neti sadece dönem ödevi için kullanan tüm emekçi, sümüklü, düdüklü ortaokul ve lise talebelerine adanmıştır,

    araştırmacı notu: lan chat yapın biraz.
  • hesiodos ve pindaros gibi boiotialı yunan biyografi yazarı. (i.s. 46-120)

    makedonya kralı philippos'un yunanları yenmesiyle ünlenen khaironeia kentinde doğdu. ailesi, eskiden beri tanınmış, zengin yerli ailelerden biriydi. khaironeia'da temel eğitimini aldıktan sonra eğitimine grek ve romalıların en büyük ilim kenti olan atina 'da devam etmiştir. i.s. 66 yılında ammonios 'un yönettiği akademia 'ya gitti. peripatik (gezginci) mısırlı ammonios lamptrae 'ın öğrencisi oldu ve retoriğe de özel bir ilgi duymuştur. ammonios anlaşıldığına göre, platon felsefesine ilk kez olarak yeni platonculuğu hazırlayan dinci-gizemsel bir yönseme vermiş ve bununla öğrencilerini oldukça çok etkilemiştir.

    daha gençken plutarkhos, ülkesiyle ilgili önemli bir sorunu görüşmek üzere ülkenin en yüksek roma memuru olan akhaia proconsul'unun yanına elçi olarak gönderildi. böylelikle, ilk defa roma 'nın üst kademeleriyle ilişki kurmuş oldu. bundan sonra, defalarca roma 'ya gitti, oradan kuzey italya 'ya yolculuk yaptı. plutarkhos ayrıca roma 'da konferanslar vermiş, döneminin büyük kişileriyle, misal iki kez consul (i.s. 90 ve 107 'de) quintus sosius senecia ile dostça ilişkiler kurmuştur. q. s. senecia 'ya birçok yapıtını , bunlar arasında da birkaç yaşamöyküsünü adamışır. asia eyaletinde proconsul olan lucius mestrius florus da onun dostuydu. hatta plutarkhos, roma yurttaşlığına onun sayesinde geçmiştir. bu iyiliğin altında kalmak istemeyen plutarkhos, kendi adına "mestrius" u da katmıştır.

    öz hellen kimliği, roma saraylarında kendisine saygınlık kazandırmıştı. hatta imperator trajanus, ona consularis ünvanını vermiş ve akhaia valilerine , eyalet yönetiminde plutarkhos 'un öğütlerini dinlemelerini buyurmuştu. imperator hadrianus da plutarkhos 'u akhaia eyaletinde procurator yaparak ödüllendirmişti.

    plutarkhos'un yüksek konumda bulunan bunca romalı ile olan yakın ilişkisi, roma 'da bu kadar onur kazanması onu, yurdundan ve yurdunun yaşayışından koparmamış, bu yalın yaşama devam etmesini engellememiştir. elinde, roma 'da büyük bir rol oynama fırsatı varken, o roma 'yla kuzey italya 'dan başka ancak mısır ile küçük asia'yı -asia minor / anadolu- gezmiştir. ayrıca dünyaca tanınmış bir yazar olmasına rağmen,ülkesini sevmeyi, tüm gücünü nun için kullanmayı ahlak borcu saymış, bu yüzden kharironeia 'da yapım denetmeni ve arkhont olmaktan yüksünmemiştir.

    karısı timoksena, dört oğlu ve bir kızı ile mutlu bir aile kuran plutarkhos, kızının ölümü üzerine, karısını teselli için, bugün bile elimizde bulun an bir yazı yazmıştır. zamanının çok büyük bir bölümünü oğullarının da içinde bulunduğu gençleri okutmaya, yetiştirmeye adamıştı. bu şekilde platon 'un akademia 'sını andıran bir okuma ve çalışma kurumu oluşturdu; burada sokrates ile platon 'un doğumgünlerini törenle kutlatırdı. hiçbir örgütsel desteği bulunmayan ve buna rağmen iii. yy.'ın başlarına kadar yaşayabilen bu okuldan mezun aolmuş öğrencilerin yapıtlarında okuldaki konuşmalardan izler görülebilir. plutarkhos, i.s. 120 yılında ölmüştür.

    plutarkhos 'un yapıtları iki büyük gruba ayrılır:

    1- ethika / moralia (ahlaki öğretiler)
    2- yaşamöyküleri / vioi paralleoli (paralel yaşamlar)

    ** ethika **

    ethika adlı yapıtında birçok yazın türünden yararlanarak çeşitli konuları ele alır. salt felsefi yazılarından başka insan yaşamının her alanını konu eden yazılar bulunur: evlilik, çocuk eğitimi, gençlerin eğitiminde şiir okumanın rolü, boş insanlar, yaşlı bir adamın siyasetle uğraşması gerekli mi,değil mi konusu, para hırsı, gevezelik, dalkavukluk vb. bundan başka kültür tarihini, biyolojiyi, din bilgisini, yazını ilgilendiren konular da ele alınmıştır. plutarkhos, bu yazılarının hiçbirinde büyük ve özgün bir düşün adamı olarak karşımıza çıkmaz, fakat her söylediği, onca eski düşünce ve görüşleri aktarması nedeniyle bile çok değerlidir. (platon 'un sokrates 'in fikirlerini, lucretius 'un da epikuros'un düşüncelerini aktarmasında olduğu gibi.)

    ** yaşamöyküleri **

    plutarkhos , "paralel yaşamları" ı i.s. 105-115 arasında yazmıştır. ve yazarı gerçek anlamda meşhur eden de bu öykülerdir. bu eser, antik edebiyatın en ilginç, en bilgilendirici eserlerinden biridir. zira yaşamöykülerinin her birisinde evvela bir yunan, ardından da bir romalı'nın yaşamını anlatır ve bu ikisini karşılaştıran kendi yorumunu sunar. bu düşünce aslında yeni değildi. romalılarda tarihsel kişileri "romalı" ve "yabancı" diye ikiye ayırmak yapılagelen bir şeydi. üstelik karşılaştırmalı inceleme ve anlatma yöntemine de plutarkhos 'dan önce başvuranlar olmuştu. (cornelius nepos ,de excellentibus ducibus exterorum gentium -yabancı ulusların komutanları hakkında-) fakat kimse bu yöntemi, plutarkhos 'un kullandığı biçimde kullanmamıştır. onda bu anlatım biçimi, düşünce biçiminin yansıması olmuştur.

    grek ve roma dünyasından karşılaştırmalı ele aldığı toplam 22, yani 44 hayat hikayesi vardır.

    yaşamöykülerinin kuruluşu hemen hemen birbirinin aynısıdır; önce büyük adamın ailesiyle, soyuyla ilgili bilgiler verir, sonra özyapısının anlatımıyla birlikte gençliği ve yaptığı işler ve çeşitli töresel değerlere göre seçilerek anlatılır, sonunda da ölümü ve ölümünün çevresindeki olaylar sunulur. her çift yaşamöyküsünün sonunda iki yaşam, çoğu kez alınyazısı ve kişilik benzerliklerine dayanılarak karşılaştırılır. plutarkhos'un paralel yaşamöykülerinden elimize ulaşan iki tanesinde, iki yunan ve iki romalı karşılaştırılır: agis ile kleomenes ve tiberius ile gaius gracchus kardeşler.

    yaşamöykülerinin hepsi günümüze dek saklanamamıştır. örneğin; plutarkhos 'un yurttaşları arasında çok saydığı epameinondas 'ın sonra da leonidas'ın, genç scipio 'nun yaşamöyküleri kayıptır.gösterişsiz yaşamöykülerinin dışında pers kralı ii. artakserkses 'in ve iii. yy.'da yaşamış yunan general ve siyaset adamı olan aratos'un yaşamöyküleri de vardır. elimize geçen yaşamöykülerinin listesi şöyledir:

    1- theseus - romulus
    2- solon - publicola
    3- themistokles - camillus
    4- aristeides - cato maior (bilge cato)
    5- kimon - lucullus
    6- perikles - fabius maximus
    7- nikias - crassus
    8- coriolanus - alkibiades
    9- demosthenes - cicero
    10- phakion - cato minor
    11- dion - brutus
    12- aemilius paulus - timoleon
    13- sertorius - evmenes
    14- philopoimen - flamininus
    15- pelopidas - marcellus
    16- aleksandros (büyük iskender) - gaius julius caesar
    17- demetrios - marcus antonius
    18- pyrrhos - marius
    19- agis ile kleomenes - tiberius ile gaius gracchus
    20- lykurgos - numa
    21- lysandros - sulla
    22- agesilaos - pompeius

    prof. dr. georg rohde, plutarkhos 'a şöle bir paye de vermiştir: "..plutarkhos 'un kendisi yapıtlarıyla birlikte o kadar tutarlı bir bütündür ki, bizim için gözden kaçırılamaz bir tarih olayı gibi yaşar. gerçi eleştirici tarihçiliğin yöntemlerinden de, verdiği sonuçlardan da artık vazgeçemeyiz ama plutarkhos 'un tarihe sevgiyle dalmasını, bugün anlar ve beğeniriz. yargılarına bağlı kalmamakla birlikte, plutarkhos bizce hümanist düşüncenin bir temsilcisidir. hümanizmaya değer verilen her yerde klasik ilkçağ dünyasını sevgiyle, saygıyla anmayı, araştırmayı verimli bir iş sayan her dönemde, plutarkhos 'un yeri vardır."

    dilimize çevrilmiş plutarkhos eserleri:

    * plutarkhos, yaşamlar xxi. lysandros - sulla, çev: ayşe sarıgöllü - nilüfer gürsoy, cum. kitaplığı
    * plutarkhos, gracchus kardeşler, çev: dr. sema sandalcı, belge yay.
    * plutarkhos, lykurgos 'un hayatı, çev: sabahattin eyuboğlu - vedat günyol, t. iş bankası, kültür yay. (626)
    * iskender, vakit matbaası, dün ve yarın tercüme kültürü, s:33, ist. 1935, çev: h.rifat
    * demostes " " " " " ist. 1936, çev: h. rifat
    * sulla 'nın ölümü ve son günleri, tercüme v., 26, 1944, çev: a. önsay
    * hayatlar vi; perikles - fabius maximus, m.e.b. yay., dünya edeb. tarcümeleri, ank. 1945
    * demosthenes ile cicero 'nun karşılaştırılması, tercüme xiv., ist. 1960, çev: h. calp
    * yaşamlar 1-2, plutark, idea, ist. 'theseus-romulus, lykurgos-numa, solon-publicola / themistokles-camillus, perikles-fabius, alkibiades-coriolanus , çev: meriç mete
    * meşahir-i hükemâdan plütark'ın bir makale-i meşhuresi, envar-ı zekâ mecmuası, 1299 (1881-1882), s. 21-32 ve 52-56, çev: ziya paşa
    * marcus antonius, atatürk kültür, dil ve tarih yüksek kurumu, ttk yay. vii., dizi-sa.115, ank. 1992, çev: mehmet özaktürk
    * lykurgos 'un hayatı, çan yay.: 45, ist. 1967, çev: s. eyuboglu - v.günyol
    * çiçeron, vakit matbaası, dün ve yarın tercüme külliyatı, no: 56, ist. , 1936, çev: haydar rıfat
    * büyük iskender (hayatı ve savaşları), rado yay., ünlü kişiler dizisi: 3, ist. 1980, çev: v. gültekin

    kaynaklar:
    * plutarkhos, yaşamlar xxi. lysandros - sulla, çev: ayşe sarıgöllü - nilüfer gürsoy, cum. kitaplığı
    * plutarkhos, gracchus kardeşler, çev: dr. sema sandalcı, belge yay.
    * plutarkhos, lykurgos 'un hayatı, çev: sabahattin eyuboğlu - vedat günyol, t. iş bankası, kültür yay. (626)
    * eski yunan edebiyatı, güler çelgin, remzi kitabevi
    * klasik edebiyat bibliyografyası, güler çelgin
    * latn edebiyatı, müzehher erim, remzi kitabevi
    * grek edebiyatı tarihi, y. kenan yonarsoy, ist. üniv. edeb. fak. yay. 1991
    * on the uses and disadvantages of history for life, f.w. nietzsche, çev: nejat bozkurt, say yay.

    not: bu entrydeki bilgiler, 'roma tarih yazıcılığı i' dersi için yaptığım "plutarkhos ve eserleri üzerine, f. w. nietzsche 'nin 'tarihin yaşam için yararı ve zararı üzerine' adlı eserinde plutarkhos manzarası, lykurgos biyografisi" adlı çalışmadan özetlenmiştir.
hesabın var mı? giriş yap