aynı isimde "starfield (demo efekti)" başlığı da var
1785 entry daha
  • tüm olumsuz yorumlara rağmen oynamaya karar verdiğim oyundur. hatta öyle ki level derginin verdiği posteri güzelce görünen bir yere yerleştirdim, xbox arka planı starfield yaptım, profil resmim bile starfield 'a özgü oldu. kendimi o derece havaya soktum. 10-11 saattir de oynuyorum. bir kaç tespitim olacak bu süreçle ilgili.

    - oyun çok güzel başladı. özellike o maden tesisinden yeryüzüne ilk çıkış, geminin ilk kalkması, inmesi. yeni bir gezegene inmek falan çok etkilendim. iyice havaya soktu.
    - uzaya ilk çıktığımda da çok heyecanlandım. geminin göstergeleri, lazer ve misillerin etkileri çok iyiydi. hele sıçrama yapmak muazzamdı.
    - ilk savaşlarda biraz zorlandım, konsolda oynuyorum ne de olsa. yavaş yavaş alıştım, vasco 'nun da yardımıyla hallettik. etraftaki detaylar inanılmazdı. her yeri tek tek inceledim.
    - hızımı alamayıp new atlantise gitmeyip o çorak gezegende başka yapılara da gittim oralarda da savaştım. oyun harika dedim içimden. sadece bu gezegende bile ben haftalar geçirebilirim diye düşündüm.
    - gücüm yetmedi tabi diğer binaları ele geçirmeye. gemime atlayıp new atlantise gittim.
    - ne kadar güzel bir yerdi. hiç öyle herkesin eleştirdiği gibi bir yer değil. her tarafta binalar, insanlar var. kime dokunsam dertli. her taraf mini görevler ile dolu. hatta trene binip başka noktalara bile gidiyorum.

    böyle böyle saatler geçirdim oyunda. sonra işte yavaş yavaş işler değişmeye başladı. biraz daha negatif kısımlar oluşmaya başladı...

    - görevlerde sıkılmaya başladım. belki de bulaşmakla hata ettiğim bir şirket görev zincirini açtım. oraya git buraya git. bir sonraki görevi yapmak için hiç istek kalmadı. sadece bitsin diye uğraşıyordum. hala da bitmedi...
    - bir sürü yeni gezegen ve şehir görmeye başladım ama yeni bir gezegene ya da şehire gelmişim gibi olmuyordu. şehirden çok bir film için hazırlanmış dekor gibilerdi. küçücük yani. bir ucundan bir ucu yürüyerek 5 dakika sürüyor. o neon lu şehir eski total recall 'in setini hatırlatı bana mesela. kovboy şehri de öyle keza.
    - beni havaya sokan şey daha çok o uzay temasıydı. gemiye binip koltuğa oturmak. göstergeleri açmak kalkmak vs. sonra rast travel iyice yerleşti oyuna. bir binadaki bir odanın içinden başka bir gezegendeki bir caddeye ışınlanabilmeye başladık. bendeki o hissi tamamen aldı götürdü. e sen yapma onu, gemiye kadar git diyen olur belki ama işte o öyle olmuyor. hele o sıkıcı görevlerden sonra bir an önce bitirmek istiyorsunuz. çünkü o sıkıcı görev git şu gezegendeki adama şunu de, sonra onun dediğini gel bana söyle gibi tamamen sıkıcı şeylerden oluşuyordu.
    - savaşlarda da eskisi kadar zevk almamaya başladım. bir süre sonra etraf hele karanlıksa kimseyi göremez oldum. vuruyor muyum vurmuyor muyum belli değil.

    şu an karakterim gezegenin birinde beni bekliyor. hele ki son günlerde gamepass 'a diablo ıv ve jedi survivor da geldi ki. nasıl yapacağız bilemiyorum. bir oyunu başladıysam mutlaka bitirmem gerekiyor gibi de bir saplantım var işin kötüsü. ama şu an pek çekmiyorsun beni be starfield...

    edit: imla
hesabın var mı? giriş yap