• herkes başladığı günü yazmış. sonrası hakkında bilgi veren yok. öldünüz mü ne yaptınız?
  • oha amk oha, delirmeden önce yemeye başlama gibi tavsiyeler veriyorlar birbirlerine. kusmaya başlayınca bırak diyorlar. bu sizinki ne cins bir ruhsal rahatsızlık? her gün 2 saat tempolu bisiklet sürüp kalori alımını arttırıp iki ayda 12 kilo verdim lan ben. detoksifiye de oldum, çünkü aç adam bağırsağındaki toksini bile sindiriyor. evrim demişler bi de. yavrum evrim acından ölene kadar su içenleri kayırmaz, avının meyvesinin peşinde koşanın, zoru görünce sıvışanın, tek atımlık mermisini doğru zamanda ateşleyenin hayrına çalışır evrim. yağ dokusu da evrimin bize taktığı emniyet sübabıdır. olayı çok yanlış anlamışsınız. dakka başı yeni yeni dinler çıkarıyorsunuz götünüzden.
  • water fasting diye de ünlenmiş olan, insanın bağırsaklarını boşalttıktan sonra bir kaç gün ya da daha çok gün hiç bir şey yemeden sadece su içmesi ile yapılan oruç. dini oruç ile karıştırılmamalıdır. yemek yenmediği için oruç kelimesi ile ifade edilmektedir. lakin isteyen sahur ve iftar aralığına dikkat ederek niyetlenirse dini oruç da olmaz degil.
    yapan tanıdıklarım olmuştur. 1 gün ila 3,5, 7 ve hatta 10 gün yapan bir tanıdığım bile olmuştur. faide görmüşlerdir, memnun kalmışlardır.
    not: kilo vermeye çok faydalı olsa da asıl maksat bir tür detox yapmaktır. vucudun ağızdan .. ...g**'e kadar olan tüm işletim sistemine "bi dur kardeşim, azcık dinlen, vucut enerjisini başka şeylere harcasın, varsa sorun tamirat yapsın, seni çalıştırmaktan kendimize bakamıyoruz" demenin bir diğer adıdır.
  • namı diğer water fasting. hücrenin aç kalmasıyla birlikte vücuda ne gibi yararları olabileceği ile ilgili bir video var şurada bakabilirsiniz. araştırmayı yapan bilim adamı yakın bi zamanda nobel ödülü almış.

    öncelikle bu entry kısa bir entry değil ama konuyla alakalı araştırıp bulduğum şeyleri, kendi deneyimlerimi ve önemli gördüğüm her şeyi yazmak istedim. bir nevi günlük formatında yazdım yani. ayrıca ben gün gün ne olacak diye araştırırken birkaç video dışında burada öyle bir yazı görememiştim.

    gerçekten her ne kadar hepimiz az çok sağlıklıysak bile herkeste birkaç rahatsızlık, sorun vardır. vücudun kendini toparlaması, aç kalıp kendindeki hastalıklı hücreleri imha etmesi için bence herkes su orucunu yapmalı.

    su orucu sonrası hastaneye giderek şikayetçi olduğum konular hakkında tetkik yaptırmayı ve değişimleri buraya yazmayı düşünüyorum. ayrıca bu orucun vücudumuzda bilip bilmediğimiz onlarca aksaklığı düzelttiği zaten kesin olan bir şey. bilimsel açıdan da kanıtlanmış durumda.

    açlık deneyimimi gün gün bütün süreci burada paylaşıyor olucam.

    bu oruca başlamadan önce bağırsakların tamamen temiz olması şart anladığım kadarıyla. maksimum etki o sayede alınabiliyormuş. bu yüzden kabız olanlar lavman yapmalıymış. [ancak lavmana alternatif olarak bağırsakları daha iyi çalıştırmak amacıyla su orucundan 3-4 gün öncesinden, günde iki kaşık zeytinyağı + kara lahana yemeği (ayrıca üstüne öğütülmüş keten tohumu serpilebilir) yenilerek ve mide, bağırsak rahatlamasıyla su orucuna da geçilebilir] su orucunda sadece ama sadece su tüketiliyor ve onu da vücut istediğinde içmek gerekmiş. duş aldığınız zaman ise soğuğa yakın ılık suyla duş almak önemli.

    dün akşam itibariyle bu oruca başlamış bulunmaktayım. birkaç ay öncesinde youtube’da bir videoya denk gelmiş ve devamında birçok video izleyerek ve yazı okuyarak baya araştırmıştım. bu videodaki yabancı kadın sekiz günlük water fasting deneyimini anlatıyor ve vücudundaki değişimleri görüyorsunuz. daha çok kilo verme amaçlı yapılmış burdaki açlık. ayrıca yine bu videodaki kadar çok su içmeye gerek yok. ne kadar susuyorsanız o kadar için deniliyor. ayrıca beni en çok etkileyen videolar;

    bu, bu ve en çok da bu video. sonuncu linkte kadın birebir kendi 21 günlük açlık/su orucu deneyimini anlatıyor. en başta birçok rahatsızlığı varken sonrasında hepsinin yok olduğundan bahsediyor. (yavaş konuşulduğu için x2 hızında izlenilmesi tavsiye edilir^_^)

    rahim ağzı kanseri başlangıcı
    eklem romatizması
    çıbanlar
    midede yara
    saçta yaralar ve saç dökülmesi
    kan değerindeki düşüklükler
    alerji
    hormonal bozukluklar

    gibi gayet ciddi sorunları varmış. 21 günlük su orucu veya batıdaki deyimiyle water fasting sonrasında hepsi tamamen iyileşmiş ve bu sayılanlardaki düzelmelerin yanısıra ciltte düzelmeler, bahar alerjisinin yok olması, terleme ve ter kokusundaki azalma, hormonal bozuklukların düzelmesi ve kadınlarda varsa fazla tüylenmenin gitmesi, fazla uykunun gitmesi ve kişinin dinç olarak ayrıca erken uyanması, kan değerlerinin ve vitamin seviyelerinin normal değerlere ulaşması, her şeyden önemlisi kişinin bağışıklık sisteminin aşırı güçlenmesiyle her türlü hastalığa karşı direncinin arttığını söylüyor. zaten kanser başlangıcı yok olmuş daha ne olsun? ayrıca sirke kullanımını da arttırmış ve oruç sonrasında yemek yemeye önce yavaş yavaş sıvı gıdalarla başlamış ve doğal gıdalarla beslenmeye, her türlü kimyasal ve paketlenmiş gıdadan uzak durarak beslenmeye devam etmiş. zaten insan o kadar aç kalırsa muhtemelen toparlanan vücudunu mahvetmemek adına ve geçirdiği zor süreci göz önüne alarak sonrasında daha doğal ve sağlıklı beslenir diye düşünüyorum.

    son olarak bi örnek daha var. bu video’daki kız da yine su orucuyla süreç sonunda iyileştirilemeyen bi hastalığı yeniyor. bu açlık öncesinde kızın kalın bağırsağını almayı teklif etmiş birkaç doktor. o kadar kötüymüş yani hastalığı. ve bu videoda ise 22 günlük açlık sonrası kan değerleri ve hastalığının iyileşmesinden bahsediyor. gerçekten çok güzel ve samimi anlattığı için en sevdiğim video bu kızın videoları diyebilirim^_^ gözlerindeki ışıltıdan hastalığı yenmesinin mutluluğunu görülebiliyor. sağlık en önemli şey gerçekten.

    aslında su orucu için en uygun zamanı bekliyordum. çok fazla iş yapmayacağım, evde geçireceğim günlerin olması bu water fasting olayını daha rahat geçirmemi sağlayacaktı. şu aralar evde tadilat başlamasıyla birlikte zaten günde ortalama bir öğün yemeye alışmamla neden bekliyorum ki diye düşündüm ve başladım. tek sorun aynı zamanda birkaç sınava hazırlanıyorum.

    dipnot: 3, 5 veya ne kadar su orucu tuttuğumuza bağlı olarak normal yemeğe geçmeden önce aç kalınan gün sayısının üçte biri kadar gün sıvı gıdalarla ve ev yapımı doğal çorba, patates püresi, karpuz gibi yumuşak meyveler, doğal meyve suyu gibi gıdalarla beslenmek gerekiyormuş. örneğin 3 gün su orucu yapan birisi için 1 gün, 6 gün için ise sonrasında ilk 2 gün bu sıvı gıda alımına dikkat etmekte fayda var. zira o süreç boyunca hiç yemek yemediğiniz için midenin yeniden alışma sürecine ihtiyacı oluyormuş.

    bu arada 21 günlük su orucu yapan kişi, orucu bıraktıktan sonra 7günlük sıvı gıda alımının yanısıra yine açlıktan sonraki ilk 10 gün hiç tuz alınmaması gerektiği söyleniyor. bizzat süreci yaşayan bi kişinin videosunu izledim. hatta ilk 10 günden sonra çok az miktarlarda tuza başlanması gerekiyormuş çünkü yemek yenilmeye başlanmasıyla (dolayısıyla karbonhidrat alımı) bünyeye tuz da alınınca vücutta ödem olabiliyor, su toplanabiliyormuş. zaten söylenilenlere dikkat edildikten sonra bir sorun yaşanılacağını düşünmüyorum. 21’e 10sa siz de su orucu yaptığınız gün sayısının yarısı kadar gün tuz kullanmamaya ve sonrasında çok az bir şekilde arttırmaya dikkat edin. aslında su orucuyla ilgili bütün detaylar aidin salih adında hanımefendinin gerçek tıp kitabında yazıyormuş. kitaptaki önemli birkaç sayfayı çektim buraya ekliyorum. bu, bu, bu ve bu.

    edit 1: entry’yi okuyup bana öneride bulunan arkadaşlar oldu. direkt 10-20 gün tutmamın nerdeyse imkansız veya çok zor olduğunu, bölerek ve vücudu alıştırarak gitmemin daha faydalı olacağını söylediler. örneğin ilk başta 2 gün su orucu, ertesi gün sıvı gıdalar ve 1 hafta normal yemek(tabi porsiyonları abartmadan) sonra yine 2-3 gün oruç, sonra yine bir gün sıvı yiyecek + 1 hafta kadar normal öğünler. sonraki su orucu dönemi uzatılabiliyorsa 3-4 gün, sonra yine 1 hafta normal.. bu şekilde 5 hafta devam edildikten sonra karaciğer temizliği yapılmasını önerdi birisi. (nasıl yapıldığını merak edenler şu videoya göz atabilirler) sonrasında yine 1 hafta aralarla oruç tutulan gün süresi uzatılarak 7-10 günlüğe aşama aşama geçiş olabilir denildi.

    şu an koyduğum hedefe göre devam etmeyi düşünüyorum tabi ama duruma göre araştırıp, kendi vücudumun verdiği alarmları da dinleyerek bir program oluşturmaya çalışıcam. aslında biraz da kişisel bir süreç bu anladığım kadarıyla. yani kendi kendinizin doktoru olarak günleri ayarlayabilirsiniz. ancak ilaç vs kullananlar zaten dikkat etmeli. kendi hastalığınıza etkisi oluyor mu biraz araştırma yapabilirsiniz. ayrıca önemli bir hastalığınız varsa size göre olmayabilir.

    su orucu tuttuğunuz süre boyunca başlarda kusma, baş ağrısı vs en çok bahsedilen etkilerden ancak kişiden kişiye değişen şeyler de oluyormuş. şöyle ki, migreni olan kişinin bu süreçte en çok baş ağrısı oluyormuş. veya romatizması olanların eklemleri. çünkü hücreler aç kalınca hasarlı/bozuk hücreleri tamir etmeye uğraştıklarından en çok nerde hasar varsa o kısım ağrıyormuş.

    edit 2: 24 saatten fazla oldu. günlük oruçlara aşina olan bi yapım olduğundan çok etkilendiğim söylenemez ancak bünye yemek isterken su içmek zor geliyor. bir de su orucuna başlarken kişinin zihnini nasıl inandırdığı da önemli sanırım. demek istediğim, başlangıçta aklımda “akşam olunca yiyeceksin” düşüncesi olmadığından mı bilmiyorum, normalde açlık çanları çoktan çalmaya başlayan ben, şu an niyeti “günler” için yaptığımdan sanırım, öyle bir durum ortada yok. dediğim gibi sadece yemek yerine su içmek can sıkıcı geliyor. henüz çok baştayım ama en başta zihni ikna etmek çok önemli diyebilirim şu an için.

    edit 3: şu an 28. saatteyim. kalpte ağrıyla/hızlı atış arasında bir süreç yaşadım ortalama 15 dk kadar sanırım. hala tamamen sakinleşmiş değil ama daha iyiyim diyebilirim. ancak şu an mide bulantısı da başladı hafiften. yalnız hiç hesaba katmadığım bir şey oldu. ben midemle ilgili daha çok sorun yaşarım veya açlık hisssederim diye düşünürken kalbimdeki daralma hissi hepsinden ağır bastı. hani derler ya sol yanım ağrıyor. bunu gerçekten hissediyorum şu anda:)

    edit 4: ilk günün akşamı azıcık kusmak durumunda kaldım. haliyle o ruh haliyle aklımdan şunlar geçmedi değil “napıyorum ben manyak mıyım? kalkıp yesem mide bulantım geçer mi?” yalnız zaten çok bitkin hissettiğim için yemeye mecalim yoktu ve iyi ki bozmamışım da, demek istediğim ilk geceyi atlatırsanız pek de sorun olmayacak gibi gözüküyor. ancak bu da kişiden kişiye değişiyormuş. yani ne kadar çok, büyük ölçekli hastalığınız varsa bu oruç dönemi de o kadar zor ve sancılı geçen bir süreç oluyormuş. ancak ben ilk geceyi atlattıktan sonra sabah olduğunda çok iyi hissediyorum. gerçi ilk 3 gün zorlanıyormuş kişi en çok. neyse bakalım, birazdan suyumu içip ders çalışmaya başlıycam*

    bu orucun en kötü yanı şu bence, yemek yerine su içmek zorunda kalmak. demek istediğim aç olduğumdan susamıyorum da hiç. bilenler bilir kadın hastalıkları bölümünde tetkik amaçlı ultrasona girmeniz istendiğinde mesanenin dolu olması istendiği için litrelerce su içilmeye çalışılır ya, onun gibi bir işkence resmen. bir de akla şunu getiriyor bu durum bana, köyden indim şehre adlı filmde de ellerinde çuval dolusu altın olmasına rağmen yiyecek bir şey almadan, sadece su içerek dayanmaya çalışan ramazan ve şaban’ın şu sahnesi :))

    edit 5: tam olarak 48 saati doldurmuş bulunmaktayım :)) çok mutluyum sözlük. yaşasın! iradenin gücü adına ^.^ gerçekten acıkmıyorum. yani vücudum istemiyor, normalde bir öğünü biraz geç yesem karnım guruldar ama şu an ses seda yok kendisinden. sanırım o da az buçuk kabullendi durumu:) vücudum istemiyor tabi ama beynimin benle savaşı sürüyor. “ne güzel şu yemekler azıcık yesen ya” vs :)

    ancak 2. günde aniden ayağa kalktığımda ani baş dönmesi ve göz kararması yaşadım bir kez. o yüzden ani hareketlerden kaçınmakta fayda var. ne yapacaksanız yavaş yapın. zira vücudu direkt şaha kaldıracak, enerjiyi hızla temin edecek bir gıda alınmıyor dışardan. vücut da ayakta kalabilmek adına kendisindeki enerjiyi daha tasarruflu kullanmaya çalışıyor haliyle.

    edit 6: 61. saatteyim 3. günün sabahı. artık midemin gerçekten giderek küçüldüğünü hissediyorum. hani derler ya “ayy senin karnın sırtına yapışmış” biraz öyle hissediyorum:)) mide küçülmeye başladığından olsa gerek vücut açısından bir yeme isteğim yok hala. ancak mental olarak “bence bu kadarı yeterli. hadi bakalım artık bir şeyler ye” düşünceleri ara sıra aklıma gelmiyor değil :)

    edit 7: 74. saatteyim bugün ellerde ve ayaklarda üşüme hissettiğim için biraz uzanıp üzerime bir battaniye çektim ama sonra geçti. onun dışında en ufak bir yemek kokusunu bile yan odadan ayırt edebilir bi hale geldiğimi söyleyebilirim^.^ canım en çok domates çekti. çok severim domates ve domates sosunu :( aç hissettiğimden değil, sadece o tadı özledim. o tadın verdiği zevki.

    edit 8: 4. gündeyim bugün enerjim daha düşük hissediyorum ve ayakta bir süre durduktan sonra yorulmaya başlıyorum. bir işim olduğundan dışarı çıktım biraz. her adımda çok yorgun olduğumu net olarak hissettim diyebilirim. hani iki üç saat boyunca çarşı pazar gezip de “ayaklarıma kara sular indi” deriz ya. ona yakın zorlandığımı söyleyebilirim. biraz da aklıma çok yaşlı amca ve teyzeler geldi. hani yavaş yavaş yürürler ya. gayet yaşayarak empati yaptım diyebilirim ve gençliğin önemini bir kez daha anladım.

    edit 9: 5. gündeyim acıkmıyorum. sadece zihnim yemek istiyor. ancak şöyle bir şey var. yemek tarifi videolarından uzak durun:) yoksa durmak bilmiyorsunuz. kaç tane yemek videosu izledim hatırlamıyorum.

    edit 10: 6. güne geçeli 5 saat oldu. aşırı yorgun hissediyorum. bütün gün boyunca yattım. takatim yok. ayrıca yemek yemeyi özledim. şu an bunun için ağlayabilirim. aslında midem istemiyor ilginç bir şekilde. söyleniyordu ama inanmıyordum. vücut adapte oldu çoktan ancak ben olamıyorum bir türlü tam olarak.

    zihnimde bir savaş var hep. ne zaman sona erdirsem? 7gün yeterli olur mu? 10 güne dayanabilir miyim? aslında hedefim daha yüksek ama iradeli olmam gerek. bu oruç açlığı değil iradeyi sınıyor bence.

    bu süreç boyunca en çok sevdiğim şeyi özledim. domates. domates soslu yiyecekler ve daha onlarca tarife baktım not aldım :)) açlık böyle bir şeymiş. asıl şimdi anladım gerçek açlığı. afrikadaki kişilerin durumlarını. zaten düşünüyordum ama ömrüm yettiğince onlara elimden geldiği kadar yardım edicem.

    açlık dışında işin en kötü yanı aşırı yorgunsun ve enerjin yok ama açlıktan da uyuyamıyorsun. kafayı yicem

    edit 11: 7. güne geçeli 7saat oldu. özetleyecek olursam. en çok ilk gece zorlandım, 5.güne kadar rahattım ancak 5.günden itibaren ciddi bir enerji azalması hissediyorum. vücut baya düşük pil moduna geçti sanırım.

    edit 12: 8. güne geçeli nerdeyse 12 saat oldu. yorgunluktan ölüyorum ama vücudumun açlığı yüzünden uyuyamıyorum.

    ve bu açlığı 21 gün yapan insanların önünde saygıyla yerlere kadar eğilip bir dk beklemek istiyorum. zor iş gerçekten. ayrıca bu ptesi birçok işim çıktı. ordan oraya birsürü gezmem gerek. bu enerjiyle hiçbirini yapamam. o yüzden 10. günde bırakmayı düşünüyorum. ama yine böyle bir tatilde 21 günü deniycem. %100 o zaman etkili oluyor diye okudum çoğu yerde ve bunu deneyimleyenler de var. herneyse sonuçta 10 da bişeydir bence. bakalım

    önemli dipnot: birileri yemek yerken doymuş hissedenlerdenseniz veyahut benim gibi yemek yaptıktan sonra hiç açlığınızın kalmadığını hissedenlerdenseniz size bir önerim olacak. şu birkaç ilginç youtube kanalında bildiğiniz hunharca yemek yiyorlar :)) kilo vermek isteyip de veremeyenler onları izleyerek açlık duygusunu bastırıyormuş. daha önce duyduğumda yok daha neler agsgaghags demiştim ancak bir kez daha büyük konuşmamak gerektiğini anlamış bulundum. bu arada bunu açlık veya oruç, diyet yapıp da zorlanan kişiler anlayabilir ancak. bu üçlüden birisiyle meşgul değilseniz linklere hiç tıklamayın lütfen ^.^ bir yerden sonra arada izlediğim yemek tarif videoları yeterli gelmedi ben de bu videolara denk geldim. herneyse sonuç olarak. buradan, buradan ve buradan

    edit 13: 9. günün bitmesine 6 saat kaldı. sadece uzanıyor ve bir şeyler izliyorum ama vakit geçmiyor. 9 gün bana 9 ay gibi geldi. bir daha bu detoksu kolay kolay yapmam diye düşünüyorum. aşırı bunaldım. bir de etrafımdakiler bir deri bir kemik kaldığımı söylüyorlar. çünkü başlarken de zayıftım. yani normal kilolarımdaydım. zaten oruç sonrası sıvı gıda alımına başlanmasıyla birlikte minimum 1,5-2,5kilo geri alınıyormuş. vücut sıvısı yeniden toparlandığı için. bu kilo alımından sonra aradaki kilo farkına bakıcam. ne kadar yağ yakımı olmuş diye, onun dışında hastaneye gidip birkaç tetkik yaptırıcam, kan değerlerime baktırıcam vs

    edit 14: 10. güne gireli 6 saat olmuşken bugün bozdum orucu, açlığı ne derseniz artık. o yüzden yuvarlama hesap 10 diyebilirim değil mi?^.^ herneyse vücudun enerjisini yeniden tamamen toparlaması kas miktarına bağlı olarak değişiyormuş ve benim gerçekten bugün de yapacaklarım vardı bir sürü, özellikle yarın.

    ayrıca gerçekten çok zorlanmaya başlamıştım. sıkılmıştım, bunalmıştım. ortalama 6-8 saat uyuyan ben bu süreçte 4-5saat uyur oldum. açlıktan dolayı yorgun, bitkin ve bezginken uyuyamamak çok sinir bozucu oluyordu. özellikle 7. günden 10. güne kadar ayrı bir yorgunluk ve ağırlık basmıştı beni. bir de son günlerde kesilmiş limonu koklamak da beni ayrı ferahlattı o:) ayrıca itiraf etmeliyim ki bütün bu su orucu boyunca evde yapılan yemekleri zaman zaman koklamak da bana aşırı huzur ve mutluluk veriyordu evet^_^

    14. saatten sonra başlayan otofaji, daha sonraları derinleşerek ketosis evresine zemin hazırlıyor ve kişide giderek 3. 5. en çok da 7. günden sonra hissedilmeye başlıyormuş (bozuk hücre yakımı ve enerji sağlanması) ayrıca en midemi bulandıran şey, bu bahsettiğim durumdan ötürü ağızdan gelen ağır ve iğrenç metalimsi koku oldu. öyle ki bu tattan dolayı su bile içemez olmuştum. ancak suyu yine de ihmal etmemek gerek. bir de ağızdaki metalik koku ve tabakanın azalması için diş fırçalamanın yanısıra naneli fresh bir gargara kullanmanızı öneririm. bana çok faydası oldu.

    son olarak bir parantez açmak istiyorum. benim bu süreçte, ilk gece dışında tek yaşadığım aşırı yorgunluktu genel olarak ve nerdeyse hep uzanarak geçirdim süreci. ancak çok önemli hastalıkları olanlar çok daha zor geçirebiliyorlarmış süreci. kiminin aşırı başı ağrıyabiliyormuş kiminin midesi bulanıyormuş çok. yani nerde sorunlu bölge varsa orası.

    ortalama yaşı baz aldığımızda görece genç ve yine ortalamaya göre normal-zayıf kiloda olduğumu belirtmek isterim ve çok önemli bir hastalığım yoktu. herkeste farklı etkiler olabilir o yüzden ayrıca belirtmek istedim. (uzun su orucu tutmakta zorlananlar ve hastalığı olanlar da aralıklarla 3er günlük su oruçları tutabiliyorlarmış bu arada. totalde 7-21kez 3er günlük oruç da uzun süreli açlıkla nerdeyse aynı faydayı gösteriyormuş)

    hastaneye gitmemle birlikte son durumları buraya ekliycem.

    son edit: hastanede kan değerlerimin hepsi normal hatta b12 değerim normalden fazla çıktı. bu sürekli kansızlık yaşayan ben için çok güzel bir gelişme:) ayrıca yeniden yemeye başlamamla birlikte vücut sıvısını geriye toparlamasından sonra 6,5 kilo vermiş olduğumu gördüm. aslında kaslardan bir şey gitmiyor. ancak oruç sonrası bir süre, özellikle ilk hafta eskisine oranla baya halsizdim. kaslar da hamlanıyor ve vücuttaki sular gittiğinden kaslar arasındaki sular da çekilince kas kütlesinde görece bi azalma söz konusu olduğu söylenebilir. toparlanmak zaman alıyor. kasların hamlamaması adına bu sürece ekleyeceğim tek şey bir miktar hareket, yavaş da olsa her gün biraz yürümek olurdu. benim için tam olarak eski formuma dönmek (zayıf birisiyim ve başlangıçta da kas kütlem zaten pek yoktu) yaklaşık 1,5 ayımı aldı. bu süreçte hep protein alıp düzenli spor yaptım. 2. 10günlük oruç sonrası ise bir haftada toparlandım.

    diğer etkilere gelecek olursak çok alerjik bir bünyem olmasına rağmen, su orucundan sonra henüz hala herhangi bir şeye karşı hapşırma, vücut kaşıntısı, göz kızarıklığı veya nezle gibi bir durum söz konusu olmadı. umarım böyle devam eder^.^

    ayrıca ne yesem az çok mideme dokunurdu önceleri, su orucu sonrasında şu ana kadar herhangi bir sorun yaşamadım mideyle alakalı. tabi ki 10günlük açlık işkencesinden sonra verilen emeklerin boşa gitmemesi açısından az ve doğal (ambalajlı herhangi bir ürün veya herhangi bir kimyasal yok) beslendiğimi söylememe gerek yoktur umarım^.^

    ayrıca vücut alışana kadar hep sıvı gıda tükettim ilk bir hafta kadar ve su orucu sonrasında hem söylediğim emek mevzusu yüzünden hem de vücutta ancak uzun sürelerde ölen her türlü parazitten tamamen kurtulabilmek adına, yetişkinlerin ortalama % 70’inde olan bütün hastalıkların nerdeyse nedeni olan candidadan kurtulmak amaçlı taş devri diyeti de uyguladığımı söylemek isterim. bu diyete 2-3ay kadar devam edicem. merak edenler için ayrıca (bkz: #107787001) ve (bkz: #84436046)

    en şaşırdığım şey ise, benim tırnaklarım hep kırılgan olmuştur ama su orucu sonrası tabiri caizse taş gibi kuvvetliler, dikkatimi çekti düşünün yani. ayrıca diş teli kullanıyorum ve dişimi fırçalarken diş etlerimle alakalı sürekli kanama sorunum vardı. su orucundan sonra tek damla kanamadı.

    her şeyden öte zaten şunu biliyorum. bu süreçte zararlı/bozuk hücrelerden yok edilebildiği kadar yok edildi ve bağışıklık sistemim çok daha güçlendi. ve daha az uyuyorum daha dinç uyanıyorum. tatildeyken 10dan önce kalkmayan ben artık şaşırtıcı bir şekilde 6-7gibi kendiliğimden uyanıyorum.

    çok yiyerek vücudu yiyeceklerle yormamak gerek. ayrıca uzun süren araştırmalarım sonucu vücut için en iyisinin alkali beslenmek ( sebze ağırlıklı) olduğunu keşfettim. bütün kanser hücreleri asidik ortamda oluşuyormuş. bu anlamda varolan pozitif etkilerin de devam etmesi açısından ve izlediğim birkaç sarsıcı video sayesinde veganlığa da adım atmış bulunuyorum ^.^ başta tamamen bırakamam diyenlerdenseniz bile şu tablodaki gibi mümkün mertebe azaltarak başlayabilirsiniz ^_^ önyargısı olmayan ve bize gerçek diye sunulan yalanların farkına varabilmek isteyenler için ayrıca, (bkz: #94011624) (bkz: #94100636)

    bütün bu yemek/yiyecek serüveninin yanısıra kan değerlerine bakılarak b12 vitamini d vitamini gibi önemli vitamin ve probiyotik takviyeleri alınabilir (probiyotik için şu şekilde mini öneri yapabilirim. her probiyotik bittiğinde farklı bi probiyotiğe geçerseniz zararlı mikrobiyoloji karşısında daha güçlü bir ordu kuruyor olursunuz^_^) ve yeterli bir uyku, olabildiğince stressiz hayat <3 bütün şifre bunlarda saklı..

    debe editi: ilk seferde 9 gün 6 saat yapmıştım. diğer denememde 10 gün 6 saate çıkarmış bulunuyorum. ancak ikincisi ilkinden çok daha kolay geçti. daha az yorgun hissettim. sadece şu kısmı aynıydı. 8. günden itibarenki aşırı bunalmışlık bezmişlik hissi ve uyuyamama. birkaç saat uyuyabilme kısmı

    debe editi 2: şimdiye kadar beslenme alanında uzman arkadaşlardan çok mesaj aldım, işte bu kadar aç kalınması yanlış, takviye gıda, mineral vs alınmalı gibisinden. önerileriniz için çok çok sağolun millet ama ben zaten konuyla ilgili günlerce araştırma yaparak, yine bu konuyla ilgilenen kendi alanında yetkin yabancı bir doktoru takip ederek, konuyla alakalı kitap okuyarak ve her şeyden önemlisi bu orucu bilime (bkz: otofaji) (bkz: nobel ödülü) dayandığı için yapmaya karar verdim. öyle balıklama atlamadım yani. herhangi önemli bir hastalığım da yok ve faydalarını da çok gördüm. bu yüzden her sene bir kez 10 günlük veya iki kez ayrı ayrı toplamda 10 günlük oruç yapmayı düşünüyorum. kilomun az olduğu yıl 10 değil 7 günlük oruç da yapılabilir veya 3er günlük vs. sonuç olarak gerçekten baya araştırarak başladım bu oruca. elektrolit, mineral vs de çok araştırdım ama büyük hastalıklardan kurtulanların hiçbirisi herhangi bir takviye almadığı için ben de almamaya karar verdim. zaten amacım kilodan ziyade sağlık amaçlı detoks yapmak benim. çünkü çok çok kötü bir beslenme alışkanlığım vardı ömrüm boyunca. abur cubur veya paketli gıda yemediğim gün yoktu diyebilirim. normal yemek yemiyordum nerdeyse. son 4-5aydır bunu da düzelttim sayılır. su orucu sayesinde şimdiye kadar vücudumda biriken kimyasal ve çöplerden (dolayısıyla fazla yağlardan) de kurtuluyorum. demek istediğim endişelenenlere yine de teşekkürü bir borç biliyorum ama sağolun bu amaçla yazacak olan varsa lütfen yazmasın artık^_^

    sağlıklı ve mutlu kalın. ^.^
  • bugün su orucumun 4. günümdeyim.zaten 5 haftadır akupuntur yardımı ile bir zayıflama diyetine girmiştim ve gerçekten önceki diyetlerime göre ağır bir diyetti.
    if araştırırken dr. jason fung videolarına denk geldim ve adam bunun hakkında bir kitap yazmış ropörtajlarını filan izledim.sonra youtubde bir sürü su orucu tutan kişi videosu izledim.sadece zayıflama değil,detox,hastalıklardan arınma,cilde faydası gibi bir sürü özelliği için insanlar her yaştan 3,5,10,15,21,28,40 gün sadece su içerek aç kaldıkları deneyimlerinin videolarını paylaşmışlardı.bunlar yapıyorsa ben haydi haydi yaparım deyip ben de başladım.
    annemim tepkisi dehşete düşmek şeklinde oldu zaten.ona detox yapıyorum falan diye geçiştirdim.şu an bile korkuyor bi şey olacak diye..
    neyse gelelim nasıl geçiyora.. ilk gün normaldi.zaten diyette olduğum için vucut açlığa alışkındı.sorunsuz atlattım.2.gün hafif bir baş ağrısı ve tabiki güçsüzlük ve başdönmesi vardı.
    en zoru videolardaki kişilerin de söylediği gibi 3. gündü.sarsıntılı bir baş ağrısı, halsizlik,yemek isteği beni bezdirdi.annem bir de yoğurt çorbası yapmıştı ki buram buram kokuyor.bozmaya karar verdim.yarın sabah kalkar bir kase çorba içerim dedim.aslında içmemem lazım çünkü zaten diyetteyim.orucu bozsam yiyeceğim şey salata yoğurt bir nevi bozduğuna değmez.halbuki benim canım patates kızartması pizza falan istiyor..ahh yazması bile çok kötü...
    sabah düne nazaran başağrısı ve halsizlik olmadan uyanınca dur bakalım bozmadan devam edeyim dedim.şimdilik gittiği yere kadar götürüyorum.
    bu arada 2 kilo verdim.bence çok az.ama ben tatildeyim.hiç bir aktivite yapmadım.buna bağlıyorum.yaptığım şeyler paso yatıp film dizi izlemek muhtemel bundan.normalde daha fazla kilo kaybı oluyor çünkü.hem de diyetle 2haftada vereceğim kiloyu 4günde verdim.bu bile kar benim için..

    5.. gün editi: yarın bitiriyorum su orucunu.sebebi bayram gelmesi.bu arada bugün acayip iyiyim.ne bir baş ağrısı ne açlık ne de enerji düşüklüğü hiç biri yok.gayet normal 3öğün yemek yediğim günlerdeki gibiyim.allahım çok sevdim ben bu işi.

    bişey daha...vucut ketozis halde olduğu için yani yağ yaktığı için ağzımda garip bir tat vardı.sürekli beni rahatsız ediyordu.tadın geçmesi için bir yudum su alıyorum tamam ama 2dk sonra tekrar başlıyor.sonra kendi kendime ağzımda maydonaz ya da nane mi gevelesem dedim ama evde ikisi de yok.annem de salatalık at ağzına dedi.dolaptan salatalık çıkarıp 1lira şeklinde kafasından kestim ve ağzıma atıp yutmadan ağzımın içinde çevirmeye başladım.anında gitti tat.bunu niye önceden akıl etmedim diye kızıyorum kendime çünkü günlerdir ağzımdaki o tat beni bezdirmişti.şu an çok mutluyum.yarın son gün.tekrar edit gelecek.

    6.gün: su orucunu bitirdim.regli sancısı da eklenince sırtım çok ağrımaya başlamıştı.şu an çok iyiyim ve çok mutluyum.açılışı şehriye çorbasıyla yaptım.bir kaç gün normal takılıp bayramın son günü tekrar başlayacağım.bu sefer daha uzun olmasını planlıyorum. 6 günde 4kg vermişim.niyetim bir 10 kg daha vermek.sanırım 10-15 gün oruçlu kalmam gerekecek.
  • kilo vermek isteyenlere tavsiyeler başlığında 500küsür sayfa entry varken burada sadece 5 sayfa olması çok manidar. ayrıca kas kaybedileceği iddiası bilimsel olarak dayanaksızdır ve evrimsel açıdan da oldukça mantıksızdır. haftanın 1 günü oruç + düzenli spor ile kalan 6 günde tdee nin üzerinde yiyerek kiloyu korumayı mümkün kılar. dolayısıyla sadece kilo vermek değil, kilo kontrolü içinde faydalıdır.

    ama bence en önemli faydası, yiyecekler ile olan ilişkiyi kontrol altına almasıdır. açlıktan ziyade alışkanlıktan ve sıkıntıdan yemek yiyoruz. halbuki vücudumuzda bize günlerce yetecek yağ stoğu var. zaten evrimsel olarak şişmanlamanın arkasında yeten sebepte bu.

    dikkat edilmesi gereken çok önemli iki nokta mevcut; birincisi şu: ilk birkaç gün içinde vücuttaki depo şekerin ve takriben suyun atılması elektrolit dengelerini bozma riskine sahip. dolayısı ile gün içinde elektrolit alımı önemli 2 gün veya daha uzun süreli oruçlarda. ikincisi önemli nokta ise oruç bitiminde tekrar yemek yendiğinde öne çıkıyor. keto/low carb gibi bir diyet takip edilmiyorsa, oruç sonunda oruçta tüketilen depo şekerin tekrar yerine konması önemli. dolayısı ile, kompleks karbonhidratlar ile, ne az ne çok, kararında karbonhidrat alımı önemli. her iki noktada kişiden kişiye değişeceğinden rakam vermekten imtina ediyorum. ilgililerin bol araştırma ve sonrasında kısa oruçlarda deneme yanılma ile ideallerini bulmaları tavsiye olunur.

    son olarak, hiçbir şey yememenin az yemekten çok daha kolay olduğunda sanırım oruç tutmuş herkes hemfikir olacaktır.
  • doktorlara danışılmadan yapılma sebebi zaten doktorların dikkafalılığı.

    bu konuda en ufak bir fikri olan doktor var mı? olup da hastası bu konuyu açtığında hastayı dinleyecek bi doktor var mı? hadi dinledi "bi deneyin bakalım ama durumunuzu takip edelim" diyecek doktor var mı?

    ben söyliyim, yok. klasik lafları duyup evinize geri dönersiniz. hatta diyetisyene sevk eder bi gereksiz nutuk da orada dinlersiniz. altı zeytin, kibrit kutusu peynir, iki dilim ekmek (tam tahıllı). evet.

    ben doktor olsam jason fung'ın yaptığı gibi bir oruç kliniği açardım kesin.
  • internette atıp tutan çakma gurulara inanıp mineral almadığı için envai çeşit sinir ve kas hastalıklarına yakalananlar, potasyum eksikliğinden kalp krizi geçirip ölenler var. internette herkes istediğini yazar çizer, "sadece su içeceksiniz yeaaa" diyenleri dinlerken sağlığınızı ve hayatınızı riske attığınızı bilin.
  • ketojenik beslenme ve intermittent fasting'in sıkı savunucusu ve takipçisiyim.

    bu beslenme şeklinde vücut yağ yakmaya adapte olduğu için kesinlikle acıkmadan, tansiyon düşmeden süresiz aç kalabilecek durumdayım. zaman zaman 24 saati aşan süreler yemek yemediğim de oldu.

    ama hiç bir şey beni daha uzun süre "yememek" konusunda ikna edici değil. otofaji ve faydalarının farkındayım ama ancak tedavi için çok gerekli olursa denerim, çünkü adapte olmuş bir vücut bile su orucunda kas ve organ dokusundan ufak ufak yemeye başlıyor. hele ki bu işlerde antrenmanlı değilseniz, vücudunuzu tanımıyorsanız bodoslama bu oruca kalkışmayın. kendinize dikkat edin.

    not: tek öğün beslenme de aslında etkili bir oruç şekli ve azar azar otofajiyi yaşatıyor. 10 günlük su orucu maratonu yapmaktansa 60 gün tek öğün yapın. hem zarar görmeyin, hem faydalarını yaşayın.
  • arkadaşlar 20+ gün su orucu yapmak gibi tırnak içinde “ekstrem” işlere ne zaman girersiniz biliyor musunuz?

    mecbur kaldığınız zaman.

    (bkz: su orucu/@princess eugenie)

    umarım hiçbir zaman mecbur kalmazsınız. ve umarım çevreniz ve sevdiklerinizden hiçbiri de mecbur kalmaz. bir gün mecbur kalanınız olursa yeşillendirin, elimden geldiğince yardımcı olurum.

    birkaç günlük veya bir aylık su orucundan da kimse ölmez, veya ölecek hale gelmez, merak etmeyin. açlık grevi veya ölüm orucu yapan insanlar bile aylar sonra o noktaya geliyorlar.

    ——

    ben bu işi kansere karşı koruyucu olarak yapıyorum. kilo verme bir yan etki.
    verilen kilo (günde yaklaşık yarım kilo) genelde aynı hızla geri alınıyor.

    ailenizde çevrenizde benim gibi kanser hastası olan varsa tavsiye ederim.

    bu konuda (fasting-kanser ilişkisi) nobel ödülü bile var... onlarca kitap, makale var.

    kanser tek çeşit midir? hayır. tedavisi tek midir? hayır. su orucu (veya hastanın o şekilde kaldırabileceği ölçüye göre ketojenik diyet) hepsine faydalı olur mu. evet.

    tıbbi tedavinin yerine geçer demiyorum. kemoterapi radyoterapi ve operasyona alternatif olarak önermiyorum, tamamlayıcı olarak, kt ve rt etkisini artıracak bir ajan olarak öneriyorum. kendim de aldım kt ve rt... ameliyat olamadım ben tümör şah damarımı ve yüz sinirlerimi çevrelediği için ve kafatasımın tam ortasında olduğu için.

    tıpta dokumante edilememiş ve çözümü bulunamamış, üzerine çalışılmamış bir sürü şey var. nadir rastlanan kanserler (benimki gibi, denk gelme ihtimali 1 milyonda 3, kafaya yıldırım düşme ihtimalinden daha az), çocuk kanserleri gibi. para etmeyince tıp camiası üzerinde çalışmıyor bu konuların. lokasyonu itibari ile benimki gibi opere edilemeyen, “ameliyat olursan kesin öleceksin olmazsan bir ihtimal yaşarsın” denilenler var, benimki gibi.

    dipg, glioblastoma multiforme var, korkunç bir hızda ilerleyen ve insanı çok yüksek ihtimalle kısa sürede öldüren, bunları araştırın.

    genelde yüksek hızda ilerleyen kanserler daha da iyi tepki veriyor su orucuna.

    gbm olup water fastle yıllarca yaşayan vakalar var. başka kesin etkili bir alternatif tedaviye de, çok okuyan, çok araştıran, parasını veri bilimi üzerinden kazanan ve istatistiksel anlamları çözebilen biri olarak ben pek denk gelmedim.

    şahsen ben kendim çok faydasını gördüm. benim kanserime sahip benden sonra teşhis alan kaç hastayı kaybettik. benim vakamda ölüm oranları 5 yılda %50, 10 yılda %100. ben (elbette şimdilik) sağlam şekilde ortalarda dolanıyorum, teşhisimin üstünden 3+ yıl geçti. üzerine çocuk sahibi oldum falan... başka tür kansere sahip olup, 6 aya ölürsün denip, benim dediklerimi uygulayıp sağasağlam ortada gezinenler var.

    ekstrem denemeler yapmak isteyenlere, gerçekten kötü durumda olanlara, bir şekilde yolu bu başlığa düşenlere ben yol gösterme amacıyla bu başlıkta yazıyorum.

    biliyorum ki değil türkiye’de, dünyada bu işi yapan insan sayısı az.

    peki kilo vermek için yapılamaz mı?
    yapılır. ama 12 kiloyu verip oh 24 günde kurtuldum demek için değil. geri alınıyor çünkü. büyük kısmı ödem ve bağırsaktakilerin boşalması ile oluyor.

    ama su orucu sistemi resetleyen, hızla işe yarayan, insülin direncini korkunç bir kolaylıkla düşüren harika bir yöntem. kilo verme ameliyatı düşünecek noktaya gelmiş, veya yüksek insülin dirençli tofi şişmanlar ve kilolular için diyete başlamak ve tutturmak, tutunabilmek çok zordur. hele ki gerizekalı düşük kalori yüksek karb diyetlerine. şişmanlar, hayatının bir döneminde şişman olanlar bilir o yemelere doyulamayan açlık hissini. bunu geçirmenin en kolay yolu su orucu. 3-4 gün sabredeceksiniz. ilk başlarda tek gün deneyip yavaş yavaş alıştıracaksınız.

    deneyecek olanlara kolaylıklar dilerim.
hesabın var mı? giriş yap