• bazen hiç akla gelmeyecek sahnelerde, hiç umulmadık bir şekilde yalnız olduğunuzu hissettiren anlardır.

    evdeki tadilat nedeniyle 2-3 gün kalmak üzere ananenin evine gidilir. bir kaç parça çamaşır ve giysi anne tarafından hazırlanmıştır. gece olduğunda yatmak için üstümü değiştireyim dediğinizde, halihazırda evdeki giysi dolabınızda yer aldığı halde, en rahat ettiğiniz gece şort-tişörtü ikilisi yerine farklı bir şort-tişört ikilisini uzatır anne. o anda bir tokat gibi yüzünüze çarpar yalnızlık. size hayatta en yakın kişi olan anneniz bile sizin favori gece şort-tişörtünüzün hangisi olduğunu bilmemektedir. ertesi sabah kahvaltıda ise ikinci dalga gelir. anne önünüze tahinli çörek koyar, ancak en sevdiğiniz kısmının kenarları olduğunu bilmiyordur, ortasından koymuştur. sizi en iyi tanıyan kişi bile zevklerinizin bir çoğundan bihaber iken dışarda bunu bilebilecek bir başka kişinin olma ihtimali yoktur ve siz yalnızsınızdır.
  • ramazan ayında bir akşam, eve gelinir ve kısa bir süre sonra akşam ezanı okunur.
    hiçbir ışığı yanmayan evin mutfağına girilir ve penceresinden dışarı bakılır. komşu apartmanlarda çoğu mutfak ve salon ışıl ışıl olup açık olan perdelerden yemek servisine özgü telaş izlenmekte, mutfak balkonlarındaki açık kapılardan gelen tabak, çanak sesleri duyulmaktadır.
    evde hazır hiçbir yemek yoktur. işte o an anneciğin evindeki, çorbaların servis edildiği ve tüm diğer yemeklerin hazır olduğu ramazan sofraları hatırlanır, bir de şimdi nasıl da uzak oldukları.
  • mutfaktadir, cikar gider sen geldiginde, televizyon izlerken yanina gidersiniz, kalkar gider koltuktan, merhaba dersin, devamini getirmeni istemedigi yarim agizla söylenen bir merhaba söylerken yüzüne bile bakmaz, artik o kadar soguktur ki onla oldugunuz anlar battaniyeye sarilasin gelir yaz sicaginda. sana kapiyi actiginda hic bakmadan arkasini dönüyor ve o an yaptigi i$e dönüyordur umarsizca, cogu zaman hic bi$i söylemeden disari cikiyordur ve yine hic bi$i söylemeden iceri giriyordur. sanki gizli bir sözle$medir aranizdaki suskunluk ve birbirinize binlerce soru sormamak icin, soru sormaktan yorulmamak icindir suskunlugunuz. i$te senin varligini bir an unutup bulundugun odaya gelmesiyle kacip nefes alacak bir delik arama anin var ya; o siktigimin anin. yalnizligini anladigin andir.

    ey yalnizlik! neden odadan kacacak bir ba$ka kapi bile acmiyorsun ve ikimizi sana gömüyorsun ve kabir azabina tek care olarak uzaktan kumandayi sunuyorsun?
  • cep telefonu o kadar uzun süredir çalmıyordur ki çaldığında umursanmaz, zil sesi unutulmuştur , başka birinin telefonu diye düşünülür, farkedildiğinde ise anlaşılır yalnızlık.
  • evde, gecenin bir köründe hastalıktan her tarafının kırılması, sevdiceğin uzaklarda çalışıyor oluşu, ev ahalisinin kıçında pireler dolaşması ve sigaranın bir süre önce bitmiş olması yalnızlığın anlaşıldığı anlardır.

    (bkz: çok yalnızım be sözlük)
  • yatmadan önce, telefonu şarja takmaya yeltendiğinde, şarjın en ufak azalmadığını gördüğün an.
  • bir kitabın daha bitirildiği andır
  • nefes borunuza kaçan yiyeceği evde sırtınıza vurarak yahut heimlich manevrası yaparak çıkaracak birini bulamayıp dört döndüğünüz andır.

    (evet bir dönem seks and the city izlemişliğim var, lakin comedymax'de bütün gün 3-4 bölüm arka arkaya veriyorlardı, ve evde yapacak başka birşeyim yoktu.)
    (evet biraz da ergendim o dönemler)
  • yediğiniz çikolatalı dondurmanın burnunuza bulaştığını gece uykuya yatmadan önce dişlerinizi fırçalarken aynada gördüğünüz andır.
  • yalnız olmayanların yalnızlık hakkında laflar söylediği anlardır bu anlar. aslında ne kadar da görüntülerden ve yalanlardan ibaretiz... ne kadar kolay kandırılabilir, ne kadar rahat bir şekilde olmadığımız, şu anda yaşamadığımız bir şey üzerine ahkam kesebiliriz, kendimizi oymuş gibi gösterebiliriz! o anda anlıyorsun ki yalnızlık anlatılmaz, algılanmaz. çünkü senin yerine yalnız olmayanlar konuşuyor. hissin daha da katmerleniyor çünkü belki en azından şuracıkta bunu ifade edebileceğini umuyorsun. tamam, yalnızlıkla ilgili de ahkam kesin siz! ne yaparsanız yapın! gidin, oralarda oradakilerle mutlu olun. kendi vahşi doyumsuzluğunuza ağlayın. doymayın, yiyin, yiyin, yiyin! alın, sömürün her türlü değeri.
hesabın var mı? giriş yap