ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bayramı evde yalnız geçirmek
-
hiç biriniz bayram sabahı 6:38 de bir şeyler çıkar umuduyla çöp karıştıran insandan yalnız değilsiniz, sabah gördüm namaza giderken içim parçalandı mk.
tanım: sorgulatır.
fifa 2005
-
çiftçinin yüzünü güldüren oyun. sürekli yağmur yağıyor anasını satayım...
piston aşağı indi
-
a380'nin güvenlik testlerinde bu hıza ulaşılamadı.
turgut özal'ı barnağından furdukları gün insanlar yere bu kadar hızlı yatamadılar.
gençliğim bile elimden kayıp giderken bu insanlardan daha yavaştı.
ve allah sizi inandırsın türktelekom istediği kadar fiberoptik döşesin bu hıza yetişemez.
atari salonunda jeton sahtekarlığı yapan nesil
-
flaşbakınla bi 15 yıl öncesine dönelim. sene 1997 civarı. her mahallede kesif bok kokulu atari salonları ve içinde cıvıl cıvıl bir nesil. gözleri dönmüş bir şekilde adukent, apargat çekenler, mustafa'yla kadillağa binip kendini miami'de sananlar, mortal kombat, tekken önünde bekleşen zayıf, çelimsiz bir elde ekmek arası domates peynir bebeler... işte bu nesil.
bizim buralarda ne hikmetse atari salonlarındaki aletlerin jeton giriş yeri köşeli değildi. bildiğin düz, yuvarlak bir delik anlayacağın. adam jetona 100 kuruş istiyor o zamanlar. lan it, 100 kuruşu bulsam gidip max, panda stix neyim alıp yerim, içinden beleş çıkar bir daha yerim. para mı basıyoruz biz? hah tam bu soruya müteakip benim jeton düştü. köşeli değildi tabi. ablamın para koleksiyonu kutusu richie richin gözlerindeki dolarlar gibi parladı bende. içinde yıllarca biriktirilmiş madeni para koleksiyonunu çekmeceden bulmamla birlikte soluğu atari salonunda alıp hunharca katletmem, ablamda yıllardır "bu benim koleksiyonlarım nerde gören var mı?" sorusuna dönüşmüştü tabi. ama günler haftaları haftalar ayları kovaladıktan sonra iktisadın en mühim konusu kıt kaynaklara yenik düşmüş, sadece domates peynirli ekmeğimle "bi el versene bak ben geçerim senin için" gibi dravdan laflar etmeye başlamıştım.
11 yaşlarındaki bu veletler için çareler bitmezdi yine de. bisikletlerin fren telini delikten sokup çıkarmak suretiyle sınırsız hak elde edebileceklerini anlamaları çok da zor olmamıştı. matematikte ilk defa x görüp saatlerce bu x ne lan diyen bu gençler bisiklet teliyle saatlerce atari oynuyordu.
taa ki baba atari salonunun kapısında eller cepte dikilip, o dayaktan beter bakışlarıyla seni süzene kadar... kafa yere çevrilir ve salya sümük eve gidilirdi. hakkını helal et amca. her akşam o kasayı açtığında gördüğün suudi dinarları, avusturya şilinleri için beni affet.
zorunlu edit: bazı arkadaşlar suudi dinarı olmaz demiş. arkadaş 12 yaşındaydım aklımda öyle kalmış. 15 yıldır ne suudi arabistan parası gördüm ne gazetelerin ekonomi sayfasını açıp suudi parasını merak ettim. sikimde de değil zaten :) . dinara sokim mustapha'ya bişey olmasın.
özgüveni olmayan gelinin sunduğu sevr antlaşması
-
sevgili yazarlar burada toplu olarak görünce çok gözünüze batmış ama bu zaten çoğu türk çiftin evliliğinden önce gördüğü yapılacak işlerin olduğu liste. takıların kekoluğundan bir de düğünde kız kardeşinin saçının kuaför parasına kadar ayrıntı düşünüldüğü için tabii bu gelin adayının karakteri hakkında yorum yapabiliriz. fakat evlilik hazılırlıpı yapanlar ve evlenenler bilir bu neredeyse bir to do list.
plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
-
hamaset nedir?
işte tam olarak budur.
plajlarımıza cesetleriniz vurduğu için özür dilemene gerek yok yavrum.
o plajlarda, çakal sürüsü gibi toplanıp, nargile çeke çeke, bağıra çağıra, gözlerinizle ve fotoğraf çektiğiniz kameralarınızla kadınlarımızı rahatsız etmeyin yeter.
bir de bu mağdur ayaklarını bırakın. kimse salak değil. mağdur ile yüzsüzü birbirinden ayırabiliyoruz.
kırılmak
-
hayat kırıklarla doludur. beklentiler ve gerçeklik birbirini tutmadığında, ricalar yankı bulmadığında, verilen sözler tutulmadığında içimizden gelen 'çıt' sesini duymuşuzdur hepimiz.
çoğu insan kırıkları sevmez. onları saklamaya, gizlemeye çalışır. bazen tekrar kırılmaktan korkar ve hayattan kaçınmaya, hayal kurmamaya başlar.
japonların çok sevdiğim bir sanatı var: kintsugi.
bu sanat kırılan nesnelerin kırıklarını altınla onarmak üzerine kurulu. kırıkları, çatlakları bırakın gizlemeyi, parlak bir altın rengiyle onararak görünür hale getiriyor kintsugi. çünkü nesne yaşanmışlıkla daha değerli hale geliyor. kırıklarına rağmen varlığını sürdürüyor. kintsugi, altınla kırıkları onore ediyor. yaşanmışlığı yüceltiyor ve bunu - en değerli madenlerden olan - altınla kutluyor.
depresyon tanısıyla takip ettiğim bir hastama bu felsefeden bahsetmiştim. geçenlerde geldiği seansta bana 'senelerdir ne kadar güçsüz olduğumu düşünürdüm. siz bana bunlardan bahsettikten sonra aslında bütün olanlara rağmen ne kadar güçlü olduğumu fark ettim' diyerek teşekkür etti. ilginç şekilde, bu konuşmanın aldığı ilaçlardan çok daha etkili olduğunu düşündüm o an.
gerçekten de kırıklarımız, bir anlamda bizim madalyalarımız. onlar bizim deneyimlerimiz, yaşamın tam içinde olduğumuzun kanıtı. onlarla var olmak aslında, onlara rağmen varlığımızı sürdürdüğümüzün ve ne kadar güçlü olduğumuzun ispatı.
en rahatsız edici ingilizce kelime
-
(bkz: recap) başka çağrışımlar yapıyor bana.
bilgisayar oyununda manzara seyretmek
-
grand theft auto v'i oynama sebeplerimden biri olan aktivite.
https://i.hizliresim.com/jw76br.jpg
https://i.hizliresim.com/0b6mqb.jpg
https://i.hizliresim.com/pw3znl.jpg
https://i.hizliresim.com/wqodly.jpg
https://i.hizliresim.com/290avq.jpg
özellikle yılbaşlarına doğru gta online'da şehire kar yağdığı zamanı iple çekiyorum. karda los santos'da dolaşmak şahsi favorim.
https://i.hizliresim.com/7ngdr5.jpg
https://i.hizliresim.com/ynlxkk.jpg
https://i.hizliresim.com/gw1615.jpg
yazın manzara için favori aktivitem ise los santos'un sualtı güzelliklerine dalmak. adanın etrafındaki tüm gemi, denizaltı, uçak batıkları ile sualtıda yer alan easter egglere dalmışlığım var. sualtındaki manzaralar da harika.
örneğin; fort zancudo'nun açıklarında düşmüş bir uçağın enkazı:
https://i.hizliresim.com/1gwqly.jpg
kuzeydeki ufo batığı:
https://i.hizliresim.com/6xznzv.jpg
https://i.hizliresim.com/0b6mrv.jpg
edit: resimler düzeltildi.
balık yedikten sonra helva yemek
-
şöyle bir baktım da nasıl yazılmamış anlamadım. balığın öldüğünü anlaması içindir.
edit: vay amk gene debe'ye girmiş şu bayat ve 500 defa tekrarlanmış espri. ıroniydi lan bu.