ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
latte ile mochanın farkını bilmeyen ezik
-
hangisinin tadını sevdiğini biliyor, tatlarını ayırt edebiliyor ve farklı kahveler olarak isteyebiliyorsa çok da önemli bir bilgi eksikliği yaşamıyor olan eziktir. sonuçta kahve üreticiliğine soyunacak değil. bu arada meraklıları için link değil de doğrudan burada bilgi verelim.
aslında türk kahvesinin de içinde olduğu yüzlerce çeşit kahve var, ama türkiyede türk kahvesi dışında bilinen bu kahveler espresso bazlı amerikan tipi kahvelerdir. espresso nedir diyeceksiniz. espresso tad olarak bizdeki türk kahvesinin telvesizi gibi düşünebileceğiniz koyu ve acı bir kahve. basınçlı kaynar suyun ince kahve partiküllerinden geçirilmesiyle yapılıyor. şurada daha detaylı anlatmış arkadaş. esp
şimdi espresso'yu bir kere elde ettik mi, ettik. sırasıyla...
a) espresso'yu sek içebilirsiniz. sert olduğu için sek haliyle bardak bardak içemezsiniz, yarım su bardağı kadar, veya tekila bardağı gibi bir büyüklükte yeter de artar. bu miktara kabaca "shot" denir. buna direk espresso, ya da expresso diyorlar, (okunuş hep "espreso").
b) espresso'yu küçük bardakta sek hazırlarken üstüne süt köpüğü koyarsanız buna macchiato denir.
c) espresso'yu suyla seyreltip içebilirsiniz. yani o yarısı espresso dolu bardağın kalanını kaynar suyla doldurabilirsiniz. buna "americano" diyorlar.
d) espresso'yu sütle seyreltip içebilirsiniz. yarısı espresso dolu bardağın kalanını kaynar sütle doldurursunuz. buna "latte" denir, daha doğrusu latte süt demek, ama sütlü kahve, "cafe au lait", anlamında latte diyorlar.
e) espresso'yu latte gibi sütle seyreltip, üstüne bolca da süt köpüğü koyarsanız buna cappucino denir.
f) espresso'yu latte gibi sütle seyreltip içine de çeşni olarak biraz erimiş çikolata (veya ucuzcular kakao) katarsanız buna mocha deniyor. yani varsa ezik hisseden arkadaşlar için, mocha dediğinin çikolata soslu latte olur, aralarındaki fark çikolatadır.
g) çift espresso'yu sütle seyreltebilirsiniz. bol espresso'lu latte elde edersiniz yani, bu biraz sert olur. sabah uyanmak isteyenler için ideal olabilir. buna cortado deniyor. menülerde yazmaz genelde, özel olarak isterseniz bilirler.
kabaca hep aynı şey yani. espresso'yu, su veya sütle seyreltilmiş olarak ya da sek olarak hazırlıyorsunuz, ek olarak çikolata ya da süt köpüğü koyuyorsunuz. sonra bir adı oluyor.
not: bir sınıfçılık aracının daha köküne baltayı vurduk, mutluyuz, gururluyuz.
johnny depp
3 bin kayıkla amerika'ya giden berberi sultanı
-
günümüzde yaşasa 3000 f-16'yla mars'a gidecek sultandı. kısfmet...
çok güzel olmasına rağmen evde kalmış kız
-
doğum gününden bir gün önce ablanın evine gidilir, yaş 33.
abla 8 yıl önce sıradan bir adamla evlenmiştir, kız kardeş anlam verememiştir bu duruma, dünya da bu kadar yakışıklı karizmatik erkek varken neden bu adam diye...
o sıralarda kendisi çok parlak bir adamla çıkıyordur, ve arka planda onunla sevgili olmak isteyen başka erkeklerde vardır. (kızımız güzel sonuçta)
halihazırda sevgilisi olan adam kıza evlenme teklif eder, ama kızımız maymun iştahlıdır, sonuçta bir ömür geçirilecek ya ötekiler daha iyiyse...
yıllar böylece geçiverir daha iyisi daha iyisi derken.
bir gün kızımız bakar etrafında parlak, karizmatik, yakışıklı erkekler dolaşmaz olmuş, insanlar onu birileriyle tanıştırmaya başlamış kendi yeteneğini kaybetmiş gibi…
“şöyle bir adam var, ama boşanmış, ama çocuklu” vs. laflarını duymaya başlar kızımız. inanmak istemez duyduklarına, tamam yaş ilerlemiş olabilir ama hala güzeldir, hala ruhu herkesin peşinde koştuğu o kızın ruhunu taşımaktadır.
gece olur, abla enişte ve iki sevimli çocuk yatak odasına uyumaya giderler, içeriden sohbet ve gülüşme sesleri gelir, sıcacık bir yuvanın gülüşme sesleri...
kızımız koca salonun kanepesinde gözlerini tavana dikmiş uyumaya çalışmaktadır. daha önce kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemiştir.
gözlerini kapatır, sabah olduğunda geçmişteki güzel günlerine uyanabilmek umuduyla,
sabah olur, gözlerini açar güzel kızımız; yaş 34.
edit: güzel kızımız şuan evli ve çocukludur. boş yere ümitlendirdiği için kızanlar olmuş :)
kara harp okulu'nun türbanlı ilk mezunu
-
başörtülü imam istiyoruz!
çocukluk yıllarını hatırlatan kokular
-
kimse de dememiş ki çatapat
sıcak süt içerken kaymağın ağza gelmesi
-
babamdan dayak yemesem de dayak gibi laf işitme sebebim: "patolojik sesler çıkarma hayvan herif".
(bkz: doktor çocuğu olmak)
12 nisan 2009 galatasaray fenerbahçe maçı
-
guiza'nın kırmızı kart bile göremediği maçtır
yeni neslin irite eden söz kalıpları
-
mezuna kalmak zirvededir. söyleyenin ağzının ortasına kürekle vurmak istiyorum.
bir kadına söylenebilecek en kötü şey
-
"sen de kadın mısın?"
vedat milor'un ölümden dönmesi
-
restaurant sahibi olupta vedat milor'a terso davranmak? üstelik çalışanının sanane lan diye ittirmesini savunmak? vay hımınıa dünya yürek yiyenlerle dolu.
7 senelik ilişkinin bittiği gün
-
7 senelik ilişki öyle bir anda bitmez. eğer bitecekse öncesinden mutlaka hissedilir. bir anda bitiyorsa mutlaka tekrar barışılır.