hesabın var mı? giriş yap

  • yunanistan sınırını açacaksın
    afganları surileri pakileri avrupaya göndereceksin.
    yunan askeri bunları vurdukça canlı yayında insanlık dramı olarak yayınlayacaksın.

    --- spoiler ---

    nüfusunun 5' te 1'i mülteci besleyen türk ekonomisi sonunda battı. daha iyi yaşam şartları için avrupaya gitmeye çalışan mülteciler yunan askeri tarafından öldürülüyor.
    --- spoiler ---

    burdan devlette yetkililere söylüyorum. bak bu tarz propagandayı yapacak ingilizce bilen az biraz kafası çalışan adamınız yoksa ben gelir hallederim.

  • büyük bir fabrikada nitelikli bir iş makinesini kullanıyordum, fabrikadaki maaşlar hemen hemen aynıdır, makineyi kullandığım için benim maaş biraz daha fazlaydı..

    makineye verilen tabakanın işleme süresi 15-20 dakika, bazen yarım saati bulurdu, bende makinenin başında, öylece beklerdim,

    işim çok rahattı, çalışma saatleri nizamidir, servis var, cumartesi pazar iş yok, ara sıra cumartesi mesai olurdu, sigorta var, maaşlar aksatılmadan ödenirdi,

    bu işimi bırakıp kendim iş kurmaya verdim, patronum severdi beni, -bırak oğlum, yapamazsın, çalış işte- derdi, en sonunda vadalaşırken -allah göstermesin yapamazsan, kapatacak olursan buranın kapısı sana hep açıktır- demişti.

    kendi işimi kurdum, ilk başlarda iyiydi, bazen iş olur bazen olmazdı, işler çok olduğu zaman -nasıl yetişecek- sitresi, işler az olduğu zaman -giderler, ödemeler- sürekli insanın aklında.

    kira stopajı, muhasebe ücreti, ssk bağkur primleri, kira, çalışan maaşları, ödemelerin ardı ardası kesilmiyor, 1 hafta 10 gün iş olmazsa sıkıntılar başlıyor,

    akşam eve gidiyorum, sürekli aklımda iş oluyor, arkadaşlarımla herhangi bir ortamda takılıyorum, yine aklımda iş var, aklımdan bi türlü atamıyorum, acaba şu işi alabilecez mi, alsak yetiştirebilecekmiyiz, yetişdirdik diyelim ödeme yaparlar mı?

    kafamda öyle bir sitres oluşdu ki, sakalım ve saçlarım hızlı bir şekilde beyazlamaya başladı, ne büyük abimde nede kardeşlerimde sacında sakalın beyazlık yok,

    halen işimin başındayım, gittiği yere kadar diyorum, ama gidecek yer kalmadı.

  • açıklama yapmış futbolcu.

    yine şeref, onur, allah, millet ne var ne yok katmış önüne. kimseye hesap vermezmiş (saldırmak ne zamandan beri kanunen hesapsız kalıyorsa kafasında) de, oymuş buymuş. 3 yaşındaki çocuğun imla bilgisiyle, 3 iq'lu çomar manevi duygularını ortaya dökmüş, anca bu çıkabilmiş ortaya.

    bu delikanlılık falan da çok sökmez arda, kulüp bulamayacağın günler de gelicek, çok yakında.
    allah'tan başka kimseden bi' şey istemezmiş, allah için mi çektin lan referandum videolarını?

    sizin gibi çomarlar yüzünden ahlak, allah, maneviyat, aile, şeref, onur bütün bu kelimelerin içi bomboş kaldı, kafalarınız gibi.

    barcelona'dan osmanlıspor'a müthiş kariyer hikayeni okumaya az kaldı.

    not: milli takımı bıraktım olayını yemeyin, kovuldun arda kovuldun.

    edit: uyarı ve tavsiyeler sonucu yumuşatıldı, içimden gelenleri kaldırmak zorunda kaldım.

  • donmayan buzdolabı, ısınmayan fırın ozellikleriyle on planda olup diger marka beyaz esyalarla uyumsuz calisacaktir. siemens'in yikadigi çamaşırı apple'in utusuyle utuleyemezsiniz mesela.

  • amber heard ve johnny depp arasında geçen ve beni çok etkileyen, rahatsız eden tartışma kaydı. kendi yaşadıklarımı gördüm resmen. karşında her fırsatta, her sorunda sana saldıran, seni suçlayan, konuşmana izin vermeyen, konuştuğunda her kurduğun cümleden cımbızla bir şeyler çeken ve onlarla tekrar saldıran bir kadın. bu şekilde iletişim olmaz. iletişim kuramıyorsan da o ortamdan uzaklaşmak en iyisidir.

    benim için çabalamıyorsun diyor. çabalamamaktan kastettiği; bağıra çağıra kavga etmemek, birbirine bir şeyler fırlatmamak, şiddet uygulamamak, o an uzaklaşıp tarafların sakinleşmesi için fırsat yaratmak. bence johnny depp en iyisini yapıyor. çünkü insanlar sinirliyken, öfkeli iken, birbirlerine bir şeyler fırlatıyor ve şiddet uyguluyorken sağlıklı bir şekilde tartışılamaz ve kesinlikle olaylar daha da şiddetlenir ve daha da kötü bir hal alır. karşında sürekli sana saldıran, sürekli suçlayan bir kişi varken yapabileceğin en doğru şey o ortamdan uzaklaşmaktır.

    karşında bu şekilde sana sürekli saldıran bir kişi varken ça-ba-la-ya-maz-sın. adım atamazsın. zeytin dalı filan uzatamazsın. böyle bir durumda karşılıklı adımlar atılmalı değil mi? sen adım atıyorsun ama karşındaki saldırmaya devam ediyorsa adım madım atamazsın. atmamalısın da. çünkü karşındakinin istediği sorunu çözmek, ilişkiyi düzeltmek filan değil. karşısındaki kişinin koşulsuz olarak ona biat etmesini istiyor ve sürekli tartışacak bir şey bularak mağduru oynamak istiyor. çünkü egosunu mutsuzlukla besliyor. bu tarz insanları mutlu edemezsiniz. bunlar ne olursa olsun mutsuz olacak, tartışacak bir şey bulurlar.

    amber heard’ ın yaptıklarını -sadece bu kayıtlarda değil- johnny depp yapsa adam linç edilirdi, belki de hukuki ceza alırdı. tam bir ruh hastası. ben olsam bu zamana kadar bile yanında durmazdım bu kadının. bir de adama benim için çabalamıyorsun diyor. sözlükte de benzer başlıklar açılıyor. (bkz: bir kadın için çabalamayan erkek)

    adam sussa psikolojik şiddet, konuşsa şiddet, bağırsa şiddet, ona vurana vursa şiddet, tartışmada şiddet varken karşılık vermeyip kaçınca korkak. ne istiyorsunuz? ne yapalım? erkek sürekli kadının etrafında pervane olsun, aklı olmasın, karşı bir görüşü olmasın, kadının her dediğini kabul etsin, sürekli onun için bir şeyler yapsın, tartışmasın, kadın bağırırken ve şiddet uygularken kaçmasın, gel dediğinde gelsin, git dediğinde gitsin, her türlü komutu alarak istediklerini yapsın, bazen de komut vermeden istediklerini tahmin ederek de istediklerini yapsın. affedersiniz ama s.çarım ben böyle ilişkiye. ben istemiyorum. yalnız yaşarım daha iyi.