ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
reise yaranayım derken ahiretini yakan teyze
-
teyzenin manevi birikimi tek cümleyle shift delete oldu
barda 98 bin lira hesap gelmesi
-
bir tanesinin ingiltere bakkal şişe fiyatı 360 pound, diğerinin 130 paund olan iki farklı şampanyadan 9 şişe, 75 cl si 130 paundluk şampanyanın daha lüksünün 150 cl'liklerinden 7 şişe(fiyatını bulamadım ama düz orantıyla yutdışı fiyatının 450 paund civarı olduğunu tahmin edebiliriz), 1 şişe orta halli şarap, 8 bardak sambuca(bir çeşit italyan likörü) ki bunun da avrupa market fiyatı 20 euro civarında, asıl bombaya geliyorum, şişesi 6 litre olan belvedere marka votkadan(şişesi 300 paund civarı) 3 şişe içen insan topluluğunun ödediği hesaptır.
şimdi hesaplarsak aşağı yukarı 28 litre içki içmiş bu arkadaşlar. migrosa gidip 70'lik rakı alıp evde içseler ödeyecekleri hesap 2280 lira. ya da içkinin çok daha ucuz olduğu ingilterede bu içtiklerini gidip marketten alıp içseler, aşağı yukarı ödeyecekleri para: 6000 küsür paund, kaba hesap 20 bin lira. türkiyede içki fiyatlarının 2'ye katlandığını düşünürsek evde 40 bin liraya içerler. türkiyede istanbulda öğrenci barlarının bile içkileri etiket fiyatının 2 katına sattığını düşünürsek bodrumda, barda, hem de yabancı içki, iyi içmişler bence. grup indirimi almış olabilirler
lösev'e bağış yapmayı saçma buluyorum
-
1991 yılında kardeşimi lösemiden kaybettik. o zamanlar ne lösev vardı ne de tedavi ettirecek durumumuz. şimdi her ay löseve elimden geldikçe bağış yaparım. bir çocuğun bir gün bile fazla yaşamasını sağlarsa helali hoş olsun.
krediyle 10 ev alıp borcunu kiralarla ödemek
-
krediyle banka alıp, müşteriye kredi vererek daha daha fazlasını kazanırsın önerimle ortama giriş yaptığım müthiş fikir
taksiciler battı mutlu musunuz
-
üzüleyim diyorum, birden aklıma patlayan bombadan sonra 100 dolar tarife açan taksiciler geliyor, uberi duraklarına çağırıp dövmeleri geliyor, sonra birden vazgeçiyorum ve daha beter olmalarını diliyorum.
ayrıca;
(bkz: svihs)
eski sevgilinin unutulmayan sözleri
-
"ben ayrıldığım kişiye geri dönmem"
evlendik.
hatırlamakla kalmıyor haftada bir kaç kez kendisine de hatırlatıyorum.
göbeklitepe
-
urfa civarlarında bulunan, üzerinde milattan öne on binli yıllardan kalma bazı yapıların ve kabartma sanat eserlerinin bulunduğu tepe.
- tepe üzerinde devasa boyutta taşlar ve bu taşların üzere işlenmiş bazı sanat eserleri bulunuyor.
- yakınlardaki taş kaynaklarının uzaklığı ve işlenmesi için gerekli insan gücü düşünüldüğünde bu anıtların yapılması için bin kadar insan çalıştırılması gerektiği tahmin ediliyor.
- bu sayıdaki insanın böyle bir işte çalışması için bölgeye yakın bir yerde konaklaması gerekir.
- bu kadar çok insanın bölgeye yakın bir yerde konakladığına göre bu kişilerin bir şekilde beslenmesi gerekir.
- bir arada bulunan bu kadar çok insanı toplayıcılık ya da avcılıkla doyurmak mümkün değildir.
- binlerce farklı yabani buğday türü üzerinde yapılan çalışmalar bu bölgede kendiliğinden yetişen buğdayın genetik yapısının bugün tarımda kullandığımız ekilebilir buğdayla neredeyse aynı olduğunu gösteriyor.
- insanın mağra duvarlarına resim çizmekten vazgeçmesi başka bir deyişle avcılık ve toplayıcılık üzerine kurulan mağra yaşamını terketmesi bu anıtın yapımıyla aynı yıllara rastlıyor.
özetle: insanın muhtemelen ilk kez tarım yaptığı, yerleşik hayata geçtiği, mağra duvarlarına resim çizmekten ziyade, sistematik bir biçimde sanat yapmaya ve kültürel birikim oluşturmaya başladığı yer, başka bir deyişle ilk "uygarlık"'ın kurulduğu yer ülkemiz toprakları içinde.
peki biz ne yapıyoruz?
kızının erkek arkadaşından dayak yiyen baba
-
kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.
babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.
millet ittifakı'nın erzurum'da tokadı yemesi
-
o tokat dediğin şey milletin iradesine yapılan bir saldırıdır.
(bkz: engelle)
(bkz: başlıkları engelle)
edit: sanırım başlık sahibi yazarla aynı fikirde olan ve mesaj gönderen bir çaylağı da görsel olarak ekliyorum ve takdiri size bırakıyorum sayın yazarlar.
görsel
atatürk'e ingiliz ajanı diyen türk jandarması
-
son durum: kars valiliği açıklama yapmış:
disiplin soruşturması açılmış soruşturmanın selameti açısından görevden uzaklaştırılmıştır.
valilik duyurusu
bugün facebook'ta paylaşılan bir atatürk videosu altında yorumuna denk geldiğim rafı ceran isimli jandarmanın yüz karası astsubay.
türk jandarması bünyesinde atatürk ve cumhuriyet düşmanlarını mı barındırarak koruyor türkiye cumhuriyetini?
söz konusu atatürk videosu
jandarmanın fetö ağzıyla yaptığı yorum:
atatürk'e ingiliz ajanı demesi
profili gezilirse kendisinin atatürk ve milli mücadeleyi aşağılayan daha bir çok paylaşımı bulunabilir.
facebook profili
bir 15 temmuz daha yaşamak istemiyorsak umarım bu gibi adamlar turk jandarması ve ordusundan temizlenir.
edit: facebook hesabını kapatmış yeni fırsatım oldu edit yapmaya. şikayet etmek isteyenler için kendisinin facebook'ta yazdığı aktif görev yeri kars arpaçay doğruyol jandarma karakol komutanlığı.
bazı arkadaşlar mesajla soruyor atatürk eleştirilemez mi diye, elbette eliştirilebilir. ama milli mücadelenin liderine ingiliz ajanı ve çanakkale'nin kıçı boklu bir yarbayı demek başka bir şey. hele de bunu diyen bir türk jandarması olunca..
burada hesabındaki tüm benzer paylaşımları özetlemişler
edit3: an itibariyle krttv, t24 gibi bazi ulusal yayin organlarinda haber konusu olmustur. umuyoruz ki gereken cezayi alacaktir.
haber 1
haber 2
haber 3
haber 4
edit2: rafi ceran isimli halen kars arpaçay doğruyol jandarma karakolunda görev yapan bu astsubay kd. başçavuş facebook hesabını tekrar açmış, atatürk'e hakaret içeren paylaşımları olduğu gibi durmakla beraber tüm kişisel bilgilerini temizlemiş. umuyorum bu rezil adam ulusal basında da gündem olur da savcılar ve içişleri bakanlığı harekete geçer. türk jandarması içindeki atatürk düşmanlarını temizler.
facebook profili
90'ların unutulan şarkıcıları
-
mansur ark tabii ki. geçen sabah uyandığımda, ise gitmek için giyinirken sana demedim miyi söylediğimi farkettim. sonra güldüm. çünkü insanlar mansur ark şarkıları söylerken gülerler.
izmir
-
geçen hafta ziyaret ettiğim şehir. fena da gezmedim hani. bir ankara'lı olarak notlarım:
-şehir uygar beyler, yapacak bir şey yok. ankara'nın yiğidolarını aratmayacak insanların yoğunlaştığı semtler olsa da, şehirde genel olarak bayan arkadaşlarımız rahatlıkla istedikleri gibi gezebiliyorlar.
ankara'da benim bile şortla rahat gezemediğim semtler varken, burada 3 parmaklık şortla gezen hanımefendiler vardı. gene semtten semte değişir tabi ama, hoşuma gitti bu kendi işine bakmacılık.
-dediğim gibi laf atma, bıyık burma, apaçilik falan pek görmedim. en apaçi ben olabilirim.
-istanbul'un vapur keyfini daha kompakt olarak, istanbul gibi leş olmayan bir şehirde yaşama imkanı sunmakta. vapur yolculuğu da çok uzun değil zaten, tam kararında kalıyor.
-alsancak, kordon falan çogzel.
-efsane zannediyordum ama 3 gün boyunca çirkin kız görmedim lan. üstelik sen onlara bakınca onlar da sana bakıyor! biz böyle görmedik olum, elim ayağım karıştı ne yapacağımı bilemedim.
-alsancak'ta gece vakti çimlerde oturacak yer yoktu neredeyse, birasını kapan gelmişti. hayır ağlamıyorum gözüme bir şey kaçtı :' (
-toplu ulaşım ücreti ankara'nın yarısı. i.melih gökçek başgana selamlar.
-insanı güleryüzlü, selpakçıları laftan anlıyor, çingeneleri sevimli, tarihi bina bar olmuş lan daha ne olsun.
-sanırım maddeler halinde yazmayı seviyorum.
resmi olarak ciddi düşündüğüm bir şehir olmuştur izmir, şimdi o düşünsün!
sma furyası
-
sanki bunca para, tek tek çocuk tedavisine değil de bu tedavi yönteminin ucuzlatılmasına harcansa daha fazla sma hastası çocuğun yararına olur gibi geliyor ama yine de emin değilim.