ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ercan saatçilik
-
(bkz: marlon brandacılık)
sabahattin ali
-
oflu bir baba ve bandirmali bir anneden 1907 yilinda gumulcine'de dogmu$, turk yazininin en onemli isimlerinden biri olmayi ba$armi$, 1948'de ise katledilmi$ olan aydin..
hifzi topuz'un eski dostlar adli kitabinda anlattigi uzere, 1928-1930 yillari arasinda egitim icin almanya'da bulundugu donem sabahattin ali'nin ya$amina yon veren bir donem olmu$.. her $ey tren yolculugu sirasinda upton sinclair'in romani oil'i okumasiyla ba$lar.. yillar sonra rasih nuri ileri'ye anlattigina gore sabahattin ali, bu kitabi bitirince, "bu romanda olanlarin onda biri dogruysa namuslu bir insan mutlaka solcu olmalidir." der..
yine ayni kitapta anlatilan bir aniya gore, sabahattin ali'nin aydin ortaokulu'nda almanca ogretmenligi yaptigi donemde, istanbul'dan donu$lerinden birinde trenden inmi$, bir de bakmi$, istasyondaki sivil polis kendisini izliyor. sabahattin ali'nin elinde iki valiz varmi$, hava da sicak mi sicak, polis de pe$inden geliyor.. ali biraz yurudukten sonra, durmu$, polis memuruna,
"nasil olsa eve kadar pe$imden geleceksin," demi$,
"hava da sicak, bari $u valizin birini de sen te$iyiver."
adam da bir an $a$irip duraklami$, sonra da, "pekala, insanlik oldu mu?" demi$ ve bavulun birini yuklenmi$, iki eski dost gibi ahbaplik ede ede eve kadar gitmi$ler..
ne şam'ın şekeri ne arabın yüzü
-
osmanlı döneminde istanbul tahtakale'de açılan ilk kahvehane olan kiva han'in sahipleri suriyeli şems ile arap hakem'dir. bu ikili osmanlıda hem kahvenin hem de yeni kahvehanelerin önünü açar. kahve tüketimi arttıkça çubuk, tütün, afyon, nargile tüketimi de beraberinde artar. halk sınıf ayrımı gözetmeksizin bu yeni eğlence mekanlarına akın eder ve kısa sürede kahvehaneler bu sayılanlara ek olarak "her tür numaranın" döndüğü ve döndürüldüğü yerler haline gelir. bu durumdan rahatsız olan yönetim ve yönetime yakın kişiler, şeyhülislam'a fetva çıkarttırarak kahveyi ve kahvehaneleri yasaklattırır. işte o yasaklar!! (bkz: #17037419)
yasakla beraber kahveler hışımla denize dökülür, kahvehaneler kapatılır ve uzun yıllar halkı soğutmak için bu söylem kullanılır --> ne şam'ın şekeri ne arabın yüzü
zira o dönemde şeker şam'dan (akılları sıra suriyeli şems'e gönderme yapıyorlar), kahve ise araplardan gelmektedir (arabın yüzüyle de hakem'e laf geçiriliyor, hani kahve de arabın yüzü gibi koyu renk ya) olmaz olsun deniliyor olmaz olsun! bugün gelinen noktada ise ambargolarla şeker az miktarda ülkemiz pancarından, bol miktarda amerika ektirmesi mısırdan, kahve ise brezilyanın çöpe atılacak bunlar kenarda dursun diye ayıklanmış kahvelerinden gelmekte.
dipçik not: merak edenler için, şems ve hakem bu yasaklar yüzünden tekrar kendi ülkelerine dönene kadar kahvehane işinden hayli iyi para kaldırmış evet.
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: benim son başkanm ahmed necdet sezer
`entry:`
göreve geldiği ilk gün personel sayısını azalttı. mutfak masraflarını kendi cebinden ödedi.
limuzin makam aracını reddetti.
hacettepe hastanesine sivil araçla gidip sıra alarak muayene oldu.
köşkte mesai düzeni uygulattırdı. saat 17 de guvenlik görevlileri hariç herkesin isi bırakmasını istedi
cumhurbaşkanına tahsis edilen gocek ve florya ya hic gitmedi.7 yıl boyunca tatile çıkmadı.
kırmızı ışıkta durdu. özel ziyarette benzin parasını cebinden ödedi .
simdikilere baktığımda neler kacirdigimi çok iyi anlıyorum .benim son cumhurbaşkanm ahmed necdet sezerdir.
aşık olunan kızın tecavüze uğraması
-
espri yapması çok kolay bir konu gibi geliyor değil mi size? nasılsa başınıza gelmez değil mi koçum? tecavüz edilenler zaten kuyruk sallamıştır he mi aslanım? o öyle değil işte söyleyeyim. sen bir anda duvara tosluyorsun hayatta, son hızla hayal dünyasında koşarken hem de.
aşık olduğu kız tecavüze uğramış bir adam tanıdım ben bir defasında. nefes almayı unutmuştu sanırım. görmeyi, konuşmayı, duymayı unutmuştu. ha gerçi o, aşık olduğu kızı bakkaldan aldığı çikolataya da benzetmiyordu o yüzden ne dediğimi anlamayabilirsiniz.
osmangazi köprüsünün zamdan önce kapatılması
-
sanki koskoca osmangazi köprüsü değil, zamdan önce sigara istifleyen bakkal. o beş dakikalık sürede kaç liralık kâr etmiş olabilirsin - ki aradaki zararını zaten devlet bizden alıp sana veriyor.
küçücük hesapların adamları kocaman yerlere gelmiş memlekette.
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
-
benim bir keresinde "tapu and kadastro" demişliğim vardır. valla kimse üstüme gelmesin, anca o kadar çevirebilmişim. yine de büyük bir alkışı hak ettiğimi düşünüyorum. varsa, çay da alırım.
yaran diyaloglar
-
mekan: sakarya üniversitesi eğitim fakültesi b blok 3102 nolu salon
ders: eğitim tasarımı
öğretmen: soru 4 yazın öğretim tasarımına koyulan...
öğrenci: öğretim tasarı...?
öğretmen: ...mına koyulan
2. quiz ve 70 kişilik sınıf iptal oldu.
s-mine
-
kara mayınları, çinliler tarafından moğol istilalarını püskürtmek için kullanıldıklarında 13. yüzyılın başlarında bir kavram olarak var olurken, modern kara mayınlarının ise almanya tarafından geliştirildiği bilinmektedir. birinci dünya savaşı sırasında almanlar tarafından yoğun bir şekilde kullanılan silahlar o kadar etkili olduklarını kanıtladılar ki, diğer savaşan güçlü ülkeler tarafından hızla kopyalanıp kullanıldılar. hitler 1933'te almanya'nın gücünü ele geçirmesiyle, kara mayını teknolojisi bir kez daha askeri araştırmaların ön saflarına geldi. bu süreçte schrapnellmine 35 (şarapnel mayını 35), kurbağa madeni veya zıplayan betty olarak adlandırılan s-mine geliştirilmiştir. kendi sınıfının en iyilerinden birisi olarak s-mine müttefik kuvvetlerin çekindiği bir silah haline gelmiştir.
s-mine fiziksel olarak, içine toz haline getirilmiş veya tnt dökülmüş küçük bir silindir şeklindedir. her mayının tepesinde, fırlatıldığında içerideki patlayıcının patlamasına neden olan bir fitil vardır. s-mayınını benzer cihazlardan ayıran şey, anında patlamak yerine, takıldıktan yaklaşık dört saniye sonra patlayacak şekilde tasarlanmış olmasıdır. onu ölümcül derecede etkili kılan bir diğer önemli ayırt edici özelliği, fitilinin yerde patlamak yerine mayının gövdesini yaklaşık bir metre havaya fırlatacak şekilde tasarlanmış olmasıdır ki bu noktada şiddetli bir şekilde patlama özeliği göstermektedir. bu yüzden testis yüksekliğinde patlayacak şekilde özel olarak tasarlanmış olması bir silahta bu iki kat ürkütücüdür. ingiliz askerleri bazen s-mayınını testisler için kullanılan argo kelime bollock kelimesini kullanarak "debollocker" olarak adlandırmışlardır. ölümcüllüğü en üst düzeye çıkarmak için, s-mine'ın gövdesi dışarıya yüksek hızlarda fırlatılacak yüzlerce çelik bilyalı rulmanla doldurulmuştur.
https://www.youtube.com/watch?v=pfbhcqrktno
müttefik devletlerin s-mayını ile bilinen ilk karşılaşması 1939'da, 2.dünya savaşı'nın başlamasından kısa bir süre sonra saar taarruzu sırasında gerçekleşmiştir. alman güçleri bölgeyi o kadar yoğun bir şekilde mayınladılar ki, alman topraklarına yönelik bir fransız saldırısı durdurulmuştur.
savaş boyunca, nazi mühendisleri zaten ölümcül olan bu silahta iyileştirmeler yapmaya devam ettiler. "glasmine 43" olarak adlandırılan ve 1943'te geliştirilen bir cam versiyonunu geliştirdiler. büyük ölçüde tespit edilemez olmakla birlikte o dönemin mayın dedektörlerine göre, cam şarapnelin x-ışınlarının tespit etmesi daha zor olduğu için kısmen de olsa enfeksiyon riskinin artması, bu nedenle yaralanan bir kişinin çalışmasını çok daha zor hale getiriyordu.
müttefik askerlerin yaklaşabileceğini düşündükleri hemen hemen her yere s-mayınlarını çim tohumu gibi diken alman güçlerinin ötesinde, aynı zamanda anti-tank ve araç mayınlarının etrafına akıllıca s-mayınları serpiştirdiler. böylece araçların içindeki askerler devre dışı bırakmayı planlamışlardır. harap olmuş araçtan çıkan askerlerin s-mayınları tarafından etkisiz hale getirilecekti.
d- day yani normandiya savaşı'ndan sonra bazı alanların mayınlarla ne kadar doygun olduğuna bir örnek olarak müttefikler sadece pouppeville çevresindeki kum tepelerinde 15.000'den fazla patlamamış mayın bulup çıkardılar. dahası, 2. dünya savaşından sonra müttefik kuvvetler, batı avrupa'da ellerinden geldiğince çok mayın kaldırmak için yaklaşık 49.000 alman savaş esirini askere almıştır. yine de, bu büyük miktardaki insan gücüne ve mayınların yerleştirildiği yerlere dair titizlikle tutulan nazi haritalarına rağmen, bugün hala özellikle kuzey afrika'da ve doğu avrupa'nın bazı bölgelerinde, seyahat edilmesi güvenli olmadığı düşünülen alanlarda patlatılmamış 2.dünya savaşı dönemi mayınları olabiliceği düşünülmektedir.
kaynak:
https://www.cs.mcgill.ca/…edia/wpcd/wp/s/s-mine.htm
https://en.wikipedia.org/wiki/s-mine
fenerium sitesindeki inanılmaz tatlı model kız
hasan can kaya'yı izletmeyen eşinden boşanan kadın
-
programin izlenmesi dusunce buralarda ucuz reklamlara dustu anlasilan.
22 haziran 2010 yunanistan arjantin maçı
-
yunanistan'ın bozulan ekonomisinin damga vurduğu maç. dudağı kanayan yunanlı oyuncuya yokluktan sadece pamuktan bıyık takabildiler. adam levent kırca'ya döndü, ordan oraya koşup duruyor yazık. bir müslüman da çıkıp bepanthene merhem sürelim demedi, inanılır gibi değil arkadaş...
xiaomi'nin telaffuzu
-
türkçe olarak şiao mi şeklinde okunması gereken hede. oradaki xiao’nun anlamı küçük, mi’nin anlamı ise pirinç. telefon markasının literal anlamı küçük pirinç oluyor.