ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
osuruktan teyyare selam söyle o yare ingilizcesi
-
(bkz: airplane from fart, say hi to sweetheart)
edit: bu entry gelen istekler üzerine lover yerine sweetheart yazılma bağlamında editlenmiştir. sweetheart yazan arkadaşlardan çalınmamıştır. @sureyalizm adlı arkadaşa da selam çakalım ilk sweethearth'ı o yazmış . bana düzeltmem için mesaj atan arkadaşlar ondan görmüş sanırım.
elf düğününde havaya ok atmak
-
magandalığın orta dünyada vuku bulmuş hali.
yazım hatalarını uyaran insanların asosyal olması
-
cehaletinizi yüzünüze vuran insanlara asosyal, ezik demeniz sizin kompleksli birer cahil olduğunuzu gösterir.
yazım yanlışlarım varsa beni uyarın. bilgili ve görgülü suser'lara selam olsun.
bir gün ölecek olmak
-
montaigne ünlü olmadan önce ölüm hakkında çok kafa patlatan ve ölümden endişe duyan bir insanmış zira en iyi arkadaşı etienne de la boetie'yi, babasını, erkek kardeşini ve ilk çocuğunu kaybetmiş; sen ben kadar, belki daha fazla ölüm düşüncesi kafasını meşgul edermiş.
bir gün malikanesinde çalışanlarla beraber çıktığı bir gezide atından düşmüş ve ölümle burun buruna gelmiş. ağzı burnu kan içinde kalmış, yerinden kıpırdayamamış. bilincini kaybetme noktasına kadar geldiğinde artık kendisi için sonun yaklaştığını, o anlarda aldığı her nefesin son nefes olabileceğini kabullenmiş. bu kabulleniş hayatı yeniden yorumlamasına sebep olmuş. 36 yaşında başına gelen bu olay sonrasında bordeaux yüksek mahkemesindeki görevinden istifa etmiş ve denemeler'i yazmaya başlamış. yaşam, ölüm, korku, arkadaşlık, erdem, vicdan vs aklına ne geldiyse, o gün başından neler geçtiyse, ne hakkında yazmak istediyse yazmış. önceden yazdığı düşüncesiyle/davranışıyla çelişkili bir durum ortaya çıktığında önceki yazısına dönüp değişiklik yoluna gitmemiş; insan hayatının tecrübelerden oluştuğunu, her tecrübenin düşüncelerimizi ve davranışlarımızı değiştirebileceğini ve bunun yaşamın bir parçası olduğunu anlatmış.
başlık kendi içerisinde ölümü ve yaşamı özetliyor: bir gün ölecek olmak. montaigne yaşarken ölümü düşünmenin bir faydası olmadığını, aksine yaşamın kalitesini azalttığının farkına varabilmiş, bunu yazdıklarıyla aktarmaya çalışmış, bir gün ölecek olmayı kabullenip kalan bütün günlerde yaşamı olabildiğince tatlı yaşamayı öğütlemiş.
yaşıyor olmanın nefes alıp vermekten ibaret olmadığını en iyi idrak eden ve en iyi aktaran yazarlardan biri montaigne. yaşadığı hayat ve yazdıkları, ölüm düşüncesi sizi korkutuyor olmasa dahi hayatınızı güzelleştirebilir.
(bkz: nasıl yaşanır ya da bir soruda montaigne'in hayatı)
http://www.idefix.com/…asp?sid=bm6wdd31ey2ymis44pte
http://www.amazon.com/…stion-attempts/dp/1590514831
google türkiye'nin 476 milyar tl gelir elde etmesi
-
2021 yılında, türkiye operasyonlarında, türkiye gsyh'nın %6,6’sına denk gelen "sosyo-ekonomik değer" oluşturduklarını duyurmuşlardır. görsel
firmanın yaptığı sunumda;
*reklam gelirlerinden 193 milyar tl değer oluşturduklarını, 2025 yılı için hedefin 422 milyar tl olduğunu,
* haritalar ve işletme profillerinden 62 milyar tl değer oluşturduklarını, 2025 yılı hedefinin 136 milyar tl olduğunu,
* android ve play store'dan 210 milyar tl değer oluşturduklarını, 2025 yılı beklentisinin 535 milyar tl olduğunu,
*bulut ve kurumsal ürünlerden 12 milyar tl değer oluşturduklarını, 2025 yılı hedefinin 33 milyar tl olduğunu,
* google haritalar'ın tüketicilere 39 milyar tl‘lik tasarruf sağladığını,
* google arama ile kullanıcılarına 2.3 milyar tl tasarruf sağladıklarını,
* türkiye'de 36 milyon google haritalar kullanıcısı olduğunu
* şirketin türkiye operasyonlarının, 570 bini kadın, 1.9 milyon kişinin istihdamına katkıda bulunduğunu açıklamıştır.
kaynak
not: başlık hatalı oldu, "sosyo-ekonomik değer oluşturdurması" olacak.
bir kadından duyulabilecek en ağır söz
-
en ağırı hiç konuşmamasıdır, yokmuşsun gibi davranmasıdır.
kedilerin gariplikleri
-
kirli sepetinden cikarabildiği şeyleri* * * taa arka odadan salona getirip, "bak senin için avlandım" tavrıyla ayağımın dibine bırakması.
sweatshirt gibi büyük parçaları da 1-2 metre kadar zorla sürükleyip, yorulunca ağlama benzeri tuhaf bir miyavlamayla beni ayağına çağırması. yanına gidene kadar avaz avaz miyavlaması.
kör olduğu için, ağzına aldığı parçanın büyüklüğünü kestiremeyip, yatak örtüsü, pike gibi kocaman şeyleri de taşımaya yeltenmesi. ki bu girişim, ancak yataktan yere inebilmekle sonlanıyor haliyle. olsun, o yine de ağzında pikenin ucunu bırakmadan beni çağırıyor. gidiyorum, bana sunduğu avını alıp, başını okşuyorum, gururlanıyoruz ailecek.
17 ağustos 1999
yaran facebook durum güncellemeleri
-
spora başlıycam diye evde 1 saattir dantelsiz havlu arıyorum.
avm'de kahve makinesi iadesi yüzünden çıkan kavga
-
üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.