hesabın var mı? giriş yap

  • ampute milli takımı ankara büyükşehir belediye başkanı mansur yavaş'ın daveti üzerine 8 kasım'da kendisini makamında ziyaret etmişti.

    geçtiğimiz ay tarihinde ilk kez dünya şampiyonu olan ampute milli takımı oyuncuları, ankara büyükşehir belediye başkanı mansur yavaş'ı ziyaret edince disiplin kurulu'na sevk edildi.

    kaynak

    türk halkının seçimiyle başa gelmiş, başkentin belediye başkanını ziyaret etmek neden suç unsuru ? mansur yavaş yabancı bir ülkenin belediye başkanıda bizim mi haberimiz yok ?

    yada ekmek üreticileri sendikası genel başkanı (bkz: cihan kolivar) “ekmek aptal toplumların temel gıda maddesidir. dediği için neden hapiste ?

    aynı şekilde türk milletinin oyu ile seçilen türkiye'nin en büyük şehirinin belediye başkanı (bkz: ekrem imamoğlu) neden siyasi yasak davası görüyor?

    son soru akp ne yapmak nereye varmak istemektedir?

  • bu yıl 95incisi 12 mart 2023'te academy of motion picture arts and sciences - (ampas) tarafından düzenlenecek olan oscar törenlerinin yapılacağı mekan olan los angeles'taki dolby theatre'da sahiplerini bulacak.

    ödüller dolby theatre'dan önce çok farklı mekanlarda veriliyordu.
    yıllar içinde değişen o mekanlar şunlardı:

    * (1929) - hollywood roosevelt hotel
    16 mayıs 1929'da hollywood roosevelt oteli'nde 250 kadar değerli konuğu, özel bir akşam yemeğine davet eden sinema sanatları ve bilimleri akademisi (ampas), kurulduktan iki yıl sonra bu büyük ödül gecesi ile adını da duyurmuş oldu.
    tarihi oteli, ispanyol koloni uyanışı tarzında tasarlayan mimar ofisi fisher, lake ve travers da geceye davetliydi.

    * (1930–1943) -millennium biltmore hotel ve ambassador hotel
    millennium biltmore hotel'in kristal balo salonu, mgm patronu louis b mayer'in yıllık bir film endüstrisi vitrini sahnelemek için iddialı planını ortaya koyduğu yer olan oscar ilmi ile dolu. 13 yıl boyunca tören, biltmore ve 2005 yılında yıkılan ambassador hotel'deki efsanevi cocoanut grove gece kulübü arasında gidip geldi.
    schultze ve weaver tarafından tasarlanan ilki 1923'te açıldı ve los angeles'ın kastilya mirasına saygı duruşunda bulunan oyma mermer sütunlar, kristal avizeler ve elle boyanmış 9 metrelik bir fresk içeriyor.

    * (1944-1946) - grauman’s chinese theatre
    hollywood'un en ikonik mekanlarından biri olmasına rağmen, 1940'ların ortalarında sadece üç kez oscar'a ev sahipliği yaptı. tiyatro patronu sid grauman ve emlak müteahhidi charles e toberman, daha önce 1922'de komşu mısır tiyatrosu'nu tasarlamış olan meyer & holler'ı görevlendirdi.
    mekanda ünlülerin imzaları, el ve ayak izleri de bulunuyor.

    * (1947-48) - the shrine auditorium
    griffith gözlemevi ve los angeles belediye binası'na önemli katkılarda bulunan yerel mimar john c austin tarafından tasarlanan 6.300 kişilik gösterişli tiyatro, moorish revival tarzını yansıtıyor.
    1926'da açıldı açıldıktan sonra, miss universe yarışması da dahil olmak üzere, king kong ve a star is born gibi klasik filmler için de sahne olarak kullanılmıştır.

    * (1949) - academy award theater
    yani ampas'ın o zamanki genel merkezi. büyük stüdyoların finansman eksikliği nedeniyle, o yıl yapılan ödül töreninin mekanı eski adıyla marquis theatre olan 900 koltuklu ampas genel merkeziydi.
    1949 töreni, benzersiz bir özel oscar'ın (hollywood dışı bir yapımın en iyi film (hamlet) seçilmesi ) sid grauman'a takdim edilmesi ve humphrey bogart'ın oscar tarihindeki en rezil küçümsemelerden biri olan the treasure of the sierra madre için en iyi erkek oyuncu adaylığının reddedilmesi açısından önemliydi.

    * (1950-60) - pantages theatre
    hollywood blvd'nin art deco tacındaki mücevher, b marcus priteca tarafından tasarlanan pantages theatre, 1950'ler boyunca tinseltown'ın fantezisini sergiledi. bir zamanlar yapımcı ve vodvil impresario alexander pantages tarafından inşa edilen son tiyatro olan bina, yıllar içinde birçok kez yenilenmiştir - bir kez 1994 northridge depreminde küçük hasar gördükten sonra, ancak geniş orkestra çukuru, ayrıntılı cam dahil dönem detaylarının çoğunu korumaktadır. ve oditoryumu süsleyen bronz avize ve 54 fit genişliğinde boyalı proscenium arc'tır.

    * (1961-68) - santa monica civic auditorium
    capitol records building'i tasarlamasıyla tanınan mimar welton beckett tarafından planlanan bina.
    bu binada 1964'te düzenlenen törende, sidney poitier, "lilies of the field"'daki rolüyle akranlarının onayını alarak en iyi erkek oyuncu akademi ödülü'nü kazanan ilk afrikalı-amerikalı oldu.

    * (1969-1999) - dorothy chandler pavilion
    los angeles müzik merkezi'ni oluşturan üç konser salonunun en büyüğü olan dorothy chandler pavilion, 1964'te açıldı ve 1969-1999 yılları arasında 24 kez oscar'a ev sahipliği yaptı.
    stanley kubrick, 1969'da, 2001 a space odyssey ile en iyi görsel efekt dalında, tek oscar'ını burada aldı.

    * ve 2002'den beri dolby theatre
    grauman's chinese theatre yakınlarındaki hollywood walk of fame'de yer alan dolby theatre , kasım 2001'de açıldığında akademi ödüllerinin yeni kalıcı tören mekanı olarak belirlendi.
    mekan david rockwell tarafından dizayn edildi.
    mekanın, 2071 yılına kadar oscar ödül törenlerine ev sahipliği yapmak için yeterli alana sahip olduğu biliniyor.
    bina, daha önceki en iyi film ödülleri sahiplerinin isimleri yazılı olduğu art deco sütunlarla destekleniyor.

    yararlanılan kaynaklar: şuradan ve şuradan

  • bir önceki gün gelen misafir pasta getirmiştir. e koca pasta bu, haliyle artar. sabah erken kalkmışımdır, dolapta kaale alınır türden bir gıda bulamamışımdır. haliyle pasta keserim, yerim. meğerse gürültüye anne uyanmıştır, mutfağa girer:

    anne:
    - aa oğlum napıyosun sabah sabah?
    aklı sıra komik ben:
    - ekmek bulamadım pasta yiyorum, ıhı ıhı.
    anne:
    - iyi de oğlum makarnadır orda kastedilen pasta, yanlış çevrilmiş türkçeye.
    ben:
    - ...

    ben sözlükten böyle ayar almış değilim yau.

  • recep tayyip erdoğan'ın aslında sahip olduğu %108 oy oranını manipüle etmek suretiyle %42'ye indirerek inandırıcılığını yitiren araştırma sonucudur.

  • çalışma masanızda otururken 2-2,5m üstünüzde, tam da sizinle aynı hizada bir başkasının kabahatini yapıyor olması, üstüne üstlük bir de çalışırken kafanızın üstünde sifon çekilmesi ihtimalini ortadan kaldırdığını düşününce, belki de şükredilecektir.

  • kendi çapımda online olarak yurtdışından görece uygun fiyata plak alabileceğiniz sitelerin ufak bir listesini yapmak istiyorum nacizane.

    http://www.hhv.de/ (%19 vat indirimi yapıyor öderken, 9.99 eur sabit kargo var, fedexle yolluyorlar ama 75 euroyu geçerse tr'de mng "hop gardaşım" diyor. 75 euro geçirmemek gerek)

    http://www.juno.co.uk/ (vat indirimi burada da var, ama ip'den ülke tespit edip ona göre fiyat gösteriyor sitede, öderken ekstra indirim yok. kargo fiyatları uygun sayılabilir ama 3 plak sonrası sigorta falan koyuyor uymuyor o da)

    http://www.recordstore.co.uk/ (çok tercih ettiğim bir site değil, bazı plakların özel vers. olabiliyor. kargo 3 küsür pound falan)

    http://www.normanrecords.com/ (arşivi genişlerden. kargosu biraz tuzlu diğerlerine göre, arada indirim falan yapıyorlar. ingiliz menşeili)

    http://shop.bilocationrecords.com/ (son dönemde keşfettim, harika rock/metal arşivi var tam aradığım şeyleri buldum. kargo fiks 19 eur. biraz tuzlu ama toplu alıp maliyeti düşürebilirsiniz, plaklar çok ucuz, kayıt olunca vat düşüyor)

    http://www.bandcamp.com/ (bandcamp biraz farklı kafada. amatöründen pro'suna milyor grubun sayfaları var, hemen hemen hepsi ürünlerini satıyor. kargo fiyatları bu yüzden gruptan gruba farklı, sepete ekleyip kargolarını görebilirsiniz bazen ciddi ucuz olabiliyor)

    https://www.grooves-inc.com/ (tek plağa bile kargo almadığını söyleyen bir site. ama fiyatlar tuzlu doğal olarak. hiç kullanmadım)

    http://www.jpc.de/ (son dönem yoğun kullandıklarımdan. bazı ürünler çok ucuz bazıları gereksiz pahalı, sepette vat düşüyor, en önemli özelliği kargo fiyat sabit ve 5,99 eur)

    http://www.piccadillyrecords.com/ (inceden sempati beslediğim bir site. bir keresinde bir ürünü ucuz ilerde satarım diye 3 tane sipariş verdim mail atıp "ya 3 tane sipariş vermişsiniz ama yanlış mı verdiniz bir teyit edelim dedik" diyerek benden tam not aldılar. site biraz kullanışsız ama ürün çeşidi yüksek, sipariş sistemi biraz kötü sipariş verdikten sonra adamlar vat düşüp shipping ekleyip mail order çekiyorlar sanırım. ama shipping fiyatı falan hepsi yazıyor sipariş verirken.)

    http://www.amazon.com/ (malumunuz, çoklu siparişte ürün başına kargo düşüyor, arada çok efsane indirimler denk gelebiliyor düzenli takip etmek gerek. canısı)

    http://www.amazon.co.uk/ (bunun amazon tarafından satılan ürünleri genelde tuzlu, ödeme yaparken vat düşer. en önemli kısmı da 3rd party sellerlar tabir edilen diğer satıcılar. ürünün diğer fiyatlarına bakın genelde uygun oluyorlar, kargo fiyatı da 1,87 gbp mi ne ürün başına. tekli alımda çok mantıklı. all your music denen gerizekalılardan uzak durun, aylarca gelmez, kötü paketleme vs. buradan dodax ve nagiry iyi satıcılar)

    http://www.amazon.de/ (fiyatlar çok dengesiz. bazen çok uygun şeyler denk gelebiliyor. fiyatları us-uk- de diye sırayla bakmak lazım. vat düşer, kargo fiyatı fena değil gene) (edit: sanıyorum 45 euro sonrası kargo ücreti almıyor artık, bu yönüyle bayağı hesaplı gelebilir. dikkat!)

    http://www.discogs.com/ (malum site. ebay'le birlikte en çok plak piyasası dönen yer. aradığınız hemen hemen her şey bulursunuz, pazarlık yapıp uygun fiyatlara satın alabilirsiniz. nadir ürünler genelde ebayde olmaz burada olur)

    not: vat hesabı genelde ürün fiyatı/6x5 şeklinde oluyor. %19 diyorlar ama tam değil sanki

    bazılar siteler için "ahah bunu da mı yazdın lan" demeyin ilk başlayanlar için hayati önem taşıyabilir bilmeyen birisi için. zaman içinde eklemeler, siteler hakkında bilgiler, öneriler vs. güncellenebilir bu entry.

    ek: ve illa "hacı ben plak alırken dokunmam gerek" diyorsanız şuraya bir göz atın: (bkz: velvet indieground)

  • sistem kuponunda banko diye işaretlediğim şehirde olmuştur. kaldı 5 maç.

    edit: videoyu sadece 50 saniye izleyebildim. ulan o kadar işid videosu rahatsız etmedi de şu videodaki döl israflarına tahammül edemedim.

  • ortada sorun görmeyen yazarlar için şöyle örnek verilmesi gereken olay; araç alıyorsunuz ama herhangi bir durum için yurtdışına çıkmanız gerekiyor ve 1 yıl boyunca aracı garajda tutuyorsunuz. 1 yıl sonra ülkeye dönünce bakıyorsunuz ki bir kanun çıkmış. kanunda deniyor ki 1 yıl boyunca plakasına benzin alınmayan araç trafiğe çıkamaz çünkü şase numarası başka bir araca geçirilmiş olabilir!

    her türlü anayasal hakka aykırı bir tasarıdır... mülkiyet hakkı, iletişim özgürlüğü vs. vs.

    aydınlatma eklemesi:
    - sim kart tak çıkar n'olcak ya, imei kopyalama engeli vs. vs. argümanları sunan arkadaşlar hala olayı anlamamış durumda. burada parasını verip her türlü kullanım hakkına sahip olduğunuz tamamen yasal ürüne "bir kanunsuzluk yapılma ihtimali var" argümanı üzerinden bir regülasyon getiriliyor. ancak getirilen bu regülasyon farklı şekilde de yapılarak "kişilerin anayasal hakları engellenmeden" de düzenlenebilir. insan yaşantısına müdahale eden içerikle çıkan kanunların etrafından dolanarak ya da kendince bir çözüm?! bularak o kanunun yapmaya çalıştığı şeyi altettiğini zannetme ata sporunu bir unutsak şu memleketteki yaşam kalitemiz birazcık artar.

    - halihazırda 7 yıl olan sürede zaten evde duran telefon belli bir zaman sonra teknolojik açıdan geri kaldığı için fiilen kullanılmaz hale geliyor. misal ilk çıkan iphone var bende. hala çalışıyor ama ne uygulama yükleyebilirim ne de doğru düzgün hat kullanabilirim. 7 yıllık sürenin oldukça dramatik bir şekilde 1 yıla düşürülmesi ekonomik açıdan da hala verimle kullanılabilecek cihazların doğrudan çöpe atılması demek oluyor ki bu da ekonomi için zarar verici bir olay aslında.

  • her zaman ikili kanepede oturup, kazak giyip, boynu bükük şarkı söylemek zorunda olan kızlardır. yanlarında mutlaka, tuvaletten çıktıktan sonra ellerini yıkamayan tipli, sadece la minör, mi majör basan ama müzik ruhunun sillesini yemişler tavrıyla gitar çalan ergen bozması herifler olur.
    ben bu şarkıları hep aynı kişi söylüyor sanıyordum. başlıkta başka başka isimler görünce baktım hepsi aynı kız değilmiş ama ortak özellikleri çok kötü olmaları.

  • kadın kötü bir şey söylemediği halde birazdan modern çomarlar tarafından linç edilir.

    kendi görüşüdür, selda bağcan öyle giyinmeyi seviyorsa istediği gibi giyinebilir. ama gidip de kimseye "sen niye açık giyiniyorsun," diye saldırmadığı sürece ki böyle biri değil problem teşkil eden bir durum yok ortada.

    ayrıca yukarıda biri öyle bir vücudum olsa ben de kudururdum diye karşısındaki insanı aşağılayıcı tutumda bir yorumda bulunmuş. eminim selda bağcan kazandığı onca başarı ve geldiği o konumda senin gibi modern köylüyü çok kıskanıp kuduruyordur.

  • 17 yaşını geride bırakalı çok sene oldu.. ve artık bir büyüğün olarak beni dinlemeni istiyorum.. zira şuan yaşadığım durumların sorumlusu sensin.. öncelikle sırf 4 senelik diye ne idüğü belirsiz bir bölüm yazıp okumayı aklından çıkart.. hayatımın aşkı dediğin "necla" adlı kıza hiç bulaşma, (şimdilerde evli ve çocuklu bir hayat sürmekte).. saçları bi hevesle uzatıyorsun ya, yapma.. kelliğin yakıştığı erkeklerden değilsin.. hani en yakın arkadaşın oğuz'un, "hacıt,karavanla tatile çıkalım mı?" sorusuna sakın; 'süpermiş lan.' diyerek sazan gibi atlama.. eğer sırtındaki koca ameliyat izi olmasını istemiyorsan.. serdar ortaç hala müzik piyasasında buna hazırlıklı ol.. iddia oynarken barcelonaya sürekli handikap ver.. ama en önemlisi, pınar diye bir kızla tanışacaksın ama onu çok üzeceksin, ters laflar söyleyeceksin.. bunu sakın ama sakın yapma.. o seni sen ne yaparsan yap sevecek olan tek insan..

    -seni seven, senden büyük sen-