hesabın var mı? giriş yap

  • amk şöyle ilanlarda eşşek kadar "kargo bedava" yazmıyorlar mı, ifrit oluyorum.

    30 bin lira verip bisiklet alıyorum, kargo bedava diyon hacı ya. vereyim 200 lira daha sus.

  • yüksek sesli müzik, dans ve geyik muhabbeti yüzyıllardan beri insanların kendilerinden geçmek için uyguladıkları ruhani kökeni bulunan bir üçgendir. bu faktörlerinden uzaklaşıp yalnızlığına dönen insana -gündelik hayatta yabancılaşmanın getirisiyle varoluşunu fazla düşünmediğinden- eğlenceli gecenin sonunda varoluş sıkıntısı musallat olur haliyle zira birey henüz bir kaç saat önce kendinden geçmiş, eve dönünceyse kendine gelmiştir..*

  • başlık: 31 çekerken fantezi söyleyin lan

    entry: ayni kadinin yasini yukselt ve dusur. mesela 10 yas ekle, bi daha hayal et. 5 yas cikar, tekrar hayal et. boyle boyle aritmetik islemlerle farkli kadinlar hayal etmek yerine ayni kadini tekrar kullanabilirsin panpa.

    buna cevreci 31 i diyoruz

    (bombacı fıkrı ?, 14.06.2011 11:31)

  • ayna'nın "gurbette yorgun düştüm be ceylan" sozlerini uzun bir sure "dur bekle yorgun düştüm be ceylan" olarak algılamıstım.

  • 38 de abd'ye gelerek yaptığım ve üzerinden 2 buçuk sene geçen eylem.

    evliyim, çocuğum yok, eşimle aynı şirkette çalışıyoruz. böyle söyleyince insanlar zor bir şey yaptığımı düşünüyor. ama gerçekte zorluklarıyla, kolaylıklarını teraziye koyduğumda, kolaylıkları çok daha ağır basıyor. ilk olarak türkiye'de iken yerleşmiş olan “ne yaparsam yapayım olmayacak” düşüncesi çoktan geçti gitti. artık çok rahat şekilde “neler yapabileceğimi” planlayabiliyorum. hatta bana en acı gelen şey “keşke daha önce gelebilmiş olsaydım” düşüncesinin ara ara aklıma gelmesi.

    amerika özelinde, bu eylemi kimlere tavsiye etmem dersek, aile bağları çok kuvvetli, gelenksel kişilere tavsiye etmem. filmlerle, müziklerle, kitaplarla amerikan kültürüne maruz kalmamış, sinemada sadece türk filmleri izleyen kitleye de tavsiye etmem. bunu sınıflandırma yapmak için, aşağı göstermek için demiyorum, bulunduğum yerdeki arkadaşlarımın yaşadığı zorluklara bizzat şahit olduğum için diyorum. sorumululuktan kaçan, tembel ve hayat görüşü kazandığı parayı yemek olan kişilere de tavsiye etmem.

    bunların dışında, dil bilmiyorum, orada ne yapacağım, yeni hayat kurmak çok zor vb… bahaneler gerçek anlamda birer bahane. kendinize koyduğunuz engeller. dil öğrenebilirsiniz. yeni hayat kurmak, bozuk olana devam etmekten çok daha kolay ve bence insan psikolojisine iyi gelen bir şey. hepimiz doğamız gereği kendimize hedefler koyarız. türkiye'de 37 yıl yaşadım. en son lisedeyken kurduğum hayallere inancım vardı. büyüyünce dünya kirlenmeye başladı. küçülttüğüm hedeflere bile ulaşmam imkansız hale geldi. burada ise her şey mümkün ve yaşın bir önemi yok. benden daha yaşlı olup, daha geride olan insanlarla karşılaşınca ve onların umutsuz olmadıklarını, boşa mücadele etmediklerini bilmek bile insanı motive ediyor.

    yukarıda bahsettiğim domestik kişiler de, bırakın başka ülkeyi mahallenin dışına çıktıklarında bile afallıyorlar, çünkü tüm dünyayı kendi küçük dünyaları zannedip, gittikleri yerdeki insanlardan da aynı şeyi görmeyi umuyorlar. sonra olmuyor tabii ki.

    fırsat bulabiliyorsanız demeyimleyin derim ben.

  • tek çaresi umudu öldürmektir, başka bir yolu yoktur. eğer hala içinde umut saklıyorsan bu acı asla bitmez. hiçbir şey beklemeyeceksin. içinde hiç umut kırıntısı olmayacak. o zaman aşk acısı da biter. acı veren umuttur.

  • tabii ki de migros ya da carrefour'dur. bim'e, a101'e kaçanlar sigara ve alkolsüzlükten zaten ölmüş demektir. evet.

  • "hamsi bu sıralar çok trend" diyen bir insan. mevsimi geldi filan diyoruz biz ona halk arasında allahım yarebbim.