hesabın var mı? giriş yap

  • en fazla satan albümü 100.000 satamamış, en fazla izlenen filmi 500.000 izlenememiş hülya avşar'ın 12.5 milyon insanın oyunu kazamayı başarmış kemal kılıçdaroğlu'na attığı taş. ahahahahahahahaha.

    edit: abla sen haklıymışsın biz bilemedik :(

  • havaların soğuduğunu arif' in maça boğazlı kazakla çıkmaya başlamasından anlayabilirsiniz.
    ayrıca ben hakem olsam maça çıkarken direkt sarı kart gösteririm kartı da cebine koyarım o şekilde oynasın uğraştırmasın beni..

  • --------------- genzo wakabayashi ----------------

    --- jun misugi - makoto soda - hikaru matsuyama ---

    --- taro misaki - tsubasa oozora - mamoru izawa ---

    kojiro hyuga - shun nitta - hajime taki - teppei kisugi

    alırsa bu 11 alır.

  • insanı durduk yere 3-5 yıl yaşlandıran durum. özellikle de çevreniz oynamaktan, ortamın odak noktası olmaktan çok hoşlanan insanlardan kuruluysa. artık düğünlerde, düğünün başlangıcından itibaren, nikahtır, fake pastanın kesilmesidir, takı törenidir, oynamaya kalan süreyi kafamda hesaplayabilme yeteneği kazandım. 45 dk kaldı, 30 dk kaldı. özellikle de evlenen kişi yakın arkadaş - akraba ise.

    bu konuda çok da öküz sayılmam aslında, halay türü ve senkronize oynanan kalabalıklar içerisinde kendinizi unutturabileceğiniz, takım çalışması ile icra edilen oyunlara kendi isteğimle katılarak, çiftetelli türü oyunlarda oyunlara çağırılınca, "aabi yorulduk be, siz oynayın" diyebilme çakallığını keşfettim kendimce. çünkü göbek atmalı oyunlarda her türlü hırboluğa maruz kalıp kendinizi bi anda el ayak çırpan 8 - 10 kişinin ortasında zenne gibi bulabilirsiniz. düşman başına.

    hayır bir de ailede bu konudaki tek sığır adam benim diğerleri, utanmasalar "düğün olsa da ortada dönsem" diye evde pratik yapan insanlar, sırf bu yüzden bile "lan acaba gerçek anam babam kardeşim mi lan bunlar" diye düşündüm. abim, tam bir disko kralıdır. benimse kenarda el çırpma yeteneğini kazanmam 25 yılımı aldı. adam bi dalar ortaya bi damadı çeker kenarı 1-2 dakika altından üstünden girer ordan burdan fırlar, bi anda yanınızda biter. adam tam olarak şöyle. tövbeler tövbesi, ben bu özgüvene sahip olabilmeyi rüyamda bile göremiyorum lan.

    abim evlendiğinde bile damatlıklarla pistin orta yerinde hani şu romanların mı bilmiyorum tam, yerde dizlerinin üstünde çamaşır yıkarcasına yaptıkları dans figürünü icra edip, müstabel kayınpederini renkten renge sokmuş adamdır. off yazarken bile içim şişti yeminne. adam orda "noluyo lan, kimlere veriyoruz bu kızı, bu nasıl damat, azcık ağır ol lan" demiştir içinden. ama yeni taktik de buldum tabi fotoğraf makinasını kullanıyorum artık, insanlar oynarken ben fotoğraflıyorum, nerden baksan 1 saat kazandırıyo bana, 4 kere de sigaraya çıksam 10'ar dakikadan 40 dakika. 1 kere de telefonla konuşuyorum ayağı çektim miydi. nerden baksan 1 saat falan kalır köşe kapmaca oynayacağım.

    bak gerçekten, yılların birikimi bunlar, biliyorum bizim sayımız çok fazla, sessiz bir kalabalığız biz oynayamayanlar. partisini kursak iktidarı sallarız. örgütlensek, liderler seçim öncesi ziyaret eder.

  • +siri seni seviyorum.
    -öyle mi, teşekkür ederim.
    +sen de beni seviyor musun?
    -rehberinde askim var aramamı ister misin???

  • türkiyede faliyet gösteren tüm havayolu firmalarının yaptığı aslında oldukça şerefsizce olan, kesinlikle kanunen cezalandırılması gereken bir hiledir bu.

    sistem şöyle;

    diyelim ki bir firmamızın web sitesine girdiniz. 15 mart 2013 sabah 9 uçağını seçtiniz. bilet fiyatı 50 tl gösteriyor. sonra bileti satın almak istediniz veya o sırada ufak bir işiniz çıktı, 3-4 dakika sonra aynı rezervasyon için tekrar siteye girdiniz. o biletin fiyatı 60 tl olarak gözükür.

    üstelik 10 farklı sefer olmasına rağmen ne tesadüf sadece onun fiyatı artmıştır.

    hele ülkenin dev bir firması var. yanyana 2 farklı internet hattı ve iki farklı bilgisayar ile aynı uçuş için girip bakmıştım sırf bunu görebilmek için. aynı uçuşa iki bilgisayarda da farklı fiyat çıkardı. birinde 120 diğerinde 100 tl gösteriyor. çünkü ilk bilgisayarla 2 kez işlem yaptım.

    basit bir cookie uygulaması ile yapıyorlar bunu. bir bilgisayardan sefere baktığında bilgisayarına cookie yerleşiyor. aynı sefere ikinci kez girdiğinde onun fiyatı fazla çıkıyor.

    çoğu zaman bileti satın al dediğinde web sitesi hata verir. tekrar denediğinde fiyat yükselmiştir. bakın bu nokta önemli. defalarca başıma gelmiş bir şeydir bu. açıkcası bilerek sistemin hata verdiğini düşünmüşümdür çoğu kez. cunku hata verdikten sonraki ikinci denemede fiyat yükselir.

    tabi insanlar bunu hep "tüh geç kaldım ve fiyatlar arttı:((" diye düşünüyor. yani şanssız olduğunu düşünür bu yüzden üstünde durmaz fazla. hatta çoğu kez "eyvaaah fiyatlar artıyor hemen almam lazım bu bileti" diyerek aceleyle satın alır.

    oysa bu şanssızlık ya da bileti almak için geç kalmış olmanız değildir. uyanık olun. bu lanetliğe isyan edin artık.

    farklı bilgisayarlardan baktığımda 3 farklı fiyat görmüşlüğüm bile vardır benim. asla fiyat her bakışta sürekli artmaz. kimi zaman normal fiyat da verebiliyorlar. ancak bu dediğim gibi taleple ilgili değildir. sadece fiyat hilesidir.

    daha az evvel ülkemize ait bir firmadan bilet alacaktım 16-18 şubat için. 121 tl. uçuşları seçip devam ete bastım. site hata verdi. tekrar girdiğimde fiyatlar 141 tl olmuştu. başka bilgisayarlardan deniyorum şimdi. 121tl ye almazsam almayacam inadına.

    edit: 121 tl ye aldım o bileti. dahası da varmış. 121 tllik fiyatta hizmet bedeli yok. 141 tl verdiği fiyatta ise 10 tl hizmet bedeli kesiyor. 10 tlde uçuştan eklemişti.

    bu da çok enteresan geldi bana. hizmet bedelini kafasına göre kesiyorlar resmen. zaten pegasustan da mobil site üstünden hizmet bedelsiz bilet almışlığım vardır bir iki kez. (her zaman olmuyor bu. sistemin hatası belki de. hizmet bedeli ödemeden bilet almak mümkün ama nasıl oluyor bilgim yok)

    edit: ben bunu yazdıktan sonra konu çeşitli yerlerde gündem oldu. çoğu insanın haberi var artık bu çakallıktan. olayın çözümü tarayıcınızın (mesela google chrome) o güne ait cookie/çerez kayıtlarını silmektir. bunu yaptığınızda fiyat normal haline dönüyor. çözüm basit ama sadece bilenler için. bilmeyen nice insan "ben bileti alırken zamlanmış geç kaldım:(" diye düşünüp zamlı tarifeden kazığı yiyor gözgöre göre.

  • gerçek hayattaki mealine örnek olarak şöyle bir olay geçmişti başımdan:
    3,5 yılı (acı-tatlı fakat kesinlikle fırtına gibi) birlikte geçirdiğim sevgilimden ayrılmıştım.
    sadece bir, iki ay sonra bir arkadaşla karşılaştım, şöyle bir diyalog geçti aramızda:
    ben: ee, napıyorsun, nasılsın?
    densiz: napalım ya, takılıyoruz. dün gece arkadaşlarla takıldık kordonda, selin* diye bir kız vardı. aa hatta seni de tanıyorumuş galiba, bir ara takılmışsınız....

    işte o noktada bende kayış koptu, görüntü gitti...."tanıyormuş galiba"... "bir ara takılmışsınız"..."bir ara takılmışsınız".
    ulan hayatımın fırtınasından bahsediyorsun. bu kadar mı çabuk eskiyor? daha iki ay oldu bu hale mi geldi bu konu? ulan 3,5 yıl ne zaman bir ara oldu? az daha evleniyordum ben onunla, adı nasıl takılmak oldu?

    işte onun gibi bir cümle bu: "poeple you may know" may!?