ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
parasına kesinlikle değen şeyler
-
spotify premium üyelik
shameless'ın türkiye'ye uyarlanması
-
bir de kızın adına filiz koymuşlar ya.
aman tanrım. türk tipi varoşluk prim yapmıyor be, alıştık.
bari filiz'i fiona'nın tipine yakın bulsaydınız, yok muydu şöyle 1.80 e dayanan bir kişi. ya bir bölümünde " benim etim ne budum ne, çok üstüme giliyirlir, dayanamıyorum. sırtımdaki yüklerle boyumun yarısı toprağa kaçtı" diye ağlayacak.
bol bol gurur ve aforizmalar. ama biz çok fakiriz ühüüsü, ağlama filiz cicim tesellileri. oyuna gelme türkiye, kendine gel.
halbuki shameless izlerken genelde çok gülüyordum. bunda insanları bol bol ağlatacaklar o müzikle.
çamaşır makinesine sandalyeyi dayadı ya, orda midem kasıldı. yapmayın, yalvarırım.
en iyi üniversite kütüphaneleri
yeni sevgiliye eski sevgilinin adıyla hitap etmek
-
+ elizabeth baksana bi!
- aşkım üzülüyorum ama bu kaçıncı?
+ ya dilim alışmış kusura bakma.
tekel bayii işleten kadına sarkan yabancı
-
yabancı uyruklu denince kafamda hala turist canlanıyor. kaç yıl geçti hala aşamadım şunu.
habeş maymunu bir sığınmacıya dersini veren abladır.
hazal kaya
-
bu kadının oyuncu olup bu işten para kazanabildiği dünyada herkes her şey olabilir, bu ne yeteneksizlik arkadaş.
tanım: gece gündüz sjwlik yapacağına niye kendini geliştirmiyor anlamadığım oyuncumsu, duyar makinesi feminist.
sözlükçülerin karşılaştığı efsane yobazlıklar
-
istanbul'da sene 2005 veya 2006. rahmet enişteyle notere gittik. evde yaşlı var, vekalet işlemleri için eve getireceğiz noteri. noter eniştenin kafasındaki kasketi görünce "bu ne böyle? gavur icadı şapka takmışsın" diye azarladı. sonrasında ise gavur icadı bilgisayarından çıkarttığı kağıtları ve gavur icadı tükenmez kalemini alıp, gavur icadı arabasına bindi. laf söylesen kelimeler kifayetsiz, siksen yetersiz.
dilan polat dosyası ekibinin görevden alınması
-
iş kel'e kadar gitti desenize.
türkiye'nin en çok kitap okunan 18. ülke olması
-
ancak 18 ülkenin katıldığı bir ankette gerçekleşebilecek doğa olayı.
volkan konak
-
iki sene önce.
cerrahpaşa'ya yatıyorum.
teşhis kötü, tanı kötü..
cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.
gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.
"volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...
orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.
şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.
az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
öyle güzel söyledi ki...