hesabın var mı? giriş yap

  • evvela sizi sikip bayıltmaya meyilli olmayan bir adet eş adayı ve kendisiyle paralel düşünceye sahip bir kız tarafı ile bu işin üstesinden rahatlıkla gelebilirsiniz. birazdan sayısal verilerle de bunu perçinleyeceğiz.

    düğünün olmazsa olmazı, en çok insanı strese sokan muhakkak altın işleri dediğimiz set ve bileziklerden oluşan takı grubudur.

    set için:

    https://hizliresim.com/7nqlmm

    güzel, şık ve sade bir set 3500 ila 5000 bandı arasında değişebiliyor. biz 4000 lirayı baz alalım.

    bilezikler için:

    bilezik için özellikle burma denilenden alınmasını tavsiye ediyorum. değerinde hiç kayıp olmuyor.

    https://hizliresim.com/dgpyxr

    15-16 gram bilezikler 2100 ila 2300 arasında bir fiyata sahip. bu bileziklerden 5 tane alınması bir düğün için yeterli olacaktır. gramını 14, 15 ve 16 gram arasında değişken olacak şekilde 5'e tamamlarsanız fiyatı totalde size 10.000/12.000 gibi bir ücrete tekabül edecektir.

    beyaz eşya:

    yine marka adı vermeden bilindik tüm markaların ikinci sınıf beyaz eşya setleri 5.500 ila 8.500 arasında gidip geliyor. küçük bir google araştırması ile sabit olduğunu göreceksiniz.

    yatak odası takımı:

    klasik bir yatak odası takımı (6 kapaklı ebatında ve sürgülü) peşin para ile 4.000 ila 6.000 arasında değişiyor.

    koltuk takımı:

    iki tane üçlü ve iki tane tekli denilen koltuk takımlarının fiyatı da ortalama (peşin olarak aldığımı düşünelim) 2500 ila 4000 lira arasında.

    not: peşin olarak aldığımızı düşünelim, zira düğünden birkaç gün sonra gelen takılarla bunları ödemeye çalışacağız ki bunu en son satırda anlatacağım.

    damatlık:

    1500-2000 liradan aşağı damatlık yok! diyen biri gerçekten sopayı hak ediyor. durumunuz iyiyse zaten alacaksınız. ben bu işlemleri gerçekten gücü olmayanlar için yazıyorum. güzel ve indirimde bir takım elbise 300-450 arası alınabilir. sağlam bir terzi koyu renk astar ile size 1-2 saatte damatlığınızı teslim eder. bir adet gömlek, papyon ve kuşak ise bunu tamamlayacak. yakanızın cep kısmına da bir adet çiçek takıverirseniz tadından yenmez. terzi masrafları dahil maliyeti size 650 lirayı bulmaz. takım elbiseyi 250'ye bulurum lan diyen biri zaten bu işlemi 450'ye kapatır.

    gelinlik:

    sizi sikip bayıltmayacak zevcenizin de sizin gibi düşünmesi gerek. zira 1 gün giyilecek bir gelinliğe abartılı paralar verip satın almak bence büyük israf. ben şahsen 4000 lira gelinliğe ödesem haftada 3 gün eşime gelinliğini giymesini isterdim. fakir olmak ayıp mı lan! neyse dağıtmayalım konuyu. gelinliği kiralayın arkadaşlar. size 500-800 arasında gelinliği kiraya verecek çok yer var. unutmadan gelinbaşı ve 2 kişinin düğün saçını da anlaşmalı kuaförde yaparsanız size totalde maksimum 1000 liraya malolacak.

    erkek tıraşı:

    gidin tıraşınızı olun, maksimum 80-100 lira. olmaz lan derseniz valla 500'e de yapan var. bizim maliyet hesabımızda aşırıya kaçmak yok. daha uygun fiyata yapan yer vardır muhakkak utanmayın, gidin. aman nolacak derseniz şemsiye çıkmakta güçlük çeker sonra.

    araba süsleme:

    ben geçen hafta arkadaşın arabasını 70 liraya süslettim. lokasyon pek önemli değil. 50-100 arasında değişir genele vurursak.

    düğün salonu:

    pasta ve kolalı 500-750 kişilik çok lüks olmayan bir salonun gecelik kirası 6000 ila 8000 arasında. bunu siz ayarlıcaksınız. biz 7500 diyelim.

    düğünün olmazsa olmaz ıvırzıvır giderleri vardır. olur olmaz gider yani. cebinizde 2000-3000 lira olsun.

    mutfak ve oturma grubunu kız tarafına yazdığımız için hesaba katmadım. kız veriyorlar diye kenara geçip oturmasın kimse.

    gelelim toplam kısmına:

    altın set: 4.000 tl
    bilezikler: 11.000 tl
    beyaz eşya: 6.000 tl
    yatak odası: 5.000 tl
    koltuk takımı: 3.000 tl
    damatlık: 600 tl
    gelinlik: 1000 tl
    erkek tıraşı: 75tl
    araba süsleme: 75tl
    düğün salonu: 7.500 tl
    ıvırzıvır: 3.000 tl

    40.000-45.000 tl arasında birşey yapıyor.

    düğünde sadece 1. derece yakınların takı taktığını düşünelim. buna ailemiz, yakın akrabalar ve iş arkadaşlarımız dahil. çok büyük bir aileye sahip değilseniz sizin ve kız tarafının takıları 10.000 ila 20.000 arasında değişir. zira çeyrek altının fiyatı ortada. bu gelen para ile (15.000 lira diyelim) beyaz eşya yatak odası ve koltuk takımının parasını düğünden hemen sonra ödüyorsunuz. toplam borcunuz 30.000 lira kalıyor. eğer altınları peşin aldıysanız ve bozdurmayı düşünürseniz 15.000 lira bir borcunuz kalacak. 10.000 yahut 15.000 lira bir birikiminiz varsa zaten borçsuz çıkacaksınız.

    lokasyon farkı ile üç aşağı beş yukarı bu hesap bandında bir paranız gidecek. yalnız ilk başta söylediğim gibi 'sizi sikip bayıltmaya meyilli olmayan bir eş adayı ve kendisine paralel düşünceye sahip bir ailesi' olacak.

    sevgiler.

    edit: halıyı unutmuşsun diyenler var. halı, perde, mutfak vs onları kız tarafının karşıladığını hesaba katarsak pek bir değişiklik olmayacak. olsa bile 41.000 gibi bir fiyatı yuvarlayıp 45.000 gibi gösterebiliriz zira 40-45.000 demiştik. davetiye ise 1000 tanesi 100-150 lira. sanırım dışçekim ve albüm eklenmemişti. 1000 lira ekleyin, zaten 45.000tl'ye henüz ulaşamadı

  • 6-7 yaşlarinda 1 türk 1 avrupali cocukla dixit denen oyunu oynuyoruz geçen ay tatil yöresinin birinde.

    turk cocuk surekli hile yapiyor, bizi kandirmak icin blöf bile yapiyor, acayip numaralar çekiyor. tamam bizde de öküzlük var çok gülüyoruz vs

    avrupali cocuk bi turlu anlayamiyor hile yapilmasini. biz her turda belki o da blöf yapmiştir diye oyunu ona göre oynuyoruz ama yok. cocuk her seferide dürüstçe oynuyor oyunu ve hep düşük puan aliyor tabi.

    cocuk bi turlu hileye neden gerek duyuldugunu, neden hile yapmasi gerektigini anlayamadi la. hilenin mantigi anliyor ama neden bunu yaptigimizi anlamiyor.

    adam 7 yaşinda alayimizdan ahlakli ve kaliteli bi insan cikti.

  • kızların çoğunlukta olduğu bir grupsa vay halinize dedirten durumdur... örnek vermek gerekirsek:

    erkekler:
    +beyler bugün hocanın verdiği makale neydi?
    - x makalesi
    +eyv.

    kızlar:
    +kızlar bugün hocanın verdiği makale neydi?
    -x makalesi
    +çok sağol canım (kalpler, öpücükler falan)
    -önemli değil bitanem benim (kalpler, öpücükler falan)
    +(farklı farklı kalpler öpücükler)
    -(dahada farklı farklı kalpler öpücükler)

    diye devam eder...

  • 19 yıldır yapımı devam eden füzyon reaktörü sonunda tamamlanıp ateşlenmiş ve kısa süreliğine de olsa başarıya ulaşmış. deneyi helyumla yapmışlar. şimdi hidrojenle yapacaklarmış.

    (bkz: wendelstein 7-x)

    https://www.youtube.com/watch?v=u-fbbraxjnk

    http://news.sciencemag.org/…ght-save-nuclear-fusion

    bilgi editi:

    arkadaşlar bu konu hakkında bolca espiri kasılmasının tek nedeni yeterli bilgiye sahip olunmaması. okuduğum birkaç makaleden ve bu başlık altına yazılan birkaç bilgi içerikli iletiden çıkardığım sonuçları buraya yazayım.

    çalışma şekli (en basit haliyle)

    wendelstein 7-x, büyük olarak tasarlanmış ve optimize edilmiş ilk stellarator. görevi yüksek ısı üreterek elektronları atomlarından ayırmak. bu, 100 milyon dereceden fazla yani güneşten 5-10 kat fazla ısı enerjisi demek.

    elektronları atomlardan ayırdıktan sonra ortaya elektronların plazma ve iyonlar kalıyor. iyonlar o kadar hızlı hareket eder hale geliyor ki birbirine itme durumları ortadan kalkıyor ve erimeye başlıyorlar yani füzyon gerçekleşmeye başlıyor. ama bunu bir arada tutacak bir kap kullanmak imkansız olduğu için manyetik alan kullanılması gerekiyor. bu alet de o işe yarıyor. en basit haliyle yüksek ısılara dayanıklı bir mıknatıs yani bu. (tabii en basit hali yani aslında çok daha karmaşık bir mühendislik harikası)

    özet:

    - yapımı için 1 milyon saat (19 yıl) ve 1 milyar yuro harcanmış
    - temiz enerji, her gördüğünüz reaktörü nükleer sanmayın.
    - ocak sonunda hidrojenle deney yapılacak bu daha uzun süreli ve çok ısı-enerji açığa çıkmasını sağlar muhtemelen.

    neyse lan bence biz bina dikmeye devam edelim.

  • aynı şeyi ev sahibime yapmıştım ama o doktor değil* whatsapp üzerinden kira pazarlığı yapıyorduk yazışarak, ben her hitabımda "siz" yazdıkça o ısrarla "sen" diyor, en son "senin dediğin gibi olmuyor" diye yazınca hemen telefondan aradı gerildiniz sanırım diyor, yoo dedim sende nerden çıkarıyorsun böyle şeyleri diyerek ardından yalancı bir kahkaha patlattım. bir daha asla sen demedi.

    size "sen" dilini kullanan kim olursa olsun "siz" dilini kullanmayın, başka dillerde olanlar o dilin kullanıcılarının sorunu, bu dilin nezaket kuralları var ve nezaket karşılıklı olursa bir anlamı olur...

  • sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.

    birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.

    insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.

  • yan koltukta oturan birine cevap vermeden önce yapılan frenler de bu mahiyette kıymetlendirilebilir.

    evet, var öyle bir şey. kadın şoförler, araç sürerken ön koltukta oturan bir yolcuyla sohbetleri esnasında, bilhassa hayretle karşıladıkları bir konuda cevap veriyorlarsa, önce frene basıyor sonra konuşuyorlar. denendi, %100 çalışıyor.

    bu hakikati bir örnekle taçlandıralım:

    {misal, bir kış günü çeşme otobanı, sol şerit.}

    yan koltuktaki: mürüvvet de boşanıyormuş.

    {fren}

    kadın şoför: yapma ya!

    {devir düşer, motor vurur tor tor tor}

    .

  • annem beni bir bayram sabahı sms aracılığıyla halaya davet etmişti:

    "halaya gel"

    ama kendisi benim hala'ma gitmemi istiyormuş, elimde mendilimle salona doğru koştuktan sonra farkettim.