ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
telegraph road
-
kimilerine göre müzik tarihinin en anlamlı sözlerine sahip, kimilerine göre melodisiyle aşmış, kimilerine göre dire straits'in en güzel şarkısıdır. bana göre ise sadece bir şarkı değil hayatın arka fonunda hayatınızla beraber mütemadiyen devam etmesi gereken bir yapıttır bu dire straits klasiği.
sözlükçülerin en eften püften başarıları
-
saati olmayan bir entry girmeyi basarabilmek (bkz: #22053238)
ekşi itiraf
-
facebook'taki zaman tüneli zımbırtısı için eskiden paylaştıklarımı temizliyordum. en geriye gittim. bir de ne göreyim! siteyi yeni yeni öğrenmeye çalıştığım zamanlarda hoşlandığım kızın adını arama kutusuna değil de durum paylaşma yerine yazmış ve paylaşmışım. bu paylaşım yaklaşık 2 senedir orada öylece duruyordu. büyük utançlar içindeyim sözlük. o zamanlar kızın bana karşı olan davranışlarındaki değişimin sebebini yeni anladım.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
vakt-i zamanında yüzme bilmediğimi unutup havuza mutena saltolarla dalmıştım da, "ulan boğuluyoruz yaa şuna bak" diye düşünürken biri gelip almıştı beni dipten.
yüzüklerin efendisi'ndeki unutulmaz replikler
-
"gecenin çöktüğünü görmemiş olan, karanlıkta yürümeye aht etmemeli." - lord elrond
15 kasım 2019 biri çocuk üç kişinin ölü bulunması
-
insanlar, aileler birer birer kıyıyor canlarına. umut yok, ışık yok, yaşama sevinci kalmamış kimsenin. çok zor bir dönemdeyiz gerçekten.
batı'da sokağa işeyip sıçmıyorlar zanneden tip
-
biz hep hastaneye sıçtığımızdan, bizi bağlamayan tip.
sokakta öpüşmeye gelince iş, "uuuu batının ahlaksızlığı". ortalığa sıçmaya gelince "e orda da yapıyorlar." batının ahlaksızlığını alıyor muyuz almıyor muyuz gençler, bi karar versek artık?
çok küçük hesapların adamı
-
ben yine en kötüsünü yazıp gidiyorum, ibret forever:
genç kız, uzaktan uzağa beğendiği çocuktan gelen bi kahve içme teklifini coşkuyla kabul eder. yalnız, duruşmaya yetişeceğinden sınırlı bir vakti vardır, üzülerek belirtir. kahramanımız "yarım çay içeriz biz de? :)" diyerek sevimli bir orta açar. yarım çay, çok pratik bir tekliftir. kızın içi ısınıverir. çocuk kafeteryadan "yarım çay" ister. çaylar cidden yarım gelir. o dar vakitte içilir. sonra o şövalye "biz yarım içtik arkadaşım! ben yarısını öderim!" diye kavga çıkarana kadar her şey ne kadar da yolundadır aslında... de mi?
bir insanı kudurtma yolları
-
bekar birine "sen daha evlenmedin mi?" diye sormak.
iş bulamayan birine "ne yaptın hala iş bulamadın mı?" diye sormak.
kilo alan birine "aa sen epey kilo almışsın" demek.
saçları dökülmüş birine "senin de saçların epey dökülmüş. stresten hep bunlar" demek.
örnekler çoğaltılabilir. cevabını bildiğiniz sorular sormak veya karşı tarafın da zaten bildiği bir sıkıntısını yüzüne vurmak insanı cidden çok kötü etkiliyor. yapmayın etmeyin.