hesabın var mı? giriş yap

  • halktan beklenenler:
    vergi vermesi
    askerlik yapması
    darbeyi engellemesi
    krizde dolar bozdurması
    afetlerde seferber olması
    afetzedelere bağış yapması
    yatakta 3 çocuk yapması

    devletten beklenenler:
    akplilere refah ve huzur sağlaması

    bunun adı da milli birlik ve beraberlik!

  • orman yangınlarında yangını önlemek amacıyla kullanılan bir yöntem.

    karşı yangın, yangının yaklaşılarak söndürülmesinin mümkün olmadığı durumlarda, yani yangının genişleyerek büyüdüğü örtü veya tepe yangınlarında uygulanan dolaylı bir mücadele yöntemidir. karşı ateş, basitçe yangına karşı yangını kullanma metotudur.

    karşı ateşin amacı hızla ilerleyen yangının önündeki yanıcı maddeleri azaltarak veya tamamen yok ederek yangının büyümeden kontrol altına alınmasını sağlamaktır. karşı ateş tekniğinin kullanılmasını etkileyen faktörlere aşağıdaki maddeler örnek verilebilir:

    • tutuşturma işlemi rüzgara paralel oluşturulan emniyet yolu boyunca yapılmalıdır.

    • rüzgar yönüne göre açılan emniyet yolları rüzgar yer değiştirmesi durumunda kullanılamaz, yeni kontrol hatları oluşturulmadır.

    • ilaveten açılan iç yollar ve yangının yavaş ilerlemesinden dolayı yakma periyodunun uzaması, maliyeti nispeten yükseltir.

    • ince yanıcı madde nemi %20’nin altına düştüğü durumlarda yakma işlemi yapılamaz.

    • tutuşturma işlemini tek bir kişi gerçekleştirmelidir.

    görsel

    bu yöntem çoğu orman yangınında orman görevlileri tarafından yangını kontrol altına alma amacıyla uygulansa da halkımızca yanlış yorumlanmaktadır. sırf bu yüzden yangın sırasında yerel halk tarafından linç edilen orman görevlileri bile olmuştur.

  • işte ege ve ilayla girilen komik diyaloglar
    :
    - romica: evet çocuklar bireyin yalnızlığının katastrofik sonuçlarına dikkat etmelisiniz
    - ege: birey yalnızsa peki nietzsche'nin üstinsanının burdaki konumu nedir sence
    - ilay : heh başladın yine nihilizme, annemiz egzistansiyalist artık anlasana

    gerçekte olan
    - romica: ege buraya gel senin beynini ezerim terbiyesiz şu odanın kapısını kitleme
    - ege: banane ya banane ben gitmicem köye filan bilgisayar oynicam işte
    - ilay: salaak saalaak saalaak saalak gerizekalı salak

  • yorumların çoğunu okudum,azeriler türk değildir “tezini” savunanların profillerine baktım, hepsinin kürtçü olması enteresan mı, değil mi?

  • babamın hentbolu bırakmasıyla eşdeğer olay.

    şömineyi kale yapmışlardı az önce yeğenimle.

  • içimizden biri değildir ve istemiyoruz. yumuşatmaya çalışmayın ortamı.

    karakterini geçtim futbolla ilgisi kalmamış bu adamı galatasaray'a getirme konusunda kim çaba gösteriyorsa net galatasaray hainidir.

    eğer galatasaray'a gelirse de çocukluğundan beri bir an olsun takımını bırakmamış bir insan olarak galatasaray'ı bırakırım. benim gibi milyonlar olduğunu da biliyorum. aklınızı başınıza devşirin.

    not: bu entryden sonra dünden beri mesaj kutuma seri bir şekilde saldırılıyor. vay arkadaş arda büyük adammış gerçekten, sözlükte bile ciddi bir lobisi var.

  • yaptigim bir arastirmaya gore (ciddi ciddi insanlarla oturdum konustum "*nudge* ya bişi sorucam eglenceli bi geceden eve donunde bi mutsuzluk cokuor mu sana da" seklinde 15 kisiye sordum... sonra baktim yüzdeye vuramiyorum 5 kisiye daha sordum yuvarlak hesap oldu) insanlarin yüzde 75 i (yani 20 kisinin 15 i) eglenceli bir geceden sonra eve geldiklerinde eger hemen yatip uyumazlarsa, inanilmaz bir mutsuzlukla karsilasiyorlar..

    boyle sanki içini pirçik pirçik bir şeyler edermiş gibi, inanilmaz bir yalnizlik, inanilmaz bir dram.. o an yaninizda savaş ay olsa, handy cam'i ile "nasil bir geceydi" diye sorsa, kisik sesi ile korkutsa, o derece..

    nette arastirdim, boyle dandik bir seyin arastirmasini yapan bir tek kendimin oldugunu farkettim.. ota boka sendrom bulan insan oglu, bu tarz bir mutsuzlukla kimse hastaneye gitmedigi, direk yatip uyudugu için bir ad bulamamis..

    ben buna izmir sendromu demek istiyorum arkadas.. maksat sehrimin adi yürüsün.. paris sendromu var, kudus sendromu var, stockholm sendromu bile var niye izmir sendromu olmasin.. bu da ilime, ilçeme bir hizmetimdir.

  • insan karadeliğe düşerse bir kütüphanenin arkasına geçer. böyle bir film mi yapsam acaba? çok saçma bir fikir öyle değil mi? evet bence de öyle.

  • konuya iliskin hos bir hikayede soyledir. ivy league'deki okullardan birinin bahcesinde* meshur bir finans profesoru ogrencileriyle yuruyormus. birden biraz ilerilerinde yerde 20 dolarlik bir banknot gormusler ve hemen onunde durmuslar;
    profesor: "cocuklar hepimiz serap goruyoruz, piyasalar o kadar etkinki simdiye kadar mutlaka birisi bu parayi farkedip almis olmali"

  • aynı zamanda camel'in camel olduğu zamanlardı galiba,

    ya ben küçüktüm ve bütçem/iz dar olduğu için bir adet magnum'un nispi fiyatı fazla geliyordu, ya da harbiden magnum eskiden çok pahalıydı ve neredeyse lükstü. zira hiçbir zaman alamazdık.

    tıpkı kinder sürpriz yumurta gibi.

    şimdi bok gibi param var ama o zamanlarki isteğim yok.

    sıçarım böyle düzene...