ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türklere sorulan salak sorular
-
- noel tatilinde evine gidecek misin?
- hayır, zaten biz noel kutlamıyoruz (son anda fark ettim ama iş işten geçti bir kere)
- (gözler kocaman açılarak) noel kutlamıyor musunuz???!!!!
- eee evet, biz müslüman olduğumuz için kutlanmıyor genelde pek
- müslümanlar noel kutlamıyor mu?
- (yuh!) hayır kutlamıyorlar
- yani noel ağacı süslemiyor musunuz?
- yani sokaklarda dekorasyon amaçlı görebilirsin ama evlerimizde noel ağacı olmaz, çünkü noel kutlamıyoruz
- peki noel kartı da göndermiyor musunuz?
- hayır, noel kutlamadığımız için, kart da göndermiyoruz.
- peki noel hediyeleri?
- hayır noel hediyesi de vermiyoruz (yaa sabırr).
- peki noel şarkıları?
(bu noktaya geldiğimizde ben karşımdaki kızın hakikatten sağlam bir gerzek olduğunu anladığımdan ne kendimi ne de onu daha fazla yormamaya karar verdim...)
- evet noel şarkıları var, meydanlarda toplanıp söylüyoruz.
- arapça mı?
-.............
piston aşağı indi
-
videoyu tersten izleyince metrobüse binen türk halkı videosu oluyor. yumurtaya hücum eden sperm gibiyiz.
20th century fox'un ezel senaryosunu satın alması
-
"don't say another word, don't say another lie. you know why? because i'll believe.."
4 nisan 2014 rte'nin egemen bağış'ı koruması
-
korkutucudur.
bir insan nasıl bu kadar rahat nasıl bu kadar kendine güvenerek yalan söyleyebiliyor hayret ediyorum.. ses kaydına montaj derken ne kadarda rahat! en ufak renk vermiyor adam. yalan söylemenin vermiş olduğu en ufak bir stres yok. korkunç gerçekten..
(bkz: yalancılık sanatı)
ingiltere başbakanı ile sokakta tartışan vatandaş
-
yukarıdaki arkadaş türkiye'de bir vatandaş bunu yapsa kendini silivri'de bulur demiş ama, türkiye'de bir vatandaş zaten o kadar yaklaşıp tartışma şansı bile bulamaz
tinder'da günde 10 match aldıran übersonik taktik
-
evet arkadaşlar. devrim niteliğinde, ezber bozan bir yöntemle karşınızdayım.
olay çok basit. ilk olarak tinder hesabınızdaki tüm fotoğrafları kaldırıyorsunuz. en iyi fotoğrafınızı seçip, fotoğrafı 180 derece ters olacak şekilde profilinize ekliyorsunuz. sıra size geldiğinde ilgili tinder kızı fotoğrafınızın ters olduğunu farkediyor. sizi daha net görebilmek adına telefonu ters çeviriyor. sola atmaya karar veriyor. veee buummm! tebrikler eşleştiniz. ilgili kişi telefonu ters çevirdiği için artık kızın solu telefonun sağı olmuş oldu. bu durumda kullanıcı sizi sola atmak isterken yanlışlıkla sağa attı.
şimdi gidip eşleşmelerinizin ve fikifikilerinizin tadını çıkarın dostlarım.
şehzade mustafa
-
şehzade mustafa ölmeseydi osmanlı şöyle süper güç olacaktı falan diye anlatmayacağım baştan söyleyeyim.
benim dikkatimi çeken nokta şehzade cihangir ile olan ilişkileri. bildiğiniz gibi şehzade cihangir bir engelli olarak doğmuştu. ve ona amasız lakinsiz en fazla sevgiyi abisi şehzade mustafa göstermişti. ve ölümünden de en çok o etkilendi.
peki şehzade cihangir niye mustafa abisinin ardından öldü. şehzade mustafa cihangir'e büyü mü yapmıştı.
hayır sadece yüksek empati yaparak o engelli minik cihangiri sevmişti. hem de hiçbir çıkarı falan olmadan. bundan dolayı bence de mustafa iyi bir padişah olurdu. fakat bence de osmanlının muhtemel sonunu önleyemezdi.
rahmetli eski türkiye cumhuriyeti başbakanlarından bülent ecevitin yazdığı şiir aşağıda. bu şiir çok şeyi anlatıyor aslında. iki kardeşin birbirine olan sevgisini anlatıyor. ve insan olmanın önemi.
iki büyük suçumuz var
seninle benim cihangir
biri sevmek biri sevilmek
bunca büyük suçlarla
padişah olunmaz
biz insanız cihangir
bizden tahtlara han olmaz
sıcağına bak yüreğimizin
aktıkça gözlerden gözlere
nasıl eritir birbirini
tahtların karlı doruğunda
t: katledilmiş bir şehzade fakat gerçekten iyi bir insanmış kendisi.
debe editi: beni bu güzel listeye layık görenlere saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
edit2: bu vesile ile şehzade mustafa ve şehzade cihangir'e allah gani gani rahmet eylesin. mustafa kemal gelmiş ve şehzade mustafayı aratmamıştır. bu vesileyle allah başta mustafa kemal'e ve ona yardımcı olan her bir ferde rahmet eylesin.
aynı anda ciğer midye kokoreç ve kelle paça yemek
-
canan karatay'a göre afiyet olsundur. ekmek yok yalnız.
ilk defa lan acaba biz fakir miyiz denilen an
-
"ben bilgisayar oynamaya neden vedat'lara gidiyorum?" diye sorulan andır.
birden fazla evi olandan ek vergi almak
-
ev sahipleri bu vergiyi doğrudan ev kiralarına yansıtır.
ayrıca birden fazla eve vergi 2., 3., 4. evini alacak yatırımcıyı korkutur. ev alacağına gider altın alır ya da parasını yurt dışına çıkarır. o vergiyi ödemez.
olan inşaat sektörüne olur sektör daralmak zorunda kalır. inşaatlar durur ve ev arzı düşer.
ama türkiye nüfusu her yıl 1milyona yakın artıyor. yani barınma ihtiyacı giderek artıyor...
peki sonuç?
ev fiyatları da kiralar da artar.
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
14 yaşımı yeni bitirmiştim sanırım. gitmeden birkaç sene evveldi işte. akşam geldi eve, çeketini çıkardı, koltuğa yerleşti. dizinin üstüne elini vurarak kucağına çağırdı beni. gittim, boynuna doladım kollarımı, çektim içime kokusunu. "canım" dedim, "canım babacığım."
"benim kızım büyüdü, kocaman kız oldu. sevgilisi de olacak değil mi kızımın artık?" dedi.
gözlerini dikti gözlerime garip bi gülümsemeyle baktı. utandım, şaşırdım. daha önce hiç sevgilim olabileceğini söylememişti çünkü bana. ya da bunları konuşabileceğimizi düşünmemiştim sanırım.
"benim kızımın sevgilisi olacak. el ele gezecek, çok sevecek birilerini. ama benim kızım düzgün insan seçecek. düzgün adamlarla sevgili olacak. değil mi güzel kızım? her önüne gelene güvenme. her önüne gelene inanma emi canım kızım? yalan söyleyenler olur, kandırmaya çalışanlar olur. benim akıllı kızım uzak tutar böyle insanları kendinden dimi güzel kızım?"
yutkunduğumu, kafamla onay verdiğimi ve tekrar sarıldığımı hatırlıyorum. annemin de bize bakarak kıs kıs güldüğünü...
acaba diyorum, kızıyor mudur bana? öfkeli midir? üzülüyor mudur halime. oysa ben hiç üzmek istemezdim onu. ona layık bi evlat olamadım belki... belki çok hata yaptım, yanlış insanları sevdim, yanlış yollarda yürüdüm, yanlış kapıları çaldım, yanlış evlerde uyudum, yanlış yerlerde uyandım, yanlış dostluklarım oldu, yanlış kalplere girdim, yanlış insanları kalbimin orta yerine oturttum... kızıyor mudur bana? üzülüyor mudur halime? mutsuzluğumu görüyor mudur? acıyor mudur bana ya da merhamet mi ediyordur? bilmiyorum... tek bildiğim şey; babamla ilgili o kadar az şeyi tutuyorum ki hafızamda. aklıma gelen birkaç sahne ve konuşmadan biridir bu... keşke diyorum. hep keşke... babamın dizinde oturup, boynuna sarıldığım günde kalsaydım keşke...
ebru gündeş reza zarrab çiftinin boşanması
-
reza beyfendinin nafaka olarak maliye bakanlığını gözden çıkaracağı yılın boşanmasıdır.