18 entry daha
  • bilindiği üzere, drizzt do urden'in en büyük düşmanıdır. ancak legacy serisinin ilk kitabını bitirmek üzere olduğum şu zamanlarda anlamış bulunduğum üzere, düşmanına en büyük iyiliği yapan kişi de kendisidir.

    neden? çünkü bu herif olmasa, ahlaki kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan kolcumuz drizzt, o ahlaki kurallarına bu kadar da sıkı bağlı olamayacaktı. entreri, drizzt'in başına musallat olduğundan beri, o'nun yönteminin (duygularıyla savaşmak) yanlış olduğunu ona göstermek ve kendi yönteminin doğru olduğunu hem drizzt'e, hem de kendisine kanıtlamak için uğraştıkça ve her uğraşısı bir başka bahara ertelenmek zorunda kaldıkça, drizzt'in kendi iç muhasebesini yaparak, inançlarına daha da sıkı tutunmasını sağlamıştır.

    bu adam, drizzt'i her karşılaşmasından sonra daha da güçlü yapmıştır. entreri için drizzt ile karşılaşmanın getirisi ve götürüsü ile ilgili henüz kesin bir şey söyleyemeyeceğim şu an ama, drizzt'in karşısına gene çıkarsa, bu sefer akıllanmasını umut etmekteyim.

    hayret ediyorum, kendisinin kayıp bir ruh olduğunu, asla düzelmeyecek şekilde kötülüğe saplanmış olduğunu, kısacası drizzt'in entreri ile ilgili tüm söylemlerini kendime sık sık tekrar eder oldum. şu seriyi ve ondan sonrakileri bitirdiğimde, bu adama drizzt'e duyduğum sevgiye denk bir sevgi beslersem *oha* diyeceğim ama o yönde gittiğimin de artık farkına varmış bulunuyorum..

    benim siyah'ım, beyaz'ım vardı kardeşim bir zamanlar, herkesin düşünebileceği gibi, beyaz-iyi, siyah-kötüydü. iyi kötüye, kötü iyiye dönüşemez, gri olmaz derdim ben. o kadar sığmışım işte..

    anakin skywalker geldi, "beyaz siyaha dönüşemez" mantığımın içine etti gitti. darth vader mı? anmıyorum bile, o kadar kötüydü, hadi ordan canımdı kısaca, o iyi olacaktı! peh!

    spike vardı, canım benim, "siyah beyaza dönüşemez" desturumu da o skip bırakmıştı.

    roland deschain ise tam anlamıyla gri olduğu halde havada karada bir numaramdır, o kadar net konuşabiliyorum artık.

    ama inadımdan olsa gerek dönmedim, bir, iki, nedir ki, siyahsa siyah, beyazsa beyazdı herkes.. ve ben bekleneceği gibi hep beyazın yanındaydım... ama anladım artık, öyle kendi haline bırakmıyo adamı bu yazarlar, bu yapımcılar, bu herkimseler..

    iyi-kötü ayırt etmeksizin, gözünü kırpmadan milletin canını alan birini, artemis entreri'yi de seversem eğer, bu bahsi kapatırım artık.

    karakter dedin mi çok hınzır bu yaratıcılar yahu, insaf yani. yok ama hala inadım, insan dediğin iyiyse iyidir, kötüyse kötü, başlarım grisine.. edebi ve görsel eserleri işin içine katmayayım ben en iyisi evet.
17 entry daha
hesabın var mı? giriş yap