7 entry daha
  • bir din sistemine, dini bir öğretiye, nasıl deniyorsa işte; bir dine, inançla bağlı olmak durumudur, sanırım. inanç ve inanmak denen psikolojik durumun, şey'in üzerinde temellenen tinsel, bilişsel yapı. sanırım. gönülden bağlı olarak, bilimsel kanıtlar olmaksızın ve aramaksızın, aramaya ve sunmaya gerek görülmeksizin var olan birey tutumu. sanırım.

    bunda zerre kadar sakınca görmüyorum ve görsem ne çıkar. ben kimim. fakat konuyu buraya getirmek istiyorum; çünkü şunun için: dindar kardeşlerim ile konuştuğumuz zaman ve inancı ile ilgili bir konuda "niçin" diye sorduğumuz zaman, "biliyorum" diyor. "görüyorum". alnımızın altında açmış güzide çiçekler olan gözlerimizle gördüğünü sanmıyorum. illa görmek denecek ise, hiç dalga geçmeksizin ve hor görmeksizin, bu "görme"nin gönül gözü dediğimiz fikri oluşum ile gerçekleşebileceğini düşünüyorum. yani ortada kanıtlanacak bir şey yok. o böyle olmadığına "inanıyor" olabilir; ama bunun ötesi, inanmanın dışında bir gerçeklik, yok. tamamen bireysel bir tutum. ve gayet yeterli.

    böyle yazıyorum; çünkü karşımdaki kardeşim bu yeterli değilmiş gibi, bir eksiklik var imiş gibi kanıtlar sunuyor. o kutsal olduğunu düşündüğü kitaba istinaden. görmüş gibi. oysa görmüyor. "çıkarım yapıyor". amenna. yeterli. ama görülmez, gözle. bilinmez. dokunulmaz. tadına bakılmaz. inanılır ve bu yeterlidir.

    dindar olmayanın bu konuda bilimsel veya gözle görülür elle tutulur kanıtlar araması ne kadar anlamsızsa, dindar olanın da aynı kanıtları sunmaya çalışması o kadar anlamsızdır. çünkü en basit anlatım ile bir tercih meselesidir. kişiyi ikna eden şeyler ne kadar kuvvetli görünür ise görünsün, son kertede ona öyle görünmektedir. dolayısıyla dindar olan kardeşim dindardır, ne mutludur ona; dindar olmayan kardeşim de dindar değildir, gene ne mutludur ona.

    aksi hakikaten dar bir alana sıkıştırmaya tekabül etmektedir, gibi geliyor bana da, dini ve hayatı.
27 entry daha
hesabın var mı? giriş yap